“Hadi Çaman’ın Değerli Hatırasına, Saygıyla…”

“Hadi Çaman’ın Değerli Hatırasına, Saygıyla…”

Türkiye Tiyatrosu’nun unutulmaz isimlerinden Hadi Çaman, 22 Eylül 2008’de aramızdan ayrılmıştı. Pınar Çekirge’nin, Hadi Çaman anısına kaleme aldığı yazıyı okurlarımızla paylaşıyor, usta oyuncuyu saygıyla anıyoruz…

“Kaç yaşında olursanız olun, öyle anlar öyle olaylar yaşarsınız ki, içinizde, göğüs kafesinizde zaman zaman ele avuca sığmayan, yakalayamadığınız  bir kuşun kanat seslerini, çırpınışlarını duyarsınız. Duymalısınız da. Çünkü yaşam budur. Bu ses yaşamınızın fon müziğidir. Notalarını kendi sıralamış, sözlerini kendi yazmış, kendi enstrümanlarını kendi çalıp, kendi sesiyle de eşlik etmiştir. İşte bu ses, işte bu müzik, işte bu ezgi kalbinizin sesidir.  Kalbin sesidir.”

“Sizin göreviniz ancak iyi bir izleyici, iyi bir dinleyici olmaktır. Başka hakkınız yoktur. İşte bunu becerebilirseniz bu sese kulak vermesini bilirseniz yaşamınız  anlam kazanır. Bu anlamın öteki yüzüyse uyumlu bir danstır sanki. Şiir benzeri bir dans. O sesin ayağına basmamaya özen göstereceksiniz ama. Tabii, onun da sizin ayağınıza basmaması gerekiyor. İşte uyum sağlanırsa koreografisini bile birlikte kotardığınız bu dans ömrünüzün sonuna dek sürer gider. Yeter ki, gözünüzü o sesin gözünden ayırmayın.”

Fotoğraflar, afişler, program dergileri, ödüller, plaketler, gazete küpürleri. Albüm sayfalarını çevirirken yıllar sanki hızla geriye doğru gidiyor.

“Tiyatro milletlere yol gösteren deniz feneridir demiş Muhsin Ertuğrul bir defasında.”   

Gülümsüyor. “Tiyatro kıbledir” diyor heyecanla. Gözleri bulutlu. Gölgeli gölgeli bakıyor yüzüme. Susuyorum. (Şimdi düşünüyorum da, zıtlaşan tatları, sıradışı öyküleri, dibine kadar yaşanan aşkları hiç yadsımadan yüreğinde taşımış olmalıydı.) Anılarında sereserpe dolaşmama izin vermesi bundandı belki de. Dünya standartlarında bir yıldız aktörün yaşantısına adım  atmıştım. İki saat boyunca o konuşacak, ben dinleyecektim. Anlatacaktı. Hadi Çaman her şeyi anlatacaktı. Dudaklarında o silik, soluk gülümseyişle..

“Oğlum Efe’nin yeni dillenmeye başladığı günlerdi. Henüz mama iskemlesinde çikolataya alerjisi var ve kapıdan her girene ‘alerjim yok diye sesleniyor. Evde yalnızız. O yerde oyuncaklarını dağıtmış. Ben de masada bir şeyler karalıyorum. Birden onun sesiyle irkiliyorum: ‘Baba güzeltsene’. Dönüp bakıyorum. Elinde bir oyuncak ikiye ayrılmış. Yanına yaklaşıyorum. Söylediğini yineliyor: ‘Güzeltsene.’ Kırdığı oyuncağı alıyorum ve de soruyorum: ‘Ne yapayım anlayamadım, Efe’. Cevap değişmiyor ‘Güzelt’ .

Güzeltmek. Yani düzeltmek sözcüğüyle güzelleştirmek kavramının bileşimi. Tanrım, şiirsel olduğu denli kimyasal da. Ve inanılmaz uyumlu, dolu, anlamlı. Aslına bakarsan, düzeltmekten daha çok emek, özen isteyen, sıradan olmaması ve size özgü size göre bir çaba ve sonuç. Belki altına imzanız bile gerekebilir. İşte o günden başlayarak kullandığım sözcükler ordusuna güzeltmek de katıldı. İşimde, özel hayatımda, dostluklarımda olsun, insanları kımamaya, küstürmemeye daha bir çaba gösterdim. Bu insan ilişkileriyle sınırlı kalmadı, hayır. Örneğin, şu tiyatro salonunu sadece düzeltmedim ben. Bu mekanı düzeltmekle yetinmeyip, oğlumun ifadesiyle, güzelttim de. Bitti mi dersin? Ne gezer; hala bir savaş, bir mücadele, ömrüm yettikçe de sürecek bu savaş. Güzeltilmiş bir dünya, dünyalar kuralım, diyorum.”

Soluk almadan dinliyorum. Hadi Çaman’ın gözlerindeki o telaşlı pırıltılar çoğalıp duran  bir ışık seline dönüşmüş gibi.

“Tiyatro yapmak, oynamak yönetmek. Tiyatro sahibi olmak, oyun seçmek… gerginlik dolu, yorucu bir uğraş inan bana.Tanrı nefes verdiği süre ‘es’ vermeyi hiç düşünmüyorum. İsmet Ay’ın sözüdür: ‘Allah sahnede alsın’ der. Kendim için de katılıyorum bu duaya.”

“Sevgili Nisa’ya doktorlar, çalışırsan ölürsün dediler. İnandı onlara. Evine çekildi ve altı ay sonra kaybettik Nisa’yı. Çalışsaydı altı sene daha yaşayacaktı, bak sana söyleyeyim.”

“1962 tiyatro sezonunda, Dormenler’de profesyonel tiyatro yaşamım başlamıştı. Turp suyu, Bityeniği, Yer Demir Gök Bakır, Eski Çamlar, Oliver, Yaygara Yetmiş, Cephede Piknik gibi önemli oyunlarda rol aldım. Bir dönem Gülriz Sururi-Engin Cezzar, Nisa Serezli-Tolga Aşkıner tiyatrolarında da çalıştım.”

Keşanlı Ali, Nikah Kağıdı, Evet Evet, Paşaların Paşası O günlerde rol aldığım oyunlardan ilk aklıma gelenler. Ardından Müjdat Gezen ve Perran Kutman ile Miyatro, Egemen Bostancı ile Şan Tiyatro’sunda  Müzikal Kahkaha. Mehmet Teoman’ın kotardığı Alaman’a Maaşallah, Kastelli Vakfı’nda Haldun Dormen’in yazıp yönettiği Geceye Selam, (Hadi Çaman’ın Modacı Şener tiplemesini ve o güzelim şarkısını hatırlıyorum: “Ah nasıl yapsam da / Şu kaprisli karıya/ Boya desem saçını/ Rol icabı sarıya/ Ah nasıl yapsam da/ Giydirsem şu kadını/ Erkek diye yuttursam/ Bizim şişko madamı..)

“1982 Aralık ayında, Yeditepe Oyuncuları olarak kendi tiyatromuzu kurduk ve Füsun Önal, Suna Selen, Yüksel Gözen ile Kelebekler Özgürdür’ü uçurmaya başladık. Sonra, Aşk Dediğin Nedir Ki, Matruşka, Hoşgeldin Amerika,  Küheylan, Helikopter, Tecavüzcüler, Aşk Gibi… Geriye dönüp baktığımda, çizgisinden sapmayan, ara vermeden yoluna devam eden bir tiyatro olduğumuzu görüyorum. Aslında her şey çok zor. Tiyatro yapmak, tiyatro sahibi olmak. Son iki üç yıldır kendimi yorgun hissediyorum. Kemal Sunal, Güzin Özipek, Selim Naşit, Tekin Siper’i arka arkaya yitirmiş olmak daha bir evhamlı kıldı beni. Tabii evham konusunda Müjdat ile yarışmam imkansızdır.”

“Tiyatronun sorunları hiç bitmeyecek gibi. Her geçen sene yükselen maliyetler, değişen izleyici profili diyorum.”

“Bana göre, tiyatro toplumların en temel mihenk taşlarından biridir. Ama bizde, tiyatronun önemi yeterince anlaşılamadı bir türlü. Doğru, altmışlı yıllar Türkiye tiyatrosunun altın dönemiydi. Nasıl anlatsam, gişeciler “Yerimiz kalmadı” levhasını asmak için adeta birbirleriyle yarışırlardı. Sonra televizyon girdi devreye, seyirci tembelleşti resmen. “Acelesi yok, nasılsa gidip izleriz” oyunu diye düşünmeye başladılar. Geçen gün bir hanım “Bu yıl Küheylan olacak değil mi?” diye sordu yolumu keserek, “Ne Küheylan’ı hanımefendi” dedim. Dört yıl oldu bitireli.  Oyunlarımızı, dekorlarımızı, buzlukta mı sakladığımızı sanıyorsunuz siz?”

Seyirci profili desem.

“Şöyle izah edeyim: Altmışlı yıllarda İstanbul’un nüfusu yaklaşık bir milyon, otuz bin “sürekli tiyatro izleyicisi vardı. Bunlar her oyunu gidip, izliyorlardı ve bilir misin, bu otuz bin seyircinin en az yirmi bini azınlıklardı: Ermeniler, Rumlar, Museviler. Kimileri öldü gitti, kimisi küsüp gitti, kimisi sürülüp gitti. Hatalarımızı kabul etmek zorundayız bu konuda. Bugüne gelelim, yani, 2000’ler gelelim. İstanbul’da onbeş milyon insan yaşıyor, basit bir hesaplama yaparsak en az dört yüz elli bin seyirci olması gerek, öyle değil mi? Nerede?  Evet, tutmuş bir oyunun altı yüz bin izleyicisi de oluyor… Ama, bir bilemedin üç oyun için geçeli bu durum. Benim altını çizdiğim ise, her oyuna giden “sürekli izleyici adedi.”

Ya bilet fiyatları?

“Sinema bileti ya da yurt dışındaki tiyatro bilet fiyatlarıyla kıyaslarsak çok ucuz, hatta gülünç denecek kadar düşük olduğunu söyleyebilirim. Ödenekli tiyatrolarla biz özel tiyatroların bilet fiyatları arasındaysa korkunç bir uçurumun varlığını yadsımayız elbette. Bu durum inanılmaz bir haksız rekabet ortam yaratmakta. Yıldız Hanım hep söyler, ödenekli tiyatro otuz milyona mal ettiği bir koltuğu bir milyona satıyor. Biz, özel tiyatro olarak  o koltuğu zaten en sol on, bilemedin onbeş milyona mal edip beş milyona satıyoruz. Tiyatro salonunun kirasını, gazete ilanlarını ödenecek maaşları, vergileri düşün bir de.”

Yeni bir nesil geliyor şimdi. Bir dizide rol alıp oyuncu olduğunu iddia eden.

“Yeteneğin de olsa, bu işin mektebini de bitirmiş olsan, inandığım o ki yaptığın işe gönülden bağlanmamışsan bir yere gelmen mümkün değil. Hele tiyatro bizde başlı başlına bir usta, çırak ilişkisidir.”

“Haldun, Ayfer, Altan, Gülriz, Erol, Füsun.. Kimlerle aynı sahneyi paylaşmadım ki. Her oyuncu, her rol başka bir deneyim olmuştur kariyerimde. Dahası bizim meslekte oldum” demek öldüm” demekle eşdeğerdir. Koskoca Yıldız Kenter bugün hala aşamalar kaydediyor, saygıyla ayakta alkışlanıyorsa, bir gün dahi oldum demediği içindir. Yeni kuşak ne yazık ki çok şey bildiğini iddia ediyor. Onları suçlamıyorum. Asla! Yetiştikleri ortam, alçalıp yükselen yeni değerler, cilalanarak sunulan imajlar, onları böylesine etkiledi kuşkusuz ve etkilemeye de devam ediyor. Ben onların yerlerinde olsam önce aynada kendi gözlerimin içine bakıp konuşur, ancak ondan sonra, söylenecek sözlerimi ortaya çıkıp cesaretle haykırırım.”

Dışarıda ince bir yağmur başlamıştı hafiften. Gri ve soğuk. Pencere camları çizik çizikti. Sınırsız diyebileceğim düşlerimle başbaşa kalmak için bol zamanım vardı artık.

“Biliyor musun, Şevkiye May’la söyleşi yapmak isterdim” diye mırıldandım. “Neden Şevkiye May?” diye sordu Hadi Çaman.

Yalnızlığı taşıyamıyordu Şevkiye Abla diye anlatmıştı Füsun Erbulak. Yunanistan’da Kaluta Kardeşlerle oynadığı müzikalleri, Lüküs Hayat operetindeki Şadiye rolünü, “Memiş memiş ah sevgilim / Tıp tıp eder bak yüreğim” şarkısını özleyerek intihar etti” demişti.

Yağmur hızlandı giderek.

“Şevkiye Hanım içeride, kuliste, gel tanıştırayım seni” dedi Hadi Çaman. Ürperdim.

Kuliste mi? Ama nasıl olur bu?

Uçuşan tüller, şifonlar, rujlar, pudriyer kutuları…Makyaj masasında oturuyordu Şevkiye May. Kirpiklerini rimelliyor, gözevini gri kalemle sınırlandırıyor, göz kapaklarına pembe, eflatun simli far sürüyordu. Bir an yüzüme baktı: “Fazla zamanım yok. Sor ne soracaksan. Ya da dur, en iyisi anlatayım, sen dinle.”

Hadi Çaman’ın avucunu omzumda hissettim. “Olur”, dedim.

“Kundağım sahnede açılmış diyebilirim. Gerçi babam Komiki Şehir Şevki Efendi’nin yüzünü pek az hatırlarım. Ben dört yaşımdayken öldü. Fakat annem Mari Ferah’la sahne sahne dolaştım o seneler. Hatta bir ara sahne gerisinde kantocuları seyrede seyrede aynı şeye heveslendiğimi gören Naşit Bey’den bir temiz azar işitmiştim. Sahneye ilk çıktığımda henüz Fransız mektebine gidiyordum. Çok geçmeden Sörler işi anladılar ve kapıyı gösterdiler bana. Okul hayatım bitmişti. Sonrası malum. Sahir Opereti, Süreyya Opereti. Raşit Rıza ve arkadaşlarıyla ilk Atina seyahati. Çardaşlar, Mariçalar, Lüküs Hayatlar.”

Derin bir iç çekti ve “Bu kadarı kâfi şimdilik” dedi. “Birazdan provaya başlayacağız.. Yine konuşuruz. Anlatacaklarım bitmedi henüz. Bekleyin, beraber gideriz.”

Dalgınlıklara boğulmuş gibiydi sesi. Usulca çıktık odadan. Bir düş müydü bu? Şevkiye May’la bir araya gelişimiz. Peki neden o kadar soğuktu parmak uçları?

Hadi Çaman’ın yüzüne baktım bir an. Geçip fuayedeki koltuklardan birine oturduk “Titriyorsun” dedi. “İyiyim” diyecek oldum. Dinlemedi. Bir çay yaptı, getirdi. Zorla iki üç yudum aldım. Kaynar kaynar elinde tutuyordum ince belli bardağı. Birden parmaklarımın  kasıldığını hissettim.  Kırıldı,  parçalandı bardak avucumun içinde. Bileğime doğru sızıyordu kan. Başım dönüyordu. Şevkiye May, işte tam o esnada havagazı musluğunu sonuna kadar açtı. Geriye kalacak olan unutuluşun uçsuz bucaksız melodramıydı kuşkusuz. Türkiye Tiyatrosu’nun gelmiş geçmiş en büyük subretinden, Şevkiye May’dan bize kalan o melodram. Bir ağıt. Bir tragedya. Hepsi bu!

“Bütün bunlar, yaşadıklarımız hayal miydi?” diye sordum Hadi Çaman’a. Gülümsedi.Sadece gülümsedi.

Burhan Arpad’ın sesini duyar gibi oldum o an :

“Dikran Çuhacıyan, Muhlis Sabahattin, Serope Bengliyan, Kharik Toloyan, Mahmut İbrahim, Sezai Namık, Salah Cehdi, Suzan Lütfullah, Ömer Aydın, Hazım Körmükçü hepsi öldü! Yarı tok, sıkıntı içinde, başları darda öldüler. Hepsi! Çoğunun yattığı toprak parçası bile pek bilinmiyor. Başlarına bir taş olsun koyan olmadı.”

Foto: AA

Giderek yok olmaya başlamış, silindi silinmek üzere harfler… Dün sabah bir tesadüf Hadi Çaman’ın 29 Ocak 2002’de tarih yazıp imzaladığı ve faksla bana yolladığı bu satırları buldum :

“Efsaneydik biz. Çorak topraklarda yeşermiş, başları göklere ermiş, birer ulu çınar.

Sevgi doluyduk hepimiz… Sonsuza doğru koşan… Damarları alkışlarla dolu birer gür pınar.

Siz yarattınız bizleri… Sizler uçurdunuz…Uçurmamız için sizleri bize kanat oldunuz.

Moral olduk sizlere… Örnek olduk çoğuz kez… Sonra birden, sonra birden, sonra birden… Bulut olduk göklerde.

Yumuş yumuş gecenizi aydınlatan pasparlak birer ay.

Kıpır, kıpır binlerce yıldız.. Işığız biz. Işığınız.

Toplayın bizleri, toplayın… Toplayın bizi yeniden, durmayın. Sonra sonra bizi göklere uçurun bizi yeniden.

Ama, ama… Boş kalmasın elleriniz… Alkış…Alkış…Alkış…

Bakın, bakın işte yağıyor üstünüze  üstünüze.

Hayır, durmayın… Alkış… Haydi haydi alkış… Efsane… Efsane… Birer ulu pınar. Efsaneydik biz!“

29.01.2002  Hadi Çaman

 

PINAR ÇEKİRGE

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • Koç
  • Boğa
  • İkizler
  • Yengeç
  • Aslan
  • Başak
  • Terazi
  • Akrep
  • Yay
  • Oğlak
  • Kova
  • Balık
KOÇ BURCU YORUMU

Sıcaklık ve enerji dolu bir gün seni bekliyor. Yaratıcılığın canlanacak, içindeki tutku ve cesaretle yeni projelere adım atma isteği duyacaksın. Sosyal çevrendeki insanlarla etkileşimlerin artacak; yeni arkadaşlıklar edinmek veya mevcut ilişkilerini derinleştirmek için harika bir zaman dilimi. Fakat, acele etmemekte fayda var; sabırlı ve dikkatli adımlar atmak, isteklerini gerçekleştirmen adına önemli olacak. Girişimcilik ruhunla, finansal konularda riskler almaktan çekinmeyeceksin, fakat aşırı cesaretin bazı engellerle karşılaşmana neden olabilir. Duygusal olarak, içsel huzuru bulmak için kendine zaman ayırmayı ihmal etme. İş ve hayat dengesini kurmak, seni daha mutlu ve tatmin olmuş hissettirebilir. Kendi sınırlarını zorlamaktan ve yeni deneyimlere açık olmaktan korkma; bu, kişisel gelişimin için değerli bir fırsat yaratacak.

BOĞA BURCU YORUMU

Bugün, içsel denge arayışında olabilirsin. Daha önce karar verdiğin konuları gözden geçirip, yeni bir perspektif kazandırma isteği içinde olacaksın. Maddi konular üzerinde düşünmen, bütçeni yeniden düzenleme ihtiyacı doğurabilir. Geçmişte yaşanan bazı olaylar, güncel tavır ve davranışlarına da etki edebilir. Sabırlı olman ve aceleci davranmaman, doğru kararlar almanı sağlayacaktır. Sosyal ilişkilerde ise, dostluk bağlarını güçlendirmek için samimi adımlar atmak isteyeceksin. Kendini ifade ederken nazik bir üslup benimsemek, iletişimini güçlendirecek. Ayrıca, sanatsal bir faaliyetle ilgilenmen günün ruh halini olumlu yönde etkileyebilir. Rahatlatıcı bir aktivite, günün stresini hafifletebilir. Toprak ve doğa ile iç içe zaman geçirmek, seni yeniden enerjik hissettirebilir.

İKİZLER BURCU YORUMU

Sosyal çevrenle olan bağların güçleneceği bir dönemdesin. Fikir alışverişleri yaparken, farklı bakış açılarına açık olman hem öğrenmene hem de ilişkilerine katkı sağlayacak. Kendini ifade etmekte zorlanmadığın, yaratıcı projelere yönelebileceğin bir zaman dilimi var. Ancak çaresizlik hissi yaşayabileceğin durumlarda, derin bir nefes alarak düşünmekte fayda var. Anlık tepkilerden kaçınman, sorunlarını daha kolay çözmene yardımcı olacak. İç dünyandaki huzurunu artırmak için yalnız kalmaya ihtiyaç duyabilirsin. Eski dostlarla yeniden iletişim kurmak, geçmişe dair nostaljik anılara dalmanı sağlayabilir. Sevgi ve ilişkiler alanında da heyecan verici gelişmeler kapıda. Kendini ifade etme biçiminde yaratıcılığını ortaya koymak, yeni kapılar açabilir. Bu süreçte içgüdülerinle hareket etmen, iyi yönlendirmeler almanı sağlayacak. Ayrıntılara dikkat etmelisin, çünkü küçük detaylar büyük anlamlar taşıyabilir. Kendine güvenmeyi unutma; bu, seni bir adım daha öne taşıyacak.

YENGEÇ BURCU YORUMU
ASLAN BURCU YORUMU

Bugün, içsel gücünü ve karizmanı etrafına yansıtmanın tam zamanı. Kendine olan güvenini artıracak fırsatlar karşına çıkabilir. Sosyal ortamlarda dikkat çekici bir şekilde parlayabilir, insanları yapılandıran liderlik niteliklerinle etkileyebilirsin. Yeni projelere adım atmak ya da mevcut planlarını hayata geçirmek için şanslı bir dönemdesin. Ancak, başkalarının görüşlerine de saygı duyman gerektiğini unutma, zira güçlü kişiliğin bazen duygularını ön plana çıkarabilir. Bu nedenle, empati kurmak ilişkilerini daha sağlam bir temele oturtacaktır. Bugünün getireceği ilginç karşılaşmalar ve sürprizler, hayatına renk katabilir, açık fikirli olmayı ve yeniliklere kapını aralamayı ihmal etme. Eğer bir aşk ilişkisi içindeysen, tutku dolu anlar yaşayabilir, duygusal bağınızı derinleştirebilirsin.

BAŞAK BURCU YORUMU
TERAZİ BURCU YORUMU

Bugün sosyal etkileşimlerde kendinizi oldukça rahat hissedeceksiniz. Arkadaşlarınızla ya da sevdiklerinizle vakit geçirmek, ruh halinizi olumlu yönde etkileyecek. Duygusal dengeyi korumak adına, başkalarının ihtiyaçlarıyla kendi isteklerinizi dengelemeye çalışmalısınız. Bir kararsızlık durumu içinde hissedebilirsiniz; bu, bir seçim yaparken biraz daha derin düşünmeniz gerektiğini gösteriyor. Sanatsal ve estetik konulara ilgi duyabilir, yaratıcılığınızı ifade etme fırsatı bulabilirsiniz. İş veya günlük işlerde dikkatli olmanız, detayları gözden kaçırmamanız önemli. Kendinizi ifade ederken nazik, diplomatik bir tutum takınmanız, çevrenizle uyumlu bir iletişim kurmanızı sağlayacak. Ayrıca sağlık konularına da dikkat etmelisiniz; dinlenmek için zaman ayırmayı unutmayın. Genel olarak, günün akışı sizi denge arayışınıza yönlendirecek.

AKREP BURCU YORUMU

Duygular derinleşiyor, içsel keşiflere yönelmek için harika bir zaman. Karşılaştığın her durumda sezgine güvenmek, seni doğru yola yönlendirecek. Sabah saatlerinde kararsızlık hissedebilirsin, ancak günün ilerleyen saatlerinde bu belirsizlik yerini netliğe bırakarak, üzerindeki yüklerden kurtulmanı sağlayacak. İlişkilerde daha samimi ve açık olma ihtiyacı içinde olabilirsin; bu, başkalarıyla olan bağlarını güçlendirecek. Ancak başkalarının duygularını da göz önünde bulundurmayı unutma. Gelecekle ilgili hedeflerini düşünmek için uygun bir zaman. Hayatta neyi arzuladığını belirlemekte zorlanıyorsan, kendinle baş başa kalmak ve derin düşünmek bu açıdan faydalı olacaktır. Kendi içsel gücüne odaklanarak, karanlık düşüncelerini aydınlatabilir ve yeni bir başlangıç yapabilirsin. Finansal konularda dikkatli olmayı gerektiren durumlar söz konusu olabilir, harcamalarını dikkatlice planlaman gerekebilir. Doğa yürüyüşleri veya meditasyon gibi huzur veren aktiviteler, ruhunu besleyerek içsel dengenin sağlanmasına yardımcı olacaktır.

YAY BURCU YORUMU

Yeni maceralara atılmak için mükemmel bir zaman. Enerjin dolup taşıyor ve keşfetme isteğin ön planda. Sosyal ortamlarda dikkatleri üzerine çekiyorsun; samimiyetin ve olumlu tavırların, insanları etrafında toplamana yardımcı olacak. Eğitim ve kişisel gelişim alanında yapacağın bir yatırım, gelecekte önemli kazançlar sağlayabilir. İçsel huzuruna giden yolda meditasyon ya da doğa yürüyüşleri tercih edebilirsin. İlişkilerde, açık iletişim sana ve sevdiğin kişiye büyük kazançlar getirebilir. Hayallerini gerçeğe dönüştürme arzun, bazı riskler almanı gerektirebilir, bu yüzden cesur ol. Kalbindeki tutkulara odaklan ve ilerlemekte kararlı ol.

OĞLAK BURCU YORUMU

Bugün, kararlılığınız ve disiplininizle ön plana çıkacaksınız. Amacınıza ulaşmak için gereken tüm adımları atmaktan çekinmeyeceksiniz. İş yaşamında önemli bağlantılar kurabilir, projelerinizi ilerletmek için güçlü bir zemin oluşturabilirsiniz. Ayrıca, dikkatinizi dağılmadan odaklanmanız, moral ve motivasyonunuzu yüksek tutmanıza yardımcı olacak. Özel ilişkilerde ise açık iletişiminiz, bazı yanlış anlamaların önüne geçebilir. Sevdiklerinizle vakit geçirme isteğiniz artacak; bu, aranızdaki bağı güçlendirebilir. İçsel huzurunuzu bulmak için kısa bir mola vermeyi unutmayın; belki doğada yürüyüş yapmak ruhunuza iyi gelebilir. Unutmayın, emeklerinizin karşılığını alacağınız bir dönemdesiniz, sabırlı olun.

KOVA BURCU YORUMU

İnova ve yaratıcılığın kapıları ardına kadar açılıyor. Bir grup etkinliğine katılabilir veya yeni insanlarla tanışarak ilginç fikir alışverişlerinde bulunabilirsin. Bağlantıların güçlenmesi, projelerine taze bir enerji katacak. İçsel bir huzur arayışı içindesin; bu dönemde meditasyon veya doğa yürüyüşleri ruh halini dengeleyebilir. Finansal konularda dikkatli olman gereken bir zaman. Anlık harcamaların bütçeni zorlayabilir. İlişkilerde ise, iletişimini açık tutmak, belirsizlikleri gidermene yardımcı olacak. Sevgi dolu anlar yaşayabilir, geçmişten gelen bir arkadaşla beklenmedik bir buluşma gerçekleştirebilirsin. Bugün, yeniliklere açık olmanın ve cesaretli adımlar atmanın tam zamanı.

BALIK BURCU YORUMU

Duygusal derinliklerinize dalmak için harika bir gün. İçsel dünyanıza yönelme arzusuyla dolup taşacak ve ruhsal deneyimlerin sizi sarıp sarmalamasına izin vereceksiniz. Empati ve sezgi yetenekleriniz güçlü bir şekilde kendini gösterecek; bu da çevrenizdeki insanlarla olan ilişkilerinizi derinleştirebilir. Sanatsal ifadeniz ön plana çıkacak; belki de bir şeyler yazmak ya da resim yapmak için ilham bulacaksınız. İçsel huzurunuzu bulmak adına meditasyon veya doğa yürüyüşleri yapmak iyi gelebilir. Karşılaşabileceğiniz ani olaylara karşı açık fikirliliğinizi korumak sizin lehinize olacak. Unutmayın ki, hislerinize ve sezgilerinize güvenmek, sizi bekleyen güzel fırsatların kapısını açabilir.

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM