Hakkı Ergök 

Hakkı Ergök 

“Başka Biri Yaptım Kendimi, Adım Değişti….”

Dionysos’un Çocukları” röportaj serimizde Hakkı Ergök ile tiyatrodan, hayattan, Ankara Sanat Tiyatrosu, Hacettepe Üniversitesi, Ankara ve İstanbul Devlet Tiyatrosu yıllarından konuştuk. Sahi Ziraat Bankası Çocuk Tiyatrosu’ndan da.

Aktör, yönetmen, oyun yazarı, şair, müzisyen, eğitmen, dublaj sanatçısı Hakkı Ergök ile anıların istilasına, kronolojiye inat, sanat yaşantısının tüm evrelerini gözden geçirmekti niyetimiz.İçinde yaşattığı o çocuğa kulak vermek istedik mesela.Zaman zaman göz pınarlarında toplanıp akmayan (tıpkı, “Yatıyorum Demirli Bir Şilep Gibi Bursa’da” olduğu gibi) yaşlara dokunmak… Uzun süre kendiyle hesaplaştıktan sonra aldığı radikal kararları öğrenmek istedik.Sonra nasıl oldu bilmiyorum, bir şiirinde adeta hayatlarımızı seyrettik, yeniden yaşadık :

“Düştü İstanbul ellerimden.

Sokakları saçaklandı ansızın,

Müptezel tavırlara bulandı insanlar,

Kaybettim her tepeyi.

Şimdi karım ve oğlum

Tutsak kendi zindanında.

Martı sesleri sustu,

Ring otobüsler durdu,

Kapandı ucuz bilet satan sinemalar

Zabıtalar sokaksız kaldı,

Tren istasyonları ıssız ve soğuk şimdi.

 Ben dağlarıma yön verirken

Patlak borazanları üfledim,

Ardıma düşen olmadı

Ve kaybettim. 

Anason tadı alırken her seferinde

Tütün sardım,

Sağa sola sataştım.

Başka biri yaptım kendimi,

Adım değişti,

Yüzüm gözüm her şeyim…

Kimse ağlamadı ağlamalarıma.

Yas tuttum günlerce

Ve şarap içtim,

Her türden ve ne varsa,

istavroz ve secde.

Başka ayinlere daldım.

Karardı şehrin sokakları,

Mezarlık bekçileri işsiz kaldı.

Kapı tokmaklarını söktüm,

Perdeleri kapattım,

Kimliğime başka isimler yazdım.

Bir yaz günüydü

Köprüler, kışlalarla tanıştı

Ne varsa topyekûn kuşatmalarda,

İstanbul avuçlarımdan düştü.”

Şimdi düşünüyorum da, “Leenane’nin Güzellik Kraliçesi”, “Öykülerden Oyunlar”, “Benerci Kendini Niçin Öldürdü?”, “Çayhane” , “Yatıyorum Demirli Bir Şilep Gibi Bursa’da” adlı oyunlarda malzemesi bol, yer yer soluk kesen, benzersiz, içten, gerçekçi, ışığı da, debisi de yüksek üst düzey oyunculuğuyla klişelere değil önemli yorumlara imza atmıştı her defasında. Yürekten beyne, bugünden düne, yarına elçi olmuştu. Bazen İonesco‘nun sözlerini haykırmıştı cesaretle:

“Ben son insanım. Sonuna kadar böyle kalacağım, boyun eğmeyeceğim…” 

Hakkı Ergök olmak böyle bir şeydi.

Pato, Nazım, Puck, Fisby, Orhan’ı düşündü bir an. Hepsini şimdiki zamana taşımış, duyguların satır altlarını çizip, notlar serpiştirmişti.Ne çok tuzaklı, zor rolde alabildiğince yalın, inandırıcı, doğal, denetimli, nüanslı, etkileyici, başarılı oyunculuklar ortaya koymuş, tiyatro sahnesinde sadece kendi serüveninin kahramanı olmuştu.

Yanağına düşen çiy damlasıyla ürperdi. Gözünden bir duman geçti sanki. Çok uzaktan, bir ömür kadar uzak diyarlardan çıkıp gelmişti. Ya da öyle hissediyordu. İstanbul’u geride bırakmak, Esenköy’e yerleşmek, bir süre sadece yazıp, çizmek istiyordu.İşte tam da o günlerin birinde Hakkı Ergök ile buluştuk. Ve aklımıza gelen, dilimize takılan soruları sorduk.

Pınar Çekirge – Tiyatrocu olmaya nasıl karar verdiniz ve bu karar karşında aileninizin tepkisi ne oldu? Asıl merak ettiğim, her çocuğa istisnasız biçimde yöneltilen ‘Büyüyünce ne olacaksın’ sorusuna ne yanıt verdiğiniz. Ankara Sanat Tiyatrosu’nun açtığı sınavı kazandığınızda belki de hayatınızda yepyeni bir dönem başlamıştı. Ankara Sanat Tiyatrosu ve genç oyuncu Hakkı Ergök desem…

Hakkı Ergök – Bu iki soruyu içiçe yanıtlamaya çalışsam olur mu?

Orhan Erçin vardı, hatırlar mısınız? Babam onu çok severdi. Ankara’ya turneye gelirdi zaman zaman. Ailece onu seyretmeye giderdik.

Sonra üniversite yılları başladı. Ankara İktisadi ve Ticari İlimler akademisi Bankacılık ve Sigortacılık Yüksekokulu’nu kazandım.

Akademide Dursun Tokat isminde bir arkadaşım vardı. Ankara Sanat Tiyatrosu’nun büfesini çalıştırırdı, ben de zaman zaman ona yardım etmeye giderdim. Tiyatro kulislerine ilk kez 18 yaşında bir çaycı olarak girdim. Büyülü bir ortamdı. Rutkay Aziz, Rana Cabbar, Erol Demirözlü, Şener Kökkaya, Işık Yenersu, Yılmaz Onay, Can Yücel, Timur Selçuk, Meral Niron, Altan Erkekli…

Tiyatro beni çok etkilemeye başlamıştı. Kendimi hep sahnede hayal ediyor, kimse yokken üstüne çıkıp yürüyordum.

