EŞKİYA

EŞKİYA

Ömr-ü hayatımda gördüğüm en kısa boylu, en çelimsiz insanlardan biriydi karşıma getirilen.
-Senin Türk Halk Müziği’ne olan sevdanı biliyoruz Gürsel Bey, diyerek girdi konuya, alıp da getiren. Pek sevimli ve pek sıska o abiyi göstererek devam eyledi;
-Bak bu beyefendi, Hekimoğlu’nun özbeöz torunudur!
Ağzım bi karış açık kalmış mıdır bilemem? Tek tek basaraktan, bade süzerekten, kem-küm ederekten, nazikçe bikaç hoşlama sözcüğü gevelemiş olmalıyım. Diyemem ki;
-Şu ünlü kabadayı Hekimoğlu’nun torunu mu? Yani, üzerine gosgoca bi tümen asker gönderilip de anca ele geçirilen eşkiyanın? Nasıl çıkar ula Hekimoğlu’ndan böyle bi torun?
Diyemem, diyemem. Nasıl diyim? Bu kadar olsa yine bişey diğil, abimizin adı da çok bilindik türdendi üstelik. Anımsamadım şimdi, Mehmet Ali falan gibi…
Ne bileyim, bi halk kahramanının torununun adı daha fiyakalı olmalı diğil midir? Hani; Alp, Yiğit, Efe falan?
Hani, A. Gürsel filan?
***
Anadolu’ya nam salmış eşkiya Hekimoğlu, Ordu ilimizde yaşamış, türküden anlaşıldığı kadarıyla Ünya-Fatsa arasında silahlı kuvvetlerimizce öldürülmüş azgın bi heriftir. Konaklar falan yaptırmıştır ayrıca, mermer direkli. Zengin imiş de besbellim?
Oysa bizim Giresun’umuzun efsane kabadayısı Micanoğlu, tam anlamıyla bi Robin Hood’dur. Zenginden zorla alıp, fakir fukaraya dağıtır canını sevdüümün adamı. Zaten şehrimizden kötü anlamda bi mafya vesaire çıkması, dünya yıkılsa mümkün diğildir. Misal en kolayından bi tetikçilik işi verilse bizim mafyaya;
-Tamam bi ara bakaruk!
-Şimdi fındıktayuk, haftaya bazartesi hallederük! falan diyip ağırdan alırlar, üşengeçlikleriyle insanı deli ederler.
***
Mican öyle biri diğilmiş ama. Asmış, kesmiş, karakol bile tanımamış hiç hayatı boyu.
Kaderime ne diyim? Ömr-ü hayatımda gördüğüm en feci dayak yemiş adamlar idi karşıma getirilen.
-Senin Mican’a olan sevgini, oğlun olsa adını Mican goyacağını iyi biliyoruz Gürsel Bey, diyerek girdi konuya, tutup da getiren. Ve her tarafları sargılar içinde, yüzleri-gözleri mosmor edilmiş herifleri işaret ederek;
-Bak bu beyefendiler, Micanoğlu’nun özbeöz yeğenleridir!
Küçük dilimi yutmuş muyumdur bilemem? Dudaklarımı ısıraraktan, tek tek basaraktan, inci dizerekten, kibarca bikaç ağırlama sözcüğü gevelemiş olmalıyım. Diyemem ki;
-Şu bizim dünyalar aslanı Mican’ın yeğenleri mi? Yani, üzerine 80 tane müfreze gönderilip anca derdest edilen anlı şanlı eşkiyanın? Nasıl olur ula Mican’ın böyle yeğenleri?
Valla diyemem, nasıl diyim? Bu kadar olsa yine bişey diğil, yürüyüşleri de pek süklüm püklüm idi üstelik. Yeni sünnet olmuş veletler gibi.
Ne bileyim, bi halk kahramanının yeğenlerinin yürüyüşleri daha bi cafcaflı olmalı diğil midir? Hani; biraz çapkın, biraz bıçkın, biraz yandan çarklı falan?
Hani, Kara Gürsel’in salım salım sallanması gibi filan?
***
Şehrimin ana caddesi yağmur gibi akarken, bencileyin arap gızı gibi caddeme pencereden bakarken, hep bunları düşündüm. Anılarım… Anılarım…
İzmir’in kurtuluşu, yani 9 Eylül idi o esnada tarih. Kendime geldim. Duygulandım. En kısa zamanda İzmir’e gidip Çakıcı Efe’nin torunlarını görmeyi arzuladım.
Bakardım, onlar nasıllardı, nicelerdi? Merak ettim valla. Eğer halları Hekimoğlu’nun torunları, Micanoğlu’nun yeğenleri gibiyse el koymalıyım gidişata dedim. Sözüngelimi; bi çatı altında toplayabilirim hepsini. Eski Eşkiya Yakınlarını Koruma ve Kollama Derneği koyabilirim adını.
Başkan adayı da ben olurum tabi. Başka hangi zırdeli uğraşacak bu işle?
***
Eğer belleğim yanıltmıyorsa, yukarıda andığım üç kıymetli büyüğüm de Atatürk’e yetişemediler. Osmanlı zamanında rahmetli oldular.
Ama eminim ki… Milli Mücadele yıllarında sağ olsalardı…
Canlarını Mustafa Kemal’e ve Türkiye Cumhuriyeti’ne adarlardı.
Bilirim, pekçok 9 Eylül yazısı okudunuz, benimkisi de böyle olsun, idare edin kardeşim!

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

Duygusal derinliklerinle yüzleşmek için mükemmel bir zaman. İçsel sezgilerin seni yönlendirecek, gizli hislerini keşfetmende yardımcı olacak. Yaratıcı projelerine odaklanmak için ilham alabileceğin bir ortam yaratmalısın. Sosyal etkileşimlerde daha duyarlı olman, başkalarının hislerine karşı empati kurmana olanak tanıyacak. Geçmişten gelen anıların gün yüzüne çıkabileceği, bu anıları değerlendirip, onları geleceğe taşımak için fırsat sunacak. Kendini ifade etmekte zorlanıyorsan, yazmak iyi bir seçenek olabilir. Ayrıca, sevdiklerinle arandaki bağları güçlendirmek için samimi bir konuşma yapabilir, hislerini açıklığa kavuşturabilirsin. Özellikle, ruhsal ve bedensel sağlığına özen göstermek, dengeyi bulmanda önemli bir rol oynayacak. Karar verme aşamasında dikkatli olmalı, aceleci davranmamalısın. Doğa yürüyüşleri veya meditasyon gibi aktiviteler, zihnini sakinleştirip, yeni açılımlara kapı aralayacaktır. Kendine zaman ayırmayı es geçme; bu, iç huzurunu bulmanda etkili bir yol olacak. Pozitif enerjini paylaşırken, kendi sınırlarını da korumayı unutmamalısın.

YAZARLAR / Tümü
Güven Bayar: Merhaba, Telefon rehberi duruyor mu?
2024-12-12 01:46:05