Gece sabaha ermiş, vakitlerin kör karanlığı…
Tabur tabur şehit olunan yani.
Sadece finaldir, 18 Mart dedikleri.
***
Çanakkale toprağında;
İngilizi, Fransızı, Yeni Zelandalısı, Avusturalyalısı, Hintlisi, Kanadalısı vurulmuş yatarken yan yana…
Türkü, Kürtü, Lazı, Çerkezi toprağın altına can cana düşmüşken…
Halkların kardeşliği daha başka nedir?
Halkların kardeşliği daha başka nasıldır?
Halkların kardeşliği daha başka nicedir?
***
Diye sormak gerek;
Kürdistan aşığı faşiste,
Türklük düşmanı şerefsize,
Cumhuriyet haini deyyusa,
Tam bağımsızlık bilmez mandacıya,
Andımız karşıtı üç kuruşluğa,
Yetmez ama evetçi dangalağa,
Akil adam denen vicdansıza…
***
Yazmaya değmez.
Uykusuzluğa değmez.
Kalem oynatmaya değmez.
Dirsek çürütmeye değmez.
Akıllanacaklar mı sanki?
Sinir olmaya değmez.
Densizler!
***
Bağışlayın, başka sözcük yoktur tüm bunlara karşılık gelen.
Ha namusunu sattın.
Ha vatanını.
Akıllanacaklar mı sanki?
Köpürmeye değmez.
Hadsizler!
***
Diyeceğim şudur.
Her kim yatıyorsa Çanakkale’de, nur içinde yatsın.
Geçemeyen de, geçilmez kılan da.
-”Artık hepsi bizim evladımızdır” demedi mi dünyanın o en büyük komutanı, o en acılı analara.
Daha güzel hiçbi söz yoktur.
Vardır:
Vatan sağolsun!
*** *** ***
( Taşbaşı Parkı’mıza el konulması girişimini protesto amaçlı, oldukça kalabalık bi yürüyüş yapıldı. Sevgili Başkan Fuat Köse ve tüm fikir sahiplerini kutluyorum. Helal olsun.
Yalnız; beklerdim ki… O parkta bi Cumhuriyet Ağacı var… Yaşayan tanıklarca dile getirildiği üzre Atatürk tarafından şehrimize gönderilmiş olan… Kimi vasıfsızlarca şahsıma karşı duyulan ”aşağılık kompleksi” yüzünden ört bas edilen… Beklerdim ki… Yürüyüş o ağacın altından başlasın)