O yıllarda AST oyunculuk kursları düzenler ama adaylar sınavla alınırdı. Ben de katılmaya karar verdim. Rutkay Aziz sahnede beni görünce şaşırdı. Normal tabii, dün ne içersiniz Rutkay abi diyen çocuk, bugün sahnede ona nazım Hikmet’ten şiirler okuyordu. Hem de Nazım Hikmet’in Memleketimden İnsan Manzaraları’ndan, Fikriye’nin hikayesini…

Ve Ankara sanat Tiyatrosu’na kursiyer olarak kabul edildim. Sahneye ilk kez, Uğur Mumcu’nun ‘Sakıncalı Piyade’ adlı oyunuyla çıktım. Koğuştaki mahkumlardan biriydim. Birkaç cümlem ve bir dansım vardı.

Ancak asıl hikayem AST’ın turneye gitmesi ile başladı. Turneye giden oyunda benim rolüm yoktu, tiyatro bana ve o oyunda rolü olmayan başka kursiyer arkadaşlara emanet edilmişti. Büyük bir sorumluluk almıştık.

Ankara Sanat Tiyatrosu turnede iken Zeliha Berksoy geldi Ankara’ya. “Taranta Babu”ya mektuplar ve “Jekont ile Siyau” adlı oyunuyla. Bir hafta boyunca her gün oynadı, her gün seyrettim ve Zeliha Berksoy’a her gün daha çok hayran kaldım. Turne bitti, onu yolcu ettikten sonra tuvalete kapanıp hüngür hüngür ağlamıştım. Hayranlık ve aşkla karışık tuhaf bir duyguydu ona karşı hissettiklerim.

Akademi bitti, tiyatro da bitti. Ailem benim bir an önce işe girip hayatımı kurtarmamı bekliyordu. İstanbul’da bir sigorta şirketinde çalışmaya başladım. Bana küçücük bir oda verdiler, masama boyuma aşan dosyalar koyup okumamı istediler. Okudum… Her gün sigorta şirketlerinin işleyişini, resmi gazetede sigorta şirketleri hakkında çıkan her şeyi okudum.

İşyerim Şişli’deydi. Bir gün öğle tatilinde Dolmabahçe‘ye kadar yürüdüm. Oradan da Topkapı‘ya kadar. Siz deyin 10, ben deyim 15 km. Düşündüm, düşündüm düşündüm… Hatırlar mısınız bilmem, o zamanlar İstanbul otogarı Topkapı’daydı. Sonunda sonunu ve sorunlarımı hiç düşünmeden bir otobüse binip Ankara’ya döndüm. Valizimi bile almadan, kimseye haber vermeden. Ailem şaşırdı tabi. Bir sürü şey söyledim, hepsi yalan olduğu için hiçbirini hatırlamıyorum şimdi.

Boş geçen birkaç aydan sonra, mahallemizin bakkalı Kazım amcanın dükkanında bir arkadaşımla karşılaştım. Elinde konservatuvarın giriş broşürü vardı, üstünde viyolonsel resmi olan kahverengi küçük bir broşür. Bölümlere giriş şartları yazıyordu içinde. Tiyatro bölümüne son giriş yaşı 21 idi. Benim doldurmama birkaç ay kalan yaş. Bütün eski yaralarım kanamaya başladı birden. Ankara Sanat Tiyatrosu, ama en çok Zeliha Berksoy yaram.

Alelacele çalışmaya başladım, birkaç tirat ezberledim. Nazım Hikmet ve Orhan Veli’nin bütün şiirleri ezberimdeydi zaten. Sınav parçalarıma ev salonunda ablam baktı. Ve sınavı kazandım. 780 kişi başvurmuştu 12 kişi aldılar tiyatro bölümüne. İçlerinden biri de bendim.

Çocukken ne olacaksın büyüyünce diye sorduklarında pilot olacağım derdim. İyi ki de olmamışım.

Pınar Çekirge -⁠  ⁠Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuarı’nda okurken hocalarınız, dönem arkadaşlarınız kimlerdi?

Hakkı Ergök -Bizim dönemimizde Ankara Devlet konservatuvarı Hacettepe Üniversitesi’ne bağlı değildi, Kültür Bakanlığına bağlıydı. Cebeci Mamak’ta üstten görünüşü kuyruklu piyano şeklinde olan o muhteşem binada eğitime başladım. Ailem, özellikle babam bu durumdan çok mutlu olmasa da benim kararıma saygı duydu. Ben de aileme yük olmamak için okuldan geri kalan zamanlarımda hep bir yerlerde çalıştım. Tabelacılık ettim, garsonluk ettim… Gece kulüplerinin kapısında bodyguardlık da bunlara dahil.

Çok iyi bir eğitim aldık. Çünkü hocalarımız çok iyiydi. Cüneyt Gökçer, Bozkurt Kuruç, Asuman Korad, Cihan Ünal, Semih Sergen, Ecder Akışık… Yardımcı meslek dersi hocalarımız da mesleğinin en iyilerindendi. Çok nitelikli unsurlar çıktı bizim sınıftan Zafer Algöz, Zeynep Eronat, Zerrin Tekindor ilk aklıma gelenler.

Pınar Çekirge – ⁠  Mezuniyet sonrası sanırım ilk durak ‘stajyer oyuncu’ olarak İzmir Devlet Tiyatrosu oluyor. İzmir’de hangi oyunlarda rol aldınız?

