Araştırma, Danimarka’nın Aarhus Üniversitesi’nin Medya, İletişim ve Toplum Araştırmaları Programı’yla İletişim ve Kültür Fakültesi tarafından gerçekleştirildi.
Çalışmada, “Çoğu insan korku filmlerine bir şeyler öğrenmek yerine eğlenmek için gitse de, korkunç hikayeler çok sayıda öğrenme fırsatı sunuyor. Kurgu, seyircinin dünyanın hayali versiyonunu cüzi bir maliyetle keşfetmesini sağlıyor. İnsanlar kurgu aracılığıyla tehlikeli avcılardan nasıl kaçacağını, yeni sosyal durumları nasıl aşacağını, zihin okuma ve duygu düzenleme becerilerini nasıl uygulayacağını öğrenebilir” ifadeleri yer alıyor.
Çalışmanın örneklem boyutunun küçük olması (310 katılımcı) sonuçlarının ihtiyatla ele alınması gerektiği anlamına geliyor.
Ancak araştırmaya göre, korku filmi tercih ettiğini söyleyen katılımcılar, son birkaç ayda daha az psikolojik sıkıntı yaşadıklarını öne sürüyor.
Çalışma, “Korku tüketiminin daha az psikolojik sıkıntıyla ilişkili olmasının nedenlerinden biri korku kurgusunun seyircinin olumsuz duygularla güvenli bir ortamda boğuşma pratiği yapmasına izin vermesi. Olumsuz duyguları korku filmi gibi güvenli bir ortamda deneyimlemek, bireylerin korkuyla başa çıkma stratejileri geliştirmelerine ve gerçek hayattaki korku uyandıran durumlarla daha sakin şekilde başa çıkmalarına yardımcı olabilir” diye devam ediyor.
Bununla birlikte araştırmacılar, korku filmi sevmeyen seyircileri, güçlüklerle başa çıkma mekanizmalarını kuvvetlendirmek amacıyla en korkunç filmleri aramaya karşı uyarıyor:
“Kişi korku filmlerinden nefret ediyorsa, bu durumu gerçekten daha da kötüleştirebilir. Eğer korku filmleri duygu düzenleme becerilerini geliştiriyor ve salgınla başa çıkmada yardımcı oluyorsa, genel olarak en korkunç kabul edilen filmleri değil, sizin için korkutucu olan filmleri izlemek en iyisi olabilir.”
Kaynak: Independent Türkçe
Duygusal derinliklerinle yüzleşmek için mükemmel bir zaman. İçsel sezgilerin seni yönlendirecek, gizli hislerini keşfetmende yardımcı olacak. Yaratıcı projelerine odaklanmak için ilham alabileceğin bir ortam yaratmalısın. Sosyal etkileşimlerde daha duyarlı olman, başkalarının hislerine karşı empati kurmana olanak tanıyacak. Geçmişten gelen anıların gün yüzüne çıkabileceği, bu anıları değerlendirip, onları geleceğe taşımak için fırsat sunacak. Kendini ifade etmekte zorlanıyorsan, yazmak iyi bir seçenek olabilir. Ayrıca, sevdiklerinle arandaki bağları güçlendirmek için samimi bir konuşma yapabilir, hislerini açıklığa kavuşturabilirsin. Özellikle, ruhsal ve bedensel sağlığına özen göstermek, dengeyi bulmanda önemli bir rol oynayacak. Karar verme aşamasında dikkatli olmalı, aceleci davranmamalısın. Doğa yürüyüşleri veya meditasyon gibi aktiviteler, zihnini sakinleştirip, yeni açılımlara kapı aralayacaktır. Kendine zaman ayırmayı es geçme; bu, iç huzurunu bulmanda etkili bir yol olacak. Pozitif enerjini paylaşırken, kendi sınırlarını da korumayı unutmamalısın.