Annemin koluna girip deniz seviyesine inesim,
Uygun bi cam fanus ve bi miktar civa bularak,
Toriçelli deneyini annemin huzurunda yeniden yapasım,
Var.
****
Yeterince gülünç ve bi o kadar da hüzün vericidir;
Şu dünyada bi gecede saçları bembeyaz olmak diye bi husus,
Tıbbın tanımlayamadığı bi gizem,
Bu üzüntüyü tanımlamaya gayret eden,
Bi kitap yazasım,
Var.
(Ve o kitaba dip not olarak, bi gecede aniden saçları bembeyaz olan Giresunlu bi abimizin, aylar sonra aynen bi başka gecede, saçlarının yeniden simsiyah olduğunu düşesim var)
****
Az biraz elitist büyütülmüşüm, napayım? Suçum nedir? Kendi tercihim diğildir?
Bikaç sene evvel, İstanbul sosyetesinden genç bi delikanlı vefat etmişti. Annesinin;
-”Tişörtlerini kokluyorum, o kadar temiz bi çocuktu ki, oğlumun kokusu yok” demelerini gazetede okumuş, çok duygulanmıştım. ”Kokmama” kavramını kendime yakın bulmuştum.
Oysa daha geçen yıl, bi şehit anası, yine gazeteden böğrüme işledi, oğlunun postallarını kokluyordu, muhtemelen cesedi paramparçaydı ve gösterememişlerdi anneye,
Konakta-monakta büyümekten utanasım,
Var.
****
Bu memlekette umut hiçbi zaman bitmez.
Bizim İnönü Stadyumunun çevresindeki patlamada ölen polislerimize ne yazıldı, anımsayın bi;
-”Jopunuza, biber gazınıza razıyız, yeter ki şehit olmayın”,
Uzun uzun ufka doğru bakasım,
Var.
****
Öyle ya da böyle, mutlaka bişeyler yapasım var.
Yoksa çıldırmak elde diğildir şu memlekette.
****
Ömr-ü hayatımda, asla;
Mustafa Kemal’in Ordusu ile askeri vesayet kavramını bi arada kullanmadım. Aksine, biliyordum, pkklı teröristlerin abd’nin kara gücü olduğunu… Çok barışçı, çok özgürlükçü, çok analar ağlamasın’cı pozlara bürünüp de, bu ikincilerle, bu abd vesayetçisi salaklarla aynı saflarda durmadım…
****
Şu yaşıma eriştim, asla;
Abdullah Öcalan’a ”Sayın Öcalan” diye hitap eylemedim. Kendisinden, büyük bi çapsızlık örneği gösterip ”Kürt Mandelası” diye söz etmedim. O’nu düşünce insanı, halk kahramanı, lider falan sayıp, mektuplarını meydanlarda okutmadım…
Kardeşi olacak paçavrayı ekranlara taşımadım…
****
Kendimi bildim bileli, asla;
Teröristin kafasını ezme ”mücadelesi” dururken, terörle ”müzakere” yapmayı düşünmedim.
Bunlarla Oslo’larda, Dolmabahçe’lerde gizli kapaklı görüşmelerde bulunmadım…
Vatanımı ”pazarlık” konusu yapmadım…
****
Aha geldim gidiyorum, asla;
Teröristlerle sınır kapılarında halay çekmedim, bunların militanlarını sanatçı yerine koyup, kol kola salya sümük türküler söylemedim…
****
İki tane vatansever evlat büyütüyorum Allah’ımın izniyle, iyi kötü bi yerlerin başkanı oluverdim defalarca, onların asla;
Taşların bağlanıp, köpeklerin salındığı ve bunun adına ”açılım” dendiği bi Türkiye‘de yaşamasına yol açacak bi icraat yapmadım…
****
Eğrisiyle-doğrusuyla bi yer edindim edebiyat camiasında, okuyanlarım sevenlerim sağolsunlar, tanığımdırlar, asla;
Mustafa Kemal’in devrimlerine, tam bağımsızlık ilkesine, yurtta ve dünyada barış fikrine ihanet etmedim…
****
13 şehit haberiyle sarsıldık yine, biliniz ki çok daha fazladır asıl sayı, dolu doludur içlerim. İnandığım tüm değerler balık istifidir göynümde.
Mutlaka ama mutlaka bişeyler yapasım var.
Hiçbi şey yapamazsam bile, en azından Timur Selçuk Hoca’mızın Ümit Yaşar Oğuzcan’dan bestelediği ”Ayrılanlar için” şarkısını cadde cadde dolaşıp okuyasım,
Var.
****
Ayrıldık, ayrı düştük yine Mehmet’lerimizden. Şehit olup yürüdüler uzaklara. Ne kaldı geriye?
-”Kalırsa, içinde bir derin sızı kalır”!!!
Nur içinde uyusunlar.