Taksim Tünel’de bulunan konsolosluğa yapılan ışık ve ses yerleştirmeleri hem İstiklal Caddesi’nde yürüyenler tarafından hem de şehrin diğer yakasından deneyimlenebiliyor.
Taksim İstiklal Caddesi’nin Tünel’e yakın noktasında iki akşamdır İsveç İstanbul Konsolosluğu İsveç Sarayı’nın kırmızı bir ışıkla boyandığını görmüş olabilirsiniz. Belki de vapurla karşıdan karşıya geçerken ya da Anadolu yakasında uygun bir noktadan baktığınızda karşı yakada kırmızı bir nokta dikkatinizi çekmiştir.
İşte bunun nedeni, İsveç Sarayı’nın 150. yıl kutlamaları… İsveçli sanatçı Carl Michael von Hausswolff’un kırmızı ışıklarla, Cevdet Erek’in de İstiklal Caddesi’nin seslerinden ürettiği “Red Dream” isimli ses ve ışık enstelasyonunu caddeden geçen herkes yakından deneyimleyebiliyor. Ama bu ışık şovunu görmek için bugün son gün! 150. yıl kutlamaları kapsamındaki etkinlikler Saray’ın tarihini anlatan bir kitap projesi ve iki ülke arasında sanatçı değişim programıyla devam edecek.
TÜRKİYE ÂŞIĞI EKELÖF…
“Red Dream” 1965 yılında Türkiye’ye gelen İsveçli şair Gunnar Ekelöf adına sunuluyor. İstanbul’da geçirdiği 16 saatlik sürenin ardından şairin en özel ve bugün en çok bilinen eserlerinden biri olan “Emgion Prensi Üzerine Divanı”nı kaleme aldı. İsveç Sarayı bahçesinde büstü bulunan ve öldüğünde külleri Türkiye topraklarına savrulan şair, İstanbul’da bulunduğu süre içinde doğaüstü bir güç tarafından ele geçirildiğine ve bu eseri o gücün yazdığına inanıyor ve kendini eserin bir yorumlayıcısı olarak konumluyor…
İsveç’le olan ilişki ise daha da geriye, 17. yüzyıla uzanıyor. Demirbaş Karl ünvanı ile tanınan İsveç Kralı XII Karl’ın diplomatik bir görev ile İstanbul’a gelişi sonucu İsveç ve Osmanlı İmparatorluğu arasında ilişkiler başlar (1709-1714). Başlayan bu ilişki 1735’te ticari ve diplomatik ilişkilere dönüşür ve İsveç hükümetinin şu an bulunduğu Beyoğlu’nda yer alan saraya kalıcı olarak yerleşmesi ile devam eder. 1757 tarihinde İsveç hükümetinin yurtdışında satın aldığı en eski yerleşimlerinden biri olan İsveç Sarayı, Türkiye ve İsveç arasındaki ilişkilerin tarihsel gelişimine de bir ışık tutar. Türkiye’nin Batılı en eski arkadaşı olarak da bilinen İsveç, Osmanlı döneminde, 1739 yılında imzaladığı İttifak Anlaşması ile de bu topraklardaki amaçlarının kardeşlik ve barış olduğunun altını çizer.
İKİ SANATÇI ANLATTI…
Sanatçılar Carl Michael von Hausswolff ile Cevdet Erek, gazetemize özel olarak “Red Dream” projesini anlattılar. Von Hausswolff, neden bu projede yer aldığı sorusuna hem İstanbul ile hem de İsveç Konsolosluğu’yla arasında özel bir ilişki olduğu yanıtını verdi. 1997’de İstanbul Bienali’nde yer aldığını söyleyen sanatçı, “Geri dönmek ve iki ülke arasındaki ilişkiyi kutlamak doğal geldi” diye konuştu.
Sanatçı eserlerinde çoğunlukla kırmızı rengi kullanıyor. Bunu da “Her insanın içindeki renk nedir? Renksiz mi, yoksa kırmızı mıdır? Bence kırmızıdır ve bu tüm insanları birbirine bağlar” sözleriyle açıklıyor.
Cevdet Erek ise projeye Carl Michael’in daveti ile dahil olduğunu belirtti. Erek, “Fikrin geneli merak uyandırdı ve heyacan verici geldi. Diğer yandan tecrübeli ve yetkin bir sanatçıya bir nevi destek rolünde olmak da mutluluk verici” dedi.
“Görmeyen insanlara bir deneyimi tarif etmeyi çok tercih etmiyorum” diyen Erek, “Ama bir cadde, bir bahçe ve bir saray cephesi, oraya eklenen sesler, sonra bir sarayın içine giriş, sesleri tetikleyenleri görüş gibi senaryodan ve bir kırmızı monokromdan bahsedebiliriz sanırım” sözleriyle “Red Dream”i anlattı.
PROJELER GELİŞİYOR
Konuştuğumuz İsveç Kültür Ateşesi Michael Bode’ye de ilk olarak “Red Dream”i sorduk. Bode, İsveçli sanatçının çalışmalarına yıllardır hayran olduğunu, Cevdet Erek’in çalışmalarını da yakın zamanda beğenerek izlediğini söyledi. Kendisi de bir sanatçı olan Bode, 150. yaş kutlaması için neler yapılacağını tartışırken “Sarayın kendisinin bir sanat eserine dönüştürülmesi fikri ilginç bir çözüm gibi geldi” diyerek projenin başlangıcını anlattı. Türkiye ve İsveç arasındaki ilişki uzun yıllara dayanıyor ama kültürel anlamdaki etkileşimler çok fazla bilinmiyor. Konu hakkındaki çalışmaları anlatan Bode, şu anda on sekizinci yüzyıldan itibaren Osmanlı İmparatorluğu’na ve Osmanlı İmparatorluğu içinde seyahat eden İsveçli bilim insanlarına ve sanatçılara ayrılmış bir yıllığın düzenlendiğini belirtti. Öte yandan gelecek yıl bilim insanı Frederick Whitling’in sarayın tarihini anlatan bir kitabının çıkacağını dile getirdi. Bode, İsveç ve Türkiye arasındaki kültürel ve diplomatik etkileşimlerin uzun tarihi nedeniyle, “İsveç’te Türk dilleri ve Türk dünyası ile ilgili güçlü bir Türkoloji geleneği vardır” diye konuştu.
Video Haberler
- Silahla ve balyozla geldiler! O anlar kamerada
- Fatih’te korkunç an kameraya böyle yansıdı
- Gerçeği öğrenince büyük şok yaşadı: Psikolojim bozuldu
- Adana’da korkunç ölüm! Parke zeminde ayağı kayınca…
- Hayvanseverleri ayaklandıran ‘aslan safarisi’
- Esenyurt’ta işe giden kadına kapkaç dehşeti
- Z kuşağı endişesi Erdoğan’a şarkı söylettirdi
- Furkancılar insan kaçırdı
- Pendik’te feci kaza; 2 ölü, 2 yaralı
- İstanbul’un göbeğinde terör estirdiler! O anlar kamerada
En Çok Okunan Haberler
- Öğretmenden öğrencilere skandal sorular
- Çok konuşulacak iddia: Ülkeyi terk ediyorlar
- ‘Teşkilatçı’ kurye için karar verildi
- Tarkan sildiği fotoğrafa açıklık getirdi
- Yabancı bankalardan ‘Türkiye’ tahmini
- Murat Ülker’den ‘pahalılık’ yanıtı
- Kuntz’a sürpriz yardımcı! O ismi tercih etti!
- Zafer Algöz’den çok sert Serdar Ortaç yorumu
- Piyasalar karıştı! Dolar/TL fırladı
- Kaya’dan zehir zemberek sözler