Türkiye Tiyatrosu’nun Narin Çiçeği: “Yıldız Kenter”

Türkiye Tiyatrosu’nun Narin Çiçeği: “Yıldız Kenter”

İki yıl önce bugün aramızdan ayrılan, tiyatro tarihimizin mihenk taşlarından Yıldız Kenter’i, vefatından kısa bir süre önce Burak Süme’nin kendisiyle yaptığı söyleşi ile anıyoruz…

YILDIZ KENTER: “BİZİM BİR SANATÇI OLARAK GÖREVİMİZ REDDETMEK, ÖTEKİLEŞTİRMEK DEĞİL, MEVCUT OLANIN ÖZÜNE YOĞRULMAKTIR!”

Türkiye tiyatrosunun narin çiçeği Yıldız Kenter’i 17 Kasım 2019’da sessizlerin dünyasına uğurlamıştık. Vefatından kısa bir süre önce kendisini Maltepe Üniversitesi için hazırladığım “Sanatta Kadın Olmak” çalışmam için Bebek’teki evinde ziyaret etmiştim. Sosyal medyada birçoğumuz kendisinin “Hatalı olduğunu anlayan bir insanın bunu telafi etme çabasını gördüğümde özür beklemem. Bu bana özürden daha samimi gelir. Bana samimiyet yeter.” sözlerine mutlaka denk gelmişizdir. Her sözü bilgelik ve hayata dair olan Yıldız Hanım, son zamanlarında anılarıyla yaşamayı tercih etmişti belli ki. Sinemada göründüğü “Hanım”, “Büyük Adam Küçük Aşk” ve “Beyaz Melek” filmlerindeki gibi hep uzakta kalan sevgiliye duyduğu özlemin hüznü vardı gözlerinde. Giderken asansör gelene kadar kapıda bekleyişi ve o son el sallayışı halen aklımda. Cenazesine Belkıs Özener ile birlikte katılmıştım. Kendisini rahmet ve sevgiyle anıyorum. 

KENTER TİYATROSUNU KURARKEN MADDİ YOKSUNLUKLARIMIZ VARDI!

Yıldız Hanım, Harbiye’de kendi soy isiminiz taşıyan tiyatronuzun kendisine has o kalıplaşmış silueti arasında beni en çok etkileyen, koltukların arkasında yazılı olan bürokrat ve sanatçılarının isimlerinin halen korunuyor olması. Bizler izleyici olarak oturduğumuz bu koltuklarda bizden öncekilerin soluğunu hissedebiliyoruz. Neler söylemek istersiniz?

   Kenter Tiyatrosu’nu kurarken bir takım maddi yoksunluklarımız vardı. O dönem özel tiyatro kurmak çok güç bir şeydi. Sevgili dostum rahmetli Talat Halman bana destekleyici bulmamın zor olacağından bahsederek peşinen koltukları satmamı önerdi. Ben de “Henüz daha tiyatrom kurulmamış, kime ön sıralardan koltuk al, adını da yazacağım.”  teklifinde bulunabilirdim ki… Ama bir yandan da koltuk satışı için dolaşmaya da başladım. Sonunda rahmetli Nezihe Aras Hanım beni Beyoğlu’na götürüp, Erol Simavi ile tanıştırdı. Koltuk meselesini Erol Bey’e de anlatınca bize “Adresinizi bırakıp, gidiniz.” dedi. O dönemin parasıyla üç milyon biçmiştik koltuk başına. Sonradan haber geldi, Erol Bey tam on tane satın almıştı. Artık ben de kime koltuk satmaya gittiysem, “Erol Bey, on tane satın aldı.” diyordum. Kendisine minnettarım. 

Kenter Tiyatrosu özel tiyatro sonuçta… Diğer ödenekli tiyatrolardan çok daha başka ihtiyaçları var. Bu şartlar altında nasıl gelişme gösterdiniz?

   Tiyatroda gelişmek için devlet yardımı gerekli. Tiyatromu ekonomik nedenlerden ötürü isteseydim birkaçç kez satar, yılda sadece bir iki kez sahneye çıkardım. Tiyatromun hiçbir zaman maddi güçlüklerinden kurtulacağına inanmıyorum. Ama ben öldüğümde, alıp öteki dünayaya götüremeyeceğim için tiyatromun eski tarihi bir eser gibi korunmasını istiyorum. Bu belki ben öldükten sonra olacak, bilemeyiz.

“YILDIZ KENTER’İN RANDEVUYA İHTİYACI YOKTUR!” DEMİŞ

   Tiyatronuzu kurduktan sonra dönemin başbakanı Süleyman Demirel’den yardım almak geliyor aklınıza. Randevu talebinde bulunduğunuzda size “Yıldız Kenter’in randevuya ihtiyacı yoktur. İstediği zaman gelebilir.’’ cevabı geliyor. Devamını sizden dinleyebilir miyiz?

