timur hoca’nın ardından yazı yazacağım günü Allah göstermesin duasını epeyce ettiğimi bilirim..
o ”acı” ve ‘’yokluk’’ nasıl kağıda dökülür, inanın hiçbi fikrim olmadı.. hep ürktüm bundan..
gerçi, başka bişidir asıl meramım;
(çamdan sakız akıyor
kız nişanlın bakıyor
koynundaki memeler
turunç olmuş kokuyor)
****
rahmetli babamın beynindeki ”ufka” kurban olayım.. sayesindedir; ilkokulda okumayı-yazmayı söktüğümde, aynı zamanda nota okumayı da öğrenmiştim.. evimize özel derse gelen mehmet taşpınar (yattığı yer gül olsun) öğretmenim ve mandolinim, hayatımın bu anlamda temel taşıdır..
neden mandolindir, örneğin neden keman veya piyano diğildir, valla bilmiyorum? artık babama sormak için de galiba çok geçtir..
2 tane başparmağımın büküm yerlerinde ayrı ayrı 50 yıldır duran nasırımsı minik çıkıntıları birer ”istiklal madalyası” gibi taşıyorum bedenimde.. beni ilgilendiren salt budur..
yoksa şöyle mi demeliyim;
(dama bulgur sererler
çıkma boyun görürler
saçın ibrişim teli
hançere bağ örerler)
****
eeee sonra nooldu la goçum diye sorun bakiim..
7 yaşından beri nota bilen, nota okuyabilen, nota yazabilen, telli çalgıları iyi-kötü tıngırdatabilen ”burnu beş karış havada” 18’lik bi delikanlı olarak timur hoca’nın karşısına dikildiğimde, bu okyanusta bi damla bile olmadığımı derhal anladım tabi.. daha ellerini sıkmadan;
-”ben şan dersi almak istiyorum” dedimdi bi cesaret.. bakkaldan çukulatalı ülker gofret ister gibi..
gülümsedi, anadolu’dan gelmiş bu çocuğa timur selçuk.. şükür; ”hassttr lan” demedi.. aksine;
lavignac deyu bi heriften.. bu manyağın solfej kitaplarından.. ve mutlaka almam gerektiğinden söz etti.. mudo’dan mont alacaktım oysa çıkışta.. üzülüp homur homur ettimse de emir büyük yerdendi.. solfej kısaca ”nota bilgisi” demekti ve ”ohhooo ben ilkokuldan beri biliyorum hocam” diyecek halim yoktu koskoca ustaya..
detay anlatsam nasıl olsa anlamayacaksınız.. meşhur ”sol anahtarı” yetmiyordu bizim ses aralığımıza, yahu gardeşim meğer bi de ”fa anahtarı” varmış.. Allah Allah? hocam hiç duymadım ben desem, sağımdaki solumdaki istanbul piçleri gülecekler..
(hadi, ”alto do anahtarı” ve ”tenor do anahtarı” konularına hiç girmiyim, valla ben de unuttum çoktan o gısımları, neydi ulan bunlar, hangi ses aralıkları içindi)
solfej ve gerçek nota bilgisi işte buydu ve daha yeni yeni ”adam” olmaya başlıyordum.. herkesten çok çalışıyordum eksiğimi kapatmak için..
sizler şöyle anlayınız;
(oy çinçini çinçini
öpem ağzın içini
öperken ısırmışım
bağışlayın suçumu)
****
daha sonra ”armoni bilgisi” günlerim geldi.. o zamana değin sadece trt’den duyup esprisini-şamatasını yaptığımız çok sesli müzik demekti bu..
solfej okyanussa, armoni uzay boşluğuydu.. yüzmelere doyamadım, öğrenmelere doyamadım, uçmalara doyamadım, dünyaya sadece bunun için gelmiş olmak bile yeter diyim, sizler samimi gonuşuk ettiğime inanın.
oradaki notaların matematiği, orada müzikle yapılan bi nevi mastürbasyon, orada akorları üst üste yapıştırma zevki, böğürtlen, dut ve giresun dağ çileği yeme dışında hiçbi şeyinde yoktur dünyanın..
net!
****
bigün.. orta yaşa az kalmış günlerimde.. elimdeki kırık dökük bi bağlamanın yardımıyla.. 10 tane falan giresun türkümüzü çok sesli halde notaya döktüm.. epey sürdü tabi bu emeğim, belki bi yıldan fazla..
sonra o günlerin giresun kültür-sanat yaşamında bana yapılan yanlışa, pardon eksik oldu, bana yapılan şerefsizliğe, yine eksik oldu, bana yapılan orospu çocukluğuna isyan ederek hepsini çöpe attım o çalışmalarımın..
çıkıp bi babayiğit yapsın bakalım öyle bi çalışma!
giresun üniversitesi konservatuar hocalarını saymazsak, öyle biri yaşamıyo şehrimizde.. henüz hiç de doğmadı öyle biri giresun’da..
****
yok yok insanlara kızıp şehre küsülmez..
hilal caz kulübü bünyesinde yeniden yapacağım bunu.. çıkıp konserini de veririz, oturup cd’sini de üretiriz..
ne dedim yani ben şimdi;
(armut dalda beşimiş
tan yerleri ışımış
annesi yorgan vermemiş
kar memeler üşümüş)
****
Allah timur selçuk hocamızı nur içinde uyutsun..
Allah ruhi su ustamızı cennetinden ayırmasın..
çok amin çok!
(parantez içi dizeler bi kahramanmaraş türkümüze aittir.. bi şehre kahraman ünvanı boşuna verilmez.. anadolulu bi herif, bi türküde daha ne desin)