

Cuma akşamı, Şef Murat Cem Orhan yönetimindeki İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası’nın AKM Tiyatro Salonu’nda Sevgililer Günü konseri vardı. Başta İDSO’nun sponsoru Denizbank’ın kaptanı opera sevdalısı Hakan Ateş ve konukları, seyirciler, heyecanla salonu doldurdu.
Orkestra üyeleri de sahnede yerlerini alıp sazlarını akort etti. Ama akort sesleri biterken başta sanatçılar, herkes birbirine bakmaya başladı. Bir tuhaflık vardı: Gittikçe artan bir volümde bir makine uğultusu! Hani kızmış bir motor sesi, birazdan patlayacak gibi! Herkes bakınmayı sürdürüyor, dakikalar geçiyor, ses kesilmiyor, daha da artıyor. Derken sinirli bir halde Şef Orhan sahneye geldi ve “Kusura bakmayın, bu sorunu çözmeye çalıştığımız için geç çıktım” açıklamasını yaptı.
Baktı ki ses kesilmiyor, “Biz o sesi bastırırız!” deyip işaret verdi, müzik başladı. Yükseklerde neyse de müzik alçaldığı zaman uğultu duyuluyor. Şef ara verdi, “Salonu yapmak yetmiyor” diye seyirciye dönerek sitem etti. Bir kere burası konser salonu değil, tiyatro salonu. Ama asıl büyük salon, Saray’ın ısrarıyla bitirilmeden açıldığı için bir süreliğine kapatıldı ve teknik donanımı yerleştiriliyor. Burası da geçici olarak konser, tiyatro, bale, etkinlik, her şey için kullanılıyor ama burada da aksaklıklar oluyor. İnşaatı yapan Fettah Tamince’nin şirketi. Ona hesap soruluyor mu acaba? Konser yeniden başladı ama ne müzisyenler havaya girebiliyor ne şef. “İDSO bunu hak etmiyor!” diye bir sitem daha etti Murat Cem Orhan. Ve ilk parçayı Rossini’nin Hırsız Saksağan Uvertürü’nü baştan çaldırdı. Bunca yıldır konser izlerim. İlk kez yaşıyorum böylesini.
Konserin güzel süprizi ise soprano Burcu Hancı’ydı. Ankara Devlet Konservatuvarı opera bölümünden şeref öğrencisi olarak mezun olan Burcu Hancı, yüksek lisansını da Başkent Üniversitesi’nde yaptıktan sonra Türkiye’de ve dünyada çeşitli konser ve festivallerde opera ve konserlere katıldı. Genç sanatçı gerek solo olarak gerek tenor Caner Akın ile düet yaptığı bölümlerde müthiş bir performans sergiledi. Orkestra, Donizetti, Lehar, Puccini, Verdi’nin eserlerinden aşk şarkıları çalarken solistler de eşlik etti. Neyse ki klima gürültüsü de kesilmiş, sessizlik sağlanmıştı. Solistler, parçalarını oynayarak seslendirip seyircileri daha da mutlu ederken açılıştaki aksaklığı unutturdu. Caner Akın da çok zarifti ve iki gencin birbirine yakıştığı gözden kaçmadı. Hani İstanbul Operası’nda yaşını başını almış, kilolu prensesler seyrettiğimiz temsilleri hatırlayınca. Bir Sevgililer Günü kutlamaları da böylece son buldu. Gelecek konser 25 Şubat’ta ve Haydn ve Bela Bartok. Ağır sevenler için.
Duygusal derinliklerin seni sarıp sarmalayacağı bir gün seni bekliyor. İçsel sesine kulak ver ve sezgilerini takip et. Hayal gücünün sınırlarını zorlamak, yaratıcılığını besleyecek. Diğer insanlarla olan ilişkilerinde empatin yükselebilir, bu da seni daha anlayışlı kılacak. Ani duygusal dalgalanmalara karşı hazırlıklı ol, sabırlı kalmak önemli. Kendi içsel huzurun için meditasyon veya doğa yürüyüşleri yapmak faydalı olabilir. Kalbinin sesini dinleyerek, kendine bir süre ayırmayı ihmal etme. Mükemmel olanı aramak yerine, olduğun gibi kabul edebilirsin. Sosyal çevrende seni destekleyecek insanlarla bir araya gelmek, ruhunun köklenmesine yardımcı olacak.