torunları-yeğenleri-kuzenleri falan derken bissürü herif bugün halen giresun’da yaşamaktadır, ”al tavandan belleri” adlı türküyü yaratan ol ulu şahsın..
üstelik çoğuyla somut dostluğunuz da var iken, elle tutulur gözle görülür bi gerçeklik günlük yaşamınızdayken yani, ordu türküsü olarak kayıtlıdır bu eser, trt repertuarında?
nasıl olur? olmuş işte!
****
”ayez hanım” diye bildiğimiz, yalan yanlış söylediğimiz bi diğer türkü de sanırım aynı hesaptır.. kerkük türküsü olarak görünmektedir repertuarda..
bazen evde minik yağmur’umun bağlamasını (evet, kızımın bağlaması var, kıh kıh) tıngırdatırım.. yeteneklerimin köreldiğini görür üzülürüm, idmansızlıktan elimin yavaşladığını anlar yerin dibine girerim, ama bi biçimde kopmam, bizim ”telli kuran”dan..
geçen sabah, nerden aklıma düştüyse bunu da çalıp söylüyordum evde.. ve pek ender olabilen bi ruh haliyle, iliklerime değin duyarak; ”ne ayez’i la, ez hanım hitabı bu resmen” diye fırladım sazı bırakıp, yine kızımın kütüphanesine..
ez neyin kısaltması olabilir? ez ile başlayan kadın isimlerini aradım sözlükte.. efendime söyliyim, var idi bikaç tane, ezhar, ezra falan filan.. beğenmedim.. ezra isimli bi gıza aşık olunmaz, anneannem sağ olsa buna izin vermez gibi düşünceler geçti gafamdan..
sonra sonra, sayfaları çevirdikçe, biraz daha emin olur gibi oldum;
-”buldum ula buldum, ezo yahu bu gızın adı” diye diye sevindim.. o zaman kerkük türküsü de diğildir muhtemelen dedim kendi kendime.. ve yeni bi hisle bi daha çaldım, defalarca söyledim;
-”ay ez hanım ez hanım / çık eyvanda gez hanım / aziz misafir gelmiş / şeker şerbet ez hanım”..
****
eyvan idi, ezo idi derken göynüme iyice bi anadolu türküsü gibi gelse de, trt kerkük sahtekarlığı ile daha fazla asabımı bozmamak üçün konuyu kapattım beynimde..
öyle üst düzey bi melodik yapısı yoktu türkünün.. ama her yalın anadolu ezgisi gibi çoksesli hale getirilmeye uygundu.. kendimce bişiler denedim, kendimce korolar hayal ettim, düzenlemeler-çeşitlemeler yaptım, fena da olmuyordu hani.. bu, türkülerimizin erişilmez sadeliği sayesinde idi..
ama ”aziz misafir” ifadesi???????
işte orada bittim.. işte orada durun..
****
kahkahalar attım ilkin.. yaa biz bunu nasıl fark edemedik fikret’le, bunun gırgırını nasıl yapamadık vaktiyle?? aziz misafir ha!!!!!!! muhteşem bişi ulannnn!!!!
camları açtım açtım kapadım..
caddeyi dolandım dolandım döndüm..
****
sonra hüzün bastı içimi..
bi insanın aziz misafiri kim olabilir? illa ezo hanım olacak diğil ya? elbette, ozanımızın birazdan koynuna alacağı ezo yengemiz de azizdir, sevdiceğinle aşna fişne eylemek de kutsal bişidir ama, biraz farklı düşünmek de gerekmez mi bazen?
misal.. şimdi kapı çalsa.. babam gelse.. ölmemiş meğer.. aziz misafir odur evimizde..
misal.. baksam balkona.. fikret oturuyo.. ölmemiş meğer.. aziz misafir odur evimizde..
ne diyim ki başka?
****
(elbette benim de kendime göre bi ez hanım’ım var.. o da az aziz diğildir, az gavurun gızı diğildir, susunuz)
****
sevgili kardeşlerim,
pazar pazar azmayınız.. aziz misafirinize; ”yazma ucu çevirme / saçın yana devirme / ben senin hayranınam / yüzün benden çevirme” deyiniz.. mümkünse şeker şerbet eziniz.. ikram ediniz.. o dilleri yeyiniz..
hepinize sağlıklı günler diliyorum..
önce Allah’a, sonra türk hekimlerine emanet olunuz..
dr gürsel ötker
giresun ünv. tıp fakültesi kardiyoloji ve yürek aluğu bölüm başkanı
1
