Çiğdem Tunç ile Gül Polka’dan Gözyaşı Sarayı’na…

Çiğdem Tunç ile Gül Polka’dan Gözyaşı Sarayı’na…

Başka neye yararız zaten? Size bir şeyleri hatırlatmaya. Biz zamanın aynasında sadece birer görüntüyüz, birer oyuncu. Üstümüze ışık tutulunca kutsal bir varoluşa yazgılıyız. O gece kaderine, payına düşen kişi her kimse, o olur oyuncu. Ardında yüzlerce yılan gömleği bırakarak her bir gömlekten gövdesini sıyıran bir Şahmaran olur; ipeğini sessiz sedasız dokuyup içine bir can ödünç veren ipekböceği, yıpranmış kozasını sahne üstüne atıp bir güne bir ömür sığdıran kelebek olur. Gün gelir karanlığımızın içinde kısacık ömrüyle yolumuzu aydınlatan bir ateş böceği olur. Yanıp söner, karanlığa karışır, masal olur, hikaye olur, efsane olur… Gün gelir bu sahnelerde bir Afife, bir Gülriz, bir Yıldız daha olur. Unutma n’olur, bir oyuncu nice ateşlerden geçip gelen kişidir.“ (*)

Özen Yula‘nın satırları arasında dolaşırken “Nice ateşlerden geçip gelen” oyuncuları düşündüm birden. İşte, onlardan biri de Çiğdem Tunç‘tu, hiç kuşkusuz.

Hayattaki her sorunun yanıtını salt tiyatroda, balede, müzikte bulmuştu. Tiyatro aşk değil, tutkuyla harmanlanmış bir kara sevda, inanç, kaygı, umut, mutluluk, isyan… Dahası farklı, taptaze, nasıl anlatsam, ezilmiş kekik, hanımeli, nane, tarçın kokan bir solukla buluşmaktı onun için.

Foto: Esra Kılıçer

Karanlıktan daha karanlık kıran zamanlarında bile, içimizdeki kıracı yeşertmekti amacı. Ve sahnede bir hayal aurası, değişik imgeler yaratmak, yüreklere dokunmak. Söylenecek sözünü cesaretle haykırmak.

Bazı insanlar, hep bahsettiğim gibi, gerçekten sahnede yaşar. Sahneye aittir. Sahne de onlara… Dahası onların sahneleri her yerdir. Seyircileri de, herkes.

Geçen gün “Dionysos’un Çocukları” röportaj serimizde Çiğdem Tunç ile tiyatrodan, hayattan konuştuk. Bir Yavuz sordu, bir ben.

“Öncelikle Egemen Bostancı ve Şan Tiyatrosu, Dormen Tiyatrosu, Tiyatro İstanbul, Tuncay Özinel Tiyatrosu, Çiğdem Tunç Tiyatrosu diye mi başlasak?” diye konuştuk Yavuz ile.

Ardından “Yedi Kocalı Hürmüz”, “Hisseli Harikalar Kumpanyası”, “Şen Sazın Bülbülleri”, “Artiz Mektebi”, “Sait Hop Sait”, “Neşe- i Muhabbet”, “Carmen”, “Ajda’83”, “Ajda Pekkan, Zeki Alasya, Metin Akpınar Büyük Kabare”, “Sevgilime Göz Kulak Ol”, ” Arapsaçı”, “Nina”, “Silbaştan”, “Entrikalı Dolap”, “Kanadı Kırık Bir Kuş Misali Cahide Sonku”, “Altın Göl”, “Şöför Nebahat”,” Astro Türkler”, “Üç Artı Bir Zombili”, “Gözyaşı Sarayı Kösem”den bahsettik uzun uzun. Şimdi nasıl hatırlamam, Deniz Gökçer, Arsen Gürzap‘lı “Paf ile Pof”da, dans eden o sevimli periyi…

Foto: Esra Kılıçer

Ethel ve Norman’nın kızları Chelsea Thayer Wayne’ı ve “Occupe- toi d’Amelie”nin güzeller güzeli Amelie’sini de konuştuk elbette. Aradan kırk koca yıl geçmiş olsa da, “Alev Alev” filminin Ümran’ını da unutmadık, o da sohbetimize katıldı ister istemez. “Şabaniye”nin ‘yakin’ kız arkadaşı Nazlı’da. “Renkli Dünya” filminin revü sahnelerini hatırlattı Yavuz.

