NE GÜZEL UYMUŞ

NE GÜZEL UYMUŞ

(hasır tabure’mden bi öykü)
(madem ki doğum yıldönümüdür kitabımın, kutlayalım öyleyse)
NE GÜZEL UYMUŞ
öldükten sonra nasıl bi yere gidildiği henüz tam olarak belli diğildir dünyada..
bilimin anlatmaya çabaladığı bigaç ıvır zıvır bilgi kırıntısı, dinler tarihinin ısrarla vurguladığı bol miktarda tehditvari cümlecikler, ahlak ve erdem denen soylu kurumların verdiği sımsıkı öğütler.. insan gısmısı olarak dağarcığımızda bunlar durur bin yıldır..
tamamı ulu bilgelere, derin evliyalara özgü birer yaşam sürenlerden de olsa, gazi caddesi’nin eski esnaflarından en ufak bi ipucu yakalayamadık aksi gibi.. gafalarımızda; ‘’bilse bilse onlar bilir yahu bu mevzuuyu’’ düşüncesiyle bekledik durduk da gaç sene, tekbi haber vermeden göçüp gittiler öte tarafa birer ikişer.
kıymetli büyüklerim.. berber ömer amca, eczacı reha amca, avukat ahmet amca, halıcı orhan amca, encümenden salih amca, cüce sebahattin abi, perdeci sevgi teyze.. Allah’ın rahmetine kavuştular çoktan ne yazık..
onlar bilmeyecek de kim bilecekmiş kainatın sırlarını..
**** ****
1700’lü yılların minyatür sanatçısı levni, her ne kadar edirne doğumlu görünse bile nüfus kayıtlarında, kimi uçuk yönleriyle eski giresun esnafını anımsatır..
şimdi Allah üçün gonuşayım, levni abimizin minyatür sanatına ilişkin pekbi bilgi sahibi diğilim.. kırık-dökük bilgi kırıntıları kalmış belleğimde.. misal, nasıl bişey olduğunu idrak edememekle birlikte, üstadımızın minyatürcülüğe perspektifi sokabildiğini okumuştum gençliğimde, renklerle çok didiştiğini bi de..
yine; insan yüzü tasvirlerinde, levni’den önceki tüm nakkaşların yeryüzünün en yeteneksiz herifleri olduğunun, anca levni bu konuya el attığında ortaya çıktığını not almışım beynime.. dünyada zirve yapmış’mış üstad meğer, öyle anımsıyorum.. kimi zaman ‘’bana ne lan’’ desem de kendi kendime, anımsıyorum bunları işte, napim?
zamanla, başnakkaş ünvanıyla saraya alındığını, padişahtan maaş alan bi sanatçı durumuna düşüp gözümde küçüldüğünü falan yazıp da mezarında rahatsız etmiyim şimdi bu güzide insanı..
**** ****
beni asıl ilgilendiren levni’nin şair yönüdür.. osmanlı sarayı başnakkaşlığı gibi ağdalı bi rütbe taşıyan bi herif olarak levni, zamanın duru türkçesiyle yazmıştır şiirlerini.. edebiyat tarihçilerinin nasıl olup da bu konuya el atmadığına şaşarım???
inanın çok gariptir.. levni, yaşamı boyunca toplam 9 tane şiir yazmış ve başka da şiir yazma gereği görmemiştir nedense.. üstadın gözümdeki giresunluluğu da buradan gelir zaten..
bi adam nasıl olur da; hayatında sadece 9 şiir yazar?? neden 10 diğildir mesela?? kim nasıl anlarsa anlasın, yalnızca benim şehrimin insanına özgü bi dünyaya bakış biçimidir bu.. en naif tazda;
-‘’bu iş anca bu gadar güzel yapılır la’’ diyip, cümle aleme dudak büküp, posta koymaktır..
ömrümün sonuna değin bunu iddaa edeceğim ve levni’nin hangi büyük dedesinin giresun’dan edirne’ye göçtüğünün bulunmasını bekleyeceğim..
**** ****
tıpkı, ölünce nereye gidildiğinin çözülememesi tadında bi durumdur; doğarken nerden geldiğimizin bilinememesi..
tüm kalbimle inanmak isterim o meşhur söylenceye; Allah’ın huzurundan, anne adı verilmiş meleğe emanet edilerek yeryüzüne gönderildiğimiz rivayet olunur, duymuşsunuzdur siz de.. umarım öyledir, inşallah öyledir, yalvarırım öyledir.. düşünmesi bile ömre bedel..
sözün gelimi geçtiğimiz 6 kasım günü benim de bi bebeğim geldi dünyaya.. gözlerimi alamadım yüz ifadesinden.. sanki çok uzak diyarlardan gelirmiş gibi yorgundu benim canım gızım..
hem, erkenden, minicik doğup, kuvözlere girip girip çıktı günlerce.. bu badireyi atlatıp odamıza alındığında, yaratılışa dair tüm sırlara vakıfmış gibi ağırbaşlı edalarla bakınıp durdu etrafına.. zaman zaman göz göze geldiğimizde ‘’kim ula bu herif’’ der gibi baksa da yüzüme, sesimi her duyduğunda gülümsemeyi de öğrenmişti geldiği o kutsal yerde..
sonra, emanet edildiği meleğe sarılıp sarılıp, koklayıp koklayıp uyudu benim güzel prensesim..
yasaktı, ama dayanamayıp öptüm o küçücük yanaklarını..
hayatımda hiç bu denli güzel ağladığımı anımsamıyorum..
**** ****
levni’nin en bilindik şiiri ‘’tekerleme’’ adını taşır.. çocuksu bi güzelliği barındıran bu şiir epeyce bi uzundur da..
dörtlükler akıp gittikçe; kedi ile farenin, hasta ile çorbanın, kapı ile kilidin, derviş ile hırkanın, sohbet ile helvanın, meddah ile yalanın, turşu ile soğanın, atlı ile yayanın birbirlerine ne güzel uymuş olduklarını okur durur gözlerimiz..
son dörtlükteyse şairimiz iyice zıvanadan çıkıp, padişahın haremine de göz dikmiş gibi görünür;
-‘’yağlığa nakış, nakışa ipek / üstada hüner, hünere emek / levni’ye güzel, güzele döşek / döşeğe yorgan ne güzel uymuş’’..
ellerini sevdüüm..
**** ****
gızıma beşik alırken, dün kafamda yazdımdı bu yazıyı..
beşik aldım yetmedi, döşek de aldım.. döşek aldım az geldi, küçücük bi yastık ile yorgan da aldım..
pembe pembe uyku takımları bi bilseniz, benim canım kızıma ne güzel uydu..
hasır tabure
süre yayınları
2012
Bir ‎kitap ve ‎şunu diyen bir yazı '‎H/ HAS HASIR Η A. A GÜRSEL m TABURE ΚCΙ TABURE Η Η 王 HH Η د IH H បជត 3OH‎'‎‎ görseli olabilir
Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

Duygusal derinliklerinle baş başa kalacağın bir gün. İçsel dünyana yönelip, hislerinin seni nereye götüreceğine dair açık bir zihinle yaklaşmak önemli. Sanatsal yeteneklerin bu dönemde ön plana çıkabilir, ilham dolu projelere yönelebilirsin. Rüyaların ya da sezgilerin, yaşamında önemli değişimlere işaret edebilir. İletişimde daha açık olman, çevrendeki insanlarla olan bağlarını güçlendirecek. Aşk konusunda, hislerini net bir şekilde ifade etmek faydalı olabilir. Anlayış ve empati ile yaklaşımın, arandaki bağı derinleştirecek. Kendine zaman ayırmayı unutma; meditasyon veya doğayla iç içe olmak ruhsal sağlığını dengelenecek. Hislerinle hareket ettiğinde, içsel huzuru bulma yolunda ilerlemiş olacaksın.

YAZARLAR / Tümü
Güven Bayar: Merhaba, Telefon rehberi duruyor mu?
2024-12-12 01:46:05