Hangi çileyi çekersen çek, neşeli olmak…
Muziplik yapmadan duramamak…
Cihan Unat denen güzel yürekli insan kısaca bu idi…
Köşemdeki iki fotoğrafı bu nedenle seçtim zaten. Minik Cihan ile o koskoca Cihan Abi, kuşkusuz aynı adamdı.
***
Geçtiğimiz gece, Giresun Ünv. Cihan Unat Türk Müziği Korosu’nu izlemek, Cihan Abi’yi anmak üzere bir araya geldik.
Henüz taze vefat acısıyla dolu yürekler, buğulu gözler, yine de arada bir atılan kahkahalar… Tamamı, üniversitemiz öğretim üyelerinden oluşan koristler… Hepsi yakın dostlarımız sazendeler…
Ve Cihan Unat’ın “Sevgili Korom” diye hitap ettiği ekibi yönetmek görevini üstlenen kıymetli kardeşim Gökhan Hamzaçebi’nin vefa yüklü emekleri…
Abimin şanına yaraşır bir programdı.
***
Benden bir kuşak büyük olmasının getirdiği yaş farkına karşın, çok özel bir dostluk bağı vardı aramızda.
Kimilerince küçümsenen; hiç büyümemek, herdaim yaşamın mizah tarafında yer almak gibi ortak özelliklerimiz idi tahminen, birbirimize bağlayan. Bunun bir “erdem” olduğunu bilerek yaşıyorduk biz.
Mizah, dünyanın en “ciddi” işidir. En zeka gerektiren, en kültür gerektiren, en görmüş geçirmişlik gerektiren işidir. Bizim gibileri “sululuk” ile karalayanların, o nemrut suratlarıyla anlayamadıkları gerçek buydu. Onlar giderken biz geliyorduk desem kabalık olacak, düzelteyim, biz derviş yüreklerimizle öylesine görünür geçeriz bu gezegenden, dünyevi ne varsa onların olsun!!
Geldik ve birer birer gidiyoruz işte, şairce konuşayım; “Üstü kalsın”.
***

Ve müzik elbette…
Solfej bilen, armoni bilen, şan tekniği eğitiminden geçmiş bulunan iki insan, elbette ki yaşamın bir başka frekansında durmanın bilincinde sürdürdük abi-kardeşliğimizi.
Çay içerken de. Sohbet ederken de. Yan yana sadece yürürken de. Aynı masada gazete okurken de. Giresunspor için üzülürken de. Mustafa Kemal’e duygulanırken de…
Aslında çok sesli müzikti yaşadığımız.
***
Anma gecesinde ilk kez gördüm, Cihan Unat’ın gençliğinde sırma saçlı olduğunu… Torun sahibi olup, onları çok sevdiğini…
Bırakın duygularım bende kalsın, yazmayacağım buraya. Cihan Abim hissetmiştir ne diyeceğimi!!
***

Salondaki herkesi alıp alıp bir yerlere götüren o güzelim gecenin bitiminde konuşmalar yapıldı. Örneğin kızının sözleri hepimizi gözyaşlarına boğdu. Koro adına konuşanların cümleleri çok değerliydi.
Lütfettiler, bencileyin de sahneye çağrıldım. “Sulu gözlünün biriyim, uzun konuşamayacam, bizler sağ oldukça Cihan Abi yaşayacaktır” anlamında kem küm ettim salt.
Kanımca, Cihan Unat’ı en iyi tanımlayan sözleri Muammer Usta abiden duyduk; “Bildiğim kadarıyla arabası yoktu ama Cihan her gün sanayiye gelirdi”…
O’nu bu kadar iyi anlatan bir söz duymadımdı bugüne değin. Absürtlük bu değil de nedir başka?
***
Bikez daha dikkatlice bakın lütfen. Eli yüzünde bi çocuk, eli yüzünde bi adam.
Arada 65 yıl fark var.
Arada hiçbi fark yok.
Cihan Unat’ı arz ederim.