Rahmetli babamın kulüp yönetiminde olduğu yıllar mıydı, yoksa çok sevdiğim Ahmet Ersöz amcamın mı? Emin olamıyorum. “Memleket mi yıldızlar mı gençliğim mi daha uzak” gibi bi duygu???
Gerçi ne gençliği? İlkokul keratasıydım.
Giresunspor’umuz birinci ligde, hocamız Tekin Yolaç.
Ailecek görüşülüyordu, sık sık bizdelerdi yenge ile.
***
O zamanın kalbimdeki ennn önemli şeyiydi, takım maç öncesi Bozbağ Oteli’nde kampa çekilmişse, ben de hep oralardaydım. O “kahraman” futbolcular benimle konuşur, yanağımdan makas alır, imzalı forma verirdi, filan…..
Daha ne olsun bacak kadar çocuk için? Sabah babamla maça da gidecez ki.
***
Teknik adamın 7-8 kişilik bi yardımcı ekibi yoktu tabii. Henüz bilinmiyordu bu oluşum. Milli takımda bile yoktu.
En fazla bi yardımcı antrenör, bi masör, bi malzemeci.
Hadi, bi de genel kaptan rütbeli bi yönetici. Otelde de o, maç günü kulübede de..
***
Oteldeyiz bigün yine.
Ben zevkten dört köşe, koşturup duruyorum. Çünkü “imkansız” bi yerdeyim, anlayın, koca şehirde bitek bana nasip olmuş!
Tekin hocamız bi köşede, daktilosuyla bişiler yazıyo.
(Misal, masör Sırrı abimiz, slip donlu topçulara masaj yapıyo, o dönemde baksır da yok..
Futbolcular Sırrı Abimize laf atıp gırgır yapıyo… Çilli bom bom bom’un ezgisiyle Sırrı bom bom bom)
Efendime söyliyim, Tekin Hoca’nın da yanına gidiyorum tabii. Çok samimiyiz yahu, bugün gibi gözümün önündedir; 26 kişilik bi liste idi, daktilodan cırrrrt diye çıkardığı.
O dönemki futbolcularımız..
***
Aklım o daktiloda? Kimindi? Tekin Hoca’nın her gittiği ile daktilo taşıması abes olur. Sanmam ki kulübün daktilosu olsun. Ahmet Ersöz amcam avukattı, onun olabilir mi?
Babamın da vardı daktilosu, acaba o muydu?
Herkes öldü ula, kime soracam? Daha bundan büyük muamma mı olur?
***
Sosyal medyaya yazdığım bu kadarcıktı.
5 dk geçti geçmedi, telefonlar ve mesajlar gelmeye başladı. Çok okunmak, sıkı takip edilmek güzel duygudur, Tanrı herkese nasip etsin. Mutlu oldum yeterince.
Arayanlardan biri, kıymetli ağabeyim Tuncer Dervişoğlu idi. Eksik olmasın, Tekin Hoca’nın sağ olduğunu haber veriyordu bana.
Cep telefonu numarasını da verdi hatta.
***
Görgü deyu bişey vardır, bi insan öyle pat diye aranmaz.
Yazdım ilkin Tekin Yolaç’a. “Sizi arayabilir miyim”?
Ve kendimi tanıttım elbette. Giresunlu ve Giresunsporlu dostlarınızdan Hasan Gürel’in yeğeni, Kaya Ekmekçi’nin oğlu, Ahmet Ersöz’ün aile dostuyum, diyerek.
Taş çatlasa 10 dk olmuştur. Her beyefendi gibi, bizzat kendisi aradı, unutulmaz teknik direktörümüz.
***
Heyecanla, sesim çatallaşarak, boğazım düğümlenerek açtım telefonumu.
-Alo kıymetli hocam, rahatsız etmek istemedim? Telefonunuzu Tuncer Dervişoğlu ağabeyimden aldım. Müsait miydiniz, nasılsınız?
-Sağol Gürsel Bey, çok iyiyim, Gelibolu’da yazlıktayız.
-Hocam, yazdım kim olduğumu, o isimleri anımsıyorsunuz di mi? Gerçi hep vefat ettiler ama?
-Tabi tabi, unutur muyuz hiç Giresun’u? O şehir, o dostluklar burnumuzda tütüyor.
-Hocam ben o yıllar küçük bi çocuktum, 58 oldum şimdi. Sorsam ayıp olur mu, siz kaç yaşındasınız?
-90 oldum evladım.
-Maşallah diyim Hocam.
***
Sohbet sürdükçe ikimiz de duygulanıyor, kendimizi zor tutuyorduk.
Hoca, Giresun’un kendileri için bi “ilk” olduğunu söylüyordu, vefa dolu bi sesle.
-Evladım, elbette biz de bişeyler vermişizdir, ama Giresun bize çok şey verdi.
-Hocam, inanın bu şehir sizi unutmaz.
-Sağolun, varolun. Bizim için de Giresun çok özeldir. İftihardır, ukdedir, ahde vefadır.
-Tekin Hocam, ben aynı zamanda Yeşilgiresun Gazetesi’nin yazarıyım da. Aklımda ufaklıktan kalma bi daktilo vakası var. Bunu, izin verirseniz gazete köşemde yazmak istiyorum. Sizi daktilo ile gördüm bigün otelde. Oyuncu listesini temize çektiniz, muhtemelen üzerinde çalışacaktınız. Gülmeyin ama o daktilo sizin miydi?
-Yok yok, kulübündü. (Kahkahalar). Yaz tabii, izin veriyorum, o gazeteyi de hatırlıyorum. Bütün Giresun’a bizden selamlar yaz.
***
Konuşmamızın bundan sonrası tamamen duygu seliydi.
Buraya yazma gereği olmayan, bikaç çok özel cümleden sonra, veda sözcüklerine gelmişti sıra.
-Tekin Hocam, sizi en son gördüğümde lise çağımdaydım. Siz, Göztepe Teknik Direktörü olarak Giresun’da kampa çekilmiştiniz takımınızla. Yanılmıyorsam Trabzon deplasmanına gelmiştiniz. Cuma gecesiydi. Bize yemeğe geldiniz, Ahmet Ersöz amca ile.
-O geceyi de iyi hatırlıyorum Gürsel. Başka konuklar da vardı, hepsi eski dostum ailelerdi, çok güzel bi geceydi.
-Teşekkür ediyorum kıymetli hocam. İnşallah gelirsiniz yine Giresun’a, o günlerden bi avuç insan kaldık, sizi onurla ağırlarız.
-İnşallah Gürsel, çok duygulandım. Tekrar tekrar selam söylüyorum Giresun’a.
***
Kapattım telefonu. Ağladığımı duymasın.
Hocamız asırlık olmuş, ben 60’a dayamışım merdivenimi.
Bilmez miyiz, bu ilk ve son telefon görüşmemizdi..