Zihni Göktay Anlatıyor: “İşte Benim Serencamım”

Zihni Göktay Anlatıyor: “İşte Benim Serencamım”

Dionysos’un Çocukları” röportaj serimizde Zihni Göktay ile konuştuk. ”Lüküs Hayat”, “Kuşlar”, “Kanlı Nigar”, “Cibali Karakolu”, “Hisse-i Şayia”, “Çalıkuşu”,  “Sarıpınar 1914”, “Pembe Konağın Gelinleri”, “Dingildek İlişkiler”, “Bu Ölü Kalkacak”, “Yaşama Sevinci” , “Kral’ın Kısrağı”, “Figaro’nun Düğünü”, “Misafir”, “Babanın Gorilleri”, “Gümüş Düdük”,  “On İki Öfkeli Adam”, “Merhaba Anneciğim”, “Bizans Düştü”, “Dananın Kuyruğu”, “Satıcının Ölümü”, “Mutemet Ali Rıza Bey’in Yaşanmamış Hayat Hikayesi”, “Devlet Baba”, “Çulsuzlar”, “Üç Kurşunluk Operet”, “Ayak Bacak Fabrikası”, “Yılanların Öcü”, “Ceza Kanunu”, Pertevnihal Lisesi yıllarından  “Şair Evlenmesi” ve daha nicelerini…

Kısaca, rol aldığı bütün o oyunlardan, Eminönü Halkevi Tiyatro Kolu’ndan, Ankara Meydan Sahnesi yıllarından, İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatrosu’dan, hayattan konuştuk. Ve tabii, İstanbul Radyosu’nda ‘Radyo Tiyatro Şubesi’nde görev yaptığı dönemden… “Zaman Mekân Makinesi”den, tuluattan da. Bir aktör olarak, geleneksel tiyatromuza dair hazinelerden hep yararlandı Zihni Göktay. Ortaoyununun epik unsurlarını gözardı etmedi hiç. Deposu zengin bir tuluatçı oldu her zaman. İsmail Dümbüllü, Muammer Karaca, Nejat Uygur, Gazanfer Özcan‘ın ardından bu dalın en önemli temsilcisi oldu. Tıpkı Ferhan Şensoy gibi.

“Allah vergisidir tuluat. Zeka ürünüdür. Hatırlıyorum, ‘Lüküs Hayat’ı oynuyoruz. Sahnede tek başımayım. Seyircide bir hareketlenme fark ettim. Acaba bir şey mi var diye arkamı döndüm, perdenin kenarında gözleri ışıktan kamaşmış bir kedi durmakta. Rolümü çalan kediye doğru yürüdüm. ‘Birader hoş geldin, safalar getirdin de, yanlış yerdesin burada ‘Lüküs Hayat’ oynanıyor, sen Broadway’e uzan ‘Cats’ orada sahneleniyor’ dedim…”

Babasının dükkanında kuşandığı peştemal…

Annesi elbette ve kesinlikle oyuncu olmasına karşıydı. Doktor, mühendis, diş hekimi, biyolog, haydi bilemedin eczacı olmalıydı oğulu ya da dayı mesleği otomobil yedek parçacısı… Aktörlük mü, asla! Hayır, mümkün değil.

Babası İbrahim Göktay gençlik yıllarında, Dobruca’da  amatör tiyatro oyunculuğu yapmıştı, klasik gitar çalardı, Zihni Göktay’ı elinden tutup çocuk tiyatrosuna götürmüştü. Tiyatroyla böylece, Dârülbedâyi’de tanışmıştı Zihni GöktayTevfik İnce komşularıydı. Ve bir gün okul çıkışı babasının terzi dükkanına uğradığında, Tevfik İnce ve İsmail Dümbüllü ile tanıştı. Çok heyecanlanmıştı.

“Gülhane Parkı’ında, Şark Kıraathanesi’nde, bahçe sinemalarında geleneksel oyunlar izlerdim arada. İsmail Dümbüllü’yü tanıyordum. Derhal elini öptüm. Babam ‘Bizim mahdum tiyatroya pek hevesli’ dedi o esnada. Sırtımı sıvazladı İsmail Dümbüllü: ‘İnşallah, Cenab- Hak, benim gördüğüm umurlara eriştirsin seni de’ dedi.”

Aslında o gün, o güzel dilekler eşliğinde peştemal kuşandığının farkında bile değildi Zihni Göktay.

Zaten babasının aldığı Karagöz takımıyla küçük yaşta geleneksel tiyatroya ilk adımını atmış, hatta bir defasında yanan mumun tülbentten yaptığı perdeyi aniden tutuşturmasıyla, evde yangın bile çıkartmıştı Zihni Göktay.

Neticede babası, tiyatrocu olma kararına fazla direnmedi, hatta “Yeter ki başarılı ol” diye destek bile verdi ve bu konuda eşini de ikna etmeyi başardı.

“Aç kalıp, sürünmesin…”

Ama dedesinin bu sözleri yara içinde çevrilen bıçak oldu Zihni Göktay için :

“Dedem namaza gitmeden babamın dükkanına uğrar, kahvesini içerdi. Beni gördü. Yüzü asıldı. Babama dönüp ‘İbrahim, duydum ki, bu herif saçma sapan işlerle ( tiyatroyu kastediyordu ) uğraşıyormuş. O’na pantolon dikmeyi öğret de, ilerde aç kalıp, sürünmesin’ dedi. Bu laf çok ağrıma gitti.”

