MUM

MUM

1993 olmalı.
Yılını tutturamadımsa affola? 24 Ocak. Bi pazar günü, öğlen vaktiydi.
Telefon… Arayan, canım kardeşim Nalan. Aramış aramasına da, hıçkırıktan başka duyduğum bi ses yoktu ki? Ağlamanın böylesini duymadımdı hiç.
Nihayet;
-”Duydun mu”?
-”Nooldu Nalan.. Neyi duydum mu”?
-”Haber çok kötü Gürsel, çok kötü.. Uğur Mumcu‘yu öldürmüşler”.
-”Ne diyorsun kızım sen”?
** **
O gün ömrümde mühim bi gündü aslında. Bi manitadan yeni ayrılmışım, yenisiyle ilk kez buluşacaktım.
Devletimin Kalkınma planlarına benziyordu ilişkilerim. 5’er yıl sürüyordu. Üçüncü 5 yıllık sevda planım diye şakasını yapıyordum.
Buluştuk da… İlk el ele tutuşmamız. Kızcaaz şaşkın;
-”Sen hep böyle asık suratlı mısın”?
-”Neden konuşmuyon hiç”?
-”Ellerimi bile öylesine tuttun”?
Gözümde yaş da vardı belki. Karizmam sıfıra inik idi muhtemelen.
-”Bak Ebru. Senin için ne anlam ifade eder bilmiyorum. Ama Uğur Mumcu’yu öldürdfüler yarım saat evvel. Şimdi haber aldım, yanına geldim. Kusura bakma, iyi diğilim”.
Kalktım gittim Ortaköy’ün o bin tane anıyla dolu çay bahçesinden, kızı evine bırakıp. Hava kararmaya yüz tutmuş, kendimde diğildim.
** **
Ne yapacağımı bilmez halde, salak salak dolaştığımı anımsıyorum İstanbul sokaklarında.
Cumhuriyet Gazetesi ana binaya götürmüştü ayaklarım beni gece vakti.
Kalabalıktı, çok kalabalık… Mumlar. Kırmızı karanfiller. Anı defterleri. Türküler. Benzeri az yaşanır bi duygu seli…
İran konsolosluğu çok yakındı zaten… Engel olamıyordu büyüklerimiz, tutulamıyor, zapt edilemiyorduk. Basmıştık orayı, biz gençler;
-” Türkiye İran olmayacak”!
Cam-çerçeve sizlere ömür…
****
Yalın gerçeği, biraz daha büyüyünce anladım tabi. Ne İran’ı? Ne din devleti? Yanılmıştık hepimiz.
ABD için ıvır zıvır figüranlardı bunlar.
Aslolan BOP’tu!
Aslolan Lozan’ın rövanşı, aslolan Mustafa Kemal’in bu coğrafyada yaptıklarından alınmaya çalışılan intikamdı!
****
Bugünün;
Kendini sosyalist sanma konusunda mangalda kül bırakmayan insan müsveddeleri,
Abdullah Öcalan denen elleri kanlı katilden barış kahramanı çıkartmak isteyen yetmez ama evetçi cahilleri,
En olmadık zihniyetten ileri demokrasi bekleyen ahmak liberalleri,
Sömürge dönemlerinin ucuz aydınları,
Uğur Mumcu neden öldürüldü haberiniz var mı? Neyi ”çözdüğü” anlaşıldı da yok edildi? Öldürülmese ”neyi” yazacaktı, kafanız bastı mı hiç?
Sanmam.
Öyle çok insana gerek yoktur, salt Uğur Mumcu yaşasaydı bugün, böyle mi olurdu memleketin halları?
Hadiyin oradan yahu! Utanın da sokağa bari çıkmayın!
****
Önemli tarihtir 24 Ocak. Çok önemlidir.
Nice Cumhuriyet şehitleri verdiğimiz bir gündür.
Ebru’yla da tesadüf işte, bi beş sene sonra, yine bi 24 Ocak günü ayrıldı yollarımız. Cumhuriyet Gazetesi önünde yaktığımız mumlardan kalma ısıyla avundu bi müddet yüreğim.
Zaman herşeyin ilacıdır.
Ve taş atan ellerime, slogan atan ağzıma sağlık, elbette üzülüyorum genç yaşta yaptığım o taşkınlık için, ama; Her zaman kahrolsun Türkiye Cumhuriyeti’ne düşman olan kim varsa, buna alet olan kim varsa, her zaman kahrolsun!

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

Hayal gücünün ve sezgilerin oldukça güçlü olduğu bir dönemdesin. İçsel dünyana dalmak, yaratıcılığını besleyen projelere yönelmek için harika bir zaman. Geçmişle yüzleşmek ve duygusal derinliklere inmek seni yeni bir farkındalığa ulaştırabilir. İlişkilerinde empati ve anlayış ön planda; karşılaştığın zorlukları aşmak için içten bir iletişim kurmak faydalı olacaktır. Kendine zaman ayırmayı unutma; meditasyon ve doğada vakit geçirmek ruhsal dengenin korunmasına yardımcı olabilir. Hayallerinle ilgili atılımlar için ilham verici bir gündesin. Unutma, içindeki gücü keşfetmek ve onu dışarıya yansıtmak, ışığını yaymanı sağlayacak.

YAZARLAR / Tümü
Güven Bayar: Merhaba, Telefon rehberi duruyor mu?
2024-12-12 01:46:05