Açıp dinlemekten en çok keyif aldığım Türkçe müziğin sesidir Cem Karaca. Hiç görmesem de bir baba figürüdür benim için.
Başka kimler var sizi etkileyen, yerli, yabancı? Müzisyenler dışında da isim verebilirsiniz.. O kadar uzun bir liste çıkar ki hepsini saymaya kalkarsam. Bir de müzisyenler dışında isim söyleyebilme opsiyonu tanınmış, bu işi daha da zorlaştırıyor. 🙂 Leonardo Da Vinci çok yönlülüğü ve öncülüğüyle epey ilgimi çekiyor. Shakespeare’in 16 ve 17. yüzyılda yazdığı oyunların bugün hala nasıl bu kadar iyi ve etkileyici olduğuna şaşırıyorum. Tarihi karakterler daha çok ilham oluyor sanırım bana. Bir söyleşinizde müziğe başlamanızı sanki biraz tesadüf gibi anlatıyorsunuz… Gerçekten bu konu öylesine mi şekillendirdi hayatınız? Şöyle sorayım, aslında ne olmak isterken müzisyen oldunuz mesela? Yok her zaman müzik yapmak hayalimdi. BESYO (Beden Eğitimi Spor Yüksek Okulu) mezunuyum ben, müzik hayatımın bir kenarında devam ederken kuvvet kondisyon koçluğu yapıyordum. Sofar performansıyla insanların ilgisini çekince ilk albümümü yaptım ve o zamandan beri sadece müzik yapıyorum.Türkiye’de yaşayan bir genç olarak kendinizi nasıl hissediyorsunuz; gelecek kaygınız var mı mesela?
Türkiye’deki sokak kedilerinin bile gelecek kaygısı var. Yine de ben her şeye rağmen umutsuz değilim, güzel günlere sahip olmanın bedeli olarak görüyorum bu kötü günleri. Silkelenip kendimize geleceğimize dair umutlarım var. Pandemi en çok da müzik sektörünü vurdu, hatta yaşamına son veren meslektaşlarınız oldu… Ne düşünüyorsunuz, neden bu kadar sert geçti, geçiyor bu süreç? Hatalar nelerdi, neler yapılmalıydı? Gerçekten ben de anlamıyorum. Neden bir meslek grubu olarak görülmediğimizi, bu ülkenin vergisini ödeyen vatandaşları olarak neden hiçbir güvencemizin olamadığını ben de bilmiyorum. Neler yapılmalıydının cevabı bende olmak zorunda değil, olmamalı. Bende olacaksa ben gitar çalmayı bırakayım. Herkes işini yapmalı. Göğsünüzde çok dikkat çeken bir ‘beyin’ dövmesi var. Bunun bir hikayesi var mı? Evet orada iskandinav alfabesiyle WAR (savaş) yazıyor, ortada beyin ve iki tarafında kılıçlar var. Stratejik savaşı, fikri çağrıştırıyor benim için. Dövmeleri anlamından ziyade estetik duruşuna göre yaptırıyorum o yüzden anlamlarına çok takılmıyorum. Bir yanda Muazzez Ersoy, bir yanda opera… hangisi daha yakın size? Muazzez Ersoy daha yakındır tabii ki ama ben yakınlarımdan ziyade keşfetmeye meyilli birisi olarak operaya kulak kabartıyorum. Cübbeli Ahmet’in literatüre kazandırdığı ve ardından şarkıya dönüşen “Manyak Manyak İşler”i siz de bir sosyal medya paylaşımında seslendirdiniz… Konserlerinizde de söyleyecek misiniz şarkıyı? Maalesef konser setlist’ime sokacak kadar önemli olamadı. Keşke bir “Ay Tenli Kadın” olsaydı da konserlerde onu da tekrar tekrar çalsaydık. 🙂 Türkiye’de başka “Manyak İşler” ne siz göre? Sürekli yenilenen fiyat etiketleri bence.Duygusal derinliklerinle yüzleşmek için mükemmel bir zaman. İçsel sezgilerin seni yönlendirecek, gizli hislerini keşfetmende yardımcı olacak. Yaratıcı projelerine odaklanmak için ilham alabileceğin bir ortam yaratmalısın. Sosyal etkileşimlerde daha duyarlı olman, başkalarının hislerine karşı empati kurmana olanak tanıyacak. Geçmişten gelen anıların gün yüzüne çıkabileceği, bu anıları değerlendirip, onları geleceğe taşımak için fırsat sunacak. Kendini ifade etmekte zorlanıyorsan, yazmak iyi bir seçenek olabilir. Ayrıca, sevdiklerinle arandaki bağları güçlendirmek için samimi bir konuşma yapabilir, hislerini açıklığa kavuşturabilirsin. Özellikle, ruhsal ve bedensel sağlığına özen göstermek, dengeyi bulmanda önemli bir rol oynayacak. Karar verme aşamasında dikkatli olmalı, aceleci davranmamalısın. Doğa yürüyüşleri veya meditasyon gibi aktiviteler, zihnini sakinleştirip, yeni açılımlara kapı aralayacaktır. Kendine zaman ayırmayı es geçme; bu, iç huzurunu bulmanda etkili bir yol olacak. Pozitif enerjini paylaşırken, kendi sınırlarını da korumayı unutmamalısın.