1960’ların ülkemizdeki müzik ortamında “pop” sözcüğü henüz yaygınlaşmamışken belli bir küçümsemeyle “hafif müzik” olarak anılan ama aslında caz esintileriyle de süslenmiş bir müzik türünde güzel örnekler yaratılabiliyordu. Özellikle, Erdem Buri’nin güçlü ses düzenleyicilik becerisi ile Tülay German’ın billur bir ses güzelliği ve olağanüstü yorumculuk yetisi bir araya geldiğinde çok güzel örnekler üretildiği biliniyordu. Ben uzunca yıllar sürmüş yurtdışı yaşam dönemimde burada olup bitenleri ancak uzaktan ve sınırlı olarak izleyebilmiştim. Türkiye’ye dönüşümde Erdem-Tülay ikilisinin birkaç dakikaya sığdırılmış benzersiz bir güzellik yoğunluğu taşıyan “Burçak Tarlası” adlı müzik ziyafetini keşfettiğimde çok etkilenmiştim. Kendileri ile tanışmak için peşlerine düştüğüm bu ikilinin ilerici dünya görüşüne sahip aydın sanatçılara da uygulanan soruşturmacı politik yönetim tavrından rahatsız olarak bir süredir yurtdışında yaşadıklarını üzülerek öğrenmiştim. Epeyce bir zaman sonra Philips plak şirketinde çok başarılı bir danışmanlık sürdüren Tülay German’ın kendilerinkine benzeyen bir dürtüyle o sıralarda o da yurtdışında yaşayan Zülfü Livaneli ile birlikte yaptıkları nefis bir uzun çalar müzik albümü Türkiye’ye de gelmişti. Ben bu güzel ürünle ilgili coşkulu bir değerlendirme yazısı yazmıştım. Bu olayın da kolaylaştırıcılığıyla Erdem ve Tülay ekibiyle Paris’te sıkça rastlaşır olmuştuk; bu güzel bağlantı Erdem Buri’nin vefatından sonra da Tülay German ile devam etti.
Bu çerçevede, Tülay German’ın güçlü sanatçı varlığına ve aydın yurttaş kişiliğine saygı ile yaklaşarak, onun eski ses kayıtlarından güzel seçkili albümler yayımlayan Kalan Müzik’in bu yayınlarından birinde albümün kapak yazısını bana yazdırmasından da mutluluk duymuştum.
Tülay German Türkçe, Fransızca ve İngilizce söylediği şarkılarda harika biçimde sergilediği müziksel tellafuz rahatlığını Nâzım Hikmet için yaptığı plaklarda da ortaya koyuyordu. Büyük şairin Fransızcaya çevrilmiş bazı dizelerinin akıcı, duru bir Tülay German müziği ile birleşmiş olarak bir dönemlerin Paris’inde büyük takdir toplayan müzik yayıncılığı olaylarını oluşturduğu hatırlanmalıdır. German, Philips plak şirketiyle olan prestijli danışmanlık döneminde özellikle çeşitli ülkelerin folklor müziğini tanıtıcı “dünya müzikleri” arşivinin bir çeşit tek seçicisiydi. Bu gücü kullanarak Türk halk müziğinin geçmişinden anlamlı ve güzel örneklerin yer aldığı çeşitli albümleri de bu arşive kazandırmış ve onların evrensel müzik ortamlarında dolaşımını sağlamıştı.
Tülay German, hiç kuşkusuz bir “büyuk sanatçı”dır. Sahip olduğu geniş kültür ona sesiyle olduğu kadar kalemiyle de etkileyici ürünler yaratma şansını vermiştir. Bunların yanısıra, ülkemiz sanat yaşamından anlamlı örneklerin uluslararası ortamlarda tanınmasını sağlamış bir büyük kültür elçimizdir.
Duygusal derinliklerinle yüzleşmek için mükemmel bir zaman. İçsel sezgilerin seni yönlendirecek, gizli hislerini keşfetmende yardımcı olacak. Yaratıcı projelerine odaklanmak için ilham alabileceğin bir ortam yaratmalısın. Sosyal etkileşimlerde daha duyarlı olman, başkalarının hislerine karşı empati kurmana olanak tanıyacak. Geçmişten gelen anıların gün yüzüne çıkabileceği, bu anıları değerlendirip, onları geleceğe taşımak için fırsat sunacak. Kendini ifade etmekte zorlanıyorsan, yazmak iyi bir seçenek olabilir. Ayrıca, sevdiklerinle arandaki bağları güçlendirmek için samimi bir konuşma yapabilir, hislerini açıklığa kavuşturabilirsin. Özellikle, ruhsal ve bedensel sağlığına özen göstermek, dengeyi bulmanda önemli bir rol oynayacak. Karar verme aşamasında dikkatli olmalı, aceleci davranmamalısın. Doğa yürüyüşleri veya meditasyon gibi aktiviteler, zihnini sakinleştirip, yeni açılımlara kapı aralayacaktır. Kendine zaman ayırmayı es geçme; bu, iç huzurunu bulmanda etkili bir yol olacak. Pozitif enerjini paylaşırken, kendi sınırlarını da korumayı unutmamalısın.