ECZA DOLABI

ECZA DOLABI

Misafir odasında, adına “vitrin” de dedikleri dolap.
Ve…
Bi de holdeki ecza dolabı…
****
Eskiden evlerimizde bulunan en önemli iki ”süslük” bunlar idi.
****
Yine başıma iş açtım, anlatayım bari.
1) Diğer ahşap bölümlerindeki motiflere çok da önem vermeyip, asıl, vitrin denen şeyin camlı bölmelerini… Ve oraya dizim dizim dizilmiş, konuklar için hazır tutulmuş viskileri-votkaları-şarapları… İlaveten, ne olduğunu kimsenin tam bilmediği bikaç “ecnebi” alkol şişesini hayal eder misiniz?
Hah, ettiyseniz başlıyorum yazıya.
Bu şişeler, bi nevi varsıllık ve soyluluk göstergesi gibi yer aldılar evlerde hep. Sanki o sülalenin tarihinde her gece çılgınlar gibi içki içilirmiş havası verdikleri bi yana, eve gelen her misafire, adeta filmlerdeki “kendine bi içki al” denilmiş duygusunu da tattırdılar.
Palavraydı tabi.
Henüz, her evin babaanne veya anneannesinden en az biri mutlaka sağ idi. Öyle, ayakkaplarınla eve girmeler, sormadan etmeden kendine viski doldurmalar, buz koymalar falan, olacak iş diğildi.
İnsana “fışkı için e mi” der gibi bakardı o gül yüzlü kadınlar. Nah içerdin alkollü bişey!
Tamam, belki buzdolabında bi 35’lik rakı her ihtimale karşı hazır bulunurdu ama, mutfaktan çıkıp sağa dön, hole geç, seccade de hemen oradaydı.
****
2) Duvara ustaca monte edilmişliğini… Üzerine nakşedilmiş eski tertemiz Türk Kızılay’ının kurban olduğum o kırmızı hilalli logosunu… Envai çeşit ilaçlarla “lebalep” dolu doluluğunu hayal eder misiniz?
Hah, ettiyseniz başlıyorum yazıya.
Ağrı kesiciler, antibiyotikler, ateş düşürücüler, öksürük şurupları, uyku hapları, merhemler, sargı bezleri, yara bantları… Her ev birer mini eczaneydi aynı. Ailenin diğer bi zenginlik göstergesi de işte buydu.
Palavraydı tabi.
Ev halkından biri olsa olsa ne kadar hasta olabilir ki? Onca ilacın gereği neydi? Ecza dolabı daha çok konuklar içindi sanki. Misal, Ayşeaanım Teyze bizdeyken rahatsızlansa da ilaç rezervimizi bi görse… Çeşit çeşit tabletler, türlü türlü kapsüller ikram etsek, şeker tutar gibi…
Ne kadar modern bi aileyiz, hayran olsa…
****
Şimdi öyle miyiz?
Dolaplardan viski görünmesi görgüsüzlüğüne hiç bulaşmadan, mutfaktaki rakıyı yerine koyarak, holdeki sandalyede duran seccadeyi katlayıp, direkt ecza dolabına geçiyorum izninizle.
Artık ecza dolaplarımız bomboş. Hatta çoğu evde ecza dolabı yok hiç. Böyle bi kültür yok. Böyle bi ihtiyaç yok. Yoksulluğa bakar mısınız?
Hem, ilaç firmaları işin üç kağıdını bulmuşlar bi de… Diyelim, bi kutunun içinde 20 tablet mi var? Tamamını içmeden iyileşemiyon! Nasıl ayarlanabiliyorsa bu, ki suçtur, 19.da hâlâ pelte gibiyken, yirmincide derhal iyileşiyon!
Biten kutuyu atıyon zaten. İlaç stoğu yok, misafire sunmaya ilaç koleksiyonu yok. Ecza dolabı neden olsun, o da yok!
Yok oğlu yok.
****
(Tabi, gayet komik olarak, bu benim bedenime özgü bişi de olabilir, bilemem, hata mı ettim genelleştirme yaparak? Bizim evde ben ne zaman iyileşirsem, ilaç o zaman bitiyo, napim)
****
Bunları yazarken Hatay‘da deprem oldu yine.
Bizim buraların da hafiften sallandığını yazdı arkadaşlarım. Yazıya dalmışım, duymadım inanın.
Allah günah yazmasın, doğa o bölgemizi haritadan silmeye kesin kararlı galiba. Şaşkınlıkla izliyorum gidişatı.
Çok üzgünüm, çok.
Yaradanın merhametine sığınırım…
****
Kendime dolaptan bi viski alıp bu acıları unutmaya çalışacak kadar hain diğilim. Bazısı gibi sorumsuz, ahlaksız, liyakatsiz hiç diğilim.
Keşke eskisi gibi her derde deva ecza dolabımız olsa…
Yalnızca anneme görünen atıma binip deprem bölgesine ilaç götürebilsem keşke. Çocuklara, teyzelerime derman olabilsem keşke.
Dört nala…

Sosyal Medyada Paylaşın:
Önceki Yazı
Sonraki Yazı

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

Duygusal derinliklerinle yüzleşmek için mükemmel bir zaman. İçsel sezgilerin seni yönlendirecek, gizli hislerini keşfetmende yardımcı olacak. Yaratıcı projelerine odaklanmak için ilham alabileceğin bir ortam yaratmalısın. Sosyal etkileşimlerde daha duyarlı olman, başkalarının hislerine karşı empati kurmana olanak tanıyacak. Geçmişten gelen anıların gün yüzüne çıkabileceği, bu anıları değerlendirip, onları geleceğe taşımak için fırsat sunacak. Kendini ifade etmekte zorlanıyorsan, yazmak iyi bir seçenek olabilir. Ayrıca, sevdiklerinle arandaki bağları güçlendirmek için samimi bir konuşma yapabilir, hislerini açıklığa kavuşturabilirsin. Özellikle, ruhsal ve bedensel sağlığına özen göstermek, dengeyi bulmanda önemli bir rol oynayacak. Karar verme aşamasında dikkatli olmalı, aceleci davranmamalısın. Doğa yürüyüşleri veya meditasyon gibi aktiviteler, zihnini sakinleştirip, yeni açılımlara kapı aralayacaktır. Kendine zaman ayırmayı es geçme; bu, iç huzurunu bulmanda etkili bir yol olacak. Pozitif enerjini paylaşırken, kendi sınırlarını da korumayı unutmamalısın.

YAZARLAR / Tümü
Güven Bayar: Merhaba, Telefon rehberi duruyor mu?
2024-12-12 01:46:05