Sık sık evli kadınlardan şu tür mektuplar alıyorum: “’…..’ isimli kitabınızı okudum, çok yararlandım. Eşimin de bu kitabı okumasını istiyorum, ama onun kitap okuma alışkanlığı yok. Halbuki okusa hem karı koca olarak hem de anne baba olarak ilişkimiz daha sağlıklı olacak. Okuması için ısrar edince sinirleniyor. Eşime bu kitabı okutmam için ne yapmam gerektiğini söyler misiniz?”
İlk söylemek istediğim şu; eşinizin sinirlenmesine hiç hayret etmeyin. Normal bir erkek içten içe karısının kendisine hayranlık duymasını bekler. Beklediğinin farkında değildir, ama erkek doğasının kaçınılmaz bir sonucu olarak sizin hayranlığınızı bekler. Kandırmak mümkün değildir, bir bakışta gözünüzden, sesinizden, duruşunuzdan anlar. O ömür boyu kahramanınız olmak ister.
Peki, ya karısı ona hayran değil ise, hatta kendisini kocasından daha bilgili, becerikli ve güçlü görüyorsa? İşte o zaman erkek farkına varmadan ister istemez ilişkisinde öfkeli, mutsuz, aksi, içine kapanık, uzak, soğuk, eleştirel, saldırgan ve alıngan olacaktır. Mutluluğu alkolde, sigarada, bağnaz inançlarda, katılaşmış öfkede, kronik depresyonda ya da evlilik dışı ilişkilerde arayacaktır.
O nedenle kocanıza kitap okumasını söylemeden önce, “benim bildiğim, senin bilmediğin şeyler var” mesajı vereceğinizi bilin ve bir kez daha üzerinde düşünün.
Bu konuda başarılı çiftler olduğunu biliyorum. Onlar eşleriyle öyle bir ilişki kurmuşlar ki, birbirlerine kitap tavsiye edip, okuyup aralarında tartışabiliyorlar.
Bu konuda başarılı çiftlerden yazmalarını rica ediyorum; birlikte kitap okumayı nasıl başlattınız ve eşinizin gururunu zedelemeden nasıl devam ettirebildiniz?
Umarım kadın okurlarım kadar erkek okurlarım da yorumlarını yazar ve bu konuda daha kapsamlı bir görüşe kavuşmamıza yardım ederler.
(Doğan Cüceloğlu / 13 Mayıs 2019)