TEK ADAM

dünyanın en komik yazarıdır..

durun la hemen havaya girmeyin; ‘’he valla, elimizde büyüdü it’’, ‘’daha düne gadar buralarda kısa pontulla geziyodu, o hergeleyi biz adam ettik’’, ‘’biz yetiştirdik o’nu biz, sayemizde yazar oldu, şimdi adam tanımıyo’’ gibisinden gonuşuklara ne gerek var, yakuşuk aldı mı hiç??

gendimden diğil, aziz nesin’den söz ediyorum..

misal; woody allen okurken sürekli şöyle bi belli belirsiz tebessüm edilip, bi kitapta en fazla iki kez falan ‘’vay puşt herif’’ diyerek kikir kikir edilebilir.. rahmetli ephrahim kishon’u okumak da aşşaa yukarı benzer bi duygudur.. o denli ince ve üst düzey bi mizah söz konusudur ki satırlarında, yalnızca bu dehaya hayran olunur, o kadar.. manyak gibi gülmeye kıyamazsın, gülersen, adeta ayıp gibi olur..

bak, hakkını vereyim, ferhan şensoy okumak bambaşka bişidir mesela.. dünyanın anasını satmış bi heriftir, gözünden yaş getirir okuyanın..

aziz nesin üstadımı ise herkeslerden ayrı bi kefeye koymak daha doğru olur.. malum, elinde bi kitap varken tepine tepine güldürmek, tüm kainatta yalnızca aziz nesin’e özgü bişidir..

****

(abdurrahman dilipak yobaz herifin tekidir, çok da adını anmaya gerek yok benim bembeyaz yazılarımda..yaklaşık yarım asır can düşmanı gözüyle gördüğü, deli saçması yazılarla gerici takımına yüz kere hedef gösterdiği aziz nesin’i öven bi yazı yazmış bigün bu hıyar.. falanca konuda aziz nesin’le aynı şeyi düşündüğünü dile getirmiş gastedeki köşe’sinde.. tööbe, olacak şey diğildir!!!

görüşü sorulduğunda; ‘’yahu, o konuda nerede hata yaptığımı düşünüyorum ben de’’ demiş aziz nesin bitek)

****

her insan hata yapabilir hayatta.. ulular ulusu ozanımız nazım hikmet de yapmıştır bilmeden; ‘’akif inanmış adam’’ dizeleriyle..

her iyi şair gibi saf bi adamdır nazım hikmet, nerden bilsin, bu sözlerin olabilecek en ilgisiz yönüyle ele alınıp din tüccarlarınca yıllar yılı sömürüleceğini?? sanki, nazım bu mevzuyu bigün mahalle kaavesinde arkadaşlarına laf olsun diye açmış, mehmet akif’in hem şairliğini, hem de dindarlığını durup dururken övmüş gibi anlatılmadı mı bu memlekette, bu üç tane sözcük.. öyle bilmez misiniz siz de??

oysa ki, nazım hikmet ‘’kurtuluş savaşı destanı’’ adlı eserinin bi bölümünde, darülmuallimin mezunu nureddin eşfak adlı bi genci cephede şöyle konuşturur:

– ‘’bilmem ki nasıl anlatsam / akif inanmış adam / fakat ben o’nun inandıklarının hepsine inanmıyorum / hayır, gelecek günler için gökten ayet inmedi bize / onu biz kendimiz vadettik kendimize / bir şarkı istiyorum zaferden sonrasına dair / kimbilir belki yarın’’..

mehmet akif ersoy iyi şairdir.. istiklal marşımız iyi bi şiirdir.. bunu bilerek yaşayalım, ama boş övüntülerle de bi ömür sürmeyelim..

bu denli büyük bi savaş salt din duygusuyla verilmedi.. mehmetçikler, dini imanı, hatta dünyadaki bütün kavramları sollayan bi vatan sevdası üçün öldüler..

nerede bi dinci varsa, vatanını satmışken, onlar toprakları uğruna can verdiler..

gerisi boştur..

