GAZETEDEN OKUMAK!

Allah’ın yalnızca Giresun insanına bahşettiği bazı organlar konusunu daha evvel çok anlattım sağda-solda. Kamera karşısında olsun, sosyal medyada adıma kurulmuş fan sayfasında olsun, bu minvalde nice nice dil dökmüşlüklerim mevcuttur.
Belimizin ”bıkın” kısmı neresidir,
Ağzımızın ”kıtırmağı” ne gibi bişeydir,
Elimizin ”aşuğu” nasıl olur,
Gözümüzün ”ilifi” tam olarak nereye denk gelir?
Sanırım dinlediniz-okudunuz bunları, benden vaktiyle…
****
Sözün gelimi diyorum ha, kimse doğrudan üzerine alınıp şehircilik yapmasın yarın;
Bi Ankaralının belinde bıkın olamaz. Kızıp da bi Mersinlinin elinin aşuğuna sövülemez, yakışık almaz böyle şeyler. Edirne doğumlu olup da ağzında kıtırmağı bulunan birine rast gelmek seneler geçse, kuşaklar değişse de mümkün diğildir. Erzincanlının gözünün ilifini saptamak şu dünyadaki en son iştir, falan.
İnsan bedenindeki kimi organlar sadece Giresun insanına özgüdür.
****
İnsanlık âlemine yine çok ”önemli” bilgiler sunacağım mecbur, lütfen gönül gözüyle okuyunuz!
Kardeşlerim,
Sizi temin ederim, dünyanın tüm bebekleri güzeldirler, şirindirler, meleklere benzerler, cennet kokarlar. Benim kentiminkiler de öyledir tabi. Ama Giresunlu çocuklar, tüm bunlara ilaveten, yüzyıllardır analarından ”Got gafalı” olarak da doğmaktadırlar.
Got gafa önemlidir.
Got gafa kıymetlidir.
Got gafa özeldir.
Açık konuşayım, got gafalı olmayan adamdan kimseye hayır gelmez!
****
İşin gerçeği…
Got, aslında bi ölçü birimidir şehrimizde. Silindir şeklinde bi ahşaptır netice itibarıyla. İçi boştur. Vursan küt-küt ses çıkartır. Kavanoz gibi, saklama kabı gibi şeyler düşünün. İşte öyle bişeydir.
Değirmene gider, ödünç un alırsın bi ahbabından.
Bahçaya iner, ödünç fındık alırsın bi komşundan.
Yokluk çekmezsin hiç köylük yerde…
Paraya, tartıya falan da gerek yoktur.
Diyelim, 5 got un aldın birinden. 5 got olarak geri verirsin elin bollaşınca.
Got, yardımlaşmadır, sosyalist ekonomidir bi nevi. Her bünyede iyi durmaz.
Ben de zaten kıymetli ağabeylerim Abdullah Keskin ve Hilmi Taşkın’dan öğrendim, epeyce vakitler evvel.
****
Adını böylesi önemli bi ölçüden aldığından hareketle, got gafa diyip geçmemenizi de şiddetle salık veririm değerli dostlarım.
Örneğin bencileyin; şimdilerde 30 yaşa ulaşmış iki yeğenimi (ki birinin dayısı, birinin amcasıyım çok şükür) doğdukları günden bu yana;
-”Oğul, oğul got gafalarım” diye diye severim.
Got gafalı erkek çocuklar hiç büyümezler.
(Kendimden bilirim yahu. Ben de ablamın bunca yıllık deneyimli got gafasıyım)
****
Az irice… İçi boş… Odun…
Tamam, ”got” böyle bişey, ama got gafa terimi asla bu tür kötücül amaçlarla kullanılmaz.
Got gafalılar sevimlidir.
Got gafalılar sempatiktir.
Belki sakardır, belki beceriksizdir, ama dünyanın en temiz yürekli insanlarıdır hepsi.
Mesela benim canım arkadaşlarım; Ömer Cinel, Uğur Kap, Ahmet Öndaş, Kemal Damcı, Tansu Dizdaroğlu, Ersin Özdemir, Kadri Bozali, Turhan Tozlu, Organik Ömer, Ergül Erol, Zafer Akten, Serdar Bayramoğlu, İlyas Koser… Hepsi de birer nadide got gafa klasiği olarak yer alırlar gezegenimizde. Allah yokluklarını göstermesin bana bu kerataların!
Uyarmak durumundayım sizleri. O derece derinliklere sahip bi kavramdır ki got, kimi kez yanlış kullanımlara da rastlandığı olur.
Dil alışkanlığıyla;
-”Bırak şu got gafayı” denecek türden gereksiz insanlar bi elin beş parmağını geçmez şehrimizde.
Dikkate almayınız. Yanlış örnektir.
****
(1- İstanbul’da okuldan-tribünden-iş yaşamımdan kalma nice dostlara sahibim. Bunlar, taşıdıkları büssürü üstün vasfa karşın, asla got gafalılar mertebesine erişemezler.
Çünkü bu kavramda, Giresun’da doğup büyümek esastır… 2- Ünye doğumlu sevgili kardeşim Ömer Ermiş de çok kıymetli bi insandır misal. Ne var ki, yaşamının yalnızca yarısı Giresun’da geçtiği için, ancak % 50 got gafalı olabilmiştir. Doğanın yasalarını değiştiremeyiz, ne yapayım, elimden bişey gelmez)
****
Hepinizi en derin, en got gafalı duygularımla selamlıyorum.
Varın gidin, bayiden birer gazete alın bakim!
Salt internetten bedava-bedava okuyup da got gafalılık yapmayın!