(Ozan Bahar / İYİ Kİ kitabından…)

(…) Değerli dostlar, hocama oğlum Kayra ile ilgili durumu kısaca şöyle özetlemiştim:

“Hocam, Kayra seneye üniversite sınavına girecek ancak ben ce biraz daha fazla gayret gösterebilir. Bu potansiyeli var, maşallah çok zeki ve akıllı bir çocuk. Ne var ki deneme sınavlarına baktığımızda sonuçlar pek istediğimiz gibi değil. Bu anlamda nasıl bir tavır sergilemem doğru olur? Ona nasıl yaklaşmalıyım?”

Bana verdiği cevap halen aklımda ve yüreğimdedir:

“Ozancığım Kayra her şeyden önce bir birey, bir şahsiyet. Doğal olarak insanlar, bireyler nasihat dinlemeyi ya da almayı pek arzu etmezler ve sevmezler. Siz kendi açınızdan düşünün, öyle değil mi?”

“Evet hocam, anlıyorum!”

“Dolayısıyla onunla nasihat eder gibi konuşmamalısınız. Böyle yaparsanız sizi dinlemez ve sizinle sohbet etmek istemez. Açıklama yapmadan veya yönlendirmeden konuşmalısın. Onun hayatına ve yaşamına sadece tanıklık edebilirsin ve bu gerçekten çok muazzam bir şey.”

“Peki, onunla nasıl bir iletişim kurmalıyım ya da söylediğiniz hususa ilişkin nasıl bir yol izlemeliyim?”

“Sevgili hocam! Kayra ile birlikteyken ders veya sınavlar dışında herhangi bir başka konudan sohbet başlat ve onun konuşmasını sağla. O konu hakkındaki fikirlerini öğrenmeye çalış. Bırak o anlatsın, sen dinle. ‘Kayra, oğlum ….. konuda ne düşünüyorsun?’ Bu tarz bir yaklaşım onun gözünde seni daha iyi bir noktaya taşıyacaktır. Nasihat, öğüt verir gibi konuşmak onu kızdıracaktır. Seni dinlemek istemeyecektir. Böyle yaptığın müddetçe eğitimci rolün ve kimliğinle onunla iletişime geçmiş oluyorsun. Oysa Kayra, senin onunla babası gibi iletişim kurmanı istiyor. Bir eğitimci ya da motivasyon konuşmacısı kimliğinle değil. O nedenle, bir daha söylüyorum, onun yaşantısına yalnızca tanıklık edebilirsin. Kayra’nın bir birey olduğunu sakın unutma. Çalışmak istediği zaman zaten çalışacaktır. Böyle yaptığın takdirde Kayra ile çok daha sağlıklı ve olması gerektiği gibi bir ilişkin olacaktır.”

Hocama çok teşekkür ediyorum. Çünkü bu konuşmanın oğlumla olan sonraki diyaloglarımda çok faydası olduğunu daha iyi anladım ve gördüm. Bu sohbetimiz benim açımdan hocamızın önem verdiği tüm değerleri içeren bir görüşme ve güzel bir anı olarak gönlümde yerini aldı.

Bu vesileyle onun sonsuza kadar insanların gönüllerinde ve yazdığı ölümsüz eserleriyle kalplerimizde hep yaşayacağını ve orada bizimle olduğunu biliyoruz. Lakin hasretini hep hissedeceğiz. Ruhu şad olsun.

(Ozan Bahar / İYİ Kİ kitabından…)