****

bilen bilir..

şair kıtlığında şair olunur..

şiir kıtlığında şiir olunur..

istiklâl marşımız bambaşka bişidir.. anca Mustafa Kemal’in askerlerine yazılır..

geçelim..

(ula durun bakim becerebilecek miyim, hayatta ilk kez bi yazımda fıkra anlatacam, hadi bismillah goçum.. az susun, beni şaşırtmayın, çok helecanlandım aha da..

hakimin biri bi köye gider ziyaret üçün.. muhtarın odasında ağırlanır.. bisüre sonra gonuşacak laf bulamaz hale gelirler.. laf ola torba dola misali;‘’eee, demek muhtar sensin’’ der hakim bey.. ‘’estafurullah beyim, ne haddime, adam gıtlığına muhtar olmuşuk’’ diye yanıtlar muhtar.. biraz sonra yine laf biter, odada yeniden suskunluk olur.. bu kez sıra muhtardadır; ‘’eee, hakim bey, demek siz de hakim oldunuz’’ diyecektir.. ‘’yok canım, adam kıtlığına bizi de hakim yapmışlar işte’’ der nazik bi sesle hakim.. yıllar sonra şehirdeki bi duruşmada hakimin karşısına çıkar muhtar.. hakim bikaç kez dikkatle muhtara bakarak; ‘’yahu ben sizi biyerden tanıyacam, ama nerden, çıkaramadım bi türlü’’ der..

muhtarın yanıtı haşırt diyedir; ‘’gıtlıktan tanışıyoz hakim bey, gıtlıktan’’..

****

bu anlamda epeyce bi mutluyum sevgili kardeşlerim.. benim öykülerimde adam gıtlığı hiç görülmedi..

bi gısmını okudunuz, geri kalanları da helbet bigün günyüzüne çıkartırım.. ‘’hiç soru sormayan adam’’, ‘’hedefi olmayan adam’’, ‘’ana caddede donla gezen adam’’, ‘’işe geç giden adam’’, ‘’rahat adam’’, ‘’kıta sahanlığı kavramını andıran adam’’..

belki başka ”adamlı” öyküler yazmışımdır da şimdi aklıma gelmez..

ne zaman ki bu memlekette ATAM İZİNDEYİZ’e rakip olarak “adam izindeyiz” dendi, nefret ettim adam’lı öykülerimden..

****

keşke mehmet akif’i dindarlığı yerine; ‘’Allah bu millete bi daha istiklal marşı yazmayı nasip etmesin’’ diyebilmiş yurtseverliğiyle tanısaydı genç kuşaklar..

ama;

yeni bi kurtuluş savaşı vermekten, yeni bi bağımsızlık marşı yazmaktan başka çaremiz mi vardır artık?

****

şevket süreyya aydemir’in ‘’TEK ADAM’’ diyerek kitaplaştırdığı büyük komutan, 3o Ağustos zaferini ‘’muazzam bir eser’’ olarak niteler.. sözlerini; ‘’bu eseri yaratan bir milletin evladı, bir ordunun başkomutanı olduğumdan, mutluluk ve bahtiyarlığım sonsuzdur’’ diyerek tamamlar..

bize düşen tek adam’ın başını hiçbi zaman öne eğdirmemektir..

1 Yorum

Beğen

Yorum Yap

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

ÇEPNİ SÖZLÜĞÜ

Mediha Gökçer’in Anısına:

Yaşam ve Ölüm Üzerine Bir Sohbet – Celal Kadri Kınoğlu

Tolga Çevik’in kız isteme anısı

BULVAR GAZETESİ 13 MART 2002 ÇARŞAMBA

Immersive Yoga

Kozmik Yolculuk Farkındalık Atölyesi

Ay, Güneş ve Ay

İBB Şehir Tiyatroları, “Kuğunun Şarkısı” Oyunuyla Ataşehir’de

SEVDALUK