Hakkı Ergök – Konservatuvardan mezun olduktan sonra iş aramak zorunda kalmadık. Çünkü zaten topu topu iki konservatuvar vardı, biri Ankara diğeri İstanbul’da. Yani yılda en çok 15 kişinin mezunu olduğu iki okul. Sabah diplomamızı aldık, öğleden sonra Devlet Tiyatrosuna stajyer sanatçı olarak kabul edildik. Staj yaptığım yer İzmir devlet tiyatrosu. İlk oyunum Necati Cumalı’nın devetabanı oyunuydu.… Diğer oyunlardan ilk aklama gelenler ise; Konservatuardan hocam Semih Sergen’in sahneye koyduğu ilk başrolüm  ‘Ellerimin Arasındaki Hayat’ oyunuydu. Devamı çok güzel geldi. Söz Veriyorum ve dünyaca ünlü Shakespeare oyunları yorumcusu  İngiliz tiyatro yönetmeni Basel Coleman’ın sahneye koyduğu -ki aynı yönetmen Cüneyt Gökçer’in oynadığı ‘Kral Lear’ oyununu da sahnelemişti- Bir Yaz Dönümü Gecesi Rüyası’ndaki Puck rolüydü. Oyunlarının hepsi çok iyiydi, çok şanslıydım. Sonraki oyunlarda da çok iyi oyunlarda, iyi kadrolarla, iyi rollerde oynadım ve tonla ödülü aldım.

Pınar Çekirge -⁠  İzmir’den Ankara’ya tayin. Ankara Devlet Tiyatrosu yılları… Bu dönemi konuşsak biraz…

Hakkı Ergök – Beş yıl İzmir’de kaldıktan sonra Ankara devlet Tiyatrosu’na tayin oldum. Parlak başlayan DT kariyerim Ankara’da da devam etti. Hangisini saysam bilemiyorum. Yine çok önemli prodüksiyonlar da yine çok önemli kadrolar ve yönetmenlerle önemli roller oynadım. Ve yine birçok ödüle layık görüldüm. Gazap Üzümleri, İrkutsk Öyküsü, Ada, İzler oyunları bunlar arasındadır.

Pınar Çekirge- ⁠Otuz yedi yaşında İstanbul Devlet Tiyatrosu’nda göreve başlıyorsunuz…

Hakkı Ergök – 1996 yılında geldim İstanbul’a. Sudan çıkmış balık gibiydim. Yeni bir şehre alışmanın yanında diğer sebep de İstanbul Devlet konservatuvarından mezun olan arkadaşlarla aynı sahneyi paylaşmak oldu. Farklı yetişmiş, farklı ekollerin oyuncularıydık. Onlardan çok şey öğrendim. Kendimi güncelledim, harmanladım, ortaya bugünkü Hakkı Ergök çıktı. Benim vizyonumu geliştiren, farkındalıklarımı artıran tüm İstanbul Devlet Konservatuvarı arkadaşlarıma minnettarım.

İstanbul’daki ilk oyunum,  muhteşem insan, büyük zeka, iyi yürekli güzel adam, Cüneyt Çalışkur rejisindeki Leannen’in Güzellik Kraliçesiydi. Sumru Yavrucuk ve Rüçhan Çalışkur’la birlikte oynadık. Oyun inanılmayacak derecede beğenildi. Tam 11 yıl sürdü bu serüven. Ne sahnede ne sahne dışında hiçbir sorun yaşamadan hem de. Sumru ve Rüçhan’ı ruhumun en güzel yerinde saklarım.

Tabi bu süre içinde sadece bu oyunda kalmadım. Size bir anı daha anlatmak istiyorum. İstanbul Devlet Tiyatrosu müdürü Osman Wöber- Nurlar içinde yatsın, olağanüstü bir idareciydi ve insandı- Bir gün Osman beni odasına çağırdı ve  Mehmet Ulusoy’un bir oyun koymak için İstanbul’a geldiğini söyledi. Oyunun adı Benerci Kendini Niçin Öldürdü idi! Ama illaki oyuncu seçmesi yapmak istiyormuş. Osman katılmak ister misin diye sorduğunda koşarak gittim.

Osman’ın odasına girdiğimde Mehmet Ulusoy, kırmızı atkısıyla ve okuması zor bir yüzle beni tepeden tırnağa süzdükten sonra az sayfalı bir metin uzattı. Şu şiiri oku dedi. Oku dediği şiir ezberimdeydi. Metni Mehmet Ulusoy‘a iade edip oynamaya başladım. Bir şiir daha gösterdi, o da ezberimdeydi. Oynarken ayağa kalktı, sanki sahnede mizansen verir gibi, önce sehpanın, sonra da Osman’ın masasına çıkmamı istedi, çıktım. Sonra Osman’a döndü ve Benerci bu olsun dedi. Hayatımın en mutlu günlerinden biriydi. Ve ardından Şakir Gürzumar’ın AKM büyük salonda sahneye koyduğu Çayhane oyununda, bana oyunculuğu yeniden öğreten Bülent Emin Yarar’la başrol oynadık. İstanbul Devlet Tiyatrosu’nda oynadığım bu üç oyunda büyük başarı kazandı ve birçok ödül aldık. Hep diyorum ya ben tiyatroda çok şanslıyım.

Pınar Çekirge – Bu arada öğrencilik yıllarında başladığınız seslendirme çalışmaları devam ediyor, öyle değil mi ?

Hakkı Ergök – Taaa konservatuvar yıllarında başlayan o uzun serüven hala devam etmekte. Birçok önemli dizi ve sinema filminde, birçok önemli aktörü seslendirdim… Ancak 8-10 yıldır normal film seslendirmelerini gidemiyorum çünkü ne enerjim var ne de zamanım. Sadece reklam dublajı yapıyorum.

Pınar Çekirge – ⁠Devlet Tiyatrosu’nda genelde önemli, ilgi gören oyunlarda, önemli roller üstlendiniz. En severek oynadığınız oyunları sorsam…

Hakkı Ergök – Oynadığım rolleri birbirinden ayırmam çok zor. Hepsini severek oynadım ama galiba tarz açısından baktığımda benim için çok farklı olan Benerci Kendini Niçin Öldürdü oyunundaki Benerci rolü bir tık ağır basıyor diyebilirim.

Pınar Çekirge – Televizyonda durmadan tekrarlanan skeçleri giderek tiyatro sanmaya başlayan bir nesil yetişiyor. İnsanlar tiyatroya güldür güldür, aman gümbür gümbür gülmek için geliyor sanki. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Hakkı Ergök – Ne güzel bir soru. Gerçekten öyle. Küçükçekmece Belediyesi’nde altı yıl Kültür ve sanat danışmanlığı yaptım, bir tiyatro okulu kurdum, bu söylediğiniz tehlikeyi çok yakından gördüm. Öğrencilerim tiyatrodan çok dizilerde oynamak istiyordu. Seyirci klasik eserlerden çok uyduruk vodvilleri seviyordu. Kolay inanılan basit yalanlar misali, her şey gibi sanata bakış da değişti ülkemizde. Biat etmiş televizyonların bu kültür yozlaşmasında katkıları büyük.

Pınar Çekirge – Yaşımız gereği kıyısından köşesinden yakaladığımız tiyatronun altın yılları geri gelecek mi?

Hakkı Ergök – Buna emin değilim. Çünkü tiyatro giderek gerçek amacını yitirdi ve ticari yapılan bir iş haline geldi. Ekonomik zorunlulukların bu durumu tetiklediğini düşünüyorum. Tonlarca eksikliğe rağmen iyi ki ödenekli tiyatrolar var, iyi ki Devlet Tiyatrosu ve belediye tiyatroları var. Repertuvar tiyatrosu niteliğinde olan bu tiyatrolar, geleneği sürdürmeye çalışıyorlar. Onlara elimden gelen her türlü desteği verdim ve vermeye devam edeceğim.

Pınar Çekirge – ⁠Ya altın seyirciler?

Hakkı Ergök – Ankara’daki ilk yıllarımı hatırlıyorum. Premierleri galaları hatırlıyorum. Erkekler smokin kadınlar tuvaletle gelirdi tiyatroya. Hadi bırakın premierleri galaları, sıradan bir gün herhangi bir oyuna gelirken bile insanlar giyim kuşamlarına, hal ve hareketlerine dikkat ederdi. Bu da başka bir yozlaşma türü olsa gerek.

Pınar Çekirge – Dört oyununuzu okudum. Sahi, toplam kaç oyun yazdınız?

Hakkı Ergök – Yazdığım altı oyundan dördünü okudun. Çocuk oyunlarım hariç. Şu anda bir absürt komedi yazıyorum. Henüz kimse okumadı, aylardır uğraşıyorum umarım iyi bir iş çıkar. Ve ilk okuyanlardan biri sen olacaksın.

Pınar Çekirge – Şimdilerde bir uyarlama furyasıdır gidiyor. Yazarın kurduğu formül hasar görüyor, klasik metinlere sadık kalınmıyor. Yorum diye, sonu başı değiştirilmiş oyunlar sahneye taşınıyor. Bu konuda ne söylemek istersiniz?

Hakkı Ergök – Uyarlama konusunda son derece haklısın. Bu, romanını okuduğunuz bir eseri sinemada seyretme hayal kırıklığına benzer bir şey. Aslına uygun yapılmayan uyarlamalar, hem tiyatro hem de sinemada seyircinin hayal gücüne kelepçe vuruyor. Manipüle ediliyoruz bir taraftan. Yoruma karşı değilim ama yazılmış bir metni değiştirip yorumlamaya karşıyım. Yazılmış bir metni değiştirerek yorumlamak, ahlaksızlık gibi geliyor bana. Metne sadık kalarak istediğin gibi yorumlayabilirsin ama metindeki cümleleri değiştirerek bunu yaparsan ahlaksızlık yapmış olursun, saygısızlık yapmış olursun. Hem yazara, hem de seyirciye…

Pınar Çekirge – Bu mesleği neden yapıyorum dediğiniz oldu mu hiç?

Hakkı Ergök – Bu mesleği neden yapıyorum diye sorduğum oldu elbet kendime. Ama yerine koyacak daha iyi bir şey bulamadım. Yok ki zaten. Bildiğim tek şey bu.

Hakkı Ergök – Sinema filmleri ve televizyon dizilerinde de rol aldınız. Bir tiyatro aktörü olarak dizilerin size katkısı ne oldu?

Hakkı Ergök – Sinema filmlerine ve televizyon dizilerine karşı değilim. Çok yaptım. Bazılarında sanat yaptığımı hissettim, bazılarında hissetmedim. Keyif alarak yaptığım işler de oldu para kazanmak için katlandığım işler de. Tıpkı yazarların para kazanmak için yazdıkları sipariş işlerde değişik isimler kullanması gibi bir şey. Düşünsenize; Nazım Hikmet bile mecbur kalmış buna. Dizilerde birçok iyi oyuncuyla tanıştım, elbette ki onlardan öğrendiğim çok şey oldu. Her oyuncu tiyatro dışında set ortamını solumalı. Ben sahne oyunculuğu ve kamera oyunculuğu diye bir ayırım kabul etmiyorum. Oyunculuk oyunculuktur. Ha sahnede, ha kamera önünde yapılmış ne fark eder? Eğitimli bir oyuncu için, sadece fiziksel özelliklerinden ötürü dizide rol almış bir oyuncuyla oynamak biraz zor olabilir. Hele öğrenmeye açık değilse, hele başrol oynadığı için bu işe yıllarını vermiş sanatçılara üstten bakıyorsa hevesle başladığımız bu iş hicranla sona erebilir. Bereket bu tip örnekler çok sık yaşanmıyor.

Pınar Çekirge – ⁠Alpacino ya göre tiyatro ve sinema oyunculuğu ip üstünde yürümekmiş. Sadece sinemada o ip yerdeymiş. Ne dersiniz?

Hakkı Ergök – Alpaçino’nun bu sözünü bilmiyordum çok manidar. Şimdi düşündüm, doğru ama o ip yerde de gökte de olsa üzerinde yalpalamadan yürümek lazım.

Pınar Çekirge – Sosyal medya ve popüler kültür ile aranız nasıl?