   Evet… Tiyatromda haciz vardı. Hacizin kaldırılması için Süleyman Bey’in yanına Ankara’ya gitmiştik. Bize çok yardımları dokundu. Kazım Taşkent’ten tiyatromuzu kurarken borç almıştık. Belirli zaman aralıklarında taksitle geri ödüyorduk fakat Kazım Bey vefat edince ödeyemez hale geldik. O günlerde gazetede tiyatromuzun icra yoluyla satışa çıkarıldığına dair bir ilan gördüm. Çok üzüldüm. Ne yapacağımı bilmiyordum. Hemen Süleyman Demirel’i aradım ve yardım istedim. Tiyatromu bugün ona borçluyum. Aradan zaman geçti ve bir gazetede tesadüfen söyleşisine rastladım. Bugüne kadar hiç aşk mektubu almadım demişti. Ben de onun bu yardımına ve duygularına kayıtsız kalmamak için ona tiyatro sevgimi anlatan bir aşk mektubu yazdım. “Siz hiç aşk mektubu almadınız ama büyük bir aşkla bağlı olduğum tiyatromun satışını engellediniz. Dolayısıyla bu sonsuz tiyatro aşkımın içinde o günden beri siz de oldunuz hep…” dedim. Birkaç gün sonra Süleyman Bey ve eşi Nazmiye Hanım telefon açarak teşekkürlerini ilettiler. 

MELİH CEVDET ANDAY BANA, “VALLAHİ YILDIZCIĞIM BEN DE BİLMİYORUM!” DEDİ

   “Mikado’nun Çöpleri”ne gelecek olursak bu oyun sizin de sanat kariyeriniz içerisinde önemli yer tutuyordu. İlk kez Kenter Tiyatrosu tarafından sergilenen bu oyunun konusu da çok ilginçti. Oyunun yazarı Melih Cevdet Anday insan kişiliklerinin derinliklerinde yatan çatışmaları, ötekiyle ilişkilerde yaşanan karşılıklı kaypaklıkları, yalanları inandırıcı kılmak için takınılan maskeleri oyunun yapısına özgü bir mantıkla yüzeye çıkarıp, sergiliyordu. Böylesi derinlikli bir oyunu sahneleme aşamalarınızdan bahsedebilir misiniz?

   Melih Cevdet’in “Mikado’nun Çöpleri”ni Müşfik’le birlikte sahneye koymaya karar verdiğimizde prova esnasında metni okurken hep yeni bir şeyler keşfediyorduk. Ucu açık kalmış bazı noktalar. Melih Cevdet’le de henüz o kadar da bir tanışıklığımız yoktu. Kendisini aradım ve bir randevu aldım. Evinde buluştuk. Çok güzel bir yemek sofrası hazırlamıştı. Laf lafı açıyor ama konu bir türlü “Mikado’nun Çöpleri”ne gelmiyordu. İçimi içimi yedi. Giderken dayanamadım ve oyunla ilgili birkaç sorum olduğunu hatırlattım. O da döndü bana gülümseyerek “Vallahi Yıldızcığım, ben de bilmiyorum” dedi. 

“AFİFE JALE BİR DEVRİMDİ!”

   Yıldız Hanım, “Mikado’nun Çöpleri”de kadın ve erkeğin ilişkisi üzerine kuruluydu. Bir sanatçı olarak erkek hegemon dünyası içerisinde kadının konumlandırılışı ve oluşan önyargıları nasıl değerlendiriyorsunuz?

   Yunan mitolojisine göre insan varlığı evrene tek bir bütün olarak dünyaya gönderilmişti. Kadın ve erkeğin ruhları tek bir vücutta toplanmıştı. Rivayete göre bir yıldız gelmiş ve onları ikiye ayırmıştı. Böylelikle de kadın ve erkek kimliği oluşmuştu. O günden sonra da kadın ve erkek hep diğer yanlarını, kaybolan parçalarını yani eşlerini arar oldular. Olaya böyle bakacak olursak kadın ve erkek her zaman eşittirler. Toplumda böyle bir ayrımın yapılması, erkeğin kadından üstün olarak gösterilmesi çok yanlış. Bu bir kadının doğada erkeğin yaptığı ve yapacağı şeyleri yapabilir anlamına gelmiyor. Aynı şekilde bir erkekte kadının yaptığı şeylerin üstesinden tam anlamıyla gelemez. Mesela kadınlar fiziksel olarak erkekten çok daha güçsüzler ama anne olabiliyoruz, uzlaşıma açık, barışçılız. Kimlik olarak toplumda bir kadın ve erkek aynı iş yerinde çalışabiliyorlar. Mesela “kadınlaşmak” ve “erkekleşmek” sözcükleri hiç hoşuma gitmiyor. Kimi zaman bir erkek şık ve bakımlı olunca hemen ona kadınlaştı gözüyle bakılıyor. Aynı şekilde bir kadına da bir erkeğin işinde çalıştığı zaman erkekleşti tanımlaması yapılıyor. Bence bu çok yanlış. Kadın kadındır, erkek erkektir. Önemli olan her iki cinsin de aynı sosyal, kültürel ve siyasal haklardan eşit olarak yararlanmasıdır.

