a) zülfü livaneli’nin ‘’bütün kuşların uykusu’’ adlı kitabından, ‘’bütün kuşların uykusu bi çocuğun gözüne akar’’ gibisine bi cümlecik kalmış aklımda kala kala.. sıkı laftır.. üstad, işini bilir.. martı gürültüsüne uyandım sabah sabah.. gözümden uyku akıyor idi oysa.
b) belediyemizin kayıp eşya bürosuna ”Allah sevindirmek istediği kuluna önce eşşeğini kaybettirir sonra buldururmuş” görselleri asılsa.. atasözlerimiz yeni kuşaklara canlı canlı yaşatılsa.. nerede o günler kardeşlerim, kim akıl edecek.. dahası, belediyemizin hayvan barınağı tesislerinde ”kayıp eşşek bürosu” açılsa.. arada bi elimizde çiçeklerle oraya gidip ”seni çok çok özledim arkadaşım eşşek” şarkısını söylemek zorunludur şeklinde bi kanun da çıkarılsa.. barış manço pekbi mutlu uyusa..
c) -‘’beni ne çok çocuk okursa / o kadar yaşarım ben’’ demiştir , koca ozan fazıl hüsnü dağlarca bi şiirinde.. ve şiirlerin en hasını arif damar yazmıştır vaktiyle; ‘’haziranda kiraz dalı / çocuklar uzansın diye / yere doğru / eğilir’’ diyerekten.. bencileyin, bu şiirlerin yüzü suyu hürmetine katlanırım her derde..
d) ‘’bir elim yar goynunda, bir elim boşa gider’’.. boşuna kıçınızı yırtıp şair olmanıza gerek yok arkadaşlar.. diyecez diyecez şu türkünün dediğini diyemiyoz işte 300 yıldır; ‘’yar koynunda olmayan el boştur”..
e) giresun limanında yer alan mesire yerinin adı taşbaşı parkı’dır.. boğaz köprüsü bile yoktu, bizim sahilden taşbaşı parkı’na geçişimizi sağlayan bi köprümüz var iken.. küçüktü, estetikti, masalsıydı, taştandı o köprü.. minik aklımla ben; ”köprüden geçti gelin / saçbağı düştü gelin” türküsünü giresun türküsü sanırdım hep.. oradaki saçbağı sözcüğünü de taşbaşı olarak anlardım niyeyse.. çocuklar ne anlarsa, doğrusu odur.. susun bakim..
f) deseler ki bana bi gün; ”ula gürsel apo, sana bağımsızlık hakkı veriyuz, bi hafta içinde gendi devletini gur, ulusal marş olarak da ahabu iki türküden birini seç.. 1) ada yolu kestane / dökülür tane tane / kızlar yola dizilmiş / amanin alalım birer tane.. 2) armudun irisine / göz goydum birisine / beni çoban etsinler / gızların sürüsüne.. karar senin gardeşim”.. sanırım, yalnız ve yalnız bu nedenle hiçbi zaman bağımsızlığımı ilan edemeyecem.. nasıl seçiyim?? 2 marşlı devlet mi olur?
g) büyük bi Allah inancı taşıdığımı, ama dinlerden tiksindiğimi herkes bilir.. hatta, ”Allah’ımızı dinlerden kurtarmak laazım” şeklinde görüş belirttiğim platformlar da olmadı diğil yazarlık kariyerimde.. geçende bu huyumu iyi bilen bi dostum, açtı yine malum konuyu, güya beni gonuşturacak; ”yaa apocum, peygamberler neden hep aynı coğrafyaya inmiş.. var bu işte bi sakatlık.. mesela niçin bi ingiliz, bi italyan peygamber yok oolum” dedi?? yanıtı basitti oysa; ”bak gaymaam.. olay tamamen isimle ilgili.. misal, altobelli aleyyisselam diye bi peygamber olsa kimse inanmaz ki herife.. veya ne biliyim, arçibıld efendimiz diye bi peygamberi kuzey yarımkürede kimse sallamaz ki.. oysa bak, hazreti muhammed ne gadar guvvetli bi isim.. doğrudan güven veriyo, adını duyar duymaz mecbur inanıyon”..ikna oldu dostum.. daha 50 sene bu mevzuyu düşünmez.
h) diyom bazen.. tek kolumu bandajla sırtıma doğru sabitliyim.. uzun kollu gömlek giyip cadde’den aşşaa iniyim.. millet, boşta sallanan gömlek koluna bakıp bakıp; ”ooo, bakın işte filmlerdeki kolsuz kahraman geçiyo” desin.. sonra anneme kahvaltıya gideyim.. annem bana kızsın.. ”ula oolum golunu neden bantladın, çöz bakim çabuk şunu” desin..
i) -”ben hoca değilim muska yazmadım / ben hacı değilim arap gezmedim / kuvvetliyi sevip zayıf ezmedim / namussuza boyun büktüm ise yuh”.. mahsuni baba böyle yazmış.. arap gezmemek!!!!!! bi söz dünyaya bedeldir.. bi anadolu halk ozanı tüm dinlerin üzerindedir..
j) 2022 yılında bi de ”dünya lakaplar şampiyonası” tertip edilse.. giresun’lu ”eşhedü ibraam” açık ara birinci olur.. böyle güzel bi lakap başka bi yerde ne duyulmuş ne görülmüştür.. bu zırdeli abimize rahmet olsun, şampiyonluk şehrimize hayırlı olsun..
k) bakın beni üzmeyin.. ”debreli hasan” diğil.. de bre hasan.. drama köprüsünü doğru söyleyin.. hadi duyiim bakim; ”at martini de bre hasan dağlar inlesin”.. ruhi baba’dan iyi mi biliyonuz yahu..
l) bizim geçmişin mahalle berberleri, havada makas şaklatmaya bayılırdı.. o esnada makas, saçımızla temas etmediği halde, derinden bi ”şak şak şak” sesi berber dükkanının boşluğunda yankılanıp durur idi hep.. kötü ruhları kovan bi büyücü misaliydi berber amcalarımız, zararlı kepekleri kovalayan değişik bi tür ritüel peşinde gibiydiler adeta.. gerisini Allah bilir yalnızca, ben pek de garışmak istemem işine..
m) – ’’güneş ibrik ısıtmaz / göynüm yari unutmaz / karagöl’den kar gelse / yüreğimi soğutmaz’’.. giresun manisi..
– ‘’asmacuğun dalında / bulamadım üzümü / andır galsın yaşmağın / göremedim yüzünü’’.. giresun türküsü..