Hakkı Ergök – Maalesef ben sosyal medyayı doğru düzgün hiçbir zaman kullanamadım. Yaptığım işlerle ilgili paylaşımlar genellikle menajerlerimin ya da yapımcıların ısrarlarıyla olmuştur. Kendimden bahsetmeyi çok sevmiyorum, hatta hiç sevmiyorum. İnsanın kendinden bahsetmesi bana ayıpmış gibi geliyor, utanıyorum biraz. Sürekli kendini öven arkadaşlarımın antipatik karşılandığını görmek beni rahatsız ediyor.

Pınar Çekirge – ⁠Kendinizi hiç hayal kırıklığına uğrattınız mı?

Hakkı Ergök – Yine çok güzel bir soru. Uğratmaz mıyım hem de defalarca. Örnek vermesem olur mu? Çok özel çünkü.

Pınar Çekirge – Sanatı mayalayan, besleyen yaşanan acılar mıdır sahiden?

Hakkı Ergök – Her sanat için değil galiba. Edebiyat sanatında acılarla beslenmek yazarları daha verimli kılıyor sanki.

Pınar Çekirge – Ege Üniversitesi’nde ve 2019-2024 tarihleri arasında Küçükçekmece’de sanırım belediyeye bağlı bir kurumda dersler verdiniz. Öğrencilerinize gelecekte mutlaka yapın ve kesinlikle yapmayın dediğiniz şeyler…

Hakkı Ergök – Öğrencilerime derse girdiğim ilk gün söylediğim sözler şunlardır: ikna olmadığınız hiçbir şeye inanmayın, çok soru sorun. Cümlelerin hangi kelimelerle kurulduğuna değil, altında barındırdığı duygulara bakın.

Pınar Çekirge – ⁠Her oyuncunun, yazarın, yönetmenin bir düş repertuvarı vardır. Bunlar arasında gerçekleştirdikleriniz ve halen hayallerinizin arasında kalanlar…

Hakkı Ergök – Oyuncu olarak değil de yönetmen olarak bir müzikal sahnelemek isterdim. Klasik bir müzikal. Hair mesela.

Pınar Çekirge – ⁠Müşfik Kenter ‘Oyunculuk ciddi bir şakadır’ demiş. Ne dersiniz?

Hakkı Ergök – Müşfik Hoca’ya aynen katılıyorum. Çok güzel bir metafor.

Pınar Çekirge – ⁠2025’in hemen başında son derece radikal kararlar aldınız…Yazıp oynadığınız oyunu geri çekip, hocalığı, oyunculuğu bıraktınız. Bundan sonra sadece yazacağım, müzikle ilgineceğim, dediniz. Bu kararların altında yatan  yorgunluk, küskünlük mü, yoksa yepyeni bir Hakkı Ergök’ün doğuşu mu? 1960 doğumlu biri olarak sizi o kadar iyi anlıyorum ki.

Hakkı Ergök – Evet radikal kararları aldım. Hemen hemen hepsini uyguladım. Bir daha asla geri dönmeyeceğim şeyler tiyatro bürokrasisi ve belediyeler. Yapacağım o kadar çok şey var ki çuvalım o kadar ağır ki… Yazmak ve yapmak istediğim şeyler için yeterli zamanım olduğunu sanmıyorum. Bir ayıklama yapmak zorundaydım bu zaman darlığında. Yazmayı çok seviyorum onu hiçbir zaman bırakmayacağım. Oyunculuğu da bırakamam bakmayın öyle afra tafra yaptığıma. Ancak çok seçici olmak zorundayım artık. Kaybedecek zaman yok. Yönetmenlik konusunda da aynı şey geçerli. Anlatacak bir derdi olan, topluma farkındalık yaratan işler hep açık olacağım. Bu kriterlere uygun bir iş için kolları sıvadım şu sıralar. Halk Bankası için çocuklara finansal okuryazarlık bilincini aşılamak için yazdığım bir oyunu sahneye koyuyorum. Rap tarzı bir müzikal olacak. Çok profesyonel bir ekiple çalışıyorum. Ve iddia ediyorum, son yıllarda yapılmış en iyi müzikal çocuk oyunu olacak. Müzikle uğraşmak hayatıma yeni giren bir şey. Sosyal medyadan gitar çalmayı öğrendim. Kendi kendime çalıyor, şiirlerime beste yapmaya çalışıyorum. Azıcık da ney üflerim. Ama ikisi de o kadar amatör ki sözünü etmesek de olur.

Yavuz Pak – Son yıllarda ülkemizde, özellikle İstanbul’da yoğunlaşan tiyatro ilgisini neye bağlarsınız? Mehmet Birkiyenin, bir yaşam biçiminin korunması bağlamında “sosyal jest” tespitine katılır mısınız?

Hakkı Ergök – Ne çok şey öğreniyorum. Mehmet Ağabeyin yaşam biçiminin korunması bağlamında sosyal jest dediğini sizden duydum. Ne kadar doğru bir tespit. Hele sosyal jestlerin gelip geçici olduğunu kastediyorsa daha da anlamlı ve  haklı.

Yavuz Pak –  Holdingler tarafından desteklenen ve büyük prodüksiyonlar üreten sahneler ekonomik krizde dahi dolup taşarken, alternatif/bağımsız tiyatroların ciddi seyirci sorunu yaşamalarını neye bağlarsınız?

Hakkı Ergök – Adı üstünde çünkü onların arkasında holdingler var. Tiyatro oyuncusu olmayan, popüler dizi oyuncuları var. Onların asıl amacı sosyal medyada milyonlarca takipçisi olan meşhurlara oyunun paylaşımını yaptırmak. Bedava reklam işte, daha ne olsun, bir taşla iki kuş, şirket hem kazansın hem de adı parlasın. Ben çok duyuyorum, muhakkak siz de duymuşsunuzdur, oyunun adını bile bilmezken nokta noktanın oyununa gidelim diyenleri. Dertleri sanat yapmak değil, sanat yaptırmak hele hiç değil. Onlar için televizyona reklam filmi çekmekle tiyatro oyunu yapmak aynı şey. Özel tiyatroların durumu çok zor. Ekonomi kötü, sahne kiraları çok fazla. Dolayısıyla yüksek fiyattan bilet satmak zorundalar. Fasit bir daire işte.  Ekonomik zorluklar, değişen ve yozlaşan bir kültürde işleri çok zor. Allah yollarını açık etsin. Çaresizlik içinde ünlülerinin yer aldığı ucuz vodvillerle seyirci avlamaya çalışan ne çok tiyatro türedi farkında mısınız? Ama hiçbirine kızamıyorum, buna mecburlar.