   Olayı böyle değerlendirecek olursak hemen size Afife Jale desem…

   Afife Jale, Türk tiyatro için önemli bir devrimdi. Muhsin Ertuğrul’dan, Bedia Muvahhit’den çok dinledim. Kendi adıyla sahneye çıkmak istemesi beni çok etkilemişti. Kadıköy’de şimdiki reks sinemasında Hüseyin Suad’ın “Yamalar” piyesinde rol almış, hatta bir Osmanlı zabiti ona fahişe gözüyle bakıp, tokatlamış. O da bunu gururuna yedirememiş morfin bağımlısı olmuştu. 

   Gülriz Sururi “Bir An Gelir” (2003) kitabında sahneye çıkan ilk Türk kadın oyuncunun Afife Jale değil, teyzesi Mevdude Refik Hanım olduğunu iddia ediyor. Vasfi Rıza Zobu’da Kadriye ismindeki başka bir oyuncunun varlığından bahsediyor. Sizce sahneye çıkan ilk Türk kadını kimdi?                                                              

   Sahneye ilk kimin çıktığı önemli değil. Önemli olan o devrin zorlu koşulları altında bir şeyler üretebilmek. Gülriz benim yakın dostumdu. Annesi de ilk operetçi Suzan Lütfullah’tı. Teyzesi ve annesiyle ilgili birçok anıyı ondan dinlemiştim ama Kadriye Hanım’ın mevcudiyetiyle ilgili bir bilgiye vakıf değilim ama bu onun da sahneye çıkmadığı anlamına gelmez. Mesleğini severek yapan herkese saygımız sonsuz. 

“HAYATTAKİ TEK VARLIĞI KEDİSİ OLMUŞTU!”

   Ve kişisel sinema seçkimde önemli yer tutan her sahnesi belleğime kazınan “Hanım” (1989) filminiz… Camın içerisinden Olcay Hanım’ın karanlığı üzerine yayılan bir ışık ve ölüm ve yaşam arasındaki gelip geçicilik duygusu. Zaten bu filmde yaşadığınız bir trajedi nedeniyle çekiliyor. Bir turne dönüşü geçirdiğiniz trafik kazasıyla Kamuran Yüce hayatını kaybediyor. Filmin rejisörü Halit Refiğ haberlerde sizi üzücü bir halde görünce size vermiş olduğu film sözünü hatırlıyor. “Düşlerden Düşüncelere” adlı söyleşi kitabında filmi için “Benim dünyaya bakışımın sinema anlayışımın uç noktasıdır.” diyor. Zaten auterist bir rejisör olduğu için filmde kendi yaşantısından da izler var. Mesela annesi kanserden vefat etmiş, siz de filmde aynı sonu paylaşıyorsunuz. Kediye olan düşkünlüğünüz ve piyano öğretmeni olmanız da eşi Gülperi Hanım’ın mesleğinden ve “Kediciklerim” adlı eserinden kaynaklanıyor. Filminiz için neler söylemek istersiniz?

   Filmde eski bir İstanbul hanımefendisi Olcay Hanım’ı canlandırdım. Eşini çok genç yaşta Dumlupınar’da kaybetmiş, hayatta ki tek varlığı kedisi Hanım. Büyük bir konakta yaşıyor ama kapısını çalan kimsesi yok. Sonunun yaklaştığını biliyor ama tek derdi kedisine bir kapı aramak… Kızıyla olan iletişimsizliğe de filmin en önemli çatışma noktasıydı. Aralarında kuşak farkı vardı. Film kaybolmakta olan bazı değerleri çok güzel imgelerle anlatıyordu. Mesela eski dönemin tekneleri, çatanaları… Mesela bir otobüs sahnesi vardır. Olcay Hanım, Beşiktaş’tan otobüse biner ve Bebek’te iner. O kısacık yol boyunca talebelerin kendi aralarındaki konuşmalarını hayretle dinler. Filmde şizofreni sahneler de vardı. Mesela ölmüş kocasıyla konuşuyordu. Filmin sonunda da vasiyetini yazmak ister ama ömrü vefa etmez. Sessiz sedasız koltuğuna oturur ve hayatını kaybeder.  Cesedini günler sonra kızı bulur. 

