buyrun, sorular ve yanıtlarım.
*** *** ***
1) Üniversite eğitiminizi nerede tamamladınız?
2) Gençlik Hareketleri’nin ortaya çıktığı 1968 yılında hangi şehirdeydiniz?
3) Bu hareketlerden haberiniz oldu mu? Olduysa nereden?
4) O dönemin siyasi hayatından söz edebilir misiniz? Kimler iktidardaydı?
5) Bulunduğunuz şehirde “Gençlik Hareketi” olarak adlandırabileceğiniz bir olayla karşılatınız mı?
6) İktidarın bu direnişler karşı tepkisi, önlemleri nelerdi?
7) Bu direnişlere öncülük eden isimler kimlerdi?

Sizce sivil itaatsizlik nedir?
9) Sizce Gençlik Hareketleri bir sivil itaatsizlik midir?
10) Direnişler şiddet içeriyor muydu? Gidişatı nasıldı?
11) Direnişlerden aklınızda kalan sloganlar var mı?
12) Gençlik Hareketleri başarılı oldu mu?
13) Kullanılan stratejiler, başarılı / başarısız olmada etkili miydi?
*** *** ***
1) Marmara Ünv. Ekonomi bölümü 1989 mezunuyum.
2) 68 yılında 2 yaşımda ve Giresun’daydım.
3) 68 kuşağından elbette haberliyim. Kitaplar ve gazeteler sayesinde.
4) O dönemi bizzat yaşamadım. Okuduklarım kadar biliyorum. Tıpkı bu anketi hazırlayanlar gibi.
5) Benim şehrim dahil tüm yurtta gençlik hareketi ve solculuk denen şey duvarlara yazılama yapma eyleminden ibarettir. Bunu icraat sandılar. Çok az kitap okudular. Onu da anlamadıkları, bugün vatanın düştüğü durumdan bellidir.
Yeniden 68 kuşağına dönersek, Deniz Gezmiş gibi bir avuç yurtsever kahramanı yergilerimden istisna tutarım.
6) İktidarın tepkisi net! Yoruma gerek yok.
7) Bu donanımda birini hiç görmedim, tanımıyorum.

Türkiye’de Kuvvayi Milliye hareketinden öte sivil itaatsizlik tanımam. Yine Deniz Gezmiş gibi büyük insanları ayrı tutarak.
9) Gençlik zaten itaatsizlik demektir. Bu anlamda evet.
10) Bilgi sahibi değilim.
11) Faşizme karşı omuz omuza sloganı çok önemlidir. Bu slogana layık olunamadı.
*** *** ***
12) Yaklaşık 20 yıldır vatanımız işgal altında olduğuna göre bir başarıdan söz edilemez. Ama zıpkın gibi gençlerimiz, ölmeye and içmiş subaylarımız-polislerimiz var, kimse de umutsuzluk yaşamasın.
13) Atatürk’ten uzaklaşmış ukala ve şizofren beyinlerin bir strateji üretmesi beklenemez. Burada şizofren demekle, kendini olmadığı vasıflarda görmeyi kastettim. Ve bu beyinlerce yetiştirilmiş gençlerin de başarıya ulaşması beklenemez. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş sürecinin tekrarlanması dışında bir çözüm düşünülemez!