Müjdat Gezen: Bir Kar Tanesinin Çığa Dönüşümü gazeteci Gökmen Ulu’nun 2021’in son günlerinde kaleme aldığı ve Sözcü Kitabevi tarafından basılan çalışmanın adı. Yazar, sanatçının hayatındaki dönüm noktalarını, sevdalarını sanatçı ile yaptığı sohbetlerden, arşivlerden ve de Gezen’in yakınlarının, birlikte çalıştığı kişilerin ağzından paylaşıyor. Kuşkusuz ki öncelikle kızı Elif’e sevdalıdır sanatçı. Anasına, babasına, eşine, torununa sevdalıdır. Atatürk’e, Türkiye’ye sevdalıdır. Kadim dostları Uğur Dündar ve Savaş Dinçel’e olduğu kadar Perran Kutman’a, Aziz Nesin’e, Sadık Şendil’e, Kandemir Konduk’a ve daha nice yakın arkadaşına sevdalıdır. Tiyatro sevdası derin bir tutkudur onda. Müjdat Gezen Sanat Merkezi (MSM) ve buradan yetişen değerli sanatçılar bu sevdayla bütünleşirler.
ÇARPIK İŞLEYEN MEKANİZMALAR
Gökmen Ulu, kitabında Türkiye’nin inişli çıkışlı siyasi yaşamına, yıkıcı darbe dönemlerine ve günümüzün baskıcı sistemine değiniyor. Cumhuriyet değerlerinin yok edilmeye çalışıldığı bir süreçte Müjdat Gezen’in ödünsüz duruşunu ortaya koyuyor. Örneğin ülkede yobazlığın tırmanışının işaretlerinden biri olarak 2017 yılında Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nin kundaklanması belleklerde yer etti. 2018’de, Uğur Dündar’ın Halk TV’de sunduğu “Halk Arenası” programında Metin Akpınar ve Müjdat Gezen’in iktidar partisini eleştirdikleri için haklarında dört yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. İlker Başbuğ’dan Uğur Dündar’a, Emre Kongar’a, Zülfü Livaneli’ye pek çok değerli isim bu tehlikeli gidişe dair görüşlerini paylaşıyorlar kitapta…
‘YASAK’ İLE İLK YÜZLEŞME VE…
Fatih’in Hırka-i Şerif Caddesi’nde bir apartman dairesinde müzikle içli dışlı yaşayan mutlu bir ailede geçen çocukluk yıllarıdır Gezen’in gönlüne tiyatro tohumlarını serpiştiren. Ortaoyunu ve tuluat ustası İsmail Dümbüllü’yü o yıllarda tanır babası sayesinde. “Yasak” ile ilk yüzleşmesi de geleneksel tiyatro ile olur. 1971 askeri darbesinin ardından Müjdat Gezen’in İş Bankası için yaptığı ve bankanın da TRT’ye hediye ettiği Ortaoyunu adlı belgesel, içinde argo sözcükler olduğu gerekçesiyle yasaklanır! Yıllar sonra, 1975’te yaptığı bir Moskova gezisi ona ilham verecek ve kendi yazdığı, Savaş Dinçel’in çizdiği, Kırmızı Kedi’nin bastığı “Çizgilerle Nâzım Hikmet, Müjdat Gezen, Savaş Dinçel” adlı kitap 1983’te Diyarbakır Sıkıyönetim Komutanlığı tarafından suç sayılacak, iki sanatçı tutuklanacaktır. İstanbul-Diyarbakır arasında yaşanan absürt bir trafikten sonra, Bayrampaşa Cezaevi’nde yaşanan üç haftalık tutukluluğun ardından dava düşer! Dava düşer ama Müjdat Gezen aklanmasına rağmen devlet kurumlarıyla göbek bağı olan sanat etkinliklerinin kurullarından çıkarılır… Bu arada, sanatçının kurduğu tiyatrolarda, çıktığı turnelerde baskı ve sansürle yüzleşmesi de ayrı bir olaylar zinciridir.
MÜJDAT GEZEN SANAT MERKEZİ (MSM)
Müjdat Gezen’in hayatındaki önemli dönemeçlerin hepsine dokunmak olanaksız. Bu nedenle de kâh ileri sararak kâh geri giderek onun 1960 yılında Şehir Tiyatroları’nda profesyonel tiyatro hayatına ilk adım attığı, 1978’de ilk tiyatrosu Miyatro Vatandaş Tiyatrosu’nu kurduğu senelerin ötesine sıçrayarak 1988 yılında, Kadıköy’de, Ziverbey’de bakımsız eski bir ahşap köşkü satın aldığı noktaya geliyorum. Çünkü bu köşkü İstanbul Belediye Konservatuvarı’nda hocayken kendi kendine verdiği sözü, “Bir sanat okulu kuracağım ve orada yetenekli çocukları bedava okutacağım” sözünü yerine getirmek üzere satın almıştır. Nasıl mı? Yaşadıkları ev dışında, bütün maddi olanaklarını ortaya koyarak… Bir komedyen olarak tırmanmakta olan şöhretini perçinlediği ünlü gazinolardan elde edilen kazançlar, kurduğu kısa ya da uzun ömürlü tiyatrolar, turneler, filmler, televizyon programları, kitaplar… Hepsinden elde edilen gelirler Müjdat Gezen Sanat Merkezi (MSM) için harcanır. Girilen borç da cabasıdır… 29 Ekim 1991’de dünyanın ilk ve tek parasız özel okulu Müjdat Gezen Sanat Merkezi (MSM) açılır. Yan kurslarla, etkinliklerle karşılanır masraflar. Ve yıllardır birbirinden değerli hocaların yetiştirdiği birbirinden değerli öğrenciler sanat dünyasında yerlerini alırlar. Ne güzel ki bu okul Müjdat Gezen’den sonra da devam edecek. Çünkü vasiyetini hazırlamıştır sanatçı. MSM’yi, vefatından sonra, idari ve sanatsal anlamda kura usulü ile seçilen öğrencileri yönetecektir. 2006 yılı sonbaharında Kadıköy’de Müjdat Gezen Tiyatrosu açılır. Dolu salonlara oynayan bir tiyatro…
Müjdat Gezen’in kitabın sonunda bizlerle paylaştıklarından birkaç cümleyi paylaşıyorum ben de. Çok ihtiyacımız olan birkaç cümle: “Sen geminin gittiği yöne bak. Arkadaki köpükler bir süre sonra durulur. Ama gittiğin yönde biri çıkar mutlaka, ‘Kara göründü’ diye bağırır. İşte o umuttur. Umut en güzel şeydir. Hiçbir şeyden umudunu kesmeyeceksin. Umutsuz yaşanmaz.”
DİKMEN GÜRÜN