   “Ölüm” ve “doğum” sözcükleri sizin için neler ifade ediyor?                                                                                                                         

   Biz oyuncular sezonun her kapanışıyla ölürüz, her yeni sezonda yeniden doğarız. Tıpkı Anton Çehow’un dediği gibi, “Bir mevsimin ardından kendimizi treni kaçırmış gibi bir köylünün şaşkınlığı içinde hissederiz.”

ÖNCE ARABESKİN TARİFİNE BAKMAK LAZIM!

   Yıldız Hanım, filmografinizi incelediğimde çok ilginç detaylara da rastladım. Mesela Orhan Gencebay’la bir filminiz (Zulüm, 1983) var. O dönem ülkede müziğin yozlaştığını düşünen sanatkarların aksine bir arabesk filminde rol alıyorsunuz. Neler söylemek istersiniz?

   Bu bir kültür ve arz-talep meselesidir aslında. Önce arabeskin tanımına tarifine bakmak lazım. Çünkü o dönemde arabeski yanlış yorumlayarak kullananlar oldu. Arabesk müziğin bir karmaşasını içeriyor, bu karmaşayı da o dönemin Türkiyesi’nin kendi içerisine düştüğü krizle özdeşleştirenler oldu. Toplumda bir farkındalık yarattı. Dolmuşlarda, arabalarda arabesk tarzı kasetler çalınmaya başladı. Bir de baktık ki hayatımızın her alanına girer olmuş. Kimi şarkılar ben de tiksinti yarattı, bazıların da duygulandım. Demek ki arabeskte birşeyler vardı ki… Bizim bir sanatçı olarak görevimiz reddetmek, ötekileştirmek değil, mevcut olanın özüne, güzeline yoğrulmaktır. Nasıl başladığını ve hangi sonuçlara ulaşabileceğini araştırmaktır. 

TİYATRO REJİSÖRLÜĞÜ İLE SİNEMA REJİSÖRLÜĞÜ BAMBAŞKA

Tiyatroda oyuncu hem de rejiör kimliğiniz altında eserlerinizi ürettiniz. Fakat sinemada bunun aksine sadece oyuncu olarak var oldunuz? Bir gün sizi sinemada yönetmen koltuğunda görebilecek miyiz?

   Sinemada hiçbir zaman rejisörlük yapmayı düşünmedim. Çünkü tiyatro rejisörlüğüyle sinema rejisörlüğü bambaşka boyutlara uzanıyor. Mesela bir fotoğraf makinası elinize alıyorsunuz ve birçok fotoğraf çekiyorsunuz. Kimi zaman güzel fotoğraflar ortaya çıkıyor, kimi zamanda çok flu, bulanık görüntüler. O nedenle rejisörlüğü denersem belki başarısız olabilirim düşüncesiyle hiç kamera arkasına ilgi duymadım. 

HEM SİNEMADA HEM TİYATRODA SUFLEYE KARŞIYIM!

Amerikan Elması”nın (1964) yerli uyarlaması “Elmacı Kadın” (1971) filminde de rol almıştınız. Sinema uyarlamaları için neler söylemek istersiniz?

   O dönem Türkiye’ye Avrupa’dan filmler ithal ediliyordu. İzleyici yabancı filmleri de çok sevmişti. Bu filmde dediğin gibi “Amerikan Elması”nın yerli uyarlamasıydı. Rejisörü Fevzi Tuna’ydı. Ben de Bette Davis’in elmacı kadın rolünü oynuyordum. Glenn Ford’un gangsteri tiplemesini de Tugay Toksöz canlandırmıştı. Filmdeki birçok sahne orjinal filmden alınmıştı.  Yeşilçam sinemasında belirli kalıplar çizilirdi. Siz de sinemada olmak isteyen bir oyuncuysanız ister istemez o kalıbın içerisine girmek zorundasınız. Mesela tiyatro oyunculuğuyla sinema oyunculuğu aynı şey değil. Çok farklıdır. Tiyatroda sesinle, mimiğinle oyununu sahnenin en arkasında oturan seyirciye bile duyurmak zorundasın. Sinemada ise karşında konumlandırılan kameranın karşısında en asgari hareketle rolünü izleyiciye sunarsın. Ben hem sinemada hem tiyatroda sufleye karşıyım. Çünkü bir oyuncunun herşeyden önce rolünü ezberlemesi lazım… 

“BEYAZ MELEK” FİLMİMDE ÖLÜMÜN GERÇEĞİ VARDI!

