‘Sanat, üstyapı kurumu değildir!’

‘Sanat, üstyapı kurumu değildir!’

‘Sanat, üstyapı kurumu değildir!’

‘Sanat, üstyapı kurumu değildir!’

Sanat kavramı, resim, heykel, tiyatro, müzik, mimarlık, dans, sinema, fotoğraf ve spor gibi mesleklerin kısaltılmış adı değildir. Ya da “sanat” denildiği zaman insanların akıllarına sadece bu mesleklerin gelmesine sebep olsun diye bulunmuş bir sözcük de değildir. “Sanat” sözcüğü, insanın doğa içinde yaşarken elde ettiği deneyim ve bilgilerden düşünce üretip sonra bu düşünceyi ürüne dönüştürmesi sürecinin adıdır. Dünyada, doğa, diğer canlılar ve insan arasındaki farkı inceleyen bilimin adı da varlık bilim(ontoloji)dir.

 

Düşünme sürecini ürüne dönüştürmek olarak anlaşılan “sanat” anlayışının gelişmesi için insanlığın kendi deneyimleri ve buluşları ile geliştirdiği ürünler, zamanla disipline dönüşmüş, nakledilen bilgiler de bilim olarak adlandırılmıştır. O halde insan beyninde organik olarak var olan “sanat” özelliği, beyine isteyerek ya da istemeyerek kaydedilen bütün dataların sentezidir. Bu datalardan aldığı veriler ile yaratıcılık üretir, buluş üretir, yaşam üretir. Sanat kavramını böyle anlamayan toplumlar, “sanat” kültürünü de geliştiremezler. Sanat kültürünün gelişmemesi, gelişmiş düşünme ve algılama,analiz yapma yetisinin de gelişmemesine neden olur. Böylece “sanatsız kalan toplumların hayat damarlarından biri” kopar!

 

Ortaçağda, duvar ustası olmak ne demek ise, oyuncu olmak da o demekti. Ressam olmakta, mimar olmakta… Ortaçağda, yine insan tarafından bulunan, yani bu bulunuşun özü sanat olan 7 dal vardı. Buna “Yedi öz sanat dalı” diyorlardı. Bunlar; matematik, geometri, astroloji, gramer, retorik, müzik ve mantıktı. Yani bir insanın gelişiminde o zamanın şartlarında temel olan disiplinler. Bu disiplinleri bulan kim, yine aynı insan. Yani başlangıçta hiçbir şey bilmeyen, sanat dürtüsü ile yaşamı tanımlayan, sonra da elde ettiği sonuçlara verdiği isimler ile onları disipline dönüştüren. O halde insan beyninin bu yapılanışı onun bütün yaşantısını belirliyor! Onun tutum, davranış, durumları sorgulama, kültür oluşturma, bilimi oluşturması, avlanması, cinsel yaşamı, üremesi hepsi sanat ile ilişkili.

 

Sanat, bireyin, disiplinler arası ve bütünsel düşünce ile kendini fark eden, gelişmeyi talep eden bireylerin ortak  özelliği olarak onları yönlendiren, beyin organizmasının kendisidir. Bu fark edildiği ve insan yetiştirmenin öz düşüncesi  olarak sistemleştirildiği zaman, olanakları elvermeyen ve kendini fark edemeden ömrünü yaşayan pek çok insan, kendi özelliklerine göre geliştirilebilir ve istihdam edilebilir. Böyle düşünceler üretmek ve hayata geçirmek de sanattır. Leonardo Da Vinci’nin Mona Lisa isimli tablosunun kopyasını bir ressam 1 gün içinde yapabilir. Ama biz biliriz ki o tabloyu oluşturan düşünce Leonardo’ya aittir. Yani sanat ikinci ressamın yaptığı Mona Lisa kopyası değildir. Sanat o düşünceyi ürüne dönüştüren Leonardo’nun düşünce ve uygulamadaki tutarlılığıdır. Taklit eden ressam da iyi bir zanaatkardır. Hatta, renkleri tam tutturmuşsa o da zanaatını özenle ve  sorumlulukla yapan kişidir.