Kendi ifadesiyle “Sanatla yaralarını sarabilmiş, balerin, oyuncu, yönetmen, yapımcı, aynı zamanda TRT terbiyesiyle yetişmiş bir sunucu”ydu Çiğdem Tunç.( Mehmet Ali Erbil ile oluşturdukları o efsane ikili, kusursuz diksiyonu geliyor şimdi aklıma.)

“Sanat, insanlığın ortak bahçesidir” Çetin Aktan‘a göre: “O bahçeyle bütünleştiğin ölçüde yeryüzünde varsın…”

Yeryüzü yolculuğuna başladığı andan itibaren zarafet, şıklık, klasik müzik, bale, resim, tiyatro, sinema dolu o bahçedeydi Çiğdem Tunç. O bahçenin dışına hiç çıkmadı zaten. Stiliyle, duruşuyla, kişiliği, liyakat sahibi oluşu, birikimi sanata olan yüksek dozda bağımlılığıyla giderek ikonlaştı.

Gün oldu sarp yamaçlarda dolaştı, gün geldi ateşten giysiler giydi ve o giysileri çıkartıp, sarp yamaçlardan ufuksuz, dipsiz denizlere atladığında daha da büyüdü.

Foto: Esra Kılıçer

Oyunlar, müzikaller, İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nde yevmiyeli sanatçı olarak görev aldığı günler, mesela “Hürrem Sultan” balesi, alkışlar, ödüller, turneler, başarılar, övgüler, arada en güzel yenilişler. Yeniden doğuşlar. Sahnede, beyaz perdede, ekranda yaşar kıldığı karakterlerle geçen bütün o seneler.

1966 yılına uzandık, Yıldız Alpar Bale Okulu’nda sanat hayatına başlayan henüz üç yaşındaki Çiğdem Tunç‘tan, iki yıl sonrasında Kadıköy Halk Eğitim Merkezi’nin sahnesinde ilk kez izleyici karşısına çıkan Çiğdem Tunç‘a da getirdik lafı.Konuşulacak, anlatılacak, sorulacak o kadar çok soru vardı ki, zaten kafamızda beliren…

Haldun Dormen‘in Çiğdem Tunç için söyledikleri örneğin: “O gerçek bir sahne hayvandır aslında…”

Haldun Dormen dedim de, elimde 1994-1995 sezonuna ait Dormen Tiyatrosu broşürü var… Bakın orada Çiğdem Tunç nasıl anlatılmış:

“İstanbul’da doğdu. Bir yandan Yıldız Alpar Bale Okulu’na devam ederken, diğer yandan Üsküdar Amerikan Kız Lisesi’ni ve Basın Yayın Yüksek Okulu Radyo, Televizyon Bölümü’nü bitirdi. Şan Müzikholü’nün perdelerini açık tuttuğu süre içinde sahnelenen tüm prodüksiyonlarda dansı ve oyuncu olarak önemli görevler üstlendi. Sekiz sinema filminde başroller oynayan Tunç, 1984 yılından beri televizyonlarının vazgeçilmez sunucusu ve bazı programların yapımcısıdır. Mehmet Ali Erbil ile ortak çalışması olan ‘Biz İkimiz’ adlı pop müzik kasetine de imza atan sanatçı ‘Sevgilime Göz Kulak Ol’ piyesi ile aramıza katıldı…”

Salkım saçak söyleşileri sevdiğimizden, kronolojiye de hiç aldırmadığımızdan, Üsküdar Amerikan Kız Koleji yıllarına dönüş yaptık ve orta ikinci sınıfta rol aldığı “Charleston” müzikalini de sorduk.

Foto: Esra Kılıçer

Yıldız Alpar, Oytun Turfanda, Sait Sökmen… Egemen Bostancı’nın verdiği isimle Pavlova! 

“Annem Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü mezunuydu. Babam İş Bankası’nda çalışıyordu. Ben on iki yaşındayken, tam da şube müdürü görevine getirildikten kısa bir süre sonra, kaybettik onu. Ve ben o gün büyüdüm… O gün sorumluluğun, hayatla baş etmenin, ne demek olduğunu anladım.”

Evet, dönelim bale ile tanışmama… Annem kucağında götürürdü beni derslere, düşünün henüz üç yaşındaydım. Hemen belirtmeliyim ki, Yıldız Alpar mükemmel bir öğretmendi. ‘Her çocuk spagat yapabilir. Ama bakalım sahiden yapmayı istiyor mu, asıl konu bu’ derdi. Çok önemli bir nokta aslında. O arzu var mı, o başarıyı gerçekten istiyor mu insan.. İiki yıl sonra, kar beyazı tütüler içinde ‘Gül Polka’ ile ilk kez Kadıköy Halk Eğitim Merkezi’nde sahneye çıktım.Parlak, göz kamaştıran ışıklar, alkışlar… Kısaca o an enfekte oldum. Ama beynimin son lobu aşırı mesaide olmalıydı ki astronot, psikiyatrist, pilot, kimyager, atom mühendisi gibi meslekler vardı aklımda.”

