Bir insan bu kadar mı değerli hissettirilir?
Çok yoğun çalıştığını bilirsiniz; seminerler, araştırmalar, yurt içi, yurt dışı yolculuklar, yeni kitaplar, imza günleri, toplantılar… Onun bu yoğunluğunu bilirsiniz ama telefon açıp sormanız gereken bir soru veya teyit etmeniz gereken bir tarih vardır.
Ararsınız.
Telefonu öyle bir ses tonu ile açar ki sanki o an hiçbir işi yokmuş da sohbet etmek için sizi bekliyormuş gibi gelir.
Kendinizi çok değerli hissedersiniz.
Nasıl hissetmeyeceksiniz ki… Eşinizi ve çocuklarınızı isimleri ile soruyor; eşinizin işlerini, çocuklarınızın okullarını, çocuklarınızla ilgili daha önceki sohbetlerinizde paylaştığınız konuları detayları ile sual ediyor. “Vallahi ben unutmuştum,” dersiniz içinizden.
Düşünsenize, telefonda sizi bu kadar değerli hissettiren Doğan Hocamla bir yemekte aynı masada olduğunuzu.
Hazır olun, çünkü ayaklarınızın yerden kesilmesi an meselesidir.
Karşınızda Doğan Hoca, kafanızda sorular.
Sorulmaz mı?
Duramazsınız, tabii sorarsınız.
Sordunuz ya, bakın Doğan Hocam nasıl cevap verir: Ellerini beyaz masa örtüsünün üzerine koyar. Hafifçe bastırarak bir yandan masa örtüsünü düzeltir, bir yandan da ellerini koyduğu yere yakın ne varsa -tabak, çatal, kaşık, tuzluk vs.- oradan uzaklaştırır. Masanın üzerinde bir yer açar.
Artık sorunuz cevaplandırılmak için masada açılan o yerde bilimsel bir zemine oturtulmuştur.
Sorunuzla ilgili araştırmaları, çalışmaları, verileri, bilim insanlarının düşüncelerini ve görüş ayrılıklarını elleriyle bir bir yerleştirir oraya. Sorunuzla bağlantılı öğretileri serer o beyaz örtünün üzerine.
Siz artık o konuda uzman olmak üzeresinizdir. Öyle cevaplamıştır sorunuzu, bütün yönleriyle ve tarihçesiyle…
Ve o an anlarsınız, aslında masada değil, gönlünde yer açmıştır size.
Önemsemiştir, varsa diye sonraki sorularınız için cesaretlendirmiştir.
O yüzdendir, Doğan Hocamı her hatırladığınızda, adı her geçtiğinde, kitaplarına her dokunduğunuzda, sosyal medya paylaşımlarına her baktığınızda omuzlarınızın genişlemesi, başınızın doğrulması ve gözlerinizin dalıp yüzünüzün gülmesi…
Doğan Hocam, canım hocam, çok özlüyoruz.