
Sen böyle fırtınayla kopup düşerken yeryüzüne, tüm fırtınalarını dindiriyorsun kalbimizin. Beyaz ihramlar giyen hacıların, Kâbe etrafındaki muazzam dönüşü gibi vuruyorsun camlara. İçeri alsam eriyeceksin, “kal dışarıda ve tamamla güzelliği” diyorum.
Sen böyle muhteşem bir ressam fırçasıyla masum beyaza boyarken her yeri, ağaçlarda takılı kalıyor gözlerim. En çok çam ağacına yakışıyorsun ve kuru ağaç dallarındaki doyumsuz güzelliğinle ansızın gelip, lezzetini bırakıp gözbebeklerimize, çekip gidiyorsun ait olduğun coğrafyalara…
Sen böyle lapa lapa yağarken kanlı dağlar geliyor aklıma, barış bayrağının bir gün yükseleceğini umut ettiğim tepeler. Sanki hiç günah işlenmemiş gibi masumiyet örtünle kapattın utancın izlerini. Oyun içinde oyunlarda, toprağa düşen masumlaradır bir yandan üşürken bir yandan yanışım.
Toplanıp çığ olmayı, sesimizi duyurmak adına çığlık olmayı senden öğrendik, artık taşıracak dereler, nehirler bulamasan da insanlığa su, toprağa bereket oldun. Ne güneşle oynamayı sevdi çocuklar ne de yağmurda ıslanmayı. En çok seninle eğlendiler. Kardan da olsa adam olmayı hatırlattın bize, tüm savaşların kartopuyla olmasını diledik. Biz güneşi acılarımızda içtik lakin senin tadın mutlulukla yan yana konulduğunda güzel. Yağmuru hüzünle karşılarken sen hep özlemle beklenilen oldun.
Sen böyle ağır ağır yağarken yavaş çekim film karesi oluyor hayat. Adımlar yavaşlıyor, bir iç dinginliği düşüyor üstümüze, kış uykusuna yakalansın istiyoruz hızına yetişemediğimiz, adına ekmek parası denen biriktirme hırsı. Evlerin sıcaklığı daha bir seviliyor, merhamet dalga dalga yayılıyor yeryüzüne. Hiç düşünmediğimiz kadar evsiz insanları, sokak hayvanlarını ve kuşları düşünüyoruz. Yine de unutuluyor bir yerlerde insanlık ki yüksek binalar arasındaki bilet kulübesinde, unutularak donup ölüyor belden aşağısı olmayan engelli Fikret amca.
Sen gelince şehrin gri ve kasvetli görüntüsü huzurlu bir aydınlığa dönüyor. Bir zamanlar yılbaşı tebriklerinde kullandığımız kartpostallar gibi masalsı bir görüntü bayram ettiriyor gözlerimize.
Gözlerimiz, güzelliğe hasret…
Güzel diye dayatılana esir. Nereye bakarsa oraya aktığımız buğulu ayna
Sen Ey Masumiyet!
Hem nimet hem de afet olabilirken nimet yanını sevdiğim beyazlık! Söylesene suyun ne halisin sen? Her bir tanesi birbirinden farklı mucize!
Düşsen karanlık yanımıza da üşüte üşüte aydınlatsan bizi
Duygusal derinliklerin, yaratıcılığının ve sezgilerinin zirveye çıktığı bir gün. İçsel dünyanda kendine dönme ihtiyacı hissedebilir, hayal gücünü serbest bırakmak için güzel fırsatlar bulabilirsin. İnsanlarla olan etkileşimlerinde anlam arayışında olacaksın; belki birinin gözlerinde kaybolmak bu hisse kapılmana neden olacak. Kendini ifade edebileceğin sanatsal projelere yönelmek, ruhsal olarak seni besleyecek. Ancak, başkalarının duygusal yüklerini üzerinize almak konusunda dikkatli olmalısın; sınırlarını korumak önemli. Özellikle romantik ilişkilerde, partnerinle arandaki bağın derinleşebileceği bir atmosfer var. İyimser kal, kalpten dinle ve hayatın sunduğu güzellikleri kucakla.