Köklerini bırakıp gitmek zordur yılların ruhunda dallar oluşturduğu yerden ve insanın hayal kurmayı bile beceremediği zamanlar vardır, kopup kendinden, düş âlemlerine ansızın düşemediği, gerçeğin tam ortasında kanadı kırık kelebek gibi çırpındığı zor zamanları vardır. Gün gelir karışır da birbirine hayalle gerçek, bilemeyiz köprünün hangi tarafında olduğumuzu…
Yavaşlamaya ihtiyaç duyarız, yirmi dört saatin işlerimize ve koşturmamıza yetmediği zamanlarda. Yavaşlamak isteriz ayaklarımızı kullanmadan kilometreler aşarken, bir tuşla ulaşabilirken dünyanın her köşesine. İlişkilerin bile “fast food” yaşandığı günümüzde, süzülerek dökülen yapraktan aheste aheste yağan kara, ağır ağır batan güneşe kadar doğada her şey durup düşünmeye davet eder bizi. Kırk kat giysilerimizden soyunup arınmak, anasız kalmış çocuklar gibi şefkatle ve özlemle sığınmak isteriz doğanın o huzur ve dinginlik veren yeşiline. Ve dahi kapatıp kendi iç sesimizi de sadece kuş sesi, su sesi ve deniz sesinde kaybolmak isteriz.
Arınmaya ihtiyaç duyarız insanların, eşyaların ve gereksiz bilginin yığınla üstümüze çöktüğü zamanlarda. Lüzumundan fazla ne varsa arınıp daha sade, daha hesapsız yenilenmek gerekir bazen. Vefasız dostların, menfaatçi arkadaşların, yalan karası yüzlerin, sahtekâr iş ortamlarının terkinde huzur vardır. Yeniden tanıyana kadar insanı, ilişkilere bulaşıp yeniden tadana kadar kötülüğü unutmanın o insanı yücelten erdemine sığınmak isteriz. Gereksiz eşyadan, gereksiz sözden, gösterişe kaçan davranış ve maldan arınmak nedenini bilemediğimiz yığınla sıkıntıdan ve stresten kurtulmaktır.
Yalnızlığa ihtiyaç duyarız dört bir yandan çekiştirilirken ve kaybederken yönümüzü sisli yollarda. Gidilecek en doğru yol kalbin seçtiği yoldur. Gürültüde duyamadığımız kalp sesi, yalnızlıkta açar perdelerini ve korktuğumuz sakladığımız, görmek istemediğimiz ne varsa boy aynası gibi gösterir gerçeğimizi. Ne garip ki kendi içine yolculuk yapıp kendini dinleyip mutsuz olduğunu bilmeyen duyguları çalınmış insana değil lafım, kendini tanıyan, anlayan, ne yaptığını bilen, bir kalbi, ruhu ve vicdanı olduğunun farkında olan ve onları beslemek isteyenlere elbet.
Okumak öğrenmeye yol açar ama dehanın okulu yalnızlıktır demiş Alex Browning. İçsel yolculularınızda ve her arınmanızda hayatın kirinden, içinizde yine yeniden bir deha bulmanız dileğiyle.
Duygusal derinliklerinle yüzleşmek için mükemmel bir zaman. İçsel sezgilerin seni yönlendirecek, gizli hislerini keşfetmende yardımcı olacak. Yaratıcı projelerine odaklanmak için ilham alabileceğin bir ortam yaratmalısın. Sosyal etkileşimlerde daha duyarlı olman, başkalarının hislerine karşı empati kurmana olanak tanıyacak. Geçmişten gelen anıların gün yüzüne çıkabileceği, bu anıları değerlendirip, onları geleceğe taşımak için fırsat sunacak. Kendini ifade etmekte zorlanıyorsan, yazmak iyi bir seçenek olabilir. Ayrıca, sevdiklerinle arandaki bağları güçlendirmek için samimi bir konuşma yapabilir, hislerini açıklığa kavuşturabilirsin. Özellikle, ruhsal ve bedensel sağlığına özen göstermek, dengeyi bulmanda önemli bir rol oynayacak. Karar verme aşamasında dikkatli olmalı, aceleci davranmamalısın. Doğa yürüyüşleri veya meditasyon gibi aktiviteler, zihnini sakinleştirip, yeni açılımlara kapı aralayacaktır. Kendine zaman ayırmayı es geçme; bu, iç huzurunu bulmanda etkili bir yol olacak. Pozitif enerjini paylaşırken, kendi sınırlarını da korumayı unutmamalısın.