Mektubun sonunda soruyor, “Bunu yaşayan sadece bir ben miyim?”
Sanırım sıkıntısını paylaşmak, dertleşmek ve biraz rahatlamak istiyor. Bu mektubu okuduktan sonra siz bu hanıma ne önerirsiniz? Sizlerin yazdıklarınızı okuduktan sonra ben de gelecek hafta kendi görüşümü ve önerimi yazacağım.
Mektup aşağıda:
***
Sevgili hocam,
Eşim çok iyi, dürüst, çooook çalışkan bir adam, öyleki taş ocağında haftanın 5 günü sabah 5’ten akşam 6’ya kadar çalışan biri. Hafta sonları ek işle, ticaretle uğraşır.
Ben 7 yıllık aşk evliliği yapmış bir avrupa geliniyim. İki oğlumuz var, 6 ve 3 yaşlarında. Eşim aksam 6’da eve gelir ve çocuklarımızı öper, yemek masasında, “okul nasıl geçti” der ve böylece o gün bizim için kapanmıştır.
Eline telefonu alır Türk haberleri, Avrupa haberleri, Youtube’daki bütün tamir ya da komik ya da iş makinası tüm videoları izler. Bu saat 7’den yatma saati 10’a kadar sürer.
Büyük oğlum, “Baba bak tırım nasıl gidiyor!”
Baba: Cevap yok.
Tekrar söyler çocuk, sonra daha yüksek sesle ve babamız gözlerini videodan ayırmadan cevap verir: Hı hı!
Sonra, “Baba bak şurdan benzin katıyorum arabaya!”
Sonra çocuk yasak kelimeleri söylemeye başlar dikkat çekmek için. Legolarla iki adamı kavga ettirip bak bunu bağladım , kestim , öldürdüm ve yine tepki yoksa iki kardeş kavga etmeye başlar. Veee devreye ben girerim, başlarım söylenmeye, kızmaya!
Dün akşam başımdan geçen bir şeyi anlatmak istiyorum. Cocukları yatırdım fakat uyumak istemediler ve ellerinden geldiğince oraya buraya duvara vurarak ses çıkarmaya başladılar. Önce seslenmedim, bekledim eşim ne zaman tepki gösterecek, bekledim bekledim bekledim…
Kayınvalidemgil yan dairede oturuyor ve ben sürekli bağıran, sesi çok çıkan herşeye karışan bir kadın, eşim sesi soluğu çıkmayan, melek gibi bir adam oldu.
Eşime döndüm ve dedim ki artık bi tepki vercen mi?
Cevap: Sabrımın taşmasını bekliyorum.
Sonra kalktı ve çocukların canını acıttı.
Çok sinirlendim, akşama kadar ben ilgileniyorken onlara kıyamazken, sen nasıl canini acıtırsın.
Ve dedim ki, YAZIKLAR OLSUN SENİN BABALIĞINA…
Çünkü, canını acıtmak istedim. Sonra her şeyi fırlatmaya başladı, “Sen benden ne istiyorsun!” diye çıldırdı! Bacağıma oyuncak müzik aleti fırlattı.
Canımdan çok kalbim acıdı.
Çocuklarım ağlayarak, biz küsmüş olarak uyuduk. Sabah çocuklar her şeyi unuttu, ama ben unutamadım.
Ve biliyorumki eşim birkaç gün sonra çocuklara en pahalı oyuncağı alıp vicdanını rahatlatacak. Ve çocuklar ilk gün oynayıp sonra o oyuncağın yüzüne bakmayacak.
Bu durumda nasıl davranmalıyım? l
Lütfen yayınlayın! Bunu yaşayan bir ben miyim?
Saygılar…
***
Yorum ve önerinizi paylaştığınız için teşekkür ederim.
Selamlar
(Doğan Cüceloğlu / 01.11.2017)