   Son dönemde çektiğiniz filmlere gelecek olursak “Büyük Adam Küçük Aşk” (2001), “Güle Güle” (1999) ve “Beyaz Melek” (2007) … Günümüz Türk sinemasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

   Günümüz Türk sinemasının büyük başarı kazandığını görüyorum. Ancak bu saydığın filmler sinema salonlarının Avrupa filmleri tarafından istila edildiği dönemlerde vizyona girmişlerdi. O dönem Türk sinemasının en iyi filmleri dahi oynayacak salon bulamıyorlardı. “Büyük Adam Küçük Aşk” filminin senaryosu çok hoşuma gitmişti. Rolüm çok küçüktü ama bir oyuncu iyin rolün büyüğü küçüğü olmaz. Filmde Şükran’la da karşılıklı sahnelerimiz vardı. Özellikle kadının duyduğu ümitisiz aşkına, bekleyişine hayran kaldım. Genellikle benim bu son dönemde çekmiş olduğum filmlerin teması uzakta olan bir sevgiliye duyulan özlemle koşullandırılmıştı sanki. Mesela “Güle Güle” filmi de aynı şekilde. Sıkı dostluğun var olduğu bir aşk hikâyesi işlenmişti filmde. Bir kasabada çocuklukları beraber geçen beş yakın arkadaş, ölmekte olan arkadaşlarının son arzusunu yerine getirmek için banka soygunu yaparlar. Filmin sonunda arkadaşları Kübada’ki aşkına ulaşamaz. Çünkü o da orada ölmüştür. “Beyaz Melek” filminde de ölüm gerçeği vardı. Mahsun Kırmızıgül bu filmi çok güzel yönetti. Benim de son filmimdir. 

ÖNEMLİ OLAN ÖDÜL SAYISINI ARTTIRMAK DEĞİL!

   Sanat kariyeriniz içerisinde birçok ödüle layık görüldünüz ve birçok genç oyuncuya da ödül verdiniz. Ödül almak sizin için neler ifade ediyor. Bir kıstas olarak kabul edebilir miyiz? Çünkü kimi oyuncular karar mercii yüksek olan bir otorite tarafından ödüle layık görüldüklerinde sanatta yeterliliğe ulaştıklarına inanıyorlar. Bu konu hakkında neler düşünüyorsunuz?

   Önemli olan ödül sayısını arttırmak değil… Ödül almak bir oyuncu için özellikle de genç bir oyuncu için teşvik edici olabilir ama yeni bir role başlıyorsanız, henüz daha tarihini bile bilmediğiniz bir ödül törenine hazırlanıyor olmanız çok yanlış. Yaratıcılığınızı da öldürür. Bir oyuncu için önemli olan rolü hakkıyla başarmak ve bunu seyirciyle paylaşmaktır. Ödül törenleri aslında bir algı ve hareket yaratma çabasıdır, aynı zamanda kısa vadede reklam işidir. Ödül alırken sahnede hepimizin söylediği birçok gereksiz laflar vardır. Mesela “Bu ödülü alırken ne söyleceğimi bilemiyorum.”, “Çok mutluyum.”, “Beni bu ödüle layık gören komiteye çok teşekkür ediyorum.” gibi…  Bizim ödül törenlerimizin en güç tarafı da jüri komitesindeki isimlerin seçilmesinden kaynaklanıyor galiba. Kimi zaman komitede rövanşizt duyguları olan meslektaşlarımız da seçilmiş olabiliyor. Önemli olan tüm kızgınlıkların üstesinden gelebilecek, objektif ve bu işi iyi bilen beyinlerin bir arada toplanması. 

VÜCUDUM BENİM ENSTRÜMANIM!

   “Ramiz ile Jülide” (1996) oyununuzda eski bir seks yıldızının hayatını canlandırmak için nü pozlar çektirdiniz. Hatta “Bu fotoğraflar Yıldız Hanım’a ait değil.” diye tepki gösterenler de olmuş. 

   Vücudum benim enstrümanım. Mevzubahis fotoğrafları ben bilhassa oyunun afişinde kullanmadım. Sadece oyunun dekorunda geçiyor. Başkasına çektirelim senin yüzünü ona montaj edelim dediler. Bu bana hiç etik gelmedi. Mesleğime bir ihanetti bu. Tiyatro bir delilik halidir ve birçok şeye göğüs germeniz gerekir. 

