
İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı (İKSV) tarafından Koç Holding’in desteğiyle düzenlenen 17. İstanbul Bienali’ne sayılı günler kaldı… Dünyaca ünlü Bread and Puppet Theater, bienal kapsamında “Toplumumuzun Kötülükleri” (The Demons of Our Society) temalı geçit töreni ve açık hava performansı hazırlıkları için İstanbul’a gelerek atölye çalışmalarına başladı. Proje aynı zamanda Türkiye’nin önde gelen Karagöz ustalarından Cengiz Özek’in günümüzdeki çevre sorununa işaret eden oyunu Çöp Canavarı’ndan bir bölümü de izleyiciyle bir araya getirecek.
POLİTİK BİR TİYATRO
1963 yılında Peter Schumann tarafından New York’ta kurulan Bread and Puppet Theater, kâğıt hamurundan ve mukavvadan yapılmış heybetli kuklaları ve gösterişli performansları ile biliniyor. ABD‘nin en eski kâr amacı gütmeyen politik tiyatrolarından biri olan topluluk, 1960’lardan bu yana savaş karşıtı protestolara katılımlarıyla da dikkat çekiyor.
GÖNÜLLÜLER ÇALIŞIYOR
İstanbul Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi Sahne ve Gösteri Sanatları Yönetimi Programı işbirliğiyle gerçekleştirilen atölye çalışmalarına, yapılan açık çağrı sonucu belirlenen 50’nin üzerinde gönüllü katılıyor. Katılımcılar, santralistanbul Kampüsü’nde 3 hafta süren atölyelerde hem kampüsten temin edilen atık malzemeleri ileri dönüştürerek kuklaları hazırlıyor hem de koreografi ve sahnelerin tasarımı üzerinde çalışıyor.
4 GÜN 3 FARKLI MEKAN
Bread and Puppet Theater’ın bienal kapsamındaki performansları; 14 Eylül’de İstanbul Bilgi Üniversitesi santralistanbul Kampüsü, 15 Eylül’de Küçükçekmece Gölbaşı’nda, 16 ve 17 Eylül tarihlerinde de Müze Gazhane’de, 18.00–20.00 saatleri arasında izlenebilecek.
ÜCRETSİZ GEZİLECEK
Bread and Puppet Theater’ın açık hava performanslarına ek olarak 1970’lerde topluluğa katılarak uzun yıllar çalışan tiyatro tarihçisi ve kuklacı Dr. John Bell’in kuklacılık, sokak performansları ve eylemcilik üzerine Barın Han’da özel bir sunumu da bienalde yer alacak.
Küratörlüğünü Ute Meta Bauer, Amar Kanwar ve David Teh’in üstlendiği 17. İstanbul Bienali dünyanın farklı bölgelerinden 500’ün üzerinde katılımcının projelerine ev sahipliği yapacak. Beyoğlu, Kadıköy, Fatih ve Zeytinburnu’nda yer alan 12 sergi mekânında ücretsiz olarak gezilebilecek olan bienal, şehrin dört bir yanındaki kamusal etkinliklerle de İstanbullularla buluşacak.
Duygusal derinliklerinle yüzleşmek için mükemmel bir zaman. İçsel sezgilerin seni yönlendirecek, gizli hislerini keşfetmende yardımcı olacak. Yaratıcı projelerine odaklanmak için ilham alabileceğin bir ortam yaratmalısın. Sosyal etkileşimlerde daha duyarlı olman, başkalarının hislerine karşı empati kurmana olanak tanıyacak. Geçmişten gelen anıların gün yüzüne çıkabileceği, bu anıları değerlendirip, onları geleceğe taşımak için fırsat sunacak. Kendini ifade etmekte zorlanıyorsan, yazmak iyi bir seçenek olabilir. Ayrıca, sevdiklerinle arandaki bağları güçlendirmek için samimi bir konuşma yapabilir, hislerini açıklığa kavuşturabilirsin. Özellikle, ruhsal ve bedensel sağlığına özen göstermek, dengeyi bulmanda önemli bir rol oynayacak. Karar verme aşamasında dikkatli olmalı, aceleci davranmamalısın. Doğa yürüyüşleri veya meditasyon gibi aktiviteler, zihnini sakinleştirip, yeni açılımlara kapı aralayacaktır. Kendine zaman ayırmayı es geçme; bu, iç huzurunu bulmanda etkili bir yol olacak. Pozitif enerjini paylaşırken, kendi sınırlarını da korumayı unutmamalısın.