Foto: Esra Kılıçer

Ve o şarkı: “Yes Sir, that’s my baby…”

“Orta ikinci sınıfta ‘Charleston’ müzikalinde rol aldım, izleyenler bu küçük kız Kenter’lerden mi çıkıp geldi, diye düşünmüşler. Demek o kadar başarılı, gelecek vaad eden biri olarak görmüşler beni.”

Lise son sınıfta yine okul bünyesinde bir müzikale daha hazırlanırken, hazırlık sınıfından yaklaşık otuz kız öğrenciyle bir koreografi oluşturmuş Çiğdem Tunç. Baleyle tanışmasından tam on altı yıl sonra da, Kadıköy Halk Eğitim Merkezi’nde bale öğretmenliğine başlamış.

“Güzel zamanlardı… Oytun Turfan’da ile mesleki anlamda yollarımız kesiştiğinde, beni fark eden, o zaman ki İstanbul Devlet Tiyatrosu Müdürü Can Gürzap, bana ‘Paf ile Pof’ adlı çocuk oyununda peri kızı rolünü verdi. Ayrıca ‘Yorgun Savaşçı’ da, daha sonra Meral Orhonsay’ın yaşar kılacağı Neriman karakteri için beni yönetmen Halit Refiğ’e önerdi. Ancak Halit Bey beni o rol için çok genç bulmuştu.”

Sait Sökmen, o günlerde Uluslararası Sanat Gösterileri A.Ş / Egemen Bostancı’nın yapımcılığını üstlendiği “Yedi Kocalı Hürmüz” müzikalinin koregrafisini hazırlıyordu… Bir akşam Çiğdem Tunç‘u gördü ve “Yarın mutlaka Lalezar’a gel, oyunun provaları var, seni aramızda görmek istiyorum” dedi.

Foto: Esra Kılıçer

Yönetmen Cüneyt Gökçer… Kadroda kimler mi vardı? Ayten Gökçer, Cihan Ünal,   Altan Erbulak, Füsun Erbulak, Adile Naşit, Muazzez Kurtoğlu, Muammer Esi, Erol Günaydın, Turgut Boralı, Tevhid Bilge, İlyas Salman, Numan Pakner…

Zaten ustalar konusunda her zaman çok şanslı oldu Çiğdem Tunç. Nevra Serezli, Kartal Tibet, Yalçın Boratap, Aliye Rona, Kemal Sunal, Halit Refiğ, Münir Özkul, Savaş Dinçel, Ayşen Gruda, Metin Serezli, Perran Kutman, Müjdat Gezen, Ahmet Gülhan, Tarık Akan, Ali Sururi, Cüneyt Arkın, Oktay Keresteciler, Lale Mansur, İsmet Ay ve daha kimler ve kimlerle çalıştı bütün o yıllar boyunca.

“Şuna inanıyorum, bir oyuncu ister mektepli, ister alaylı olsun, değişmeyen tek kural iyi bir ustanın çıraklığından, onun rahle-i tedrisinden geçmektir. Bu bizim meslekte olmazsa olmazdır.Ya bir ustayla aynı seti, sahneyi, kamerayı, kulisi paylaşır, birebir çalışırsın ya da bir ustayı kendine örnek alırsın. Taklit değil, örnek! Ben koşarak, bir yerlere hemen gelmedim, taa ‘Artiz Mektebi’ne kadar hiçbir principal rolüm olmadı mesela…” 

Çiğdem Tunç yapımcı olarak ilkelerinden ödün vermiyor, hiç bir koşulda.

“İki, üç kişilik bir oyunla sezonu idare et, risk alma, para kaybetme” diyenlere. Gülüp, geçiyor her defasında. Çünkü o Devlet Opera ve Balesi, Devlet Tiyatrosu, Şan Tiyatrosu’ndan geliyor….

Foto: Esra Kılıçer

Bu konuda Gazeteci Kamil Hızer‘e kulak verelim: “Herkes gibi üç, dört kişilik kadrolarla oyun yapmak yerine, gerçek tiyatro ve kalite uğruna savaş verdi, maddi kayıplara da uğradı.Piyasada beş kişilik kadro ile oynanan doğru dürüst oyun bile yokken on üç, on dört kişilik kadro ile oyunlar yaptı hep.”