 

Dünya Fikri Mülkiyet Hakkı Örgütü (WIPO) tanımlarında, oyun yazarı fikrin sahibidir, oyuncu ise onun icracısıdır. Ama ben oyuncunun da yaratıcı olduğunu savundum hep. WIPO da oyuncu hakları, yazarın haklarına komşu, ya da bağlantılı hak olarak geçer.

Evet, sanat bütünsellik içeren yaşamımızın her yerinde olmalı ve bu farkındalığı geliştirecek “EĞİTİM SANATI”  ve ona bağlı sistemler bütünü kurmak sanattır. Yani Leonardo Da Vinci gibi düşünmek ve uygulamak için bireyi geliştirmek adına eğitim ve sistem sanatı oluşturulmalıdır. On altıncı yüzyılda yaşamış sanat kavramının örneği, multidisiplinler düşünce ile sanat ilişkisinin bu somut örneğini, Yirmi birinci yüzyılda örnek almak ve oradan sistem üretmekten söz ediyorum Yirmi birinci yüzyılda herkesi Leonardo Da Vinci yapalım demiyorum yani. Günümüzde insanlar bütünsel düşünmemek, mantıksızlık, yanlış anlama, suçlama, ötekileştirme, yalan, kurnazlık, vicdansızlık konularında o kadar gelişme gösteriyor ve sonra da bu özelliklere sahip rol modellerini öyle idolleştiriyor ki, bu anlayışla, yolundan çıkmış bir trenin kompartımanında, hiçbir şeyden haberi olmadan yanlış yolda kendi sonuna doğru hızla giden yolcular haline geliyoruz. Bu şartlar da, hiç bir çözüm önermeden, tasarlamadan, yaratıcılık göstermeden, papağan gibi sanatın üst yapı kurumu olduğunu tekrarlamanın da hiçbir anlamı kalmıyor! Hatta düşünce ve ürün bütünselliğinde, yaratıcı düşünce üretiminde bulunmamak için de, sanki bir savunma mekanizması oluşturuyor.

 

Sanat, insanın varoluşundaki farklılıkları ile gelişmiş bir yaratık olmasını sağlayan özelliklerinin fark edilmesi ve geliştirilmesinin bütünsel ismidir. Olmasa da olmaz denilecek bir lüks değildir. Bilinçtir, çözümdür, gelişmenin anahtar sözcüğüdür.

 

Yine on beşinci yüzyılda Musa heykelini yapan Michelangelo’nun heykeli bitirdikten sonra, elindeki çekici fırlatarak heykele “konuşsana” diye bağırmasının altında yatan titizliğin, sorumluluğun, özen düşüncesinin adıdır sanat. Toplumsal düşünceyi ve farkındalığı  oluşturacak ortak anlayıştır!

 

SANATA EVET yani…

 

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

Hayallerin gerçeğe dönüşmesi için güçlü bir motivasyon duyacağın bir gündesin. İçsel sezgilerinle hareket etmek seni doğru yola yönlendirecek. Sanatsal yeteneklerin ön planda. Kendini ifade etme fırsatlarını değerlendirmek, ruhunu besleyecek. Duygusal derinliğin artarken, ilişkilerdeki tutkular güçleniyor. Aşk hayatında beklenmedik sürprizlerle karşılaşabilirsin. Duygusal bağlar kurmanın tam zamanı. Kendine güven ve duygu derinliğini paylaşmaktan çekinme, çevrendeki insanlar senin bu yönünden etkilenecek. Ekspresyon yeteneğin zirveye tırmanıyor; yazmak, resim yapmak veya diğer yaratıcı aktivitelerde bulunmak için harika bir zaman. Bireysel alanına ihtiyacın var, ancak bu durumu dengelemek de önemli. Duygusal derinliklerini paylaşırken kendine zaman tanımayı unutma.

YAZARLAR / Tümü
AŞURE

AŞURE

Temmuz 16, 2025, Yorum yok AŞURE
Güven Bayar: Merhaba, Telefon rehberi duruyor mu?
2024-12-12 01:46:05