Oysa Zihni Göktay kararını vermişti. Tiyatrocu olacaktı. Gün gelecek, neredeyse ismi İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatroları ile özdeşleşecekti. Kendi ifadesiyle, ‘işini, eşini, aşını‘ hep çok sevdi. Tiyatro perisi de, sahneye ihanet etmemiş, izleyicisini veli nimeti kabul etmiş, sanatla vaftiz edilmiş bu safkan aktörü, hep korudu, gözetti.

Vasfi Rıza Zobu, Muhsin Ertuğrul, Hamit Akımlı, Mazlum Kiper, Gencay Gürün, Erol Keskin, Aliye Uzunatağan, Şükrü Türen, Nurullah Tuncer, Kenan Işık, Orhan Alkaya, Ayşenil Şanlıoğlu, Erhan Yazıcıoğlu,  Hilmi Zafer Şahin, Süha Uygur, Mehmet Ergen, Ayşegül İşsever‘e kadar İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatroları’nın tüm genel sanat yönetmenleriyle çalıştı. Kim bilir kaç sezon hiç reposuz oynadı.

Konservatuar eğitimi almadı Zihni Göktay. Eminönü Halk Evi’nin açtığı kurslara katıldı.

Ergin Orbey’in oyunlaştırdığı, Cüneyt Türel ve Levent Dönmez‘in yönettiği, dekorunu ressam Balaban‘ın yaptığı “Yılanların Öcü” ile kader ağlarını örmeye başlamıştı aslında.

Yaşar Kemal, Fakir Baykurt ile beraber Eminönü Halkevi’nde izlediği Zihni Göktay‘ı, Gülriz Sururi & Engin Cezzar Tiyatrosu’nda sergilecek “Teneke” oyunu için  düşünmüştü. Arzuhalci karakteri için biçilmiş kaftandı bu genç oyuncu. Doğruca Gülriz Sururi ile görüşmesi için öneride bulundu. Ama dedik ya, kader örgü işlemine çoktan başlamıştı. Yolda karşılaştığı Erdinç Üstün bir anda, on yıl sürecek bir serüvenin, Ankara’nın ilk özel tiyatrosu Meydan Sahnesi’nin kapısını açtı Zihni Göktay’a. Elhamra Tiyatrosu’na gideceğine, turne için Ses Tiyatrosu’nda bulunan Ankara Meydan Sahnesi topluluğuna doğru yürüdü.

Hem dedesinin yüreğine işleyen sözleri, hem tek başına ayakta kalma isteği, hem de evde bir boğazın eksilmesi… Evet, Ankara’ya gitme kararını aldı.

“Teoman Özer’in asker kaçağı olarak götürülmesinin ardından Çetin Köroğlu ‘Eşeğin Gölgesi’nde Şaban rolünü bana verdi. ‘Teksti koltuğunun altına al, git ve çalış’ dedi.İlk başrolümdü.”

Sonrası O’Henry öykülerinden esen bir rüzgar gibiydi…

Ankara’da, soğuk, zehir zemheri bir hava. Elinde Haldun Taner‘in yazdığı “Eşeğin Gölgesi” oyununun teksti, rolünü ezberleyecekti Zihni Göktay. Yeterli parası olmadığı için otelde kalamamış, çaresiz Ankara Garı’na sığınmıştı. Ancak gece yarısı garın kapıları kapanınca peronda, hava gazı lambalarının aydınlığında, gün ışıyana kadar üşüyüp titreyerek, hem rolüne çalıştı hem ağladı. Sabah Sıhhiye’de o küçük kahvede, tiyatronun açılmasını bekledi. Rolü bir gecede çıkartmıştı. Güçlü bir ezber yeteneği vardı zaten. Hafız Zihni lakabı boşuna verilmemişti O’na.

“Eşeğin Gölgesi”nin galasına gelenler arasında Mevhibe – İsmet İnönü, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Şinasi Nahid Berker, Orhan Birgit, Rahşan- Bülent Ecevit, Hıncal Uluç gibi isimler de vardı. Bu oyunla bir anda dikkatleri üzerinde toplamayı başardı. İzleyiciden tam not aldı. Bu arada Yalın Tolga, Asuman Korad, Baykal Saran‘ın davetleriyle Ankara Radyosu’nda arkası yarınlarda, radyo tiyatrolarında görev aldı.

“Mediha ve Çetin Köroğlu beni bağırlarına bastılar, onların manevi oğulları oldum, kiramı ödeyemediğimde bana evlerini açtılar. Meydan Sahnesi’nin idari işlerine de bakıyordum, aksesuar sorumlusuydum aynı zamanda. Asla valizli aktör olmadım.Tuncer Kurtiz ve Tuncer Necmioğlu beni daha yüksek maaşla Halk Tiyatrosu’na çağırdılar kabul etmedim… Ahde vefaya saygısızlık edemezdim.”

On yıl sürdü Ankara Meydan Sahnesi yılları… Tiyatro kapanınca İstanbul’a döndü. Kısa bir süre Lütfü Kopan ile sünnet düğünlerinde, gazinolarda show programları yaptı.

“Köşebaşında limon satacak halim yoktu. Derhal Şehir Tiyatrosu’na başvurdum. O zaman Genel Sanat Yönetmeni Vasfi Rıza Zobu idi. Yevmiyeli figüran oyuncu olarak göreve başladım. İlk oyunum ‘Bizans Düştü’ydü. Çok geçmeden belediye seçimleri yapıldı. Ahmet İsvan Belediye Başkanı olunca Muhsin Ertuğrul’a Şehir Tiyatrosu Genel Sanat Yönetmeni görevini yeniden verdi. Ve Vasfi Bey’i Valikonağı caddesi 127 numaralı eve bırakan makam otomobili, doğruca Dragos’a gidip Muhsin Ertuğrul’u alıp tiyatroya getirdi. Muhsin Bey’in çocukları, yani Ayla-Beklan Algan, Ali Taygun, Başar Sabuncu, Tunç Yalman, Taner Barlas, Zihni Küçümen’de tekrar Şehir Tiyatrosu’na döndüler.”

 On beş kişilik kadroya yapılan ek…

“Muhsin Bey, beni ‘Mutemet Ali Rıza Bey’in yaşanmış Hayat Hikayesi’ adlı oyunda izlemiş meğer. Çok beğenmiş. Senelerdir  kadro bekleyen on beş kişinin yanına on altıncı olarak ismimi ekledi…”

Ahh, şu bürokrasi…

Yevmiyesi derhal kesilmiş ama kadrosu gelmediği için maaş ödemesi de yapılamamıştı.

“Zor günlerdi. Neyse ki, Erdoğan Gemicioğlu bana, Bilge Zobu ise Sezai Altekin’e borç vererek bize destek oldular… Bu güzel dostluklar nasıl unutulabilir ki?”

Annesini kaybettiği gün, sahnedeydi Zihni Göktay. Her ne olursa olsun, perde kapanmazdı. Sanatçının kaderiydi bu.

“Annem öldüğü gün ‘Lüküs Hayat’, annemi toprağa verdiğimiz gün de ‘Resimli Osmanlı Tarihi’nde sahneye çıktım. Muhsin Ertuğrul şöyle demişti, ‘O kutunun içinde olmadığı sürece oyuncu görevini bırakmaz.’  O terbiyeden geldik biz… Siyatik oldum oynadım, sesim kısıldı, ilacımı içtim, iğnemi oldum, tuz yaladım yine sahneye çıktım… Gün oldu bir haftada üç ayrı oyunda rol aldım. Yorulmadım. Yakınmadım. ” 

Tiyatro ekmek parasını verir ama, köfte parasını vermez

“Frapan, lüks, üst düzey bir hayatım hiç olmadı. On yedi kere ev, bark taşıdım. Hep derim, tiyatro ekmek parasını verir her zaman ama, köfte parası vermez. Ben şan, şöhret için değil köfte temin edebilmek için filmlerde, dizilerde, reklamlarda oynadım, dublaj yaptım. Mecburdum. ” 

Hiç rol aldığı oyun yasaklanmış mıydı?

Ankara Meydan Sahnesi’nde “Eşeğin Gölgesi” soyunu sansürün hışmına uğramış ve yasaklanmıştı. Şehir Tiyatrosu’ndayken de “Bu Ölü Kalkacak” için dava açıldı, oyun kalkmadı ama dava uzun yıllar devam etti. Hatta, Muhsin Ertuğrul bu davadan mezarda beraat edecekti…

Yavuz da ben de yine senelere, daha doğrusu kronolojiye aldırmadan, salkım saçak bir söyleşiye dümen kırıyoruz.

Ankara Meydan Sahnesi’nden sonra hiç özel tiyatro çalışması yapmış mıydı? 

“Funda Postacı, Sezai Aydın, Ali Erdoğan ile kısa süreli bir çalışmamız olmuştu. ‘Dingildek İlişkiler’ adlı kabare türü bir oyundu.”

Köfte parası çıkmayınca, ver elini Yeşilçam…

“Bir gün Kemal Sunal, tiyatroda ne uzar, ne kısalırsın, gel sinema filminde oyna, dedi.Arzu Film’e götürdü beni. Kartal Tibet’in ilk kez yönetmen koltuğunda oturduğu ‘Tosun Paşa’ ile beyazperdeye merhaba dedim. Bu filmden acı bir hatıram da vardır. Kemerburgaz’da çöl sahnelerinin çekimi esnasında Akil Öztuna bindiği deveden düştü. Hastahaneye kaldırıldı ve çok geçmeden de iç kanama yüzünden hayatını kaybetti…”

Oğlu kendisinden on yaş büyük olunca…

“Efendim, ‘Bizimkiler’de, malumunuz, rol gereği Halit Akçatepe’nin (Nazif) babası Muvaffak karakterini canlandırıyordum. Röportajlarda filan da, benden on yaş kadar büyük olduğu için ‘Halit Ağabey’ diye bahserdim kendisinden. Umur Bugay, arada aman böyle söyleme, illüzyonu bozarsın derdi.”

Hazım Körmükçü, Muammer Karaca’dan Zihni Göktay’a…

Seneler önce izlediği “Lüküs Hayat” ve “Cibali Karakolu”nda, çok beğendiği Rıza ve Cafer rollerini, bir gün oynamak hayalini gerçekleştirdi. Hem de sezondan sezona geçen büyük bir başarı, dinmeyen alkışlarla…

Ve Lüküs Hayat serüveni…

“Bir gün Radyoevinden çıkmış, tiyatroya doğru giderken Suna Pekuysal ile karşılaştım. Burada bir parantez açayım. Suna Abla rol arkadaşım, sırdaşım, desteğim, çocuklarımın cici annesi olmuştur hep. Mert, dobra bir insandı. Sözünü esirgemezdi. Evet, Suna Abla ayaküstü Gencay Gürün’ün kendisiyle ‘Lüküs Hayat’ projesi için konuştuğunu anlattı. ‘Lüküs Hayat’ı duyunca zınk diye durdum. Bu benim en büyük hayalimdi. Ve hayatımda ilk defa yanıma Sezai Altekin’i de aldım, yönetim kurulu toplantısının yapıldığı salonun kapısını çalıp içeriye girerek, bu projede Rıza karakterine talip olduğumu belirttim. Ve eğer bu rolü oynamadan bir emr-i Hak olursa gözümün açık gideceğini de sözlerime ekledim. 1984 yılının Kasım’ında rol dağıtım tablosu açıklandı: ‘Rıza / Zihni Göktay’. Dünyalar benim olmuştu o an.”

“Bir kaç gün sonra radyoda Cemal Reşit Rey ile karşılaştık. Beni tebrik etti. Ve o zamanın siyasal ortamını dikkate alarak, ‘Lüküs Hayat’ şarkısının sözlerini gerçekte Nazım Hikmet’in yazdığını, ‘sende kalsın’ diyerek bana açıkladı. Meğer Ekrem Reşit o ara ‘Onuncu Yıl Marşı’ nedeniyle çok meşgul olduğunu, operetin şarkı sözlerini vaktiyle tamamlayamayacağını Muhsin Ertuğrul’a söylemiş. O da Nazım Hikmet’ten yardım istemiş. Nazım Hikmet’in tek şartı afişlerde, program dergilerinde isminin geçmemesiymiş. Malum, başında binbir sıkıntı varmış o günlerde. Para da talep etmemiş. Ama emeğe saygısı sonsuz olan Muhsin Ertuğrul cebinden 75 TL’lık telif tutarını kendisine zorla ödemiş.”

“6 Mart 1985 akşamı iki buçuk saat ile başladığım ‘Lüküs Hayat’ı, bayatlatmadan, kısık ateşte altını yakmamaya çalışarak, üç buçuk saate çıkarttım.”

Bu konuda Haldun Dormen‘e kulak verelim:

“Lüküs Hayat’, oynadığı uzun yıllarda, oyun süresi iki saat kırkbeş dakikadan, üç buçuk saate kadar uzadı. Rıza’yı oynayan Zihni’nin oyuna olağanüstü (!) katkıları (!) oyunu bu kadar uzatmıştı. Sahnedeki sevimliliği ve karizması tartışılmaz olan, yetenekli Zihni Göktay’ın kusuru da buydu işte. Oynadığı oyunlara güncel bir takım espriler eklemeden rahat edemiyordu. Seyirci de katıla katıla gülüyordu ama öte yanda otuzlu yıllarda geçen ve bahçedeki kül tablasına kadar  otuzlu yılları yansıtmasına dikkat edilen bir oyuna ‘Susurluk Davası’yla espriler katmak yönetmenin yorumundan, oyunun havasına kadar her şeyi altüst ediyordu.” (*)

Söz yine Zihni Göktay’da :

“Ben oyunda, tuluat yaparken sosyal çarpıklıklara değiniyordum. Bu durum seyircinin alkışlarıyla karşılanıyordu her defasında. Hiç unutmam, Açıkhava Tiyatrosu’ndayız. Oyun bitti. Haldun Dormen’i sahneye davet ettim ve konuşması için yaka mikrofonumu kendisine uzattım. Konuşmasına şöyle başladı :

‘Bu gece iki ayrı ‘Lüküs Hayat’ izlediniz. Biri benim yönettiğim, diğeri Zihni Göktay’ın oynadığı.’

Durur muyum, seyirciye döndüm:

‘Ben kısık ateşte altını yakmadan bunca yıl oynadım. Haldun Ağabey, tekste tek harfe dokunmadı üç defa tiyatro batırdı’ dedim.

Altı ay konuşmadı benimle. Sonra barıştık.”

“Lüküs Hatay’ın galasına Bedia Muvahhid, Vasfi Rıza Zobu, Cemal Reşit Rey, Semiha Berksoy da gelmişti. Sahnede herkes heyecan içinde.. İister istemez, domino etkisinden olacak, ben de heyecanlandım. Elim, ayağım titredi. Düşünün vaktiyle bu oyunda oynayanlar karşımızdaydı. Sadece benim oynadığım Rıza’ya can veren Hazım Körmükçü ve Şevkiye May gibi bir kaç isim hayatta değil o kadar. Oyun alkışlarla bitti. Ustalarımızı derhal sahneye davet ettik. Semiha Berksoy, zengil dul, elmaslı  Atifet rolünü yaşar kılan Alev Gürzap’a dönüp, ‘Ben senden daha iyi oynadıydım bu karakteri, hem ‘Özsoy Operası’ benim için yazılmıştı, ben coloratura sopranoyum, demesin mi?“

Oyunlar, diziler, filmler….

“Kanlı Nigar”ın Kahveci Abdi’si, “Lüküs Hayat”ın Rıza’sı, “Cibali Karakolu“nun Cafer Sabbah’ı, “Hisse-i Şaiya”nın Tahir’i, “Pembe Konak”ın Alaaddin’i, “Çalıkuşu”nun Bursa Maarif Müdürü, “Eşeğin Gölgesi”nin Şaban’ı, “Ceza Kaunu”nun dava vekili Sabahattin’iydi Zihni Göktay 

İlk filmi “Tosun Paşa”nın Tellioğlu Ruhi’si, “Hababam Sınıfı”nın Üçbuçuk  lakaplı Yusuf Hocası, “Üşütük” filminin İsmet’i, “Kuruntu Ailesi”nin Arnavut Bayram Efendisi, “Avrupa Yakası”nın Altınmakas Cihat’I, “Bizimkiler”in Muvaffak’ı, “Seyahatname”nin Bekir’i, “Cennet Mahallesi”nin Ethem’i, “Zaman Mekân Makinesi”nin unutulmaz Şükrü’sü, sonra Servet Ağabey başta olmak üzere, ne çok karaktere tiyatro, sinema, televizyon dizisi ve reklam filmlerinde hayat verdi…

İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatroları ile adı özdeşleşmişti, demiştik ya… Beş sezon “Kuşlar” , beş sezon “Cibali Karakolu”, altı sezon “Resimli Osmanlı Tarihi”, altı sezon “Pembe Konağın Gelinleri”, dört sezon “Hisse-i Şayia” ve tam yirmi sekiz sezon “Lüküs Hayat”ta rol aldı Zihni Göktay. Kuşağının en özgün aktörlerinden biri oldu. Çok sevildi. İlk antresiyle salon alkıştan, hani nasıl derler, adeta yıkılırdı…

Tiyatro bir mekteb-i edeptir…

“Tiyatro bir mekteb-i edeptir, bana göre. Salt komiklik yeri değildir. Mutlaka bir öğretisi, bir iletisi olmalıdır. Eğlenceli ile faydalıyı bir arada sunacaksın. Oyuna anlamlı bir şey katacaksa yeni bulduğun bir espriyi yapacaksın…Şöyle izah edeyim, toplulukları güldürmek kolaydır ama anlamlı bir şekilde, düşündürerek güldürmek zordur. Bizim seyircimizde cömerttir, her şeye güler. Ayakta da alkışlar… Beğenmese de yapar bunu. Alkışını esirgemez.”

“Bir defasında neden televizyon dizilerinde rol olmadığım sorulmuştu. ‘Tiyatrocularla oynamak istiyorum; türkücüyle mankenle değil…’ diye yanıt verdim. Ben miyim bunu söyleyen! Bir ay sonra ‘Cennet Mahallesi’ dizisinden teklif geldi, kabul ettim. Karşımda türkücü Alişan ile manken Çağla Şikel… Meğer büyük konuşmuşum. Sonra ikisine de ‘ Evladım böyle bir kelam ettim, duyarsanız kırılmayın, üzülmeyin’  dedim. Zaten Alişan, beyefendi çocuk, konservatuar mezunu Çağla akademilidir..”

“İstedim ki anlamlandırılarak, düşünerek gülümsün esprilerime.Yeri geldi, söyleyeyim. Yoksa karnım şişiyor. Günümüzde bir kesim tuluata yani doğaçlamaya küçümseyerek bakıyor ama, Shakespeare ve Molière de doğaçlama yapıyordu. Bunu bilmiyorlar işte! Dahası kurmaca tuluat olmaz, o an aklında gelenle yapılır. Bir de tuluatı çok dikkatli yapacaksınız. Ağzından çıkan yanlış bir laf herhangi bir yere dokunabilir, karışındaki oyuncuyu zora sokabilir.Bıçak sırtı bir iştir, dikkat, özen gerektirir…”

Tiyatronun altın yılları…

“Bana göre Türkiye tiyatro tarihinin altın yılları 1960-1971 yılları arasında yaşanmıştır. 1961 anayasası ile birlikte hem siyasal yaşamda hem de sanat alanında özgür bir ortam oluştu ve bu ortamda tiyatro nitelik olarak büyük bir sıçrama yaptı.1971 muhtırasından sonra ne kamu tiyatroları ne özel tiyatrolar kendini toparlayabildi.”

“Bu ülkede tiyatro salonları rant için kapatılıp pasaja, iş hanına, saunaya, kebapçıya, gece kulübüne dönüştürüldü. Son yıllarda Türkiye’nin sınırları içinde Antik Yunan ve Roma dönemine ait antik tiyatrolar ortaya çıkarılıyor son yıllarda. Arkeolojik kazılarla gün yüzüne çıkan antik tiyatroların koltuk kapasitesine bugünkü tiyatrolarımızın koltuk sayılarına ulaşırsa, ben bir yıllık emekli maaşımı Tema Vakfı’na bağışlarım! Bu sayıya ulaşamadıkça tiyatromuz gelişmiş sayılamaz.”

Tiyatro ve siyaset…

“Devletin düdüğünü çalarız, dedim. Çünkü devletten para alıyoruz. Buradan ekmek yiyorsak başka türlüsü mümkün değil. Türkiye’de hangi iktidar gelirse gelsin, sağcı ya da solcu, bu böyledir çünkü bizde demokrasi geleceği yoktur ve sanatta özgürlük, özerklik dediğimiz kavramlar yerleşmemiştir. Bunlar bizim için ütopyadır. Oyunu kaldırırlar, kaldıramazlarsa başka bir bahane bulup tiyatroyu kapatırlar. AST’ın başına gelmiştir bu zamanında. Tuvaleti pis diye belediye tarafından kapatılmıştır 15 gün AST. Bunları hep yaşadık. O düdüğü çalmak zorundayız. Devlet  sahneden kendisine hakaret edilmesine izin vermez. Eleştirmek başka şey, hakaret etmek başka şey. Biz hep ‘fincancı katırlarını ürkütmeden, zülfüyara dokunmadan’ bir şeyler anlatmaya çalıştık, eğlenceli ile faydalıyı bir arada sunmaya çalıştık.”

“Özgürce sözünü söylemek isteyen özel tiyatrolarda, alternatif sahnelerde söyleyebilir. Ama onlar da devletten para alıp bu işi yapmaya başladıkları zaman iş değişir, sesi kısılmak mecburiyetinde kalır o zaman.”

“Siyasilerin bize yaptığı hakareti de asla kabul etmiyorum. Mecliste ya da başka yerlerde Birbirine bardak fırlatan, küfür savuran, tekmeleyenlerin ‘ burayı tiyatroya çevirdin, artizlik, soytarılık yapma,’ sözlerine çok kızıyorum. Biz hiç bir zaman kimseye bardak fırlatmadık, küfür de etmedik. Bilmiyorlar ki soytarılık mühim iştir. Moskova’da soytarılık okuluna diyelim dört bin kişi müracaat ediyor, dört kişi alınıyor. Ayrıca tiyatrocular yoğurduğu çiğ köfteyi iyice olmuş mu diye tiyatronun tavanına atmadı hiç bir zaman. Önüne koyulan dört cümlelik bir yemin metnini dahi doğru telaffuz ederek okuyamayan biri benim mesleğime hakaret edemez.. Ezcümle, mesleğimin küçümsenmesi, mesleğime hakaret edilmesi ağrıma gidiyor çok…”

Şöhret, sabun köpüğü değildir…

“Şöhret sabun köpüğü gibidir. Mesleğin zirvesine emin adımlarla çıkacaksın ki, orada sağlam kalasın; çünkü izleyici bir kartala benzer. Seni alır, en  yukarılara taşır ama sonra bir bırakırsa unutulur gidersin.”

“Seyirciyi koklamak, salondaki koltuğun gıcırtısını duymak, başka bir şey. Mesela seyirci oyunu, sessizce, tepki vermeden izlerse ben o oyunu oynanmamış kabul ederim.” 

“Oyun yazarı yok yeterince… Çok ciddi bir istihdam sorunu var ayrıca. Yüzlerce genç oyuncu açıkta. Bunca tiyatro okulundan, özel kurslardan çıkmış istihdam bekleyen genç var. Ev kiralarını ödeyemiyor bu çocuklar. Salon yok, kadro yok, para yok, pul yok.Heves kaçıyor zamanla, geriye kalas kalıyor ister istemez. Belki on yıl kadar tiyatro okullarına öğrenci alınmamalı, çünkü ne oluyor, mezuniyet sonrası iş bulamıyor… Bulursa kadrosu çıkmıyor ya da bodrum katlarında, alternatif alanlarda birkaç kişinin karşısında oynamaya çalışıyor. Kadro açılmalı belediye ve devlet tiyatrolarında genç oyuncular için…”

“Evet, çok ödülüm var. Onur ödülleri, başarı ödülleri filan. Muhsin Ertuğrul ve İsmail Dümbüllü adına verilen ödüllere kavuştum. İkisi de benim hocamdı, söylememe gerek yok.”

“Buğulu bir pencere camına ‘sahnede öleyim’ yazardım.”

Zihni Göktay, hayatın renkleri, hayatın gerçekleriyle kucakladı izleyicisini. Kabuklaşmış eskilerin üstünden sıyrılarak söyledi sözünü. Her yaşar kıldığı kimliğe gerçeklik, inandırıcılık kattı. Yüreğinin sesini kaybetmedi. Sahne ışığıyla doğmuştu çünkü. Tepeden tırnağa tiyatrocuydu. Daha ne olsun?

PINAR ÇEKİRGE  – YAVUZ PAK

Kaynakça:

(*) Dormen, Haldun:” İkinci Perde “.Oğlak Yayınları, İstanbul, 2001

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • Koç
  • Boğa
  • İkizler
  • Yengeç
  • Aslan
  • Başak
  • Terazi
  • Akrep
  • Yay
  • Oğlak
  • Kova
  • Balık
KOÇ BURCU YORUMU

Bugün kendini son derece enerjik ve canlı hissedebilirsin. İçindeki ateş, yeni başlangıçlar yapma isteği ile dolup taşacak. Planladığın projelere dair cesur adımlar atmak için harika bir dönemdesin. Arkadaşlarınla olan iletişimlerin güçlenebilir; bu, birlikte daha yaratıcı ve keyifli aktiviteler yapmanız için fırsatlar sunabilir. İş hayatında, liderlik özelliklerin ortaya çıkacak ve başkalarını etkileme gücün belirgin bir şekilde artacak. Ancak, ani değişimlere dair sabırsızlık gösterebilir, bu nedenle düşünmeden harekete geçmekten kaçınmalısın. Özel hayatında, duygularını ifade etme konusunda daha açık olabilirsin; bu, ilişkinin derinleşmesine yardımcı olacak. Biraz daha ihtiyatlı olmak, unutulmaz bir gün geçirmeni sağlayabilir. Sosyal aktivitelerde yer almak, ruh halini olumlu yönde etkileyebilir. Unutma, dengeyi sağlamak her şeyden önemli.

BOĞA BURCU YORUMU

Bugün, içsel huzur arayışının ön planda olduğu bir gün. Duygusal derinliklere inmek isteyebilir, geçmişle yüzleşmek için fırsatlar arayabilirsin. Kararlar alırken, sezgilerine güvenmek sana iyi gelecek. Maddi konularda daha temkinli ve bilinçli yaklaşımlar geliştirmek gerekebilir. Aynı zamanda, sevgi ilişkilerinde duygusal bir bağ kurmak için çaba göstermek önem kazanıyor; yakınlarınla derin sohbetler yapabilirsin. Doğaya çıkmak, seni canlandıracak ve düşüncelerini netleştirecek. Rahatlatıcı aktiviteler, gün boyunca seni yönlendirecek. Kendine olan inancını pekiştirmek için olumlu düşünceleri benimsemek faydalı olabilir. Unutulmaması gereken bir detay; içsel huzurunu bulmak için kendine alan tanımalısın.

İKİZLER BURCU YORUMU

Bugün zihin pınarların coşacak, yeni fikirler ve projeler peşinde koşma isteğin artacak. İletişim becerilerin üst seviyeye çıkacak; sosyal çevrenle yapacağın konuşmalar, beklenmedik kapılar açabilir. Birkaç ilginç insanla tanışman ve onların hikayelerini dinlemen, bakış açını genişletecek. Aynı zamanda, yapması gereken işler sırasında da dağılmaktan kaçınmalısın. Fikir ve düşüncelerinde kararsızlık hissi belirebilir; bu nedenle, bir süre beklemek, zihnini toparlamak için faydalı olacaktır. Gizli kalmış bazı duygular, beklenmedik bir şekilde su yüzüne çıkabilir. Bu durum, seni bazı ilişkiler hakkında derin düşüncelere yönlendirecek. Sosyal aktiviteler ve arkadaşlarla geçireceğin zaman, ruh halini olumlu yönde etkileyecek ve yeni ilham kaynakları bulmana vesile olacak. Anlık değişkenliklere hazırlıklı ol; bu dönem, sürprizlerle dolu. Unutma, esnek kalmak her zaman kazandırır.

YENGEÇ BURCU YORUMU

Duygusal derinliğin artış gösterdiği bir dönemdesin. İçsel dünyanda huzur arayışında olabilirsin, bu da ilişkilerinde daha şefkatli ve anlayışlı olmanı sağlayacak. Sevdiklerinle olan bağlarını kuvvetlendirmek için iyi bir zaman. Geçmişe dair bazı duygular yeniden su yüzüne çıkabilir; bunları kabullenmek ve onlarla yüzleşmek, içsel huzuruna katkıda bulunacak. Ev ortamında geçireceğin zaman, sana dinginlik ve güven duygusu getirecek. Kendini iyi hissetmek için, sevdiğin aktivitelerle meşgul olmayı tercih etmelisin. Maddi konularda da dikkatli olman gerekecek; ani harcamalardan kaçınarak bütçeni daha iyi yönetmelisin. Sağlık açısından, ruhsal dengeye odaklanman, genel iyiliğine olumlu yansıyacak. Bu dönem, kendine dönme ve içsel kaynaklarını keşfetme fırsatı sunuyor.

ASLAN BURCU YORUMU

Etrafa saçtığın enerji, çevrendekiler üzerinde güçlü bir etki bırakıyor. Sunduğun liderlik özellikleri ve özgüvenin, iş ve sosyal yaşamındaki ilişkileri güçlendirirken, yeni fırsatlar da kapını çalmaya başlayabilir. Bugün, yaratıcı yönlerini ön plana çıkartacak projelere yönelmek isteyebilirsin. İçindeki tutku, başkalarına ilham verebilir. Ancak dikkat, aşırı gurur veya kibir sonucunda anlaşmazlıklar ortaya çıkabilir. Duygusal ilişkilerde samimiyet ve açıklık, derin bağlar kurmana yardımcı olurken, eski meselelerin tekrar gündeme gelmesi muhtemel. Samimi bir iletişim, sorunları çözmekte yarar sağlayabilir. Bugün, kalbindeki arzuları cesaretle ifade et ve içsel sesini dinle; yeni bir başlangıç için uygun zemin hazır.

BAŞAK BURCU YORUMU

Ruhsal ve fiziksel olarak yenilenme isteği içindesin. Gün, içsel huzuru bulma arayışında geçiyor. Yaratıcılığın ve analitik düşünme yeteneğin seni güçlü kılarken, yaşadığın karmaşalar arasında dengeyi bulmakta zorlanabilirsin. Çevrendeki insanlarla iletişimin önem kazanıyor; samimi ve dürüst diyaloglarla derin bağlar kurma fırsatı doğabilir. Aynı zamanda, detaylara dikkat etme yeteneğin sayesinde, karşılaştığın sorunların üstesinden gelmekte zorluk yaşamayacaksın.Finansal konularda hızlı kararlar almaktan kaçınmalısın. Gelişmeleri dikkatlice değerlendirmek, uzun vadede fayda sağlayacaktır. Sağlığını da ihmal etmemek, stresli anların üstesinden gelmende yardımcı olacak. Kendine zaman ayırmak, meditasyon veya yürüyüş gibi aktivitelerle ruhunu dinlendirmelisin. Anın tadını çıkarmak, yaşamının zorlayıcı anlarında bile seni rahatlatacak bir etken olacaktır.

TERAZİ BURCU YORUMU

Harmoni ve denge arayışın bugün daha da belirginleşebilir. Sosyal ilişkilerinde uyum sağlama isteği ön planda olacak. Kendini ifade etme şeklin, etrafındaki insanlarla olan bağlarını güçlendirebilir. Birlikte vakit geçirmek için uygun fırsatlar doğabilir; dostlarınla yapacağın sohbetler, zihnini açacak yeni fikirler doğurabilir. Aşk hayatında ise romantizmin ve samimiyetin öne çıktığı bir dönemdesin. İçsel huzurunu sağlamaya yönelik adımlar atabilirsin, bu da kendine olan güvenini artıracak. İş hayatında ise iş birliği yapma yeteneğin, hedeflerine ulaşmanda önemli bir rol oynayabilir. Tüm bu dengeleri gözetirken, kendi isteklerinle başkalarının ihtiyaçları arasında uyum sağlamaya dikkat et. Farkındalıkla yaklaştığın her durum, sana yeni kapılar açabilir.

AKREP BURCU YORUMU

Duygusal derinlikler ve sezgi bugün ön plana çıkıyor. İçsel hislerinizi dinlemek, geçmişteki olayları yeniden gözden geçirmek açısından verimli bir zaman dilimi. Sosyal ilişkilerde, özellikle de dostluklarda duygusal bir bağ kurma arzusu artabilir. İhtiyaç duyduğunuz destek, beklemediğiniz birinden gelebilir. İlişkilerde tutku ve bağlılık yoğunlaşırken, bazı konularda da güven sorunları tetiklenebilir. Para konularında dikkatli olmalı, bütçenizi gözden geçirmelisiniz. Geçmişte yaptığınız harcamaları sorgulamak faydalı olacak. Güzellik ve estetikle ilgili projeleriniz varsa, yaratıcılığınızı konuşturmak için ideal bir dönemdesiniz. Kendinize olan güveniniz artarken, içsel dönüşüm süreçlerine girebilir, kendinizi yeniden keşfedebilirsiniz. Ancak başkalarının duygularını da göz ardı etmemek ve empati kurmak, ilişkilerinizde dengeyi sağlamada önemli olacak.

YAY BURCU YORUMU

Serüven dolu bir gün seni bekliyor. Yeniliklere açık olman, sana hayatın sunduğu fırsatları değerlendirme şansı verecek. İletişim becerilerin ön plana çıkacak; etrafındaki insanlarla olan ilişkilerini güçlendirebilir, daha derin bağlantılar kurabilirsin. İçsel keşifler yapman, kişisel gelişimine katkıda bulunacak. Yaratıcılığının zirveye çıkacağı bir dönemdesin; sanatla ilgili bir aktiviteye katılmak veya kendi projeni geliştirmek için harika bir zaman. Seyahat ya da yeni bir deneyim peşinde koşman da ruhunu canlandırabilir. Fakat dikkat, bazı detayları gözden kaçırabilirsin; bu nedenle daha dikkatli olman faydalı olacak. Özgürlüğe olan tutkun, yeni yollar keşfetmeni sağlayacak; alışılmadık düşünceler ve fikirlerle karşına çıkabilirsin. Hayatını renklendirecek, beklenmedik sürprizler seni yakalayabilir; sıradanın dışında kalmayı hedefle.

OĞLAK BURCU YORUMU

Disiplin ve kararlılıkla dolu bir gün başlıyor. Hedeflerin için belirlediğin yolları hevesle incele ve gerekli adımları at. İş ortamındaki yoğunluk seni bunaltmasın; bunun yanında profesyonel ilişkilerini güçlendirmek için fırsatlar bulabilirsin. Kendine inan ve mevcut yeteneklerini ortaya koy, başarı seni bekliyor. Önemli kararlar alırken mantığını ve sezgini dengelemeyi unutma. Sağlığına dikkat et ve bedenine gereken özeni göster. Özel ilişkilerde ise, duygularını ifade etme konusunda kendini açman gereken bir zaman dilimindesin; samimiyet her şeyin anahtarı. Geçmişteki deneyimlerden ders çıkararak geleceğe daha sağlam adımlarla yürüme fırsatını değerlendirmelisin. Unutma, her zorluk yeni bir öğrenme sürecidir.

KOVA BURCU YORUMU

Bugün, entelektüel merakın ve sosyal bağlantıların öne çıkıyor. Yeni fikirler ve projelerle ilgili ilham alabilir, başkalarıyla etkili bir şekilde iletişim kurabilirsin. Zihnindeki yaratıcı düşünceler, çevrendekilere de ilham verecek. Arkadaşlarınla veya topluluklarla gerçekleştirilecek aktiviteler, seni daha da motive edecek ve yenilikçi düşünceni açığa çıkaracak. Duygusal bağların güçlenebilir, eski dostlukların tazeleneceği sürprizlerle karşılaşabilirsin. Yeniliklere açık ol; hayatındaki değişim rüzgarları seni olumlu anlamda sarıp sarmalayabilir. İleri görüşlülüğün, gelecekteki hedeflerini belirlemede sana yardımcı olacak.

BALIK BURCU YORUMU

Duygusal derinlikler ön planda. Sezgisel yönlerin güçlü, içsel bilgilere ulaşmak için bu sezgileri kullanabilirsin. Humanist duyguların, insanlarla olan bağlarını güçlendirebilir; çevrendeki insanlara yardımcı olma isteğin artacak. Uzaklarda bir yerden gelen bir haber duygusal bir heyecan yaratabilir, yeni başlangıçlar adına ilham alabilirsin.Amaçlarına yönelirken, düşüncelerinin akışına dikkat et. Kendi içindeki karmaşayı çözmek için zaman ayırmak iyi gelebilir. Sanatsal yaratımlar ön plana çıkabilir, bu yönlerine yönelmek, ruhunu besleyen bir kapı açabilir. Maddi konularda daha dikkatli olman gerekecek; ani harcamalardan kaçınarak bütçeni dengede tutmalısın. Kendine güven, engellerin aşılmasında en büyük dostun olacak. Unutma, içsel rehberliğine güvenmek, yaslandığın en sağlam destek.

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM