daha önce bi benzerini asla görmediğim kalabalık bi kedi grubu geçti evimizin önünden.. sayma sayamadım, 700-800 kişi desem, inanın vardılar..
camdaydım, öylesine bakınıyordum doğaya, dünyaya, her daim gözümün önünde bekleyen sevdiceğime ve merih’teki yakın arkadaşlarıma falan..
apar topar ayakkaplarımı giyinip, fırladım derhal sokağa.. zaten kendimi tamamen kedi hisseden bi tabiatım var;
-”nereye gidiyo ula bizim bu gadar kedi” merakı içerisinde başladım günüme..
sokağın köşesini dönüp çınarlar semtine erdiğimde görebildim en öndeki seyyar balıkçı abimizi.. Allah sizi inandırsın, yaklaşık 200 metre yürüdük böyle.. en önde yılların emektarı balıkçı abimiz, arkada yüzlerce kediden oluşan epeyce uzun ve ağırbaşlı bi topluluk, en sonlarda bencileyin bi fakir..
gidiyoz nere gideceğimizi bilmeden..
gitmektir önemli olan, gerisini boşver..
kediler kimileyin hayatı öğretir..
***
ana cadde’ye bu gülümseyen suratla girmiş olmalıyım.. sarı gafalı şirin gız’ın sesiyle döndüm gündelik yaşama, pek yazık;
-”ooo gürsel abi, niye gülümsüyon kendi kendine, nooldu abi yine”?
-”valla böyleyken böyle gardeşim, caddeye gadar bi grup kediyle geldim.. uzun zamandır böylesi güzel bişi gelmediydi başıma, heralde bunu düşünüyomdur, ne bilim”
-”ben yeni bi işe girdim abi.. sıkıldım evde oturmaktan.. alışamadık şu giresun’a bi türlü”
-”aha geldim gidiyom ben bile alışamadım ki”
-”çekip gidesim geliyo bazen.. kaynanamla da geçinemiyoz abi hiç sorma, huzurum kalmadı”..
-”balkona çıksam kızıyo, yemek yapsam kızıyo, yapmasam kızıyo, süslenip püslensem kızıyo, bazen ev haali, rüküş giyinebiliyo insan, ona da kızıyo.. makyajıma laf ediyo.. tvde izlediğim dizileri kapatıyo”..
-”kaynanalık böyle bi müessese kızım, alışman laazım”
-”bizim aslıhan son ulus yazını çok beğenmiş abi.. anlatıp duruyo.. ben daha okumadım, okuyacam yarın öbürgün.”
-”seni çok sever aslıhan bilirsin”
-”tabi canım.. çok selam söyle”
aslıhan kimdi ulan düşüncesiyle akşam etti günümü..
***
sevgili dostum, aynı zamanda maalesef mali müşavirim bayram, bi zaman önce mırıldanıp duruyodu kendi kendine..
yan masadayım bense, kulaama geliyordu bi biçimde;
-”ince mehmet martin takmış goluna / salını da vermiş hem sağına soluna / ödemiş’e baskın geldi dayandı / mavzer gurşun sol yanıma dolandı”..
-”ne güzel türküymüş la bayram bu, hiç duymamışım valla”
-”yaa aslında, martin’miş, mavzer’miş, domdom kurşunu’ymuş, bunlar ne kadar yaratıcılıktan uzak şeyler.. mesela giresun’a atom bombası atıldı da gürsel ekmekçi bunun şiirini yazmadı mı”
-”hahahahahahaha.. ne diyon oolum sen”
-”yaani yazmadın oolum, gürsel böyle bişi, atom bombası atılsa yazardın daa”
-”aynen öyle gardeşim, sağol, beni çok onore ettin ahaşimdi.. Allah da seni onore etsin”
gece yarısıdır demedim, vahşi giresun sokakları maceralarla doludur demedim, postanenin yanından irice bi su aygırı aniden karşıma çıkabilir demedim.. ödüldür bi nevi bayram’ın gonuşukları, sokağa attım bünyemi..
aa, sarı gafalı şirin gız?? bu saatte??
-”ooo gürsel abi, gülümsüyon yine”
-”valla böyleyken böyle gardeşim, bi can dostum sözleriyle çok gönendirdi galbimi demin, heralde bunu düşünüyomdur, ne bilim”
-”aslıhan’lardan geliyom abi.. görürsen çok selam söyle dediydi.. bilirsin seni çok sever”
-”bilmez miyim canım.. ben de çok seviyom bacımı.. çok iyi yürekli bi kızdır”
-”o’nun da komşularıyla derdi var abi.. balkona çamaşır assa kavga çıkıyo, camları silse laf ediliyo, bebekler gürültü yapsa terlikle güm güm vuruluyo.. ikiz çocukları var biliyon”
-”biliyom tabi, daha geçen sene doğdular, bi gız bi oğlan”
-”yok abi ikisi de kız, beş yaşına bastılar şubat’ta”
-”öhmm şey yaani, dünyaya gelen büyüyo helbet”
-”cenaze vardı apartmanda abi.. aslıhan’ın eşinin büyük dayısı vefat etmiş, oradaydık”
-”vadesi dolan gidiyo tabii canım, dayanmak laazım, kem küm”
-”ben senin yerine aslıhan’a başsağlığı diledim zaten abi.. çok sever seni”
-”tabi tabi, ne iyi etmişsin canım”
aslıhan beni nasıl bu gadar iyi tanıyo yahu, kim idi ula bu aslıhan derdiyle zabah ettim gecemi..
yürüyemedim sahilde.. dolmuşa atıverdim naçiz vücudumu.. dünyadaki en absürd iştir, göt kadar giresun’da dolmuş olması..
madem var, bindim napim..
baş vazifemdir kaptan şüferlerin derdini dinlemek.. hazırım ulan, yiyin beynimi, canığız sağolsun..
-”yaa apocum, sende siyam vardı, az mı taşıdın bu dolmuşta veterinere.. senden görüp biz de aldık eve.. iyice azdı hayvancaaz şu aralar, bi dişi kedi bulamıyoz, napacaaz”..
-”abi bende listesi var giresun’daki dişi siyam kedilerinin.. niye var bilmiyom, ama var.. ilgilenirim birazdan, seni haberdar ederim”
-”sağol gardeşim.. sevaptır.. zaten gaç sene yaşıyo bu kedi gısmısı”
-”nasıl olur yahu, bizim mahallede 1964 doğumlu bi kedi var”
-”abi ne diyon, kedi benden büyük mü yaani.. 60 yaşında.. Allah Allah”..
indim dolmuştan olağanüstü bi keyifle..
eyvah.. sarı gafalı şirin gız.. yine??
-”ooo gürsel abi, gülümsüyon yine”
-”valla gardeşim böyleyken böyle, dolmuşta çok gülünç bişi duydum da, heralde onu düşünüyomdur, ne bilim”
-”biz de biraz evvel aslıhan’ların mahalleye taşındık abi”
-”amann, çok harika bi haber kardeşim, çok sevindim”
-”biliyosun, aslıhan işten ayrılmak zorunda galdıydı, iyice bunalmış evde, ben de akşamları bi ses olurum o’na”
-”ofistekilere kek yapıcam şimdi gidip abi.. kabartma tozu alacam da hangi marka aliyim.. sen eski marketçisin”
-”abi dur, aslıhan arıyo bak.. alo aslı, gürsel abinin yanındayım.. tamam tamam, söylüyom.. abi aslıhan çok öpüyo seni”
-”ben o’nu öptüm, sağolsun bacım”
bu aslıhan kimdi la, durup dururken nüçün öptü beni düşüncesiyle ikindi ettim öğlenimi..
****
bazen hiçbişi olmaz..
mahsusçuktan büyük bi panikle dalarım yeşilgiresun gastesinden içeri;
-”durunnnn, baskıyı durdurunnn”..
bazen de sarı gafalı bi gız..