Kafandaki şapkayı çıkardın mı bi; en az üç-beş dakika daha durur izi.
Elin saçlarına gider devamlı.
Sanki şapka tepende gibidir
****
Sözcüklerin de şapkası olur bazen. Yazı dilinde, a’nın üzerindeki inceltmenin adı da şapkadır.
Henüz atamadık tam, o şapkayı edebiyatımızdan.
Belki de bundandır, gider gider de elimiz, yazamayız bazı şeyleri,
Memlekete dair.
Sevdaya dair.
Ayrılıklara dair.
****
Kış geldi sayılır.
Bakmayın güneş var hep.
Olsa olsa yetim gömleğidir.
Gölgeli kaldırıma geçen görür, hangi mevsimdeyiz?
****
Aldım işareti tabi.
Doğa yalan söylemez.
Üzülerek de olsa, kısa pontullara-patik çoraplara-incecik tişörtlere veda etmek gerekecek çok yakında.
Bi haftaya kalmaz, annem;
-”Ula oolum, fanilanı neden halaa giyinmedin” diyip kızacaktır zaten.
****
Bi zamanlar, süpermarket müdürüyken de aynen böyle beklerdim.
Ne zaman ki anamdan telefon gelir, ”yazlık yorganları kaldırdınız mı evde, montlarınızı baza altlarından çıkarıp kuru temizlemeye verdiniz mi, özellikle ben içime fanilamı giyinmiş miyim” sorgusu başlar…
Tam olarak o sabah;
-”Haydin” derdim personele, kışlık reyonları hazır edelim yavaştan.
Anne takvimleri dünyadaki en hassas zaman ölçü birimidir.
Battaniye, mısır patlağı, kar lastiği, kar zinciri, sahlep, eldiven-atkı-bere, Noel ağacı, elektrikli sobalar, falan filan…
Genel Merkezden ayrıca talimat gelmesine gerek yoktur.
****
(ha, ne zaman hormonlarım gümbürderdi, derhal ilkbahar-yaz reyonlarına hazırlık başlatırdım.. mayolar, havlular, temizlik setleri, sinek-böcek ilaçları, güneş yağları, soğuk içecekler)
Bi parantez daha açayım uygun görürseniz;
(ben en çok meşrubat reyonuna ”meysu” markalı ürünleri dizmeyi sever idim, diğer yeni yetmelerine inat.. ve en çok ”arı mama” ürünlerine özel bi sepet yapardım kendi ellerimle, kimseye bırakmadan.. milupa’lara vesaireye gıcığına.. bu parantez Bekir Coşkun’a armağan olsun)
****
Elimiz gider gider.
Yazamayız.
Kavuşamayanlara dair.
Durur izi, şapka gibidir.
****
Bizler lise çağındayken de a harfinin şapkası çok önemli bi ”şahsiyet” idi.
-”Yahu haberiniz yok mu, a harfinin üstündeki şapkalar kaldırıldı.. Bi daha gullanmayın sakın” derlerdi!!
Harbi harbi inanırdık??
Gizli bi güçten harbi harbi korkar-çekinirdik?
12 Eylül darbesinin hemen ardıydı o günlerimiz. Ne olur ne olmaz’dı açık açık?
Sanki, bi askeri araç şimdi okula gelecek, a harfine şapka koyanları alıp götürecek sanırdık?
****
Oysa, kimin haddinedir??
Ne menem bi cürettir edebiyata yasak getirmek??
Devletin böyle bi görevi nasıl olabilir??
Boş lafın önde gidenidir!
****
(gerçi ben halaa kullanmıyorum yazılarımda böyle bişi.
durur izi, özlemeye dairdir)
****
Siz siz olun, örneğin liseyi Giresun’da bitirseniz bile, üniversite yaşamında İstanbul’u seçin.
18 yaşında kafanıza Beşiktaş beresini geçirin mutlaka, tavsiye ederim.
Dolmabahçe’nin ayazına birebirdir hem o bere, izi ömrünüzün sonuna kadar çıkmayan türdendir hem.
Ruhunuzu ”delikanlı” kılar.
****
Edebiyat dersindeki ”inceltme” işareti gibidir de biraz siyah-beyaz bereler. Sizi inceltir, ”adam” eder, sonra da bakmışsın yazar eder bigün.
Hiçbi parantezi kapatamazsınız hayatınızda.
Duygusal derinliklerin ön planda olacağı bir gündesin. İçsel sezgilerin güçlü bir şekilde devrede, çevrendeki olayları ve insanları anlama yeteneğin artacak. Bu durum, hem kişisel ilişkilerinde hem de iş çevrendeki dinamiklerde önemli etkinliklere yol açabilir. Özellikle sanatsal yönlerin ve yaratıcılığın gün yüzüne çıkacak. Hayal gücünü harekete geçiren bir şeylerle meşgul olmak, sana büyük bir tatmin verebilir.Başkalarının ihtiyaçlarına duyarlılığın artarken, kendine zamanı ayırmayı unutma. Kendi sınırlarını belirlemek, duygusal yüklerini hafifletebilir. İçsel huzurunu bulmak için meditasyon ya da doğada zaman geçirme önerilir. Karşına çıkan fırsatlara açık ol; sürprizler seni bekliyor. Ancak, kararlarını verirken mantığını devreye sokmayı ihmal etme. Şefkatin ve empatik doğan, pek çok kişi için bir ışık kaynağı olabilir.