2013 yılında Gil Landau ve Yael Shoshana Cohen tarafından kurulan Lola Marsh, Cohen’in kendine has vokalleri ve Landau’nun gitar ve prodüksiyon marifetiyle geçen yılın sonlarına doğru yayımlanan yeni albümleri “Shot Shot Cherry” ile retro disko havasında şarkılar da deniyor. Kimi şarkılarında dinamik kimi şarkılarında melankolik olan ikilinin sözleri de çok güçlü. “You’re Mine” ve “Wishing Girl” gibi hit şarkılarıyla uluslararası alanda tanınan gruplardan biri haline gelen ikiliden grubun prodüksiyondaki yaratıcı imzası ve gitaristi Gil Landau ile müzikleri, yeni albümleri ve İstanbul hakkında bir söyleşi yaptık. İkili 30 Mart akşamı, Zorlu PSM sahnesinde olacak.
2011 senesinde ortak bir arkadaş aracılığıyla tanıştık ve birlikte çalışmaya başladık. Aslında farklı geçmişlerden geliyorduk ama birkaç buluşmadan sonra ilk şarkımızı yazdık ve iyi bir şeyler ortaya çıkacağını hissettik.
Korona hayatımıza girdiğinde ikinci albümümüzü yeni yayımlamıştık ve Avrupa’da büyük bir turneye çıkmıştık. Turneyi iptal edip, tüm dünya gibi eve dönüp beklemek zorunda kaldık. O süreçte daha fazla şarkı yazmaktan başka yapacak bir şeyimiz olmadığını anladık ve öyle de yaptık. Başlangıçta üzücü bir şarkı yazdık, çünkü açıkçası üzgündük ve hayal kırıklığına uğramıştık. Bir süre sonra moralimizi yükseltmek için moral veren şarkılara ihtiyacımız olduğuna karar verdik ve “Shot Shot Cherry” ve birkaç tane daha hareketli şarkı yazdık. Bize ilaç gibi geldi.
Romantik insanlarız, nostaljik, dramatik ve rüyada gibi…
İstanbul çok havalı, renkli sokaklar, insanlar, yemekler, müzik, en son orada bulunduğumuzda harika hipster kafeler bulmuştuk. Çoğu zaman kalabalık ve çok sevgi doluydu! Geri gelmek için sabırsızlanıyoruz!
Filmlerden ve kitaplardan, çocukluğumuzdaki hatıralardan ve duyduğumuz hikâyelerden ilham alıyoruz. En son Türkiye’de bulunduğumuzda bir mağazaya girip, çalan bir şarkıyı “Shazam”ladık, Cem Karaca’yı keşfettik ve müziğine sırılsıklam âşık olduk!
MGMT, Phoebe Bridgers, Sufjan Stevens, Bon Iver, Lykke Li ve çok daha fazlası!
Duygusal derinliklerinle yüzleşmek için mükemmel bir zaman. İçsel sezgilerin seni yönlendirecek, gizli hislerini keşfetmende yardımcı olacak. Yaratıcı projelerine odaklanmak için ilham alabileceğin bir ortam yaratmalısın. Sosyal etkileşimlerde daha duyarlı olman, başkalarının hislerine karşı empati kurmana olanak tanıyacak. Geçmişten gelen anıların gün yüzüne çıkabileceği, bu anıları değerlendirip, onları geleceğe taşımak için fırsat sunacak. Kendini ifade etmekte zorlanıyorsan, yazmak iyi bir seçenek olabilir. Ayrıca, sevdiklerinle arandaki bağları güçlendirmek için samimi bir konuşma yapabilir, hislerini açıklığa kavuşturabilirsin. Özellikle, ruhsal ve bedensel sağlığına özen göstermek, dengeyi bulmanda önemli bir rol oynayacak. Karar verme aşamasında dikkatli olmalı, aceleci davranmamalısın. Doğa yürüyüşleri veya meditasyon gibi aktiviteler, zihnini sakinleştirip, yeni açılımlara kapı aralayacaktır. Kendine zaman ayırmayı es geçme; bu, iç huzurunu bulmanda etkili bir yol olacak. Pozitif enerjini paylaşırken, kendi sınırlarını da korumayı unutmamalısın.