“Zamanın en zorlu sınavlarından geçtim… Biliyor musunuz, bir sanatçı öncelikle güçlü, dirayetli, fedakar, disiplinli olmayı yaşam tarzı olarak seçmeli.Kaprise, şöhret şımarıklığına kapılmadan, nasıl desem, adeta bir komando gibi durmalı hayat karşısında. Hep şuna inanırım, sevgi konusunda özgürüz, ancak saygı denildi mi, mecburiyet girer işin içine. Kendine ve izleyiciye saygılı olmak gerekir çünkü. Diyarbakır’da, Strasburg, Moskova, Kocadere’de de sunucu, oyuncu olarak sahne aldım, kameranın önüne geçtim.Hep saygıyla… Kolaya kaçmadan sürdürmeye çalıştım mesleğimi.”

Bir an, hırçın, önerilen hayatlara isyan eden Chelsea Thayer Wayne ile göz göze geliyorum. Yoksa Amelie’mi karşımızda oturan güzel kadın. Hayır, artık eminim, Yolanda Cristina Gigliotti nam-ı diğer Dalida ile konuşuyoruz dakikalardır. Gözlerindeki o hüzün bulaşığı yalnızlık ifadesi… Kusursuz yüz hatları. Öyle benziyorlar ki birbirlerine.

“Annemin vefatından bir hafta sonra Tuncay Özinel, ‘Silbaştan’ ın tekstini uzattı bana.İşte, en doğru, en doğal tedavi… Bilirsiniz, tiyatro tüm acıları onarır, derler. Doğrudur, bizzat yaşadım bunu.” 

Dalida, “Mourir Sur Scène”i yorumluyor bir yerlerde. Dalida ve Çiğdem Tunç, nasıl ve niçin diye sormayın sakın, “Je Suis Malade” şarkısıyla birleşiyor kafamda.

Foto: Esra Kılıçer

”Je suis malade

Complètement malade

Comme quand ma mère sortait le soir…” 

2 Mayıs 1987 Cumartesi’yi 3 Mayıs’a bağlayan geceye mi dönsek? Belki çok önceden vermişti kararını Dalida. Onlarca haklı nedeni vardı, kuşkusuz. Keşke, vazgeçseydi. Hiç değilse erteleseydi… Sahi, o gece ilk kez yatak odasının ışığını söndürmüş. Karanlıkta uyumaktan korkarmış çok, öyle söylemişlerdi.

Kağıdı önüne çekmiş olmalı usulca… Yalnızlık bir duman gibi içine sızmış nicedir. Onulmaz düş kırıklıkları varmış. Küçük bir çatlak, bir sıyrık. “Hayat artık çekilmez hale geldi. Beni affedin” diye yazıp imzalamış Dalida. Sadece elli dört yaşındaydı gittiğinde. Şimdiki yaşımdan on iki yıl daha genç.

20 Nisan 2018. Montmarte Mezarlığı’nın yosun yürümüş, ıslak taşları arasında yürürken, o şarkıyı mırıldanmaya çalışmıştım:

 “Mourir sans la moindre peine d’une mort bien orchestrée…”

Foto: Esra Kılıçer

Gözleri sanki bir ışıltı yağmuruydu konuşurken. Bakışları kadife gibi yumuşak, sevgi dolu! Hatırlıyorum; sedef tozuna bulanmışçasına parlak ve durgun bir gün sonuydu. Tül mavisi bir ışık düşüverdi ayna kırıklarına. Beni çevreleyen bu halenin dışına çıkmak istemiyordum.

Birden yağmur ıslağına benzer bir ürperti geçti içimden. Uçsuz bucaksız melodramlardan, geceye taşan, geceyi saran yeislere doğru sürüklendiğimi ayrımsadım. Dalida, Kösem ve diğerlerini düşündüm yine.

Çiğdem Tunç ile konuşuyorduk. Hayattan, tiyatrodan…

Kurumuş çiçekler… Her yan ne kadar sessizdi. İşte tam da o sessizlikte bulduk Çiğdem Tunç‘u biz. Güzeldi, çok güzeldi. Sahne ışığıyla doğmuş herkes gibi…

“Dünyaya gelişimin bir amacı olduğuna, inanıyorum. Evet, eşim yok, çocuğum yok. Buna karşılık, tüm enerjimi yönlendirdiğim, kendimi var ettiğim bir mesleğim var.” 

Foto: Esra Kılıçer

“Bazen, keşke Çiğdem Tunç Tiyatrosu’nu biraz daha önce kurmuş olsaydım, diyorum. İlk oyunumuz ‘Bugün Git Yarın Gel’den yaptığımız bir uyarlama ‘El Deliye Biz Akıllıya Hasret’ adlı oyundu. Heyecan, güzel duygular, elbette mücadele, geri adım atmamak. Sanata ve kendime ihanet etmemek. İşte, hep bunlar için yaşadım ben. Kimseye öğretmenlik yapmaya kalkışmadım. Sadece bilgimi, deneyimlerimi aktarmaya çalıştım. O kadar! “

Az önce, Dalida ve Çiğdem dedim, ya. Yavuz Pak ve Çiğdem Tunç bir anda bana baktılar. İş, sadece Dalida ile bitmiyordu ki. Luigi, Richard, Lucio, Piedro, Lucien, Eddie, Pascal, Jean, Orlando, olmazsa olmaz Alain Delon da olacaktı sahnede. Karşımda imkansızları gerçek kılan Çiğdem Tunç vardı nasılsa. Umutlandım.

“Hayatla hep barışık yaşadım. Mesela, günün birinde, hiçbir surette Greta Garbo gibi, köşeme çekilip, gizlenerek, herkesten kaçarak yaşamayacağımı, biliyorum. Geçen senelere karşın aldığım önlemler de oldu, elbette. Cahide Sonku’nun, Kösem’in ilerki yaşlarını canlandırdım sahnede…”

“Ahh, bir de Anastasya var, hayalimde. Kim bilir, belki bir gün.”

Foto: Esra Kılıçer

Sansür ile hiç karşılaştı mı, oyunları engellendi mi hiç, diye soruyor Yavuz.

“Hayır… Bunun nedeni, Çiğdem Tunç Tiyatrosu olarak her türlü politik görüşe, inanca saygılı ve eşit mesafede duruşumuzdur, sanırım. Ayrıca oynadığımız eserlerde küfür yok, hakaret yok… Zaten apolitik işler yapıyoruz biz. Çok mercekli bir gözlükle bakıyoruz çevremize, geniş bir mozaik içinde yaşadığımızı bilip, hiç unutmayarak…” 

Sahi göz rengi neydi Çiğdem Tunç’un? Konuşurken erguvan ve eflatunların, çağla yeşillerinin içinde menevişlendiği ela, kahverengi, siyah, mavi, su yeşili mi? Gökkuşağının bütün renklerini, renklerin tüm tonlarını dağarcığına katmış, farkındayız.

“Hayatta en büyük mucizem oyuncu olmak, balerin olmak, sanatla ilgilenmektir sanırım. Dünyada varoluş nedenimle buluşmam, diyelim. Düşünün, annem Tıp Fakültesi!ni kazanmayayım diye dualar ederdi…”

Foto: Esra Kılıçer

Buğulu bir pencere camına…

“Kalp çizerim öncelikle. Sonra bir ev, çitle çevrili bir bahçe, ağaçlar.”

Alternatif mekanlarda tiyatro yapanlar mı?

“Bu özveriyi, ortaya onca maddi engele rağmen ortaya koyulan eserleri, o uçsuz bucaksız çabayı alkışlıyorum hep. Yaptıkları çok değerli. Yokluktan çıkmış bir zenginlik, diyorum, ben buna.Ve şunu hemen belirteyim, ihtiyaçları olduğunda beni aramaları yeter. Tiyatromuzun deposunda mevcut dekorları aksesuarları, kostümleri onlarla her zaman için paylaşmaya hazırım.” 

Bir insan kolay kolay Çiğdem Tunç olmuyor, değil mi? Ne dersiniz?

Şimdi bu satırları yazarken, düşünüyorum da, gözleri sanki bir ışıltı yağmuruydu konuşurken. Bakışları kadife gibi yumuşak, sevgi dolu!

Foto: Esra Kılıçer

Hatırlıyorum; sedef tozuna bulanmışçasına parlak ve durgun bir gün sonuydu.

Tül mavisi bir ışık düşüverdi ayna kırıklarına. Beni çevreleyen bu halenin dışına çıkmak istemedim, bu doğru.

“Tekrardan hayata başlasam, en sıkıntılı, en dar anını bile atlamadan Çiğdem’in tüm yaşadıklarını yaşamak, bütün yaptıklarını yapmak isterdim. Pişmanlıklarım, arkasına sığındığım keşkelerim yok. Bu meslekte oyuncu, yapımcı, yönetmen olarak egomu hep gözardı ettim, unuttum.Tevazuyu hiç elimden bırakmadım. Madem hayat kısa fakat sanat, tıpkı o Latince deyimde aktarıldığı üzere, sonsuza dek sürecektir… O halde sanata ihanet etmeyelim. Kulağına kurşun akıtılmış, gözlerine mil çekilmiş insanlardan olmayalım.”

