Gerek Atatürk’ün gazetesinin köşe yazarı, gerekse Atatürk’ün derneğinin il başkanı olarak, cemaate çakıp çakıştırmıştım yüzlerce kez. Korkudan yazılamayanları köşemde yazmış, korkudan söylenemeyenleri kürsülerde haykırmıştım.
15 temmuz gecesi, henüz kalkışma bastırılmamışken, en tedirgin kişilerdendim. Evime;
-‘’Birazdan gelip beni alırlar’’ düşüncesiyle gittim.
***
Korkulan olmadı.
Ertesi sabah hayat normale döndü.
Caddede-sokakta gördüğüm her chp’li dostum-ahbabımla kucaklaştık. Tamamı sevinçliydi;
-‘’Darbe olsa ilk beni alacaklardı’’,
Dediler.
***
Şehrimin baro başkanı olan sevgili ağabeyimi aradım ilk.
-‘’Abi geçmiş olsun’’.
-‘’Sağol Gürselcim, ucuz atlattık, valla ilk beni alırlardı’’.
***
O zamanlar iyi parti yoktu, mhp’li arkadaşlardan yanıma gelenler oldu.
-‘’Valla helal sana Gürsel, kaç kez yazdın fetullahçı darbe olacak diye’’.
-‘’Estafurullah’’.
-‘’İlk bizi alırlardı be kardeşim’’.
-‘’Boş verin, hadi yarasın bakalım’’.
****
İsimlerini yazamam tabi. İki tane vali yardımcısı aslanlar gibi Atatürkçüydü şehrimizin. Uzun uzun oturduk bi ikindi vakti odalarında.
Üçümüz.
-‘’Verilmiş sadakamız vardı Gürsel, bu herifler ilk bizi alacaklardı’’ dediler sürekli.
Bol bol keyif çayı içtik.
Hatta ben hiç utanmadan höpürdettim ağzımı, kasten.
****
Yok sanmayın sakın, varlar. Hem de ne fazlalar.
Şehrin Atatürkçü polislerini ziyarete gittim.
-‘’Başınız sağ olsun mu diyeyim, geçmiş olsun mu diyeyim. Özel Harekatın bombalanması beni çok sarstı kardeşlerim. Sizlerde bi yaramazlık var mı, bişey oldu mu’’?
-‘’Sağ olasın Gürsel başkanım. İyiyiz ama, bunlar başarsaydı şimdi hepimiz içerdeydik’’.
***
Sayıları bi elin parmağı kadar da kalsa, Mustafa Kemal’in gerçek askeri olan subay dostlarım ilk rakı soframızda pek kederliydiler.
-‘’İlk bizi alacaklardı Gürsel Bey’’.
***
Yahu, akp’li 3-5 arkadaşım var hepi topu. Onlar bile çok endişeliydi.
-‘’Şimdi şurada oturduğumuza bakma kardeşim, halk sokağa dökülmese hepimiz hapisteydik ’’ diyip diyip durdular çay ocağında yan yana otururken.
***
Memleketin tamamı, darbe olsaydı içeri ilk alınacaklardan biri olarak kendini görüyordu.
Yani…
Ortalıkta darbe yapmaya adam kalmadığı için,
15 temmuz başarısız oldu. Başka bişey sanmayın.
Boğaz Köprüsünü tutan bi avuç asker zaten herşeyi açıklamaktadır.
Darbe girişimin yıl dönümünde bu yalın gerçeği yazmak boynumun borcudur.
Duygusal derinliklerinle yüzleşmek için mükemmel bir zaman. İçsel sezgilerin seni yönlendirecek, gizli hislerini keşfetmende yardımcı olacak. Yaratıcı projelerine odaklanmak için ilham alabileceğin bir ortam yaratmalısın. Sosyal etkileşimlerde daha duyarlı olman, başkalarının hislerine karşı empati kurmana olanak tanıyacak. Geçmişten gelen anıların gün yüzüne çıkabileceği, bu anıları değerlendirip, onları geleceğe taşımak için fırsat sunacak. Kendini ifade etmekte zorlanıyorsan, yazmak iyi bir seçenek olabilir. Ayrıca, sevdiklerinle arandaki bağları güçlendirmek için samimi bir konuşma yapabilir, hislerini açıklığa kavuşturabilirsin. Özellikle, ruhsal ve bedensel sağlığına özen göstermek, dengeyi bulmanda önemli bir rol oynayacak. Karar verme aşamasında dikkatli olmalı, aceleci davranmamalısın. Doğa yürüyüşleri veya meditasyon gibi aktiviteler, zihnini sakinleştirip, yeni açılımlara kapı aralayacaktır. Kendine zaman ayırmayı es geçme; bu, iç huzurunu bulmanda etkili bir yol olacak. Pozitif enerjini paylaşırken, kendi sınırlarını da korumayı unutmamalısın.