buyrun bilgi yurdu sayfamıza yazdığım son yazı;
Pandemi sonrasıydı. Tam emin diğilim, soğuk kış bitiminin ilk güneşi mi neydi, bir pazar günü oturdum açık hava mekanlarından birine, çay eşliğinde Cumhuriyet Gazetesi’nin büyük bulmacasını çözmeye koyuldum.
Arka masaya sevdiğim-saydığım abilerim konuşlanmıştı. Hürmetimi, selamımı ihmal etmedim. Kendi dünyama gömülmekle birlikte, abilerimin muhabbetini de duyuyor ve inanılmaz gülünç anılarına tebessümle eşlik ediyordum.
Bir an… Bir tanesi… Ki çok severdim… Halen de severim gerçi. Can lazımsa canımı veririm, anlayın, o derece… Demez mi fısıltı halinde;
Aman dikkatli olun. Gürsel herşeyi gazeteye yazıyo!!!!
Duydum maalesef.
****
Bu mudur yani benim yazarlık kariyerimin hakkı?
Kimseden bişey beklediğim mi var? Kimsenin övgüsüne ihtiyacım mı var?
Ama beni nasıl böyle karalar, böyle sıradan bir sınıfa sokarsın a adam?
****
Kaldı ki, kendim bin kez belirtmişimdir zaten, nelerden beslendiğimi;
Parktaki arka masa. Berberdeki yan koltuk. Dolmuştaki köylü teyze. Garsonlar, ayakkabı boyacıları, tezgahtarlar, esnaflar vb vb vb.
Dahası; ortaya çıkış nedenimi “Fındıkkale otobüslerinde Giresun İstanbul arası seyahat eden Giresun gocagarılarının eşsiz mizah anlayışlarını tüm dünyaya duyurmak” şeklinde açıklamış biriyim.
Kaçak göçek, yalan dolan tek satır mı yazmışım? Sır mı dökmüşüm ortaya? Birini rezil mi etmişim? Anılarıyla dalga mı geçmişim bir insanın?
O laf küstahlığa varan bir ayıp, bir haksızlık değil midir?
Boş verelim. Ben iyilik yapıp denize atmayı sürdüreceğim. Balık bilmez ama Allah her şeyi bilir.
****
Eylül ayında İzler’de Neşet Ertaş ve Pablo Neruda dizeleri de yer alacak. Sizlere Neşet Ertaş’ı anlatmanın gereği yok ama Neruda’ya ilişkin birkaç söz etmeliyim.
Tarçınlar kalabalığı.
Şarap ayaklı inekler.
Yedi bakır nota.
Boşinanlı halı.
Entrikacı pijama.
Aklımda tuttuğum bazı dizeler bunlar, Şilili ozandan.
Manyak güzel şeyler di mi?
****
Bilemiyorum Neruda hangi akıma bağlıdır? Gerçeküstücülük falan mı? O akımdan Paul Eluard ve Louis Aragon’u bilirim salt.
Öyle, uğurlarına ölürüm diyecek de değilim tabi. Büyük, büsbüyük herifler!
Bir akımın temsilcisi olmak da neye yarar ayrı konu? Yani Orhan Veli, Garip akımına bağlı olsa ne yazar, olmasa ne?
Adam zaten Orhan Veli yahu….
****
Lafı bağlamam gerek. Bir dost masasında daha yeni anlatıldı. Kim olduğu anımsanamayan biri dünya şairlerini ikiye ayırırmış;
En doğru tanımlama budur.
****
Kendini şair sanıp İzler’e şiir gönderen amatör arkadaşlara yalnızca üzülüyorum. Şiir, özür dilerim, gtü bklu bir kadına sevdalanıp yazılan aşk sözlerinden ibaret midir sanırlar?
Bambaşka bir dünya vardır oysa. Önce bu sırra ermelerini dilerim.
Yazı finali 1) Cami girişlerine yazılsa keşke; “Bir kez gönül yıktın ise bu kıldığın namaz değil”. TC Giresun Müftülüğü…
Yazı finali 2) Arkadaşlar, beni sakın ölüp gidince bir akıma falan bağlamayın. Ben yalnızca anamın “Ula oolum seni deli gine nasıl doğurdum” akımı ile anılmak isterim.
En derinden sevgilerimle.
1
2
3
4
5
6
