-Dinimiz, hoş görü ve sevgi dinidir…

-Dinimiz, Ata’ya yani büyük ve yol göstericilere saygıyı emreder…

-Dinimiz, senden olmayanı hor görme der…

-Dinimiz, her millete aynı gözle bakmayı  söyler…

-Dinimiz, yaratılanı sev, yaratandan ötürü der…

-Dinimiz, ayrımcılık yapmanın ve bundan doğacak zulümlerin günahını, çekeceğini söyler…

-Dinimiz, dilin yaraladığı kalbi tekrar kazanmadan, yolumda yürüyemezsin der…

-Dinimiz, her dine ve inanca saygılı olmayı söyler…

-Dinimiz, can almak değil, can vermenin doğru olduğunu söyler…

Bunca güzel emirlere rağmen, dış kuvvetler şimdi kalkıp sana silah doğrultacak ve üzerinde söz sahibi olacak duruma gelmişse, bizi yine bize kırdırmaya çalışıyorsa, suçu birazda kendimizde aramalıyız sanırım…

-Sen, Ata’na dil uzatırsan,

-Sen,  geçmişine küfürler savurursan,

-Sen, hala tarihinle hesaplaşmanın derdinden  kurtulamayıp, ama gününe de ışık tutamıyorsan,

-Sen dinini sermaye yapıp, kendi insanını bile düşman ilan ediyorsan,

-Sen, senin gibi düşünmüyor diye, ayrımcılığın alasını yapıyorsan,

-Sen, din tüccarlığı yapmaktan, başını kaldırıp ta, başka buluş ve icatlara imza atamıyorsan,

-Sen dilini hala terbiye edemeyip, aynı dine mensup olduğun halde,”Alevi-Sünni”ayırımı yapıyorsan,

-Bilim ve ilimin ışığını söndürmek için,türlü oyunlara başvuruyorsan,

-Yaşadığın şu toprakların, senin ayırımcı ruhundan dolayı bugün yaşanamaz hale geldiğini de unutma…

Sen; insanına,

Toprağına,

Milli ve Kudri (kutsal),

Zenginliklerine sahip çıkmaz isen, elin oğlu gelir baş köşene oturur, bunu da unutma…

                                             Ve ayrıca,

Atalarına  dil uzatanlar, olur olmadık şeyler yazıp çizenler, SAHNE SİZİN BUYURUN, YAPIN DAHA İYİSİNİ DE GÖRELİM…

                   YOK DEĞİLSE SUSUN…