YILDIZ KENTER – BURAK SÜME

  Son oyununuz “Kraliçe Lear” (2009) de ise sahnede amuda kalkıyordunuz…

   O sandığınız gibi zor bir şey değil. Bir tekniği var, eğitimli oyuncular bunu bilir. Konservatuarın birinci senesinde ses ve nefes egzersizleri için dersler verilir. Ben de bu dersi verdiğim için antremanlı sayılırdım. Kollarım zayıf, başarıyla köprü kurabilirim ama belli bir yaşta zor olabiliyor. Yoganın da ilk hareketi baş üzerinde amuda kalkmaktır. Kan beyne hücum edeceği için beynin besleneceğini savunur yogacılar…

   Bu güzel söyleşi için size ne kadar teşekkür etsem az. Eklemek istediğiniz şeyler var mı?

   Hayatımı sevdiğim bir işi yaparak geçirmiş olmanın mutluluğuyla yaşıyorum. Sana da teşekkür ediyorum beni bu çalışmanla heyecanlandırdığın için. 

BURAK SÜME

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • Koç
  • Boğa
  • İkizler
  • Yengeç
  • Aslan
  • Başak
  • Terazi
  • Akrep
  • Yay
  • Oğlak
  • Kova
  • Balık
KOÇ BURCU YORUMU

Bugün, enerji dolu bir ruh hali içinde olacaksın. İçinde taşan cesaret ve kararlılık, seni yeni maceralara yönlendirecek. Hedeflerine ulaşmak için adım atmaktan çekinmeyeceksin. Sosyal çevrendeki insanlar, senin liderlik vasıflarını takdir edecek. Ancak, aceleci tavırların bazı ilişkilerde gerginlik yaratabilir. Dikkatli olun, düşünmeden hareket etmemeye çalış. Aynı zamanda, kişisel gelişimine yönelik yeni fırsatlar keşfetmen mümkün. Gözlemlerin ve sezgilerin, senin için yol gösterici olacak. İletişimde açık ve samimi ol, hislerini net bir şekilde ifade etmek, aradaki bağı güçlendirebilir. Bugün, yeniliklere ve değişime açılmak, seni daha da ileri taşıyacak. Unutma, cesaretin yanında sabırlı olmak da önemli.

BOĞA BURCU YORUMU

Bugün, sabırlı ve kararlı yapınla çevrenizdeki insanlara ilham verebilir, onlarla uyum içinde bir iletişim kurabilirsiniz. Duygusal olarak güçlenmiş hissetmeniz, sevdiklerinizle olan ilişkinizdeki bağları daha da kuvvetlendiriyor. Finansal konularda dikkatli ve araştırmacı bir tutum benimsemek, sizi beklenmedik sürprizlerden koruyabilir. Sanatsal yönlerinizi ortaya çıkaracak projelere yönelmek, ruhsal olarak sizi besleyecek ve keyif verecek. İçsel huzurunuzu bulmak için doğaday zaman geçirmeniz, stresinizi azaltsa da zihinsel dinginliğinizi artıracak. Yeni bir hobi veya ilgi alanı keşfetmek, yaratıcılığınızı artırabilir ve günlük yaşamınıza farklı bir heyecan katabilir. Unutmayın, her yeni başlangıç, hayatınıza taze bir nefes getirebilir.

İKİZLER BURCU YORUMU

Zihinsel enerjinin zirve yaptığı bir dönemdesin. Meraklı doğanın ön plana çıkacak, yeni fikirler ve bilgileri keşfetme arzusuyla dolusun. Sosyal çevrendeki insanlarla olan etkileşimlerin, iletişim becerilerini parlatarak sana yeni fırsatlar getirebilir. Ancak, dikkatli ol; zaman zaman yüzeysel konuşmalara yönelmek yerine derinlemesine bağlar kurmaya gayret et. İş veya günlük yaşamda karşılaşacağın zorluklar, esnek düşünme kabiliyetin sayesinde aşılabilir. Duygusal ilişkilerde ise, açık ve dürüst olmak, belirsizlikleri gidermek adına faydalı olabilir. Bugünün, içsel düşüncelerini ifade etmek ve yeniliklere açık olman için mükemmel bir zaman. Yaratıcılığını serbest bırak.

YENGEÇ BURCU YORUMU

Duygusal derinliğin ve sezgisel yeteneklerin bugün oldukça belirgin. Sevdiklerinle olan ilişkilerine daha fazla zaman ayırma isteği hissediyorsun. Kendini ev ortamında daha rahat, huzurlu ve güvende hissediyorsun; belki de bazı nostaljik anıları yeniden yaşatmak isteyebilirsin. Yapmak istediğin bazı değişiklikler için harekete geçmek için uygun bir zaman. İçsel dünyana yaptığın yolculuklar, seni daha güçlü kılıyor.Aşk hayatında daha duyarlı ve şefkatli bir yaklaşım sergilemen, partnerinle arandaki bağı güçlendirebilir. Uzaklardan gelecek bir haber veya beklenmedik bir ziyaret, ruh halini yenileyebilir. Sosyal ilişkilerin de ilgi alanlarının değişmesiyle yeni dostluklara kapı aralayabilir; bu, seni besleyen bir etki yaratacak.Kendini iyileştirmek ve yeni şeyler öğrenmek için zaman ayırmalısın; belki bir hobi edinmek ya da mevcut hobilerine yönelmek sana iyi gelecektir. İş veya kariyer alanında, sezgilerini dikkate alman faydalı olabilir; kararlarını verirken iç sesine kulak vermek, doğru yolda olmanı sağlayacak. Bugün belirsizliklere karşı içinde hissettiğin cesaretle ilerle, verdiğin kararların tatmin edici sonuçlar doğurabilir.

ASLAN BURCU YORUMU

Sahip olduğun cesaret ve karizma, çevrendekileri etkilemeye devam edecek. Bugün, lider özelliklerin ön plana çıkarken, takım çalışmasına olan yatkınlığın da dikkat çekecek. Yaratıcılığın yeni projeler için ilham verici olabilir. Kendine olan güvenin, zorlukların üstesinden gelmende kilit rol oynayacak. Flörtöz bir atmosfer seni bekliyor; duygularını açık bir şekilde ifade etmekten çekinme. Ancak, ben merkezli davranışlardan uzak durmak, ilişkilerinde dengeyi korumak açısından önemli olacak. Kendini ifade ederken, başkalarının duygularını da dikkate almayı unutma.

BAŞAK BURCU YORUMU

Bugün detaylara olan düşkünlüğün seni önemli noktalara yönlendirebilir. İş ve sağlık konularında daha önce ertelediğin planları hayata geçirmek için uygun bir zaman. İletişimde dikkatli olman gereken anlar var, söylediklerine özen göstermelisin. Çevrende seni anlamayan insanlarla karşılaşabilirsin, bu durum motivasyonunu etkileyebilir. Sabırlı kalmak ve düşüncelerini net bir şekilde ifade etmek çok önemli. Aile bireyleriyle olan ilişkiler, mutluluğunu artıracak ve sana güç verecek. İçsel huzurunu sağlamak için kendine zaman ayırmayı ihmal etme, doğa yürüyüşleri ya da meditasyon gibi aktiviteler ruhunu ferahlatabilir. Unutma, ufak iyileştirmeler ve düzenlemeler büyük farklar yaratabilir.

TERAZİ BURCU YORUMU

Duygusal dengeni bulmak için doğru bir dönemdesin. İlişkilerde seni rahatsız eden unsurları açıkça konuşma cesaretini gösterebilirsin. Sosyal çevrende dikkatini çeken bir kişiyle daha derin bir bağ kurma fırsatı doğabilir. Estetik ve sanatsal etkinliklere yönelmek seni besleyecek. İçsel huzurunu bulmak için yalnız kalmak isteyebilirsin. Bunlar, yaratıcılığını açığa çıkarmak için harika fırsatlar sunacak. Kendi değerini fark etmen, başkalarıyla olan ilişkilerinde de pozitif bir etki yaratacak. Her şeyin birlikteliği ve uyum içinde gelişmesi için gerekli adımları atma zamanın geldi.

AKREP BURCU YORUMU

Duygusal derinlikler, içsel dönüşüm için harika bir zaman. Bugün sezgilerin güçlü, çevrendekileri anlamak için dikkatle gözlem yapmalısın. İlişkilerde samimi bir iletişim ihtiyacı var; açıkla, sırlarını paylaş. Gizli kalmış duygular ortaya çıkabilir; bu, ilişkilerin güçlenmesi için bir fırsat sunar. Kendini yeniden keşfetme isteği içindesin; bu, sana yeni bir bakış açısı kazandırabilir. Bağlantılar kurmak, derin sohbetler yapmak için ideal bir dönemdesin. Gerek kendinle, gerekse başkalarıyla olan etkileşimlerin, dönüşüm ve büyüme potansiyeli taşıyor. Kararlılığın, zorlukların üstesinden gelmeni sağlayacak. İçsel huzuru bulmak ve geçmişle hesaplaşma zamanıdır.