“Tiyatroda oynamak herkesin harcı değil, diziden teklif geldi diye oyun bırakamaz, provaları aksatamazsın. Bu durum tiyatroya zarar veriyor. “

“Çiğdem Tunç Tiyatrosu yerli yazarlarla çalışıyor. Ülkenin, insanımızın sorunlarını kaleme alan yazarlara kapımız her daim açık.”

Foto: Esra Kılıçer

Birden yağmur ıslağına benzer bir ürperti geçti içimden. Uçsuz bucaksız melodramlardan, geceye taşan, geceyi saran yeislere doğru sürüklendiğimi ayrımsadım. DalidaKösem, Nebahat, Cahide, Nazlı, Ümran ve diğerlerini düşündüm yine.

Tül mavisi ışık duvarda ince gölgeler yaratmaya devam ediyordu. Yağmur hızlanmıştı.

Çiğdem Tunç ile konuşuyorduk…Hayattan, tiyatrodan…

PINAR ÇEKİRGE – YAVUZ PAK

 

(*) Yula Özen.:”Hayat Der Gülümserim.”

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • Koç
  • Boğa
  • İkizler
  • Yengeç
  • Aslan
  • Başak
  • Terazi
  • Akrep
  • Yay
  • Oğlak
  • Kova
  • Balık
KOÇ BURCU YORUMU

Yoğun bir enerji içinde olacaksın. Hedeflerin doğrultusunda adımlar atmak için harika bir zaman. Cesur ve kararlı bir şekilde ilerlemek, yeni fırsatları yakalamana yardımcı olacak. Arkadaşlarınla kuracağın etkileşimler, yaratıcı fikirlerini destekleyecek. İçindeki liderlik duygusu, grup dinamiklerini olumlu yönde değiştirebilir, bu da iş veya sosyal ortamlarda dikkat çekmeni sağlayacak. Ancak, acelecilikten kaçınmalısın; sabırlı kalmak, daha sağlam sonuçlar elde etmeni sağlar. Sağlığını ihmal etmemek, özellikle stresle başa çıkmanı kolaylaştırır. Kalbini ve spiritüel yönlerini beslemek, içsel huzurunu bulmana yardım edecek. Bugün, sebepsiz bir şeylere gülmek için mükemmel bir gün; neşeni yayarak çevrendekileri de olumlu yönde etkileyebilirsin.

BOĞA BURCU YORUMU

Bugün, içsel huzuru bulma arayışında olabilirsin. Hayatındaki kalıpları sorgulamak, yeni bakış açıları geliştirmek için harika bir zaman. Belki de daha önce denemediğin bir aktiviteye yönelmek, seni yenilikler keşfetmeye yönlendirebilir. İlişkilerinde, samimi ve açık iletişim kurmak, karşındaki kişinin duygularını anlamanı kolaylaştıracak. Finansal konulara eğilimin dikkat çekici, bütçeni gözden geçirmek için uygun bir zaman. Unutma ki, kararlı adımlarla ilerlemek, hedeflerine ulaşmanda sana büyük destek sağlayacak. Kendine güven ve içsel sezgilerine kulak ver.

İKİZLER BURCU YORUMU

Bugün iletişim kurma becerilerin ön plana çıkıyor. Sevdiklerinle derin sohbetler gerçekleştirme isteği içinde olabilirsin. Sosyal çevrenle bağlantılarını güçlendirmek, yeni insanlarla tanışmak için harika bir zaman. Meraklı yapın sayesinde farklı bakış açıları edinmen mümkün. Ancak, düşüncelerini ifade ederken açık ve net olmaya özen göster. Uygulamada bir belirsizlik veya yanlış anlama, gereksiz tartışmalara yol açabilir. Esnek olabileceğin durumları iyi değerlendir ve düşüncelerini tartışmaya aç, yeni bir şeyler öğrenebilirsin. Ayrıca, kısa seyahatler veya düşünce değişimlerine dayalı aktiviteler günün enerjisini yükseltebilir. Unutma ki, zihnin çoğu sıradan durumlarda bile yaratıcı çözümler üretebilme kapasitesine sahip. Bugün, kendini ifade etmekten çekinme, bu fırsat seni bambaşka yollara götürebilir.