Yavuz Pak – Turne tiyatroları halkındaki düşünceleriniz nelerdir? Anadolu’da ciddi bir tiyatro talebi var. Tiyatrolarımız bu talebe yanıt verebiliyor mu sizce?

Hakkı Ergök – Maalesef artık özel tiyatrolar İstanbul’da para kazanamıyor. Sadece turnelerle yaralarını sarabiliyorlar. O da çok değil, belki yeni bir prodüksiyon için yüreklendirmeye yetecek kadar. Şunu söylemem lazım, artık İstanbul  ve Ankara seyircisi ile Anadolu’nun herhangi bir yerindeki seyirci arasında fark yok. Her şeyimiz gibi kültürümüzde manipüle edildi. Seyirciler sanatsal derdi olan oyunlardan çok, basit güldürüleri talep ediyor.

Yavuz Pak – Devlet Tiyatroları’nda çalışmış bir oyuncu ve yönetmen olarak, her dönem iktidarlar tarafından belirlenen ve sıkça değiştirilen kültür politikalarının DT’nin repertuvarlarına, idari yapısına etkileri hakkındaki gözlemleriniz nelerdir? Ülkemizde DT’nin özerk bir kurumsal yapıya ve işleyişe sahip olması sizce mümkün müdür?

Hakkı Ergök – Sadece Devlet Tiyatrosu değil herhangi bir kurumsal yapıda, belediyeye ya da sponsora bağlı olarak yapılan tiyatrolarda ne özgürlükten söz edebiliriz ne de özerklikten. Antik Yunan’dan beri böyle bu. Tragedyaları hatırlayın, konuları neredeyse birbirinin aynıdır, kralların, tanrıların başından geçer türlü belalar. Buradaki amaç arındırmak, şükrettirmektir.  Çok şükür demeli seyirci, baksana krallar bile neler çekiyor, iyisi mi biz halimize şükredelim. Yani demem o ki her ne kadar yönetmeliklerinde özerk yazsa da devlet olsun şirket olsun destek alınarak yapılan tiyatronun özerk olması, özgür bırakılması imkansız.

Yavuz Pak – Hollywood’da önceki yıl 4 ay süren ve Oyuncular Sendikasının 145 bin üyesinin katıldığı büyük grevin en önemli nedenlerinden biri yapay zekanın özellikle seslendirme sanatçılarının haklarını gasp edecek biçimde geliştirilmesiydi. Bir seslendirme sanatçısı olarak yapay zeka hakkındaki görüşlerinizi öğrenebilir miyiz?

Hakkı Ergök – Bu kaderi sadece seslendirme sanatçıları değil birçok sektör paylaşıyor, grafik tasarımcılardan müzisyenlere program yapımcılarına kadar birçok sektör. Bu durum kontrol alanımızı aştı. Dünyanın gidişatından hiç memnun değilim. Bütün dünyada yapay zeka yüzünden doğacak olan istihdam açığını nasıl karşılayacak toplumlar? Bazen komplo teorilerine inanasım geliyor. Yoksa filler tepişirken bizler çimenler gibi eziliyor muyuz gerçekten? Yoksa önceden yazılmış bir senaryoda, rolünün ne olduğunu bilmeden sete gelen figüran mıyız?

Yavuz Pak – Küçükçekmece’de bir tiyatro okulu kurdunuz ve oyuncu yetiştiriyorsunuz. Sizin içine doğduğunuz toplumsal, ekonomik, politik süreçlerden çok farklı bir ülkeye doğan genç tiyatrocuların, tiyatroya bakış açılarını, sanatlarına yaklaşımlarını kendi döneminizdekilerle karşılaştırdığınızda ne gibi farklılıklar gözlemliyorsunuz? Tiyatro, geçmişte hep söylendiği gibi, gelecekte de idealist bir bakış açısıyla ve “aşkla icra edilen” bir sanat olabilecek mi?

Hakkı Ergök – Küçükçekmece’de kurduğum tiyatro okuluyla ilgili bir şeyler yazmıştım. Biraz daha açmam gerekirse, toplumsal, ekonomik, yanlış yönetilen politik süreçlerden ötürü, genç tiyatrocuların çoğunun amacı dizilerde oynamak, meşhur olup para kazanmak. Tiyatroyu aşkla icra edilen bir sanat olarak gören öğrencilerim, bir elimin parmakları kadardır diyebilirim. Parmaklarımı fazla saymış olabilirim.

Pınar Çekirge – ⁠Hayatınızdan neyi çıkartırsanız geriye bir şey kalmaz?

Hakkı Ergök – Hayatınızdan neyi çıkartırsanız çıkartın yaşamaya devam edersiniz. Ama eksilerek.

Pınar Çekirge. – Buğulu bir pencere camına ne yazardınız?

Hakkı Ergök – Buğulu cama yazı yazmaktan çok, çocukluğumdan beri kalp çizerim. Psikolojime göre ya papatyalar çizerim çevresine ya da o kalbi delip geçen bir ok.

Pınar Çekirge- ⁠18 Ağustos 2060 tarihinde nasıl hatırlanmak istersiniz?

Hakkı Ergök – Oyuncular unutuluyor maalesef. Umarım kitaplarım hatırlanır.

PINAR ÇEKİRGE – YAVUZ PAK

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • Koç
  • Boğa
  • İkizler
  • Yengeç
  • Aslan
  • Başak
  • Terazi
  • Akrep
  • Yay
  • Oğlak
  • Kova
  • Balık
KOÇ BURCU YORUMU
BOĞA BURCU YORUMU

Stabilitenin ön planda olduğu, huzurlu bir gün. Bugün, hayatınızdaki küçük şeylere odaklanmak, mutluluğunuzu artırabilir. İçsel huzur arayışınızda, doğayla bağlantı kurmak sizi besleyecek. Eski dostlarla bir araya gelmek, güzel anılarınızı tazelemek için mükemmel bir fırsat. İş yaşamında, sabırlı ve kararlı tutumunuz takdir edilecek, işbirlikleri gelişecek. Ancak, maddi konularda temkinli olmayı unutmayın; harcamalarınıza dikkat ederek, güvenli bir finansal zemin oluşturmaya özen gösterin. Kalbinizle dinlediğinizde, ilişkilerinizde tatlı bir derinlik hissedeceksiniz; partnerinizle sakin iletişimler kurmak size fayda sağlayacak. Kendinize zaman ayırarak, ruhsal ve bedensel sağlığınıza dikkat etmek, günün enerjisiyle uyum içinde olmanızı sağlayacak.

İKİZLER BURCU YORUMU

Bugün iletişimin vurgulandığı bir gün. Zihninizin aktif olduğu bu dönemde, yeni fikirler geliştirmeye ve çevrenizle etkili bir şekilde etkileşim kurmaya hazır olun. Sosyal bağlantılar kurmak, grup aktivitelerine katılmak ve düşüncelerinizi özgürce ifade etmek için harika bir fırsat var. Yeteneklerinizi paylaşmak, size yeni kapılar açabilir ve ilham verici insanlarla bir araya gelmenizi sağlayabilir. Hızlı düşünebilir ve anlık kararlar alabilirsiniz, ancak duygusal tarafınızı da unutmamalısınız. İçsel huzur arayışınızı dengelemek önem kazanıyor. Esnekliğinizi koruyarak, ruh halinizi yükseltecek aktivitelerde bulunmak faydalı olabilir. Yeni bilgiler edinip öğrenme şevkinizi artıracağınız durumlar ortaya çıkacak. Sevdiklerinizle geçireceğiniz zaman, derinlemesine sohbetler ve bağlantılar kurma fırsatını beraberinde getirebilir.

YENGEÇ BURCU YORUMU

Duygusal derinlikler, bugün seni etkisi altına alacak. Aile bağları ve sevdiklerinle olan ilişkilerin öncelik kazanıyor. İçsel huzurunu sağlamak için zaman ayırmalısın; yalnız kalmak, düşüncelerini toplamak için iyi bir fırsat olabilir. Sezgilerin güçlü, bu nedenle iç sesine kulak vermen faydalı olacaktır. Belki de daha önce göz ardı ettiğin bazı duygusal meseleler gün yüzüne çıkabilir. Bu durum, seni rahatsız edecek gibi görünse de, bu süreci sağlıklı bir şekilde ele alırsan olumlu gelişmelere yol açabilir. Kendine karşı nazik olmayı unutma. İş yerinde daha yalnız çalışmak isteyebilirsin; bu, yaratıcılığını besleyecek. Kendi ihtiyaçlarına odaklanarak, içsel dinginliğini bulabilirsin. Huşu ve anlayışla dolu bir gün seni bekliyor; çevrendekilere karşı empati göstererek derin bağlar kurabilirsin.

ASLAN BURCU YORUMU

Bugün, içindeki liderlik ruhunu ve yaratıcılığını ön plana çıkarma fırsatların var. Cesur adımlar atmak ve hayallerini gerçeğe dönüştürmek için elverişli bir atmosferdesin. Sosyal çevren, seni destekleyen ve ilham veren kişilerle dolup taşacak. Kendine olan güvenin, başkalarına da ilham verebilir. İş veya projelerde öne çıkma arzun artabilir; bu durum liderlik vasıflarını ortaya koymana yardımcı olacak. Romantik ilişkilerde duygusal derinlik arayışında olabilirsin, bu yüzden hislerini açık bir şekilde ifade etmek önemli. Bugün, içsel ihtiyaçlarına kulak vererek, yenilikçi ve cesur kararlar alma günüdür. Kendini ifade etmekten çekinme; enerjini, tutkunu ve zekânı sergilemek için harika bir zaman.

BAŞAK BURCU YORUMU

Bugün, detaylara olan düşkünlüğün ve mükemmeliyetçi tavrın ön planda olacak. İş yerindeki projelere daha fazla odaklanabilir, organize olma becerini sergileyebilirsin. Belki bir sorunu çözmek için alışılmadık bir yöntem deneyeceksin. İletişim becerilerin oldukça güçlü, bu yüzden ekip arkadaşlarınla koordineli bir şekilde çalışmak seni başarıya taşıyacak. Olaylara analitik bir yaklaşım sergilemekle birlikte, duygusal tarafını ihmal etmemeye çalışmalısın. Yakın ilişkilerde ise, nazik ve anlayışlı olmak, iletişimde kalp vurgusu yapmanı sağlayacak. Bulunduğun çevrenin ihtiyaçlarına duyarlı olman, takdir edilecektir. Kendine biraz zaman ayırmayı unutma, içsel huzurunu bulmak için gerekli. Kısa bir yürüyüş veya meditasyon, zihnini sakinleştirip yenilenmene yardımcı olabilir.

TERAZİ BURCU YORUMU

Bugün dengeleri sağlama arayışında olacaksın. İlişkilerde uyum ve anlaşmazlıkların üstesinden gelmek için diplomatik bir yaklaşım benimsemen gerekebilir. Sanat ve estetik konularına ilgi duyabilir, yaratıcılığını ön plana çıkaracak fırsatlarla karşılaşabilirsin. Sosyal ortamlarda daha fazla vakit geçirmeye, yeni insanlarla tanışmaya açık olabilirsin. Duygusal olarak derin bağlantılar kurma isteğin artacak, bu nedenle yakın arkadaşlarınla ya da partnerinle kalp kalbe olacağın anlar yaşayabilirsin. Karar verme süreçlerinde başkalarının fikirlerini dikkate almak sana yardımcı olacak. Bugün, içsel huzuru bulmak için kendine zaman tanımaya özen göstermelisin. Unutma, dengeyi sağlamak, hem kişisel hem de toplumsal alanlarda önemli bir rol oynar.

AKREP BURCU YORUMU

Duygusal derinliklerin keşfine çıkıyor, içsel bir yolculuğa adım atıyorsun. Bugün, kalbindeki hislerin ve düşüncelerinin yoğunluğu arasında kaybolmadan, sezgilerine güvenmek önemli. Belirsizlikler seni tedirgin etse de, kararlılığın ve cesaretin sayesinde bu labirentten çıkabilirsin. İletişimde samimi olmaya özen göster, karşındaki kişilerin içini de dinginleştirebilirsin. Gökyüzündeki hareketler, gizli kalmış duyguları açığa çıkarma fırsatı sunuyor; bu nedenle, cesur ol. Aynı zamanda başkalarının sorunlarına duyarlı bir yaklaşım sergileyeceğin bir dönemdesin. Dünyevi zevklerin peşine düşmek isteyebilirsin, ama ruhsal dengeyi korumak da önem taşıyor. Kendine zaman ayır, meditasyon yap veya doğa yürüyüşü gibi etkinliklerle ruhunu besle. Her şeyin bir dengesi var; arzularınla ruhsal ihtiyaçların arasında bir köprü kurmak, seni daha güçlü kılacak. Bugün, ikili ilişkilerde de derinleşebilirsin, fakat geçmişle yüzleşmekten korkma. Geçmişteki bazı olaylar, bugün gelişim yolunda sana rehberlik edebilir. Anın tadını çıkar ve içsel sesine kulak ver.

YAY BURCU YORUMU

Macera arayışında, yeni deneyimlere açık bir dönemdesin. Seyahat planları veya tanımadığın insanlarla ilişkiler kurmak, seni besleyen bir enerji yaratabilir. Entellektüel merakın, seni çeşitli konularda derin düşüncelere sevk edebilir. Bu süreçte, içsel özgürlüğüne olan tutkun artıyor; sınırlarını zorlamaktan korkma. Ancak fazla iyimser olmaktan kaçınmalısın; gerçekçilik, hayalperestliği dengelemek için önemli. Aynı zamanda, sosyal çevrenle daha fazla etkileşim kurarak duygusal destek alabileceğin fırsatlar ortaya çıkabilir. Yeni dostluklar, yaşam alanını zenginleştirebilir. Kendi ihtiyaçlarına odaklanmak, ruh halini iyileştirir ve seni daha mutlu bir hale getirebilir. Bu dönemde yaratıcılığını ön plana çıkaracak faaliyetler bulmak da faydalı olabilir; sanat, müzik ya da yazı gibi girişimler, senin için doyurucu bir ifade yolu sunar.

OĞLAK BURCU YORUMU

Disiplin, azim ve sorumluluk arayışında olduğun bir dönemdesin. Kararlılığının pekiştiği bu gün, önündeki hedefler için gerekli adımları atmaya hazır hissediyorsun. Düşüncelerin netleşiyor; hayal ettiğin projeleri hayata geçirmek adına gereken motivasyonu bulabilirsin. Kariyer odaklı düşünmek, çevrendeki insanlarla olan ilişkilerinde destek sağlayabilir. Önemli bir anlaşma ya da iş teknik detaylarına odaklandığın bir gün olabilir. Sağlık ve rutinlerine dikkat etmelisin; enerji seviyeni yüksek tutmak için doğal yol ve yöntemleri tercih etme gerekliliğin var. Güvenilir arkadaşlarınla derin sohbetler yapabilir, duygusal yüklerinden biriyle yüzleşme fırsatı bulabilirsin. Kendi içsel sesine kulak ver ve gereksiz stres yaratmaktan kaçın. Finansal konularda tedbirli olmayı ihmal etme; geleceği düşünmek, fark yaratabilir. İyi planlanmış bir gün, tüm bu mücadelenin getireceği olumlu sonuçları da beraberinde getirebilir.

KOVA BURCU YORUMU

Bugün kendini yenilikçi ve özgür hissetme arzusu içinde olacaksın. Sosyal çevrenden gelen ilham, yaratıcı fikirlerin hariçten girmesine neden olabilir. Arkadaşlarınla yapacağın tartışmalar, yeni bakış açıların ortaya çıkmasına vesile olabilir. Yalnız kalmayı istemeyeceksin; bu yüzden farklı etkinliklere katılmak isteği içinde olacaksın. İçsel olarak güçlü bir bağımsızlık hissedecek, toplumsal konulara duyduğun merak sana yeni projeler ve başlangıçlar getirebilir. İletişim becerilerin bu dönemde oldukça etkili olacak, düşüncelerini net bir şekilde ifade edebilirsin. Belirsizlikler seni korkutmasın; cesur adımlar atarak kendine güvenmelisin. Unutma, bugün keşif yapmak için harika bir zaman dilimi!

BALIK BURCU YORUMU

Bugün duygusal bir derinlik içinde dolanıyorsun. İçsel sezgilerin oldukça güçlenmiş ve kişisel ilişkilerinde önemli kararlar alma eşiğindesin. Başkalarının hislerine karşı duyarlılığın tam anlamıyla parlayacak ve bu da bazen seni zorlayabilir. Kendini ifade etme konusunda cesur olmalısın; hayallerini paylaşmaktan çekinme, bu senin için kreatif bir kapı aralayabilir. Arkadaşlık ilişkilerinde küçük sürprizlerle dolu bir gün seni bekliyor. İyimserliğin, çevrende olumlu bir hava yaratırken, birlikte olduğun insanlarla keyifli anılar biriktirme fırsatını yakalayacaksın. Ancak, derin duygular içinde kaybolmamak için kendine de zaman tanımalısın. İçsel dengeyi sağlamak, seni daha da güçlendirecek ve önündeki zorluklarla başa çıkmanı kolaylaştıracak. Kendi sınırlarını belirleyerek başkalarına da alan tanımalısın; bu, ilişkilerini daha sağlıklı bir zemine oturtabilir.

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM