Henüz lise ikidesiniz ve psikologluk sizin için düş bile değil.
Şimdi gözlerim dolu dolu oluyor düşünüyorum da. Bu ne müthiş bir sevgi ve bu ne anlamlı bir kendini adama. Ve bu adam benim kompozisyonlarımı didik didik incelerdi. Kompozisyona çok önem verirdi. İngiltere’de filan kalmış bir süre, düşüncenin güzel ifade edilmesi son derece önemliydi onun için. Düşünüş tarzını yansıtan kompozisyon yazmayı öğretirdi. Giriş cümlesi nedir, gelişme cümlesi nedir, egzersizler yaptırırdı filan. Düşünme yeteneğine çok önem verirdi. Ben de başarılıydım. Beğenirdi.
– 1950’li yıllar.
Bu ellii, elli dört filan gibi. Evet, 1954.
Ben o zaman Benjamin Franklin’in otobiyografisini okuyorum, her hafta Cahit hocama sekiz-dokuz sayfalık mektup yazıyorum ve o da her mektubuma el yazısıyla cevap veriyor. Allah rahmet eylesin. (Kısa bir suskunluk. Gözleri dolu) Ondan dolayı, İnsan ve Davranışı ilk kitaplarımdan biridir, hemen hemen ilk kitabımdır, İnsan İnsana’dan sonra –İnsan İnsana’yı anneme sundum–, İnsan ve Davranışı’nı da Cahit Okurer’e sundum.
– Hayatınızın rotasını değiştirmiş.
Değişmeye başladım; yazıyorum, okuyorum, düşünüyorum, kendimi gözlüyorum, hatalarımı düzeltmem lazım. Benjamin Franklin’in kendini geliştirmek üzere uygulayıp yazdığı yazısını ben kendime uyguluyorum, “Hatalarını tespit et. Onları yapıyor musun?” Düşüncelerimi yazıyorum. Oradan Cahit hoca bana yazıyor. Okumamı yönlendiriyor…
(Damdan Düşen Psikolog / Sayfa: 131, 132)