YENGEÇ BURCU YORUMU

Duygusal derinlikler ve içsel düşünceler ön planda. İçsel huzur bulmak için kendine zaman ayırmalısın. Aile ilişkileri ve yakın arkadaşlarla olan bağlantılar güçlü bir destek sağlayabilir. Özellikle sevdiklerinle vakit geçirmek, sana güç ve ilham verecek. Mevcut duygusal durumunu, geçmişle yüzleşmek ve bazı sorumlulukları yerine getirmek için iyi bir fırsat olarak değerlendir. Ayrıca, yeni bir yaratıcı projeye başlamadan önce içsel motivasyonunu gözden geçirmen faydalı olacak. Kendini ifade etmekten çekinme; içindeki çeşitliliği dışa yansıtmak, ruhunu besleyecek. Kendine güven, çünkü hislerin doğrultusunda doğru adımları atıyorsun. Sahip olduğun sezgiyi dinle ve seni en iyi yöne yönlendirmesini sağla.

ASLAN BURCU YORUMU

Kendine olan güvenin ve karizman, etrafındaki herkesi etkiliyor. Bugün, sosyal ortamlarda ışığını parlatacak fırsatlarla dolu. Yaratıcılığın zirveye çıkabilir; bu, sanatsal projelerde yeni adımlar atmak veya hobilerini geliştirmek için mükemmel bir zaman. Duygusal ilişkilerde sıcak bir atmosfer söz konusu, sevgi dolu konuşmalar yapabilir ve samimi bağlar kurabilirsin. Ancak, kıskançlığın seni rahatsız edebilir; güçlü hissettiğin anlarda bile dikkatli ol. Kendini ifade etme isteğin artacak; bu nedenle yazmak veya konuşmak isteyebilirsin. Günün ilerleyen saatlerinde biraz dinlenmek, enerjini toplamak için harika bir fırsat. Unutma, içsel huzurunu sağlamak, dışarıya yansıyan ışığını güçlendirecektir.

BAŞAK BURCU YORUMU

Bugün, detaylara verdiğin önem daha da belirginleşiyor. Kariyerinde karşılaşacağın fırsatlar, seni geçmişte öğrendiklerinle birleştirerek ilerlemeye teşvik edecek. İş arkadaşlarınla iletişiminde dikkatli olmalı, her kelimenin ağırlığını bilmelisin. Sağlığın için bir adım atmak isteyebilirsin; spor yapmayı veya sağlıklı beslenmeyi öncelik haline getirmek günün odak noktası. Duygusal ilişkilerde ise, içsel huzurunu korumak için kendine zamanı yönlendirmelisin. Sorunların daha netleşeceği bir dönemdesin, bu nedenle çözüm üretme yeteneğin ön planda. Genel olarak, düzen ve organizasyon bu dönemde senin en büyük müttefiklerin. Kendine güvenmeli ve hedeflerine kararlılıkla odaklanmalısın. Her şeyin yolunda gitmesine sadece zamanın ihtiyacı var.

TERAZİ BURCU YORUMU

Harmoni ve denge arayışın bugün daha belirginleşiyor. İlişkilerine ve sosyal çevrene odaklanarak, etrafındaki insanlarla uyum içinde olmak istersin. Bu, seni duygusal açıdan besleyeceği gibi, yeni fırsatların da kapılarını aralayabilir. Belki bir arkadaşınla yapacağın keyifli bir sohbet yeni bir projeye ilham verebilir veya aşk hayatında heyecan verici gelişmeler yaşanabilir. Duygusal açıdan kendini güvende hissetmek için içsel dengeyi sağlama çabaların ön planda. Sanatsal yeteneklerin açığa çıkabileceği fırsatlarla karşılaşabilirsin. Kendini ifade etmeye yönelik yaratıcı aktiviteler ilham verici olacak. Bugün, kalp sesine daha çok kulak vermek, seni olduğun yerden bir adım ileriye taşıyabilir. Unutma, bazen huzuru dışarıda değil, içinde bulabilmek gerekir.

AKREP BURCU YORUMU

Duygusal derinlikler içinde kaybolmuş hissedebilirsin. İçsel sezgilerin, karmaşık bir durumun üstesinden gelmene yardımcı olacak. İlişkilerdeki güç dengeleri, beklenmedik bir şekilde değişebilir; dikkatli olman faydalı. İletişim becerilerin bugün hayli etkileyici, ancak duygularını ifade ederken samimiyetten sapmamaya özen göster. İş hayatında gizli anlaşmalar ya da dostluklar sana yeni fırsatlar sunabilir. Kendini ifade etme şeklin, çevrendekiler üzerinde derin bir etki bırakabilir. Fırsatları değerlendirmek için cesaretle adım atmanı bekleyen bir atmosfer var. Kendi içindeki tutku ateşini yeniden yakmak, seni daha da güçlü kılacak. Kendine güven ve içsel sezgilerini takip et; seni doğru yolda yönlendirecektir. Unutma, dönüşüm sürecindesin ve bu yolculuktan güçlenerek çıkacaksın.

YAY BURCU YORUMU

Bugün yaşam enerjinin yüksek olduğu, yeni maceralara atılmak için içsel bir çağrı hissettiğin bir dönemdesin. İletişim yeteneğin güçleniyor; insanlarla kurduğun ilişkilerde daha anlayışlı ve açık olabilirsin. Geçmişte kalmış takıntılardan arınma fırsatı, seni daha hafif ve özgür hissettirecek. Seyahat ya da yeni bir öğrenim alanına yönelmek sana ilham verebilir. Aşk hayatında ise, samimi iletişimin öne çıkıyor; içten konuşmalar, derin bağlar kurmana neden olabilir. Bugün, hayal gücünün sınırlarını zorlamaktan çekinme; içindeki keşfetme arzusunu doyurmak, ruhsal olarak da sana fayda sağlayacak. Kendi ihtiyaçlarına gönül rahatlığıyla yönelmek, kişisel gelişimin için büyük bir adım olacak.

OĞLAK BURCU YORUMU

Bugün, sorumlulukların ve hedeflerin ön plana çıkabilir. İş yerindeki projelere odaklanmak, uzun vadeli planlarını daha somut hale getirmek için mükemmel bir zaman. Dikkatini dağılmadan ilerlemeyi tercih edebilirsin. Kendine koyduğun standartlar yüksek olacak; bu, başarıya giden yolda seni motive edebilir. Sosyal ortamlarda daha fazla görünür olman, başkalarıyla olan ilişkilerini güçlendirecek. Aile üyeleriyle geçireceğin vakit, duygusal anlamda seni besleyecek ve ruhsal dengenin korunmasına yardımcı olacak. Kendine güvenin, hedeflerine yaklaşmanı sağlayacak, ancak aceleci davranmamaya özen göster. İş ve özel yaşam dengesini sağlarken, içsel huzurunu korumak, bu süreçte senin için önemli olacak. Sağlıkta dikkatli ol; stres altındayken bedensel olarak yorulmamaya özen göster, biraz dinlenmek iyi gelebilir.

KOVA BURCU YORUMU

Sıra dışı düşüncelerin ve eclectic fikirlerinin ön plana çıkacağı bir gün. Sosyal çevrenle ilişkilere odaklanırken, yenilikçi fikirlerinle dikkat çekebilirsin. Arkadaşlarınla yapacağın sohbetler, yeni ufuklar açabilir. Aynı zamanda içsel sorgulamalarında da ilginç buluşlar elde edebilirsin. Duygusal bağlar kurmak isteyebilirsin, ancak derinlikte kaybolmamaya özen göstermelisin. İleri görüşlülüğün, sıradan olandan uzaklaşmana yardımcı olacak. Anlık fırsatları değerlendirmek, geleceğe yönelik önemli adımlar atmana zemin hazırlayabilir. İçsel özgürlüğüne önem vermen gereken bir zaman dilindesin, bu nedenle iç sesine kulak vermek ve risk almaktan kaçmamak önemli. Unutma, özgünlüğün seni daha da öne çıkaracak.

BALIK BURCU YORUMU

İçsel dünyanda derinleşme arayışındasın, kendini ve hislerini daha iyi anlamak için zaman ayırmaya çekinmeyeceksin. Sezgilerin bu dönemde oldukça güçlü, karşına çıkan durumları kavrama yeteneğin artmış durumda. Sanat ya da yaratıcılıkla ilgili bir aktivite, ruhsal dengenin sağlanmasına büyük katkı sunabilir. Bu süreçte özgür hissetmek isteyebilirsin; başkalarının beklentileri yerine kendi isteklerine odaklanmak, seni daha mutlu ve huzurlu kılacaktır. İnsanlarla olan ilişkilerinde empati gücün artarken, sağduyulu yaklaşımın sayesinde zor anları bile kolayca aşabilirsin. Kendini açmak, sevdiğin kişilerle daha derin bağlar kurmak adına uygun bir zaman dilimindesin. Ancak, dış dünyadan gelen etkilerden etkilenmemeye çalışmak sana iyi gelecektir. Finansal konularda dikkatli olmalı, ani harcamalardan kaçınmalısın. Kendine dönme ve duygusal yenilenme için gereken zamanı bulabileceksin. Unutma, kendine olan inancın ve hayallerin, seni ileriye taşıyan kıymetli anahtarların.

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM