Akademisyen, yazar Tülay Yıldız Akgül’ün “Mitolojik Düşünceden Teatral Oluşa – Mitsel Düşüncenin Evrimi” kitabı Duvar Yayınları tarafından yayımlandı.
Kitabın Önsözü:
Tiyatro şimdi gücüne sahiptir. Seyirciyi zamanın diğer çekimlerinde gezdirebilir, düne götürüp, ileriye fırlatabilir. Tiyatro, şimdide bunları yaparken bazen şimdiyi de yavaşlatabilir ya da hızlandırabilir. Algımızın temellerinden olan zamanı, hep “şu an burada”da kalarak şimdi içinde değiştirebilir.
Tiyatronun bu işlevine yaratıcı, dönüştürücü bir etkinin ötesinde bir sözcük bulacaksak ancak büyü diyebiliriz.
Bastığı sahne bir meydan, bir çerçeve, bir oda, bir stadyum olabilir. Ama tiyatro bastığı yeri istediği şekilde isimlendirme ve var etme gücüne de sahiptir. Tiyatro, onu “burası kulübe”, “burası saray”, “burası gar”, “burası deniz”, “burası ay” dediği an oyuncunun yeteneği oranında seyirci de bunu öyle görmeye başlayacaktır.
Sadece oyuncunun yeteneği oranında demek yanlış olur. Seyircinin de yeteneği önemlidir; onun düş ortağı olmasındaki maharetle de orası artık tartışmasız hayal edilen o yer olacaktır. Ama tüm bunlar yine şimdi içinde gerçekleşir. Bir aksiyona odaklanarak ilan edilen o yerin değişik zaman katmanlarında dolaşılırken önemli bir şey daha olur: ortaya bir akış çıkar.
Bu akışın içinde oyuncu ve seyirci aynı anda akmakta bir deneyimi hissetmekte, bir heyecanı, yaşamın şaşırtıcılığına yükseltmektedir. Yaşam reeldir ama bu “yaşam kadar” hatta bazen “yaşamdan bile fazla” gerçek ve şaşırtıcı olan akış bir yapıntıdır, kurmacadır.
Bu nasıl olmaktadır? Tiyatro tarihinin 2500 yıldır süren tarihinde bu hâlâ önemli bir sorudur.
Dünya tiyatro tarihinin değişik çağlarında ortaya çıkan kuramcıların bu konu üzerine düşüncelerinin arkası kesilmemiştir. Bugün de tiyatro bilimcileri, yönetmen ve sanatçıları “iyi ama bu nasıl olmaktadır?” sorusu üzerinde kafa yormaya devam etmektedir.
Felsefe, psikoloji gibi başka disiplinlerin ilgili ders kitaplarında da bu konu önemli bir başlık olarak değerlendirilebilir. Değerlendirilmektedir de. Hatta bu konu üzerinde “kişisel gelişim” kitapları da kaleme alınabilir. Alınmıştır da.
Ancak meseleyi analiz etmek ya da yazmaktan göstermeye geldiğimizde önümüzdeki tek seçenek tiyatrodur. İnsanın “başkasının davranışın da kendini tanıma ve onda kendini yeniden bulma denemesi” olarak bir şimdi içinde (oyuncu seyirci ilişkisiyle) yaşayabilmesi ancak tiyatro yoluyla gerçekleşebilir.
Bir seyirci grubuyla oyuncu grubunun aynı anda birlikte aynı rüyayı görmesi ya da aşkı hissetmesi, ya da ölümü ya da doğumu yaşaması bir büyü olmaksızın mümkün olamaz. Seyircinin duyarlığını açığa çıkaran, varoluşun gizemini duyuran bu büyünün tanımlanması ve öğretilmesi nasıl mümkün olabilir? 15 yıldır Tiyatro Tarihi ve Sahne Uygulaması dersleri veren bir hoca olarak ben de bu soruya odaklanmaya, öğrencilerimle değişik durumlar oluşturarak bu konu üzerinde durmaya çalışıyorum. Tiyatrodaki bu büyülü oluş nasıl gerçekleşmektedir? Bunu yanıtlamak gerçekten önemlidir.
Buna yanıtlar bulmaya çalışmak işimizin önemli bir parçası. Söz konusu olan zorluk büyü ve bilim sözcüklerinin bu işte sıklıkla yanyana gelmesinde. Üniversitenin güzel sanatlara ayrılmış bir fakültesinin sahne sanatları bölümünde bu alanda yararlı olmamız gerekliliği ve bu konuda tanımlanmış sorumluluklarımız var. Delphi Tapınağı’nda büyü ve kehanetle değil ölçülebilir bilgiler üzerinde çalıştığımızı da unutmamamız gerekiyor.
Bu kitap benim doktora çalışmamdır. Üzerinden bunca sene geçmesine rağmen hala aynı heyecanla derslerimde de tartıştığım bu soru için kapsamında tarihsel ve mitolojik veriler barındırmaktadır. Tiyatro şimdi içinde seyirci ve oyuncuların katılımıyla bu büyüyü nasıl üretmektedir? Böyle bir büyünün tanımı ve bileşenleri nelerdir? Tiyatronun doğumu öncesi kaynaklarında bulunan bu unsurlar sonraki çağlar ve çağımızda birçok şey değişirken nasıl var kalabilmiştir?
Kitabımız bunu anlama konusunda tarihsel ve tarih öncesi mitolojik dönemlerde dolaşarak epizodik düşünmeden mitsel düşünme dönemlerine geçiş evrelerinde yanıt olabilecek bir envanteri ortaya koymaya çalışmaktadır.
Şimdi gözden geçirip “Mitolojik Düşünceden Teatral Oluşa” ismini verdiğim bu doktora çalışmasını yayınlarken yaslandığım en önemli gerçek hâlâ yalnızca tiyatronun bir şimdi içinde mitleri yaşamamıza izin veriyor olmasıdır. Evet, herkesin mit yaratma peşinde koştuğu, para, güç, marka, şöhret mitleri üretmenin “yaratıcılık kurslarının” verildiği bir dönemde tiyatro, mitleri yaşatan tek gerçektir. Üzerinde yılmadan durduğumuz şu ki, bu gerçeğe yanılsama yoluyla ulaşma güzergâhında bir paradoks yok mudur? Bu teatral oluş nasıl gerçekleşmektedir?
Jung’un “İlkel mantık mitler yaratmaz onları yaşatır” sözündeki “ilkel” sözcüğü yerine “yaban olan”ı koyarsak bu sözü başucumuza koyabiliriz. Eski zamanların doğayla iç içe, doğa kadar yaban insanı, mit yarattığını bilmiyordu, yaşıyordu. Günümüze gelip de çağdaş insana baktığımızda bu muazzam büyüyü şimdi içinde deneyimlemesi konusunda elindeki tek olanağın artık tiyatro olduğunu söyleyebiliriz.
İnsanlık milyonlarca yıl önce epizodik düşünebiliyordu. Bu düşünüş biçimini anlamak için bunu günümüzün demans ya da alzheimer hastalığına yakalanmış bireylerine benzetebiliriz. Bu dönemin insanı ne düşündüğünü düşünmekten çok uzaktı, üstelik az önce yaşadığı ya da düşündüğünü bir sonraki anda hatırlamayabiliyordu. Milyon yıl sonrasında insan mimetik bir aşamaya sıçradı, taklit edebilen yanını geliştirdi ve günümüz dünyasını oluşturan ilk büyük buluşları gerçekleştirmesinin önü açıldı. Ardından ise mitler üretebilen, sanatın soyutuna yaklaşan mitolojik düşünme evresine geçti. Bunu günümüzdeki edebiyat ve tiyatro eserlerini doğuracak düşünme biçiminin belirmesi olarak hayal edebiliriz. Kitabımız bu mitolojik düşünmeden günümüzün teatral oluşuna geçişi ve sonrasını anlatarak şu büyü meselesini elle tutulur hale getirmeye çalışıyor. Ama bu özetle yetinmemek çok önemli! Çünkü bunu ancak 226 sayfada ve 2500 yılın içinde gezinerek yapınca meramını anlatabiliyor. İyi okumalar.
Basım Tarihi:2024
Basım Yeri:ANKARA
Basım Dili:TÜRKÇE
Boyutları:13,5 x 21
Cilt Durumu:Karton Kapak
Kağıt Tipi:60 gr Enzo
Sayfa Sayısı:226
ISBN:9786255530318