

Bizans İmparatoru Jüstinyen, sarayının su ihtiyacını karşılamak için bu devasa su sarnıcını yaptırırken yüzyıllar sonra bir gün içinde sanatçıların gösteri yapacağını hayal bile edemezdi! Tarihi yarımadada restorasyonu bitip İBB Kültür AŞ tarafından ziyarete açılan Yerebatan Sarnıcı, burada çarpıcı bir etkinliğe imza atıyor: Sanat gösterileri, tiyatro, bale. Üstelik de ziyareti paralı olan mekâna, ücretsiz girip iki saatlik bir tiyatro oyununu da ücretsiz izliyorsunuz!
Böyle bir gösteriyi deneyimlemek inanılmazdı. Sarnıcın bir köşesi sahneye çevrilmiş, önüne iskemleler konulmuş. Arada bir üzerime tavandan su damlaları düşüyor, ayrı bir hoşluk yaratıyor. İzlediğimiz oyun, kendi içinde zaten ödüllü bir eserden, başarılı bir ekip tarafından sahneye koyulmuş ve beğenilmiş, iki saatlik ciddi bir çalışma. Oyunun mu zevkini çıkarayım, böyle bir mekânda seyrediyor olmanın mı, içeriğine mi kulak vereyim, yoksa suyun içindeki sütunları mı seyredeyim, insan ne yapacağını şaşırıyor!
“Hakikat, Elbet Bir Gün” Tiyatro D22’nin oyunu, “Deli dediğin, gerçeği çalınandır” mottosuyla tanıtıyorlar oyunu. Berkay Ateş’e Cevdet Kudret Edebiyat Ödülü’nü kazandıran oyun, Datça Tiyatro Festivali işbirliğiyle sahneleniyor. Yazarı Berkay Ateş, oyuncuların arasında. Oyun bitiminde alkışları susturup böyle bir mekânda oynamadan önce çok heyecanlandıklarını ve oynarken de çok büyük keyif aldıklarını söyleyip bu davet için teşekkür ediyor.
Gizem Erdem, Seda Türkmen, Emir Çubukçu, Can Kulan, diğer oyuncular. Hepsi birbirinden başarılı. Bir gece önceki deneyimim SSM Fıstıklı Teras’ta “Taş” oyunuydu, büyük bir düş kırıklığıyla ayrılmıştım, oyun da oyuncular da hazır değildi, gösteri kötüydü. Burada, yine çok farklı bir mekânda bu kadar profesyonel ve başarılı bir oyunu izliyor olmak yaşamda bir zikzaklar serisi, mesleğin cilvesi.
Oyun “bütün normallerin değiştiği, değerlerin alt üst olduğu, uzak bir ülkede, hepimizin cebinden çıkması muhtemel o son mektubun şarkılarla beraber anlatılan, etkileyici hikâyesi. “Uzak olmayan bir distopya” diye özetleniyor. Serkan Salihoğlu, sahnelerken bolca grotesk obje kullanmış, karga maskları, (İlayda Çeşmecioğlu) çocuk oyuncakları, balonlar, arabalar, bisikletler, (dekor: Cem Yılmazer) bu mekânda kullanılması zor şeyler. Hallediyorlar. Bütün bu karmaşanın içinden ana fikri özümseyip çıkarmak da kolay değil. İki saat süren oyunda ara yok ve bütün bu karışıklıktan yorgun düştüğünüz de olmuyor değil. Ama yine de alkış!
Ben bu mekânda asıl aryalar dinlemek isterim. Ses o kadar büyük yankı yapıyor ki, mikrofonsuz bütün mekâna yeter? Bir düet ne kadar güzel olur? Bir soprano, bir tenor! Kültür AŞ, önerimdir, üstelik bu kadar özel gösterilerin biletli olmasında da bence hiç mahsur yok!
Duygusal derinliklerin, yaratıcılığının ve sezgilerinin zirveye çıktığı bir gün. İçsel dünyanda kendine dönme ihtiyacı hissedebilir, hayal gücünü serbest bırakmak için güzel fırsatlar bulabilirsin. İnsanlarla olan etkileşimlerinde anlam arayışında olacaksın; belki birinin gözlerinde kaybolmak bu hisse kapılmana neden olacak. Kendini ifade edebileceğin sanatsal projelere yönelmek, ruhsal olarak seni besleyecek. Ancak, başkalarının duygusal yüklerini üzerinize almak konusunda dikkatli olmalısın; sınırlarını korumak önemli. Özellikle romantik ilişkilerde, partnerinle arandaki bağın derinleşebileceği bir atmosfer var. İyimser kal, kalpten dinle ve hayatın sunduğu güzellikleri kucakla.