YOL

YOL

Minikken ben, çok yaşlı bi adamdı zaten.
Beyaz sakallı, dökük saçlı, takma dişli, eli bastonlu… Gözleri de görmüyordu tam. Şöyle bi floresan lambaya doğru tuttuğunda, zar-zor anlıyordu kolundaki saatin kaç olduğunu.
Çocuk oldum sonra. İlk okul çocuğu.
O öldü.
****
Kurtuluş Savaşı Gazisiydi.
Aile büyüklerimizdendi. Doğrusu, “damat” idi sülalemize. Mehmet Enişte’ydi adı.
Benim ufaklık yaşlarımın en sıkıcı ritüeli olan Şeker ve Kurban bayramı ziyaretlerinde, elleri en itinayla öpülen adamdı.
****
O kocamış,
O zayıflamış,
O damar damar olmuş,
O kurumuş,
Elleri hiç unutmadım.
O mübarek Gazi eli, şu yaşıma değin benimle her gittiğim yere geldi.
****
İyice tontonlaşıp yatalak olmuştu Mehmet Enişte. En son aklımda kalmış sahne budur, O’na dair. Kişisel bakımını evlatları yapıyordu. Yemeğini evlatları yediriyordu. Üstünü başını giydiren onlardı… Yatağına yatıran onlar…
100 yaşındaydı belki?
O vakitler alzaymır nedir, bilinmiyordu.
O vakitler halüsinasyon denen şey tanınmıyordu.
Kısaca;
-“Duydunuz mu, Mehmet Enişte delürmüş” deniyordu.
****
Çünkü…
Çok sık fırlayıp yatağından Enişte’miz;
-“Eyvahhh Yunanlılar buralara da girmiş” diyerek, bağıra-çağıra yıkıyormuş sağı solu. Tutup zapt etmek mümkün olmuyormuş. Heyecanlanıyor, panikliyor, coşuyormuş.
Ne zaman ki, akıl edip derler imiş O’na;
-“Tamam, baba, sakin ol, korkacak bişey yok, Mustafa Kemal Paşa yola çıkmış, birazdan burada olacakmış”.
İşte o zaman rahatlayıp, uyuyormuş hemen yeniden.
****
Mustafa Kemal Paşa kısaca budur.
30 Ağustos Zafer Bayramı kısaca budur.
Türkiye Cumhuriyeti kısaca budur.
Bunun dışında duyacağınız her tanımlamaya gülüp geçiniz.
****
30 Ağustos’un 100. yıldönümü olduğunu anımsayalı beri, Kurtuluş Savaşı Gazisi Mehmet Enişte’mizi düşünüyorum hep.
O denli eskimiş ki anılarım, bi çizgili pijaması, bi de yaşadığı tüm özverilerin ilmik ilmik yansıdığı yüzüdür içimde duran.
Yetmez ama evetçi dangalaklara keyif bağışlayacak halim yok.
Bölücü, Kürtçü onursuzlara keyif bağışlayacak halim yok.
Sömürge solcularına, sahte sosyalistlere keyif bağışlayacak halim yok.
Şehitlerimiz hiç ölmeyecek, vatanımız asla bölünmeyecek kuşkusuz.
Rahat uyusun aslanlarımız.
Mutlaka yoldadır Mustafa Kemal Paşa, mutlaka yoldadır.
****
Çok yaşlı bi adamdı zaten O. Ben minikken.
Çocuk oldum sonra. Öldü.
Tabutunu ay yıldızlı bayrağa sardılar. Mehmetçik, törenle, omuzlarda götürdü. O sahneyi de hiç unutmadım.
Mustafa Kemal Paşa’sına kavuştu, eminim.
O duyguyla 56 yaşıma geldim.
****
(Sevgili okurlarım, hepinizin Zafer Bayramlarınızı kalbimin en güzel yeriyle kutluyorum.
Allah, nice 30 Ağustos’lara eriştirsin vatanımızı. Atatürk’ü sevmeyenlerin iki cihanda yüzünü güldürmesin)

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

Duygusal derinliklerinle yüzleşmek için mükemmel bir zaman. İçsel sezgilerin seni yönlendirecek, gizli hislerini keşfetmende yardımcı olacak. Yaratıcı projelerine odaklanmak için ilham alabileceğin bir ortam yaratmalısın. Sosyal etkileşimlerde daha duyarlı olman, başkalarının hislerine karşı empati kurmana olanak tanıyacak. Geçmişten gelen anıların gün yüzüne çıkabileceği, bu anıları değerlendirip, onları geleceğe taşımak için fırsat sunacak. Kendini ifade etmekte zorlanıyorsan, yazmak iyi bir seçenek olabilir. Ayrıca, sevdiklerinle arandaki bağları güçlendirmek için samimi bir konuşma yapabilir, hislerini açıklığa kavuşturabilirsin. Özellikle, ruhsal ve bedensel sağlığına özen göstermek, dengeyi bulmanda önemli bir rol oynayacak. Karar verme aşamasında dikkatli olmalı, aceleci davranmamalısın. Doğa yürüyüşleri veya meditasyon gibi aktiviteler, zihnini sakinleştirip, yeni açılımlara kapı aralayacaktır. Kendine zaman ayırmayı es geçme; bu, iç huzurunu bulmanda etkili bir yol olacak. Pozitif enerjini paylaşırken, kendi sınırlarını da korumayı unutmamalısın.

YAZARLAR / Tümü
Güven Bayar: Merhaba, Telefon rehberi duruyor mu?
2024-12-12 01:46:05