Düşünsene fil’sin?
Afrika’nın göbeğinde öylece duruyon…
Yatıp uyuman sorun, yeme-içmen sorun, doyman sorun, çiftleşmen sorun, doğum yapman sorun, avlanman sorun.
Hantalsın, çirkinsin, bütün azametine karşın zavallısın, hiçbi işe yaramıyon…
Ve üstelik suratının ortasına, her neye lazımsa bi hortum kondurmuş yüce yaradan.
Diğer canlılarla alay eder gibi.
****
(madde 1- Sordum geçen. Minik kızım Yağmur’um, en sevdiği dersin matematik olduğunu söyledi. Ekmekçi sülalesi tarihinde matematik zekâsı taşıyan tekbi birey doğmamıştır, şaşırdım. Misal bana, en basitinden, 2 kere 2’nin 4 olmasının birisince uydurulmadığını, belki de böyle bi saçmalık olmadığının elbet bigün kanıtlanmayacağını anlatamazsınız. Kızımdan da “Edebiyat” veya “Türkçe” yanıtı vermesini bekliyordum açıkçası. “Neden” dedim? Çünkü ileride hukuk okuyup hâkim olacakmış ve iyi bi hâkimin matematiği çok iyi bilmesi gerekirmiş. Hayır, hiç ilgisi yok kızım falan demedim. 30 tane kalın kitabı ezberleyip hâkim olunabilir tabi sorun yok, ama matematikten uzak bi hayat yaşanır. Belki de hukukla ilgili sorunların hiç bitmediği bi ülke olmamız buradan gelirdir, ne bileyim)
****
Düşünsene balina’sın?
Okyanusun ortasında öylece duruyon…
Yatıp uyuman sorun, yeme-içmen sorun, doyman sorun, çiftleşmen sorun, doğum yapman sorun, avlanman sorun.
Hantalsın, çirkinsin, bütün azametine karşın zavallısın, hiçbi işe yaramıyon…
Ve üstelik suratının tepesine, her neye lazımsa bi tür fıskiye kondurmuş yüce yaradan, su püskürtüyon arada bi.
Diğer canlılarla alay eder gibi.
****
(madde 2- Konuşuyorduk geçen. Yağmur’um, büyüyünce İngilizce beste yapacağını söyledi. Ekmekçi sülalesi tarihinde hem dil yeteneğini hem de müzik kulağını aynı anda taşıyan tekbi birey doğmamıştır, şaşırdım. Misal bana, İngiliz Gürsel derler ayrı, ama annemin halen içindeki en büyük ukdedir dil bilmemek ve şarkı söyleyememek. Hayır, hiç böyle bi amaca gerek yok kızım diyemedim. Yalnızca susup düşündüm, artık ilkokullarımızda da İngilizce dersi var ve yetmezmiş gibi çocuklarımız hafta sonları özel İngilizce dersi de almaktalar. Çocuklara bu denli yüklenmek doğru mudur? Belki de bu kadar mutsuz bi ülke olmamız çocukluğunu yaşayamamaktan gelirdir, ne bileyim.)
****
Çok yazdım çok okudunuz. Yüce yaradan için; “en büyük sanatçı, en büyük estetisyen, en büyük matematik dehası” dedim hep.
Yahu baksak ya bi kediye-bi köpeğe, bu kadar mı özenli bi renk uyumuyla yaratılabilinir bi canlı? Kırmızı pontul üstüne kahverengi gömlek giyilemeyeceği misali, tekbi rüküş yaratık yoktur şu âlemde.
Ot neden yeşildir ula? Nasıl seçersin böylesi nezih, böylesi tam isabet bi renk? Ağaçlar-kelebekler-uğur böcüğügiller-böğürtlenler sonra? Bu nasıl bi inceliktir? Zarifliktir?
Papatya neden sarı-beyazdır? Bordo-turuncu olsa hangimiz seviyo-sevmiyo falı bakıp âşık olacaktık ki? Bu nasıl bi centilmenliktir, kullarına karşı?
****
(madde 3- Sahilde yürür iken, Yağmur’um ve ben geçen. Suya dalıp dalıp çıkan bi yunus balığını izledik. İlk kez görüyordu kızım böyle bişeyi ve büyülendi, çok mutlu oldu. Bana bunları yazdıran da zaten o yunustur.. Allah bazen, salt mutlu etmek için çocukları, “ete kemiğe bürünür / Yunus deyu görünür”. Kuşkusuz bazılarınız bunu görebilen kullardan kılındınız)
****
Bi zamanlar Flipper diye bi yunus vardı, anımsadınız mı?
Allah’ın balığı işte… TV yıldızı olmuş, dizide oynuyordu. Bilmiyorum halen sağ mıdır, Allah selamet versin yaşıyorsa, iyi çocuktu aslında.
Güler yüzlüydü.
Çocuğuz, daha farklı aksiyonlar bekliyoruz haliyle. Ama bitek yüzüyor ve gülümsüyordu Flipper.
Aslında, sanırım sorun balık olmaktaydı. Giresun çocuğusun; alışmışsın yolda izde kedi-köpek- tavuk-timsah-zebra falan görmeye.
Balık?? Bırak televizyon yıldızı olmayı, tam hayvan da diğil gibiydi sanki…
****
Günün biri, limana inmiştim, o ufak yaşta neden indimse?
Veya evimiz liman manzaralıydı, camdan mı gördümdü ne?? Limanın içinde bikaç yunus balığı hop hop hopluyordu.
Flipper’dan başka yunus tanımamışız henüz, ilginç gelmişti biraz.
Sabah sınıfta anlattım, kimse inanmadı. Hele bi tanesi, yalan söylediğimi ima eden mimikler yaptı. Flipper’dan etkilendiğimi iddaa etti.
Tamamen soğuttu beni yaşamdan.
****
Yaşım kemale erip İstanbul’da yaşamaya başladığımda, epeyce bi yunus akınına denk geldim Boğaz’da. Herkesler;
– “aaaa”
– “vooov”
– “uyyyy”
– “ooooo”
– “bakın la bakın”
Falan derken hiç oralı bile olmazdım.
Gördüm oolum harbiden limanda küçükken, ne yalan söyleyecem??
****
Sevgili kardeşlerim,
Şol dertli gezegenin bi “sınav” yeri olmaktan öte bi “deneme” yeri olduğunu düşünüyorum. Tamam, balina gibi, fil gibi ürünler de mevcut ama kedi yavruları, kuzular, civcivler de var ömrümüzde.
Evrim sürecinin kimi çaresiz ve biçimsiz hayvan neslini ayıklayacağı kanısındayım. Tüm evrene estetizmin egemen olacağı umudundayım.
****
Bitiriyorum arkadaşlar.
Yılan da çirkin üründür bu anlamda, ama solucanlar, sırf çocuklar bilim insanı olsunlar diye vardır besbellim.
Yüce yaradan da mutlaka “hayatta en doğru yol gösterici bilimdir” diyenleri önemseyen, dünyaya böyle temsilci gönderendir.
Kuşkusuz bazılarınız o sarı saçlı mavi gözlü temsilciye erebilen kullardan kılındınız.