“Tiyatro DokuzOnBeş Ekibinin Çekmeceden Yıldızlara Oyunu Hakkında Birkaç Kelam”

“Tiyatro DokuzOnBeş Ekibinin Çekmeceden Yıldızlara Oyunu Hakkında Birkaç Kelam”

KUMRU YAREN CENGİZ (*)

Bazı oyunlar su gibidir. Hazır olsan da olmasan da, teslim olsan da olmasan da, seni kavrar ve kendisiyle birlikte akıtır. Akıntının bir parçası olduğunu bile finalde ışıklar kapanıp alkışlar başladığında fark edersin. Nefesin kesilmiştir o ana kadar. Günümüzde moda olan o slogan var ya uğruna saatlerce yoga, meditasyon yaptığımız… Hah işte! Bir de bakmışsın ki anda kalmayı geçmiş o anın içinde can olmuşsun, kendi kimliklerini unutmuşsun. Bu yazının devamında öyle bir oyundan söz edeceğim.

Günümüzde her şeyin bu kadar hızlı ve bir noktada özensiz olduğu bu aralıkta her noktasında bu kadar iyi bir işin ortaya çıkmış olması alışık olduğumuz bir şey değil. Kötü bir iş hakkında bir şeyler yazmak her zaman çok kolay. İyi bir iş hakkında yazmak da bir noktada halledilebilir bir durum. Lakin benzerine pek rastlamadığımız kalitede/seviyede bir iş olduğu için hakkında konuşmak çok zorlayıcı. Sürekli bir övgü döngüsü oluşmuş oluyor ve bu da okurun aklında soru işaretleri oluşturabiliyor. Öncelikle neyi neden bu kadar beğendiğimi ve bu işin bende nasıl bu derece kalıcı bir yer edindiğini anlatmaya başlayayım.

“Çekmeceden Yıldızlara”, DokuzOnBeş isimli ekibin ilk oyunu. Şakir Güler, Musa Can Pekcan ve Merve Güran‘ın  bir araya gelerek kurdukları bir tiyatro topluluğundan söz ediyorum. Oyunda da Şakir, Merve ve Musa’nın performanslarını izlemekteyiz.

Foto: Volkan Erkan

Kültüral Performing Arts sahnesinde 8 Aralık 2021 tarihinde izlediğim bu oyun pandemi öncesi sahneye konmaya başlanıp yolculuğuna daha baştan yasaklar sebebiyle ara vermek zorunda kalmış bir oyun. Bu sebeple, yaratım süreci yakın zamanda olmasa bile aslında çok taze kalmış bir yolculuğa sahip.

Oyun metni hakkında hiçbir fikrim olmadan izlemeye gittiğim bu oyunun yazarı Halil Yağız Şanal. Bu yazıda metin üzerinde çok fazla durmak istesem de, minimum spoiler ve sıkıcılıkta tutarak ilerlemeye çalışacağım. Metin ve metnin düşündürdükleri ayrı bir metin analizi yazısı gerektiriyor diyebilirim. Kısaca üzerinden geçmem gerekirse, özellikle son yıllarda gerek sinemada gerek tiyatroda, sanatın her alanında gettolaşmış mahalleler, muhitler üzerine yoğun bir ilgi var. Fakat bu dünyayı birebir olduğu gibi, tam içinden bize gösterebilen bir başka isim hatırlamıyorum; Halil Yağız Şanal dışında…

Hikaye oyunun isminde de belirtildiği gibi çekmecede geçiyor. Küçükmece’nin suç oranı yüksek diyebileceğimiz, önünden geçerken korkacağımız bir mahallesindeki üç genç insanın hayatından yaklaşık 24 saatlik bir kesit izliyoruz. Haşim, Fatih ve Çiğdem isimli bu üç karakter aynı aileden. Haşim evin ağabeyi, suç makinesi babanın büyük oğlu. Melek isimli sevgilisiyle aslında yepyeni bir hayat kurma arzusunda. Fatih bıçkın delikanlı, 17 yaşında ergen oğlan. Evin küçük oğlu. Her an kendini babasına kanıtlama arzusuyla yanıp tutuşuyor. Henüz çekmecedeki bu hayatın zorluklarını kabullenmiş değil, hatta tam tersi bu düzen Fatih’in içindeki güç hırsını tetikliyor. Çiğdem ise çekmecede 17 yaşında genç, akıllı bir kız. Fatih’le sevgililer. Çiğdem Fatih’in ergen ve kendini kanıtlama güdüsüyle dolu hallerine tezat bir noktada. İçinde bulundukları bu dünyadan farklı; daha normal, sağlıklı ve huzurlu bir hayat kurma düşünde ve bunu avukat olarak gerçekleştirme isteğinde. Bir kadın olarak bu suçlarla dolu tehlikeli düzenin ağırlığını başta ailesi sebebiyle derinden yaşıyor.

Foto: Volkan Erkan

Uyuşturucunun, köpek dövüşünün, araba hırsızlığının geçim kaynağı olduğu; şiddetin, silahların, tehlikenin gündelik hayatın parçası sayıldığı; sadece paranın sözünün geçtiği bir düzenin resmi çiziliyor metinde. Bu düzenin o muhitteki kurucusu olan baba isimli figürün çocukları ve yeğeni olan kız aracılığıyla… İzlediğimiz üç karakterin de bu düzenin kurucu kişisi olmadıklarını görüyoruz. İçine doğdukları, baştan kaderlerinin yazılı olduğu bir hayat. O düzenin dışındakiler tarafından reddedilen, ötekileştirilen, yok sayılan, küçümsenen, ayıplanan bir hayat  bahsettiğimiz. Üç karakter aracılığıyla, o düzenin içinde nasıl var olunabilir ve insanların kendi kaderlerini nasıl, ne kadar yazabileceğini izliyoruz. Çiğdem bunu Eskişehir’e okumaya giderek yapmak isterken, Haşim sevdiği kadını ve karnındaki bebeğini alarak Antalya’ya kaçıp düzenli, huzurlu bir hayat kurmayı hedefliyor. Fatih ise, bu suç dünyasının yarattığı adrenalin duygusunun etkisiyle, erkekliğini pekiştirdiği ve içindeki yetersizlik duygusunu güç gösterisiyle bastırdığı için, bu dünyadan kaçma düşleri kurmuyor. Ancak, Çiğdem’e olan aşkıyla birlikte onunla Eskişehir’e gitmeye hevesleniyor.

Metinde, gerçek dünya düzeninin ötekileştirdiği ve bu ötekileşmeyle suç şebekesi haline gelmiş muhitlerde, kendini tekrarlayan ilişki motifleri de görüyoruz. Aile içi ilişki neredeyse her evde aynı. Bu ailelerdeki kadının rolü ve konumu; kadınların sürekli antidepresan kullanıp, sürekli uyuyarak gerçeklerden uzaklaşma çabasına eşlik ediyor. Erkekler çeşitli suçlar işleyerek paranın peşinde koşarken, kadınların yaşadıkları depresyon ile aslında anne-baba olarak bu insanların ebeveynlik tarzlarını da görmüş oluyoruz. Yani, sevgisiz çiftlerin sevgisiz kalmış çocuklarını izliyoruz. Anne-baba olmadan yaşamaya, birey olmaya, onların ebeveynlik sorumluluklarını çocuk olarak kendileri üstlenmeye alışmış ve her ne olursa olsun bu hayattan uzaklaşamadıkları için de kendilerini ailelerine sürekli olarak ispatlama arzusuyla yanıp tutuşarak, ailelerinin sevgilerini ve onayını kazanabileceğini düşünen çocuklar… Sevginin olmadığı yerde öfkenin var olduğu hayatlar…

Foto: Volkan Erkan

Bir noktada, bu düzenin ağır gelmesi ve kendi hayatını yeniden yazmak istemek dürtüsü oyun boyunca kendini hatırlatıyor. Hayal edebildiğimiz her şeyin mümkün olduğuna dair spiritüel yasa bu insanlar için de mümkün mü? Oyunda başlığa da adını veren repliğin geçtiği konuşma çok manidar. Yıldızların ne kadar uzak olabildiğinden bahsederken, görünen her şeyin aslında çok kadar yakın olduğundan ve oraya bile varılabileceğinden söz ediliyor. Dolayısıyla, yeni dünyalarını yaratabileceklerine dair umutların dolu olduğu bir anla karşı karşıya kalıyoruz: “Çekmeceden yıldızlara bir vesait!”.

Fatih karakteri Bulgaristan göçmeni bir ailenin çocuğu olsa da, saf bir Arap nefretiyle yanıp tutuşuyor. Irkçılığın bu derece yoğun biçimde vücut bulduğu bu karakter kendisinin de bir göçmen olduğunu unutuyor. Irkçılık, milliyetçilik de aslında ait olma, var olma ve onaylanma ihtiyacının öfkeyle birleşerek, diğerlerini ötekileştirir ve aşağıda görürse kendisinin değer kazanacağı yönündeki yanılsamanın dışavurumu. Bir bakıma, güç ihtiyacının tatmin edilme biçimi.

Oyun, dördüncü duvar dediğimiz düzleme oturmadan kendini var edebilmiş. Seyirciyle ilişki kurarak başlayan monologların yer aldığı oyun, sürekli olarak karakterlerin iç sesini doğrudan bize yönelterek hikayeyi her karakterin kendi ağzından duymamıza olanak sağlıyor. Sadece olay akışını izleyerek değil, olay akışındaki karakterlerin hissettiklerini, düşündüklerini bizzat kendi ağızlarından dinlemiş, izlemiş oluyoruz. Bu durum, seyirci olarak hikayeye bir dost noktasından şahit olmamıza yol açarken, aynı anda olaylara farklı bakış açılarıyla da yaklaşabilmemizi sağlıyor.

Foto: Volkan Erkan

Oyunculuklar bu şahitlikte ciddi bir rol oynuyor. Üç oyuncunun da performansının son derece profesyonel olduğunu belirtmeliyim. Metnin dramaturjisinin ve bu noktada öne çıkan motiflerin eksiksiz, aynı zamanda da abartısız bir şekilde tertemiz sahneye yansıtılması alkışlanacak bir durum. Her bir oyuncu, kendi karakterini parlatma derdine düşmeden sahnede yer alıyor. Bu da seyircilerin hikayeye odaklanmasına hizmet eden önemli bir nokta. Karakterleri karikatürize edilmeye son derece açık olduğu metinde, oyuncuların yalınlığı ve sahiciliği es geçilecek bir konu değil. Özellikle Merve ve Şakir’in oynadıkları karakterlerin 17 yaşında olması seyirci olarak bizleri yabancılaştırabilecek önemli bir risk iken, oyunun 10. dakikasından itibaren ikisinin de ergenliğinin doruk noktasında olduklarına ikna olduğumu söylemeliyim. İkisinin de sahneye girdikleri monologları çok yüksek tempolu birer sekans. Fakat oyunun başında olduğumuz için seyirci olarak bizler o kadar yüksekte olmadığımızdan bu girişler bizi duruma yabancılaştırıyor. Böylece hikayenin gerçekliğinden uzaklaştırdığı hissediliyor. Bu giriş anlarının tercihen özellikle böyle yüksek olduğunu da bildiğimden, aslında büyük bir sorun olmadığını yalnız bu tercihin böyle bir yansıması olduğunu belirtebilirim. Belki de, girişin hemen ardından performanslarıyla bizi hikayeye geri çekerek oyunun gerçekliğine kattıkları için, baştaki bu tercih soğuk duş etkisi yaratabiliyor. Metinsel olarak bu tercihin bir şekilde korunarak, ama aynı zamanda seyirciyi oyundan uzaklaştırmadan uygulanması nasıl mümkün olabilirdi? Bu durum oyuncunun sahneye giriş şeklinin değişikliğiyle basit bir noktadan çözülebilir miydi? Bu sorular için şu an net bir yanıtım yok. Haşim karakteri, diğer iki karaktere göre nispeten daha sakin bir şekilde giriş yaptığı için o noktada bir sorun yok. Musa’nın performansı da karakterin tam olarak gerektirdiği şekildeydi. Aslında üç karakterin de, kişilik özellikleriyle oyuncuların farklı sahnelerdeki tempo-ritim durumları uyumluydu. Yine de seyircinin başta yaşadığı bu kopukluk çok tehlikeli ve bu tehlikeyi bertaraf edebilecek tek şey oyunculukların başarısı oluyor.

Dekordan bahsedecek olursak; metnin düz bir tarzda ilerlemeyip bazı noktalarda dördüncü duvarı kurup bazı noktalarda karakterlerin zihinlerini bizzat kendi ağızlarından seyirciye dökmesiyle yıkılan dördüncü duvara olabilecek en uygun biçimde kurulmuş bir dekor tasarımı mevcut. Aksesuarlar dahil olmak üzere dekor birden fazla mekanın bir arada olduğu, genel olarak çekmecenin getto havasını bize sezdiren yoksulluğun ve tekinsizliğin havasını yansıtıyordu. Hikaye dönüp dolaşıp sahnenin ortasına konumlandırılan temsili terasa geliyordu. Sahne düzeni de buna uygun düzenlenmişti.

Foto: Volkan Erkan

Işık tasarımı ve müzik de dramaturjiye tam olarak oturuyor. Işık tasarımı ve kullanımıyla karakterlerin içine düştükleri anlık duygu durumları ve bilinç-bilinçdışı düzeyinde yaşadıkları, tam olarak bu ayrımlara uygun bir biçimde ortaya konuyor. Müzik seçimleri ise gettonun asi yönünü yansıtıyor.

Özetle, oyun her sahnesinde var olanı gerçekliği ve yalınlığıyla aktarıyor. Seyircileri avucunun içine alıp oyunun sonuna kadar bırakmayan da bu yanı. Hem gülüyorsun hem ağlıyorsun; hem kınıyorsun hem hak veriyorsun; hem kafa göz dalmak istiyorsun hem alıp bağrına basmak istiyorsun. İkiliklerin içerisinde ne tarafa dönsen o tarafta kendini görüyorsun. Hayatın kendisiyle yüz yüze geliyorsun.

Ekibin, metnin öne çıkan dertleriyle senkronize olduğu oyun, su gibi akıp giderek, illüzyon yaratmadan ve gerektiğinde seyirciyle iletişim kurarak seyirciyi oyunun hem içinde hem dışında, yani o en güzel noktada tutmayı başarabildiğini görüyoruz. Aynı zamanda, oyun boyunca duyduğumuz/izlediğimiz her şeyin gerçekliğine bizi tam olarak ikna ediyor, olan bitene şahit olurken de oyun sonunda kendi gerçekliğimizi sorgulamaktan kaçmamıza fırsat vermiyor. 

Hem bir seyirci hem de tiyatro camiasında aktif biri olarak, oyunun en ufak bir yerinde dahi emeği bulunan herkese tüm kalbimle teşekkür ederim. Yaratımınızla, ülkemizde tiyatro sanatının durumu ve ortaya çıkan oyunların niteliği konusunda, özellikle benim için büyük umut ve coşku kaynağı oldunuz. Nice harika oyunlara diyorum. İyi ki yapmışsınız! 

(*) KUMRU YAREN CENGİZ – İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi – Tiyatro Eleştirmenliği ve Dramaturji Bölümü öğrencisi

 

Çekmeceden Yıldızlara
Oyun Programı: 
28 Şubat Pazartesi 20:30 Kadıköy Emek Sahnesi
      9 Mart Çarşamba 20:30 Kültüral Performing Arts

 

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • Koç
  • Boğa
  • İkizler
  • Yengeç
  • Aslan
  • Başak
  • Terazi
  • Akrep
  • Yay
  • Oğlak
  • Kova
  • Balık
KOÇ BURCU YORUMU

Merhaba! Bugün, Koç burcundaki insanlar için ilişkilerinde daha anlayışlı ve sabırlı olmaları gerekebilir. Enerjileri yüksek olacak ve hareketli bir gün geçirebilirler. Özellikle iş hayatında hızlı kararlar almaları gerekebilir. Ancak, duygusal anlamda da dengeli ve nazik olmaya özen göstermeleri faydalı olacaktır. Bugün, kendilerine zaman ayırmaları ve içsel dengeyi korumaları da önemli olacaktır. Umarım bu bilgiler işinize yarar. Her şey gönlünüzce olsun!

BOĞA BURCU YORUMU

Merhaba! Bugün, Boğa burcu için sevdiklerinizle zaman geçirmek ve ilişkilerinizi güçlendirmek için harika bir gün olabilir. Duygusal olarak tatmin olacağınız etkileşimler yaşayabilirsiniz. İş hayatınızda sabırlı ve kararlı bir tutum sergilemek başarıyı getirebilir. Bugün, kendinize zaman ayırarak dinlenmeyi ve stresi azaltmayı unutmayın. Enerjinizi doğru yönlendirdiğiniz takdirde güzel gelişmeler yaşayabilirsiniz. Umarım keyifli bir gün geçirirsiniz!

İKİZLER BURCU YORUMU
YENGEÇ BURCU YORUMU

Merhaba! Bugün, duygusal açıdan hassas olabilirsiniz ve küçük detaylar sizi fazla etkileyebilir. Kendinizi ifade etmekte zorlanabilir, duygularınızı paylaşmaktan kaçınabilirsiniz. Ancak önemli olan sakin kalmak ve içsel dengeyi sağlamak olacaktır. İletişimde açık olmaya gayret edin ve duygularınızı paylaşmaktan çekinmeyin. Keyifli bir gün geçirmenizi dilerim.

ASLAN BURCU YORUMU

Bugün iş hayatınızda önemli gelişmeler yaşayabilirsiniz. Projelerinizde ilerleme kaydedebilir, yeteneklerinizi konuşturabilirsiniz. Maddi konularda dikkatli olmanızda fayda var, harcamalarınıza özen göstermelisiniz. Aşk hayatınızda ise romantik ve duygusal bir gün geçirebilirsiniz. Partnerinizle derin ve anlamlı sohbetler içinde olabilirsiniz. Enerjinizi pozitif ve yapıcı yönde kullanarak keyifli bir gün geçirebilirsiniz.

BAŞAK BURCU YORUMU

Bugün, detaycı ve titiz doğanızla ön plana çıkabilirsiniz. Mantıklı ve pratik kararlar almak için içgüdülerinize güvenebilirsiniz. Aynı zamanda, detaylara fazla takılmadan büyük resmi de göz önünde bulundurmanız faydalı olabilir. İletişim konularında açık olmaya özen göstermelisiniz. Sevdiklerinizle yaşadığınız iletişim sorunlarını çözmek için sabırlı ve anlayışlı olmalısınız. Enerjinizi doğru yönlendirerek verimli bir gün geçirebilirsiniz.

TERAZİ BURCU YORUMU

Bugün ilişkilerinizde daha dengeli ve sağlam adımlar atabilirsiniz. Kararlarınızı daha objektif bir şekilde almak ve partnerinizle iletişiminizi güçlendirmek için uygun bir gün olabilir. Duygusal konularda denge sağlamak önemli olacak. Kendinize zaman ayırarak içsel dengeyi bulmaya çalışın. Keyifli bir gün geçirmeniz dileğiyle!

AKREP BURCU YORUMU

Bugün duygusal olarak oldukça derin ve yoğun hisler içinde olabilirsin. İçsel düşüncelerin seni daha da derinleştirebilir ve kendine odaklanmana neden olabilir. Ancak dikkat et, olumsuz düşüncelere kapılmamaya çalış ve pozitif enerjini korumaya özen göster. Ayrıca, bugün iletişimde dikkatli olman gerekebilir, doğru ifadeleri bulmak ve anlaşılmak önem taşıyabilir. Özel hayatında ise romantik ve duygusal anlar sizi bekliyor olabilir. Keyifli bir gün geçirmen dileğiyle!

YAY BURCU YORUMU

Arkadaşlarınıza ve aile üyelerinize ne planladığınızı ve nereye gittiğinizi bildirin, ardından onları geziye katılmaya davet edin. Bugünün Venüs-Mars bağlantısı, diğer insanları planlarınıza dahil ederek bazı ciddi liyakat puanları kazanabileceğiniz anlamına gelir.

OĞLAK BURCU YORUMU

Merhaba! Bugün, Oğlak burcundaki insanlar için finansal konularda dikkatli olmanız gereken bir gün olabilir. Sabırlı ve disiplinli bir şekilde hareket etmelisiniz. İş hayatında ise hedeflerinize odaklanmak ve planlarınızı uygulamak için iyi bir gün olabilir. Kişisel ilişkilerinizde ise iletişim konusuna dikkat etmeniz gerekebilir. Sevdiklerinizle anlayışlı ve sabırlı bir iletişim içinde olmaya çalışın. İyi bir gün geçirmeniz dileğiyle!

KOVA BURCU YORUMU

Bugünün Venüs-Mars bağlantısı, haritanızın en dinamik iki açısını kesiyor, bu nedenle yaratıcı bir çabada başarılı olmak istiyorsanız, şimdi ona en iyi şansı vermenin tam zamanı. İnsanların fikirlerinize ne kadar açık olduklarına şaşırabilirsiniz.

BALIK BURCU YORUMU

Bugün duygusal olarak daha hassas olabilirsiniz. İnsanlarla iletişimdeki inceliğiniz sayesinde yanınızdakilere destek olabilir, onları rahatlatabilirsiniz. Ancak, kendi duygusal ihtiyaçlarınızı da göz ardı etmemelisiniz. İçsel dengeye odaklanmak ve kendinize zaman ayırmak için fırsatlar yaratın. Enerjinizi doğru yönlendirmek, hobilerinize zaman ayırmak veya rahatlama teknikleri kullanmak size iyi gelecektir. Kendinizi yeniden motive etmek için yapıcı düşüncelere odaklanın ve geleceğe umutla bakın.

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM