TEK GÖZLÜ KAHRAMAN

TEK GÖZLÜ KAHRAMAN

”Dövüşlü film” diye bi kavram bilirdik, çocukken biz.
Sinema kapısında, nispeten tecrübeli gibi duran büyüklere sorulurdu;
-”Dövüşlü mü abi”?
Anca dövüşlüyse girilirdi filmi izlemeye.
****
Bilmem sağ mıdırlar şimdi?
Vang Yu ve Bruss Lee, Giresun gençleri ve çocukları üçün iki büyük kahramandı o günler.
Ahabu satırları yazar iken, beynimde dolanıp duruyo şimdi;
-”Ölselerdi duyardım besbellim”?
-”Acaba biliyordum da unuttum mu”?
-”Yok, ula ölmemişlerdir”?
Falan.
****
İnşallah ölmemişlerdir.
Cenazeleri, şehrimize getirilir de bigün, Çınarlar Camii’nden kaldırılırsa eğer, harbiden çok kalabalık olur yolcu edenleri.
Aha gözlerim doldu.
Gosgoca kahramanlar ölür mü?
****
Bizler, Giresun veletleri, tam da iki büyük ve birbirine ”düşman” saflara ayrılmışken, Vang Yu’cular ve Bruss lii’ciler olarak, ilaveten hangisi hangisini döver iddialaşmaları ayyuka çıkmışken;
Bi de ”kolsuz kahraman” diye üçüncü bi herif peyda olduydu, sinemalarda.
O da karateciydi ve film boyunca herkesi dövüyordu.
Bi kolu resmen yoğidi.
****
Hakkında çok dedikodu yapıldıydı adamcaazın, şimdi Allah üçün gonuşacam;
-”Vang Yu’nun arkadaşıymış”!
-”Bruss Lee’nin amcaoğluymuş”!
-”Aslen Erzurumluymuş”!
-”Aslında kolu varmış, arkasına saklıyormuş oolum”!
Ne bilim ben? Biz çocuktuk, o kahramandı işte.
Geleni geçeni pataklıyordu.
****
(Bu gizem günümüzde de sürmekte olup, üçüncü bi artizz çıkmadığı, Bruss Lee’nin zaten kolsuz kahraman olduğu ileri sürülmektedir. Belki de çift rolde olduğu gibisinden bi orta yol bulmaya çalışılmaktadır. Herifler hepten birbirine benziyo, gerçeği nasıl anlayacaz yahu? Şimdi ben yazıya ara verip de Japonya’ya mı gideyim sırf bu iş için?)
****
Öyle bi etkisinde kalmışım ki…
Şu yaşıma gelmişimdir.  Hala kendimi ”kolsuz kahraman” hissederim muhterem kardeşlerim..
Uyanıp evden çıkarken, düşündüğüm çok olur;
-”Dur, şu sağ kolumu bi bandaja sarıp sırtıma doğru sakliyim de öyle çıkayım dışarı.. Bakalım cadde esnafı ne tepki verecek”?
Yapacam bi gün, görürsünüz..
****
Çok sevdiğim bi dostumla rastlaştık…
Genelde Ankara‘da yaşar, arada bi gelir buralara.
2-3 yaş büyük de olsa benden, beraber büyüdük O’nunla. Analarımız, babalarımız da kankiydi en güzelinden.
Oturduk uzun uzun. Laf lafı şey etti. Geldi benim, çift gözlüklü olmama dayandı mevzu;
-”Ya Gürselcim, ben de iki gözlüklüydüm, tak çıkar-tak çıkar, usandım, bunu aldım rahat ettim.. Çift camlı.. Hem uzak hem yakın.. Sana da salık veririm”.
-”Biliyom da gardeşim, ben rahat edemem onunla, beynim bulanır, korkuyorum”.
-”Ben senin bi gözünün bantla kapalı olduğu günleri bile hatırlıyorum be Gürsel.. Bacak kadar bişiydin..Ekmekçi’lerin küçük oğlunun gözünde bişey varmış deniliyordu.. Üzülüyordum ben de.. Hatta bi gece, annen-baban-sen yürüyerek parka geldiniz.. İlk orada gördüm bantlı halini”.
****
Hayat durdu o an, orada benim’çün. Annem, babam ve 2 yaşındaki minik ben?
Parka, oturmaya gidiyorduk bi yaz gecesi?
Kim bilir, hangisinin ellerini tutuyordum?  Kim bilir saat kaçtı? Evde akşam yemeği sonrası parka çıkmış olmalıyız, kim bilir hangi yemekler vardı o gece? Parkta, babam kesin Türk kaavesi içmiştir de, acep annem ne içtiydi o akşam? Çay mı, gazoz mu kim bilir?
Ablamla abim neredeydi o sırada, kim bilir belki de dövüşlü bi filme gitmişlerdi yazlık sinemaya?
Asıl, ben ne yaptım o gece parkta? Bira içecek diğilim ya, dondurma mı yedim, Meysu vişne mi içtim? Kim bilir, havuzdaki kırmızı süs balıklarıyla mı oynadım? Böyle bi kavram henüz icat edilmemişken, dünya parklarının ilk ”engelli rampasından” inip inip çıktım mı yoksa oyun niyetine?
Bilsem bi, ah…
Kim bilir?
****
Tek kollu kahraman olmak kolay diğildir, kabul ederim.
Ama ben de tek gözlü kahramanmışım işte bebekken.
Şu gün harflerimle de olsa her ”kaşınanı” pataklamam ondandır.

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

Duygusal derinliklerinle yüzleşmek için mükemmel bir zaman. İçsel sezgilerin seni yönlendirecek, gizli hislerini keşfetmende yardımcı olacak. Yaratıcı projelerine odaklanmak için ilham alabileceğin bir ortam yaratmalısın. Sosyal etkileşimlerde daha duyarlı olman, başkalarının hislerine karşı empati kurmana olanak tanıyacak. Geçmişten gelen anıların gün yüzüne çıkabileceği, bu anıları değerlendirip, onları geleceğe taşımak için fırsat sunacak. Kendini ifade etmekte zorlanıyorsan, yazmak iyi bir seçenek olabilir. Ayrıca, sevdiklerinle arandaki bağları güçlendirmek için samimi bir konuşma yapabilir, hislerini açıklığa kavuşturabilirsin. Özellikle, ruhsal ve bedensel sağlığına özen göstermek, dengeyi bulmanda önemli bir rol oynayacak. Karar verme aşamasında dikkatli olmalı, aceleci davranmamalısın. Doğa yürüyüşleri veya meditasyon gibi aktiviteler, zihnini sakinleştirip, yeni açılımlara kapı aralayacaktır. Kendine zaman ayırmayı es geçme; bu, iç huzurunu bulmanda etkili bir yol olacak. Pozitif enerjini paylaşırken, kendi sınırlarını da korumayı unutmamalısın.

YAZARLAR / Tümü
Güven Bayar: Merhaba, Telefon rehberi duruyor mu?
2024-12-12 01:46:05