Evde kaldığım bir gün kahvaltı eşliğinde televizyonu açıp sabah programlarına bir göz gezdireyim dedim, seviyesizlikten ve iğrençliklerden midem bulandı, iştahım kaçtı… Kanallarda gezinmeye ve düzgün bir tv programı aramaya devam ettim. En son bir kanaldaki estetik
cerrahı dinlemeye karar verdim. Sevgili estetik cerrahımızı dinledikçe kadınlara yapılan haksızlık ve psikolojik oyuna daha fazla tahammül edemedim ve bu konu hakkında yazmaya karar verdim.
Kadın deyince akla sadece güzellik mi gelmeli? Sadece güzelliğe mi indirgenmeli kadının varlığı? O’nu sadece cinsel bir meta olarak görmek haksızlık değil mi Yaradan’a, yaradılışa? Oysa aklı, beyni, ruhu, bedeni ve yaptıklarıyla bir bütündür insan. Güzellik olgusuna karşı değilim ama dış görünüşü, güzelliği, hayatımızda ilk amaç edinmişsek orada bir yanlış var demektir.
Sevgili estetik cerrahımız güzellik adına yapılan operasyonları anlatmaya devam ediyor, göğüs bölgesine yapılanlardan, yağ aldırmaya, karın gerdirmeye, kaş kaldırmadan botoksa, elmacık kemikleri yapmadan dudak dolgunlaştırmaya kadar aklınıza hayalinize gelemeyecek, güzellik için şu da olsaydı diye düşünemeyeceğiniz yüzlerce operasyondan bahsediyor. Ve bunları o kadar şirin o kadar zararsız ve o kadar olması gerekli şeklinde dikte ederek anlatıyor ki güzelliğinize takıntılı, sorunlu bir kadınsanız beyninizin bir köşesinde her hangi bir operasyona dair bir ışıltı mutlaka beliriveriyor. Sevgili cerrahımız diyor ki; “Yağ aldırma sonrasında, baklava dilimi görüntüsünde, yıllardır spor yapıyormuş gibi görüneceksiniz”. Bir doktor insanlara hem ruh hem de beden sağlığı açısından sporu önereceğine boş ver yapma, ye iç gel biz ameliyatla yağlarını alırız diyor, inanmakta zorlanıyorum. Anlayamadığım korkusuzca, ileride oluşturabileceği tehlikeleri bilmeden yaşı daha çok genç olmasına rağmen, üstelik güzel de olmasına rağmen nasıl bir takıntıyla bunca bıçak altına yatmaları bayanların.. Sen koru Allah’ım!
Ekranlardaki kadınlara biraz dikkat ettiğiniz de hepsi aynı tornadan çıkmış gibi. Güzellik kavramı belli olgulara bağlı olmamalı. Eğer gerçekten güzellik, kalkık kaşta, kavisli burunda, çekik gözde, kalın dudaklarda, ne bileyim incecik falan olmakta olsaydı Rab’bim neden herkesi böylesine farklı yaratırdı ki? Modayı estetik operasyonlarla insan bedenine de uygulamaya başladılar ya korkulur artık bu kapitalist düzenden. Hem moda dediğin ne ki? Farklı olmak, özgün olmak, kendine yakışanı giymek değil mi? Oysa bizler moda denilen aptalca akım sayesinde hep aynı görüntüyü veriyoruz. Kendi tarzımızı oluşturmadan moda diye önümüze geleni giymenin adı rüküşlüktür ve şık olmak insanın ruhu da başlayan bir olgudur.
Hayati ve insan yaşamını engelleyici bir durum olmadığı sürece estetik operasyonlara karşıyım. Ruhunu doyuran, hayata olumlu anlamda bir şeyler katan, yaşamı anlamlandırmış bir insanın böyle şeylere gerek duymayacağını düşünüyorum. Kendiyle barışık olmalı insan, çevresiyle, yaşadığı gerçeklerle… Bakımlı ve temiz olduğunuz, hem ruhunuza hem de bedeninize iyi baktığınız sürece korkmayın yaşlanmaktan, yaşlanmak sizden korksun. Ya bırakın güzel yaşlansın insanlar, kırışıklıkları yaşadığı yılları hatırlatsın, nine, teyze, abla olabilsin.
Bir sözüm de karne hediyesi olarak kızlarına estetik operasyon hediye eden anne babalara. Bu ne aptallıktır yahu! Çocuğunuzun psikolojisini mi düzeltiyorsunuz burnunu kaldırınca… Yoksa egosunu daha da kaldırıp, küçük dağları ben yarattım edasında dünyayı daima kendi ekseni etrafında dönüyor zannederek yaşayan, kendiyle takıntılı, sorunlu bir çocuk mu hediye ediyorsunuz dünyaya? Maddi değerinden çok manevi değeri dünyaları aşan bir hediye almanızı isterdim çocuklarınıza, Mevlana’nın Mesnevisi gibi. Birlikte okuyup yaşamayı öğrenesiniz diye…
Duygusal derinliklerinle yüzleşmek için mükemmel bir zaman. İçsel sezgilerin seni yönlendirecek, gizli hislerini keşfetmende yardımcı olacak. Yaratıcı projelerine odaklanmak için ilham alabileceğin bir ortam yaratmalısın. Sosyal etkileşimlerde daha duyarlı olman, başkalarının hislerine karşı empati kurmana olanak tanıyacak. Geçmişten gelen anıların gün yüzüne çıkabileceği, bu anıları değerlendirip, onları geleceğe taşımak için fırsat sunacak. Kendini ifade etmekte zorlanıyorsan, yazmak iyi bir seçenek olabilir. Ayrıca, sevdiklerinle arandaki bağları güçlendirmek için samimi bir konuşma yapabilir, hislerini açıklığa kavuşturabilirsin. Özellikle, ruhsal ve bedensel sağlığına özen göstermek, dengeyi bulmanda önemli bir rol oynayacak. Karar verme aşamasında dikkatli olmalı, aceleci davranmamalısın. Doğa yürüyüşleri veya meditasyon gibi aktiviteler, zihnini sakinleştirip, yeni açılımlara kapı aralayacaktır. Kendine zaman ayırmayı es geçme; bu, iç huzurunu bulmanda etkili bir yol olacak. Pozitif enerjini paylaşırken, kendi sınırlarını da korumayı unutmamalısın.