YAY BURCU YORUMU

Yay burçları için bugünün enerji dolu ve macera arayışıyla dolu bir zaman dilimi olduğu söylenebilir. Öğrenme ve keşif arzusu oldukça yüksek. Yeni ufuklar açma fırsatları karşınıza çıkabilir, bu da sizi heyecanlandıracak. Sosyal ilişkilerde meydana gelebilecek sürprizler, ilginç insanlarla tanışma şansı sunabilir. Özellikle iletişimde cesur olun yeter, düşüncelerinizi açıkça ifade etmekten çekinmeyin.Ayrıca, sezgisel yeteneklerinizin öne çıkmasıyla, karşınızdaki insanları daha derin bir düzeyde anlamak mümkün olabilir. Aşk hayatında, spontane ve tutkulu bir yaklaşım sergileyebilirsiniz; bu da ilişkinizi canlandırabilir. Yalnız olanlar için, sosyal ortamlarda dikkat çekici biriyle tanışma imkanı mevcut. Fakat, maddi konularda dikkatli olmalısınız; bütçenizi aşacak harcamalardan kaçınmakta fayda var. Bunun yanı sıra, ruhsal ve fiziksel sağlığınıza özen göstermek, dengeyi sağlamak açısından önem taşıyor.

OĞLAK BURCU YORUMU

Bugün, sorumluluk ve istikrar duygunuz ön planda olacak. Yıldızların hizalanması, uzun vadeli hedefleriniz ve kariyerinizle ilgili yeni fırsatları görebileceğiniz bir zamanı işaret ediyor. Hedeflerinize ulaşmak için disiplinli ve kararlı bir yaklaşım sergilemek size güç verecek. İletişimde net ve açık olmak, çevrenizdekileri ikna etmede etkili olacaktır.Sosyal alanınızda bazı ilginç bağlantılar kurma fırsatı doğabilir. Arkadaşlarınızla gerçekleştireceğiniz toplantılarda, fikirlerinizi paylaşmak ve ortak projelere yönlenmek keyifli anlara yol açabilir. Duygusal anlamda da derinlik hissettiğiniz anlar yaşayabilir, sevdiklerinizle olan bağınızı güçlendirebilirsiniz. Kendinize zaman ayırmayı unutmayın; içsel dengeyi bulmak, stresle başa çıkmanıza yardımcı olacak.Bugün, kariyerinize odaklanırken aynı zamanda ev ve aile hayatınıza da önem vereceksiniz. İki yönlü bir denge kurmak, mutluluğunuzu artırabilir. Kısacası, kararlı adımlarınızla hem iş hem de özel hayatınızda sağlam temeller atma fırsatı bulduğunuz bir gün geçireceksiniz.

KOVA BURCU YORUMU

Sosyal ilişkilerinde güçlü bir etkileşim dönemi başlıyor. Arkadaş çevrenle yapacağın etkinlikler, yeni bağlantılar kurmanı sağlayabilir. Farklı düşüncelere açık olman ve yenilikçi yaklaşımlar sergilemen dikkat çekici bir aura oluşturacak. Belki de bir grup projesinde liderlik rolü üstleneceksin. İletişimde hem sezgisel hem de analitik bir bakış açısı kazanarak, sorunların üstesinden kolaylıkla gelebilirsin. Özgürlüğüne düşkün yapın, bu süreçte daha da belirginleşebilir; bireyselliğini ifade etmek için fırsatlar bulacaksın. Aynı zamanda, içsel huzuruna ulaşman adına meditasyon veya doğa yürüyüşleri gibi aktiviteler faydalı olabilir. Kendi değerlerini sorgulamak ve kişinin hayatta neyi gerçekten istediğini netleştirmek için ideal bir zaman dilimindesin. Farklı ve yenilikçi olmanın getirdiği özgüveni hissettikçe, sınırlarını zorlayarak büyümek isteyeceksin. Başkalarına ilham verme potansiyelin yüksek; bu dönemdeki enerjini olumlu bir şekilde yönlendirirsen, iyi sonuçlarla karşılaşabilirsin.

BALIK BURCU YORUMU

Bugün duygusal derinliklerde yüzme isteği duyabilirsin. Hayal gücün son derece yüksek çalışırken, sanatsal yeteneklerin de ön plana çıkabilir. İçsel huzuru yakalamak için doğayla vakit geçirmek veya meditasyon yapmak faydalı olabilir. Kendini kararsız hissedebilirsin; bu nedenle önemli kararları alırken acele etmemekte fayda var. Sevgi ve dostluk ilişkilerinde duygusal bağları kuvvetlendirmek için samimi iletişimler kurabilirsin. Duygusal destek arayışın artarken, başkalarına da destek olma isteği kendiliğinden doğabilir. Kendine güvenmeli ve içsel sezgilerine dikkat etmelisin; bu sayede hayatında yeni fırsatları görebilirsin. Özellikle yer aldığın sosyal ortamlarda, sıra dışı fikirlerinle dikkat çekebilirsin. Unutma ki, hislerin ve sezgilerin seni doğru yola yönlendirecektir.

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM