Finlandiyalı bir anne ile Selanik göçmeni bir babanın kızı… 25 yıllık yaşamının önemli bir bölümü Çeşme’de, ailesinin dizinin dibinde geçmiş ama üniversiteyi kazandığı gibi kapağı İstanbul’a atmış. Bir yandan okurken bir yandan da müzik çalışmalarına odaklanan Melisa Karakurt, okul da bittiğine göre artık tam anlamıyla kanatlanıp uçmaya hazır.
– Çeşme’den 2015’te İstanbul’a geldiniz… Buradan başlayalım bence.
2015’te üniversite için geldim. Marmara Üniversitesi’nde İngilizce öğretmenliği okudum. Başka bir şehir de tercih edebilirdim ya da İzmir’de kalabilirdim ama içten içe burada müzik yapacağımı bildiğim için de geldim biraz, aklımda vardı o. Biraz da özgürlük alanımı keşfetmek istedim, o yüzden ailemden uzaklaşmak da İstanbul’u tercih etme sebeplerimden biriydi.
– Çoğunlukla kendi şarkılarınızı yazıyorsunuz, söz ve müzik size ait ama bir yandan da bir arayış içindesiniz sanki. Farklı müzik türlerini deniyorsunuz, “Bir Fırtına Tuttu Bizi” türküsü gibi ya da “Kaçsam Bırakıp” gibi Türk sanat müziği… Ama bir yandan caza yakın ya da dans müziğine göz kırpan şarkılarınız da var… Nasıl bir arayış bu?
Ben de kısa bir süre öncesine kadar kendi kendime “Sanki bir yere ait olmam gerekiyormuş gibi” diyordum. İnsanların benim için sanki, “Melissa Karakurt şöyle biri, şu müziği yapıyor ve iyi yapıyor” demesi gerekiyor gibi hissediyordum. Bu yüzden de bir arayış içindeydim. Bir yandan da gelen hiçbir şeyi durdurmuyordum, yani mesela “Bir Fırtına Tuttu Bizi”yi o kadar spontane bir şekilde kaydettim ki. 10 Kasım’dı, Atatürk’ün sevdiği türkülerden biri olduğunu biliyordum ve “Yapalım, neden olmasın?” dedim. Youtube’a attık sonra ve buralara kadar geldi, hiç beklemiyordum açıkçası bu kadarını. Bazen düşünmeden
hareket etmenin ne kadar güzel sonuçlar getirebileceğini gösteren bir örnektir benim için.
– Şu anda bir aşk var mı yaşamınızda?
Şu anda yok. Olmamalı. (gülüyor) Kalpler kırıldı birazcık. (gülüyor) Ya aşk hep olsun zaten. Evden çıkmadan önce kendime şunu söyledim ya, ne kadar güzel böyle şeyler hissedebilmek… Çoğu insan bunu hissetmeden, bundan kaçarak, bundan korkarak belki de ölüyor, bunu tatmadan. Aşk bence acısıyla tatlısıyla kucaklanması gereken bir şey ama işte ateş düştüğü yerde sıcak… Bazen o ağır geliyor, yaşadıkların, o deneyimler… Ama yani yakın bir zamanda ben de goller yedim, yalan değil…
Duygusal derinliklerinle yüzleşmek için mükemmel bir zaman. İçsel sezgilerin seni yönlendirecek, gizli hislerini keşfetmende yardımcı olacak. Yaratıcı projelerine odaklanmak için ilham alabileceğin bir ortam yaratmalısın. Sosyal etkileşimlerde daha duyarlı olman, başkalarının hislerine karşı empati kurmana olanak tanıyacak. Geçmişten gelen anıların gün yüzüne çıkabileceği, bu anıları değerlendirip, onları geleceğe taşımak için fırsat sunacak. Kendini ifade etmekte zorlanıyorsan, yazmak iyi bir seçenek olabilir. Ayrıca, sevdiklerinle arandaki bağları güçlendirmek için samimi bir konuşma yapabilir, hislerini açıklığa kavuşturabilirsin. Özellikle, ruhsal ve bedensel sağlığına özen göstermek, dengeyi bulmanda önemli bir rol oynayacak. Karar verme aşamasında dikkatli olmalı, aceleci davranmamalısın. Doğa yürüyüşleri veya meditasyon gibi aktiviteler, zihnini sakinleştirip, yeni açılımlara kapı aralayacaktır. Kendine zaman ayırmayı es geçme; bu, iç huzurunu bulmanda etkili bir yol olacak. Pozitif enerjini paylaşırken, kendi sınırlarını da korumayı unutmamalısın.