Rengarenk Çiçeklerle Dolu Bir İlkbahar Gibi Onu Anmak

Rengarenk Çiçeklerle Dolu Bir İlkbahar Gibi Onu Anmak

Rengarenk Çiçeklerle Dolu Bir İlkbahar Gibi Onu Anmak
(Burcu Yağcı Çizioğlu / İYİ Kİ kitabından…)
En değerli anılarımızdan biri bence şu; eşimin babası vefat ettiği için onun yerine babamdan beni isteme seremonisini Doğan abi üstlenmişti. Benim için zaten çok özel o güne sevgili Yıldız ve Doğan abinin varlığı inanılma değer ve anlam katmıştı.
Minik ama çok değerli bir anımızı anlatmak isterim. Olayın çok detaylarına girmeden bende yarattığı hisleri anlatmaya çalışacağım. Eşim 22 Mart 2020’de koronavirüse yakalanmıştı. Türkiye’deki ilk vakalardandı. Öğrendiğimiz an ne yapacağımızı bilmez hale geldik. Ben çok yoğun kaygı, korku ve bilinmezlik içinde neler hissettiğimi bile anlamamış bir haldeydim. Sadece panik ve çaresizlik hissi çok yoğundu. Eşim hastanede kalıyordu ve ona ulaşamıyorduk bile.
Aslında kendim bile henüz fark etmediğim, büyük resmi göremediğim bir durumda bana “Geçmiş olsun,” ile başlayarak gayet sakin, önce şu soruyu sordu:
“Ne hissediyorsun şu an? Fiziksel ve psikolojik olarak neler hissediyorsun?”
Kelime kelime tüm konuşmayı hatırlamıyorum şu an, neredeyse iki sene önceydi ancak bende yarattığı hissi çok net hatırlıyorum. Sıcacık, telaşsız, dingin ve sevgi dolu bir ses ile…
“Burcucuğum şu an kendini belki çaresiz, ne yapacağını bilmez, kaygılı hissediyor olabilirsin ve bu çok normal. Kendine şunları sorabilirsin; ‘Yapabilecek neler var? Sen bunları yaptın mı? Elinden gelen başka bir şey var mı?’ Her şeyi yaptıysan ve eminsen o zaman beklemekten başka yapacak bir şey yok. Bir şeye ihtiyacın olursa ya da konuşmak istersen Yıldız’ı veya beni hemen ara. Şimdi içeri gidip Aras ile bol bol oyun oynayın. Onun sana, senin de ona ihtiyacı var… Ve duygularını içinde tutma ama kendini de bırakma. Senin içinde bunu da aşabilecek güç var. Emre hastaneden çıkınca hep birlikte yemeğe gideriz. Tekrar geçmiş olsun.”
Ben ne cevap verdim ve neler dedim hiç hatırlamıyorum ama onun konuşması hala kulağımda. Sohbet içinde olmayı, gerçekten dinlemeyi, yargılamadan, akıl vermeden sevgiyle birbirine temas etmeyi ondan daha iyi yapan birine rastlamadım sanırım.
Bana bu sohbette şunları hissettirmişti:
“Seni anlıyoruz.”�“Hislerine saygı duyuyoruz.”
“Yanındayız.”
“İkinizi de çok önemsiyoruz. Seviyoruz.”�“Yaşama gücüne güveniyoruz, bunu da aşarsınız.”
Ne şanslıyım ki koşulsuzca seven, herkese yüreğini açan ve bütüne emek veren nefis yürekler hayatıma değmiş. Çok şey öğrendim onlardan, en çok da sevmeyi. Hayatımda yargılamadan dinleyen, beni duyan ve en zor zamanda bile bir telefon konuşması ile beni ayağa kaldıran müthiş insanlar…
Nurlar içinde uyu Doğan abi.
(Burcu Yağcı Çizioğlu / İyi Ki Kitabından…)
Bir siyah beyaz 2 kişi ve gülümseyen insanlar görseli olabilir
Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

Duygusal derinliklerinle yüzleşmek için mükemmel bir zaman. İçsel sezgilerin seni yönlendirecek, gizli hislerini keşfetmende yardımcı olacak. Yaratıcı projelerine odaklanmak için ilham alabileceğin bir ortam yaratmalısın. Sosyal etkileşimlerde daha duyarlı olman, başkalarının hislerine karşı empati kurmana olanak tanıyacak. Geçmişten gelen anıların gün yüzüne çıkabileceği, bu anıları değerlendirip, onları geleceğe taşımak için fırsat sunacak. Kendini ifade etmekte zorlanıyorsan, yazmak iyi bir seçenek olabilir. Ayrıca, sevdiklerinle arandaki bağları güçlendirmek için samimi bir konuşma yapabilir, hislerini açıklığa kavuşturabilirsin. Özellikle, ruhsal ve bedensel sağlığına özen göstermek, dengeyi bulmanda önemli bir rol oynayacak. Karar verme aşamasında dikkatli olmalı, aceleci davranmamalısın. Doğa yürüyüşleri veya meditasyon gibi aktiviteler, zihnini sakinleştirip, yeni açılımlara kapı aralayacaktır. Kendine zaman ayırmayı es geçme; bu, iç huzurunu bulmanda etkili bir yol olacak. Pozitif enerjini paylaşırken, kendi sınırlarını da korumayı unutmamalısın.

YAZARLAR / Tümü
Güven Bayar: Merhaba, Telefon rehberi duruyor mu?
2024-12-12 01:46:05